Soylular idarecinin ofisine daldılar. İdareci Kallan’ı gördükleri anda şikayetlerini bağırarak dile getirdiklerinden, normalde sessiz olan ofise karmaşa hakim olmuştu.

“İdareci Kallan, dolandırıcıları yakaladık!”

“Krusch bunca zamandır bizi kandırıyormuş!”

Öfkeli soylulardan biri Krusch’a yaklaşıp saçlarından kavradı. Ardından asılarak yüzünü İdareci Kallan’a döndürdü. O anda sakallı bir maske Krusch’un yüzünden düşüp, yirmili yaşlarında, cin gözlü genci ortaya çıkardı. Krusch sandıkları kişi yaşlı bir adam bile değildi!

“Bir saniye, bu adam Usta Demirci Krusch değil. Bu yüzü daha önce görmüştüm. Hırsız bu adam!” Soylular neler döndüğünü anlamışlardı. “Bu Krusch değil! Onu taklit ediyor!”

“Demek öyle, şimdi anlıyorum. Usta Demirci Krusch normalde nazik ve saygıdeğer biridir. Ürettiği her eşya yüksek kalitededir ve müzayede evlerinde özel ürünler olarak satılır. Efsanevi kademe eşyalar bile ürettiği olmuştur. Onun böyle bir dolandırıcı olmadığını bilmem gerekirdi.”

“Demek bu yalnızca bir taklitçiymiş.”

“Seni şerefsiz!” Soylular, sahte Krusch’u linç etmeye başladılar. Taklitçi genç acı içinde merhamet diliyordu.

İdareci Kallan da öfkeliydi. Yerde linç edilen gence baktı. “Seni sefil köpek! Senin yüzünden Hilderlok’un itibarı zedelenmekle kalmadı, Usta Demirci Krusch’un itibarı da beş paralık oldu! Yaptıkların bağışlanamaz! Muhafızlar, bunları zindana atın!”

İki tam teçhizatlı muhafız gelerek genç adam ve üç yardakçısını yerden aldılar ve dışarı çıkardılar.

Soyluların biri Nie Yan’ı göstererek, “İdareci Kallan, dolandırıcıların dümenini ortaya çıkaran kişi bu genç adamdı!” dedi.

Kalabalık soylu grubu Nie Yan’a övgüler yağdırıyordu.

İdareci Kallan, şaşkın halde Nie Yan’ın yanına gitti. “Genç adam, taklitçinin oyununu bozup, Hilderlok’un itibarını geri kazandığın için sana minnettarım. Bütün otoritemle o dördünün cezalandırılmalarını sağlayacağım. Sana gelince, şehir sakinlerinin adına, en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Sezgilerin ve kanıların takdire şayan. Bunu minnetimizin bir göstergesi olarak kabul et.”

Ödüllere bak! Nie Yan’ın tecrübe çubuğu, ödülün ardından %23’e kadar dolmuştu. Ayrıca Hilderlok içerisindeki nüfuzu 20’ye yükselmişti. Artık şehirde ayrıcalıklı bir muamele görebilirdi. Bu gelişme karşısında mutlu olmamak elde değildi. 20 puanlık Zeka yükselişi, Hırsız olduğundan pek işine yaramazdı. Lakin Kilit Açma becerisinde başarı şansını yükseltebilirdi. Ayrıca, Zeka koşulu olan bazı özel parşömenleri kullanırken de işi kolaylaşacaktı.

Deri zırhı alıp özelliklerine baktı.

Oyunun mevcut halinde, Altın kademe ekipman gibi ödüller, cömert denebilecek ödüllerdi. Şu anda var olan zindanların en zoru olan Sosil Vadisi’nde bile, Uzman zorluk derecesi dışında Altın kademe ekipman düşürme şansı çok azdı. Hakikat Gözü ve aldığı bu yeni ödüller, Nie Yan’ı fazlasıyla tatmin etmişti.

Zırhı giydikten sonra, açık mavi rengi, şık tasarımı ve üzerinde duruşu Nie Yan’ın hoşuna gitmişti. Zırhı giydiği anda kendini daha çevik hissetmeye başlamıştı.

Sağa sola yürüyerek, yeni zırhına alışmaya çalışıyordu.

Hmm… Fena değil.

“Cömertliğiniz için teşekkür ederim, İdareci Kallan.”

Artık burada işi kalmadığına göre, İdareci Kallan’ın ofisinden ayrılabilirdi. Binadan çıkarken, buraya geldiği zamana göre daha mutlu olduğunu hissetti. Aniden kendini bir görevin ortasında bulmuş olmasına rağmen, duruma gayet iyi adapte olmuştu. Eskiden sahip olduğu sorgulama şekli ve oyun sezgileri geri dönmüş gibiydi. Önceki hayatında, bu ikisi sayesinde en dipteki oyunculardanken, oyundaki elit grubun arasına yükselmeyi başarmıştı.

Ancak, geri dönerken ödemek zorunda kaldığı 1 altınlık ışınlanma bedeli yüzünden mutluluğu kısa sürmüştü. “Bu kadar erkenden uzak şehirlere gitmemeliyim belki de. Yine de Hilderlok seyahatim oldukça verimli geçti.”

Kalor transfer noktasında belirdikten sonra, düşünceleri Aslan Kral Gato ve Öcü Yutucuya kaydı.. İkisi de şu anda dirilmiş olmalıydı. Ancak seviyesi göz önünde bulundurulduğunda, onlardan elde edebileceği bir şey kalmamıştı. Kazanacağı azıcık tecrübe puanı, onları öldürmeye harcayacağı zamana değmezdi. Düşürdükleri ekipmanlara da ihtiyacı yoktu.

Sonraki hamlesini düşünüyorken, Sulgatanın Çizmelerinin verdiği beceri olan Hırsızlık geldi aklına. Oyunun erken safhalarındaki bir görev, Hırsızlık becerisinin kullanımını şart koşuyordu. Aradan geçen uzun zaman, görevin detaylarını unutmasına sebep olmuştu. Yine de Hırsızlık becerisi dışında, Tang Yao’nun yardımına da ihtiyacı olacağını biliyordu. Lakin Tang Yao, Hems’te kasıldığından ötürü, bu işi ertelemesi gerekecekti.

Nihayetinde, Seviye 10 bölgelerinden birine gidip kasılmaya karar verdi. Seviyesine en uygun bölge Siyah Altın Madenleriydi. Oradaki Seviye 10 Lider sınıf zombiler hem yüksek tecrübe veriyorlar, hem de birkaç Seviye 10 Hırsız ekipmanı da dahil, kaliteli ekipmanlar düşürüyorlardı. En önemlisi, maden içerisinde rahatlıkla bulabileceği çok sayıda mücevher ve maden vardı. Bunları satıp güzel bir kar elde edebilirdi.

Ekipmanlarının seviyesi çok düşüktü. Pazarda Seviye 10 ekipman bulması da zordu. Seviye 10 ekipman bulabilen yüksek seviye oyuncular, genelde bu ekipmanları satmaz, diğer yüksek seviye oyuncularla takas ederek kendi ihtiyaçlarını giderirlerdi. Dolayısıyla, madenlere gidip kendi ekipmanlarını düşürmesi en mantıklı seçimdi. Ne de olsa hemen hemen bütün Lider, Alt Elit ve Elit sınıf yaratıkların yerlerini biliyordu.

Yolculuğa çıkmadan evvel, Parıltı Tozu ve diğer eşyaların stoklarını tazelemesi gerektiğinden, hazır Kalor’a gelmişken Titrek Milo’nun Evi’ne uğradı. Yeteri kadar Parıltı Tozu, Ağ Parşömeni ve Koyun Dönüşüm Parşömeni aldıktan sonra dükkandan çıktı. Bu eşyalar, Seviye 10 ve altındaki yaratıklara karşı etkiliydi.

Hazırlıklarını tamamladığına göre artık şehirden ayrılabilirdi. Şehri terk ettiğinde Hız Parşömeniyle aynı anda Gölge Valsini etkinleştirip, Siyah Altın Madenlerine doğru yola çıktı. Gölge Valsinin hareket hızında yaptığı 30 puanlık artış, Hız Parşömeniyle birleştiğinde, Nie Yan ağaçların arasında rüzgar gibi ilerliyordu.

On dakika kadar koştuktan sonra, orman bölgesinden çıkıp, göz alabildiğince uzanan siyah sıradağlara vardı. Burası Siyah Altın Madenleriydi. Yarım aya kalmadan, çeşitli loncalar Madencilerle birlikte korumalar gönderip, buradan yararlanmaya başlayacaktı. Böylece bir taşla iki kuş vuruyorlardı. Korumalar görevlerini yerine getirerek seviyelerini yükseltme imkanına sahipken, Madenciler de özgürce cevher ve mücevher çıkaracaklardı. Zombilerle çevrili olmasına rağmen, madencilik için güzel bir noktaydı. Kıdemsiz Madenciler, günlük ortalama 2 gümüş kazanıyorlardı. Ancak şu anda bu bölgede oyunculardan iz yoktu.

Nie Yan taşlı zeminde koşarak büyük bir kayanın üstüne sıçradı.

“Yanlış hatırlamıyorsam, doğuda bir yer olmalıydı. Ama maalesef tam konumu unutmuşum.” Önceki hayatında burada uzun süre kasıldığından, hayal meyal bir şeyler hatırlıyordu. Birkaç tanıdık yere rastladıktan sonra, başıboş dolanan bir Zombi Madenci grubuyla karşılaştı.

Sıradan Zombi Madencileri ile zaman kaybetmek istemediği için yoluna devam etti. 5-6 dakika daha aradıktan sonra bir Zombi grubu daha buldu. Bu grup da öncekiyle hemen hemen aynıydı. Tek fark, gruptan ayrı, tek başına duran bir Zombiydi. Bu Zombi, diğerlerinden daha büyüktü. Sırtında siyah renkli bir levha taşıyordu. Etrafındaki normal Zombiler de daha haşin duruyorlardı.

Nie Yan yalnız Zombiyi Üstün Sezi ile inceledi.

Hedefini bulmuştu! Kamuflaja girip Zombi Ustabaşının arkasında yavaşça yaklaşmaya başladı. Ustabaşı onun gelişinden bihaberdi. Özgürlük Bölümü, Sulgatanın Çizmeleri ve diğer ekipmanlardan gelen bonuslar sayesinde, olağanüstü seviyelere ulaşan kamuflajının, oyunda bir benzeri daha yoktu. Zombi Ustabaşı beş seviye daha yüksekte olsa bile, Nie Yan’ın gelişini hissedemezdi.

Saldırı menziline girdikten sonra, ileri fırlayıp Kan Ahdini soğuk çeliğiyle Zombi Ustabaşının başının arkasına hedef aldı.

Boğucu Vuruş!

Zombi hareketsiz kalınca, Nie Yan Suikast ve Hayati Vuruş ile devam etti.

−93

−110

−107

Ustabaşının üzerinden etkileyici hasar değerleri yükselmişti. Saldırıya uğrayan Zombi Ustabaşı, arkasını dönüp, jilet gibi keskin tırnaklarını Nie Yan’a savurdu.

Abrah’ın mezarında bulunduğu sırada, benzer saldırılar görmüştü. Nie Yan, bu pençe saldırısının ne kadar dehşet verici olabileceğini biliyordu. Özellikle de Seviye 25 Vampir Baronundan geliyorsa. Bir defa isabet alsa bile, canının yarısından fazlasını kaybederdi. Ona kıyasla, Seviye 10 Zombi Ustabaşı, aynı seviyedeki bir Savaşçıdan daha büyük bir tehdit değildi.

Nie Yan Yan adımla pençe saldırısından kurtulup, Şok Darbesi ile saldırıya geçti. Zombi bir kez daha sersemlemişti. Hızla Zombinin arkasına geçip Hain Bıçak ve Bağırsak Dökücüyle bıçağını savurdu. Zombi Ustabaşının 200 canı daha gitmişti.

Kısa sürede canının yarısını kaybeden Zombi Ustabaşının derisinin rengi değişerek kırmızıya dönmeye başladı. Bu sırada vücudundan kırmızı renkli bir duman çıkıyordu.

Bu, Zombi Ustabaşının becerisi Vebaydı. Oyuncu aptallık edip dumana temas ederse, saniye başı 20 can kaybederdi. Bir Rahip Düşük Şifa veya Dağıtıcı büyücü yapmadığı sürece, oyuncu ölene kadar bu etkiden kurtulamazdı!

Aynı seviyedeki Lider sınıf bir yaratığı avlarken, çok sayıda oyuncunun işbirliği yapmasının nedeni buydu. Zehirli gaz vs. engellerin üstesinden gelip, güçlü yaratıkları tek başlarına avlayabilen oyuncular, oyunun ustası olmuş, haddinden fazla güçlü oyunculardı.

Nie Yan Sürat Kaçışını etkinleştirerek yaratıktan uzaklaştı. Çantasından bir Ağ Parşömeni çıkarıp etkinleştirdi. Dev bir ağ, Zombi Ustabaşını sarmalayıp hareket etmesini imkansız kılmıştı.

Nie Yan arbaletini eline alıp ateşlemeye başladı.

−21, −23, −21...

Zombi Ustabaşının üzerinden hasar değerleri fırlıyordu.

Ağın içerisinde çabalayıp durduktan sonra, nihayet serbest kalıp Nie Yan’ın üzerine koşmaya başladı. Ustabaşı Nie Yan’a iyice yaklaşmışken, Nie Yan’ın çantasından çıkardığı Parıltı Tozu torbası gözlerinde patladı. Yaratık, patlama sonucu görme yetisini kaybetmişti.

Bu ani görme kaybı Zombi Ustabaşını kızdırmıştı. Öfkeli çığlıklar atarak etrafına pençelerini savuruyordu. Ona yakın olan kayaların üzerleri pençe izi dolmuştu.

Nie Yan, fırsattan istifade on metre kadar geri çekildi. Bu sırada oklarını fırlatmaya devam ediyordu. Nihayet Zombi Ustabaşının canı sıfıra düştü. Sendeleyip acı içinde inleyerek, yüzüstü yere yığıldı.

“Bitti.” Nie Yan gülümsedi. Ustabaşının canı 1500’den fazla olmasına rağmen, kendini hiç yormadan yaratığı öldürmüştü. Yaratığın cansız bedenine gidip düşen eşyayı aldı. Gümüş kademe bir ekipman düşmüştü ama Hırsızın kullanımına uygun değildi. Tekrar ayağa kalkıp sonraki hedefine doğru ilerledi.