Doğrusu Mantikorların saldırıları karşısında Nie Yan yoğun bir baskı hissediyordu. Ancak takımı yeteneklerine ikna etmesi için böyle bir gösteri yapması elzemdi. Yine aynı sebepten daha önce satın aldığı eşyaları da kullanmamıştı.

Alfa Mantikor, normal Mantikorlardan çok daha hızlıydı. Hız Parşömeni kullanmış haldeki Nie Yan’la arasındaki mesafeyi kapatıp üzerine atladı.

Havadayken pençelerini avına geçirmeye hazırlanıyordu. Nie Yan bu saldırıyı yana yuvarlanarak atlattı. Kıl payıyla canını kurtarmıştı.

Alfa Mantikorun boşa giden pençesi, ardında mavi renkli bir ışık izi bıraktı. Yüksek saldırı hızına rağmen Nie Yan tam zamanında kurtulmuştu. İri cüssesi Nie Yan’ı değil boşluğu yakalamıştı.

Nie Yan hemen ayaklanıp farklı bir yöne koşmaya başladı.

Bu yetenek gösterisi, izleyenleri şoka uğratmıştı. Ölüme ramak kala kurtuluşu karşısında herkes heyecanlanmıştı. Böyle riskli bir hamleyi ancak Nie Yan gibi korkusuz biri yapabilirdi.

Alfa Mantikor yere konduğunda Nie Yan’ı takibe devam etti.

Takıma daha fazla zaman kazandırabilmek için Nie Yan zikzak çizerek koşuyordu.

Her yedi saniyede bir Nie Yan’ı takip eden ana gruptan üç Mantikor çekilip takıma gönderiliyordu. Sürüden geriye Alfa Mantikor ve bir de normal Mantikor kalana kadar bu böyle devam etti.

Takım üyeleri kendi gözleriyle görmeseler bir Hırsızın büyük bir Mantikor sürüsünü bu kadar uzun süre oyalayabileceğine asla inanmazlardı. Hem de sürünün başında Alfa Mantikor varken!

Artık Miskin Tilki’nin takımından kimsenin şüphesi kalmamıştı. Sonunda kaptanları Miskin Tilki’nin Nie Yan’a neden bu kadar önem verdiğini, neden takımın liderliğini teslim edecek kadar güvendiğini anladılar.

Nie Yan gibi bir oyuncu bu kadarını kesinlikle hak ediyordu!

Herhangi bir kanıt olmasa da Miskin Tilki’ye göre Nie Yan daha önce Agmota Çamur Bataklıkları’nı Uzman zorluk derecesinde temizlemiş olan güçlü bir takımın üyesiydi. Aksi halde bu büyüklükte bir Mantikor sürüsünü nasıl çekeceğini bilmesi mümkün değildi. Eğer bu tahmini doğruysa Nie Yan’ın takımının dehşet verici bir güçte olduğunu söylemek de yanlış olmazdı.

Nie Yan’ın her yeni hareketi, onun kimliği üzerindeki gizemi daha da artırıyordu.

Nie Yan’ın yıllar öncesine reeankarne olma ihtimali elbette aklının ucundan bile geçmemişti. Nie Yan doğal olarak Agmota Çamur Bataklıkları’nı Uzman derecesinde tamamlamıştı. Ama bu bütün zindan taktiklerinin ve rehberlerinin yayınlandığı önceki hayatında olmuştu. O sıralar Uzman derecesindeki zindanları temizleyen takımların sayısı saymakla bitmezdi.

Miskin Tilki düşüncelere dalmışken Nie Yan’ın kalan Mantikorları getirdiğini gördü.

“Herkes savaşa hazırlansın!” Lider sınıf Mantikoru haklamak biraz zor olacaktı.

Yaman Dalgalar kalkanını kaldırıp Alfa Mantikoru karşılamaya gitti.

Ama o daha Nie Yan’a ulaşamadan Alfa Mantikor havaya sıçradı.

Takımdakiler bağırdılar. “Dikkat et!”

Nie Yan’ın öldürülmek üzere olduğunu gören oyuncular, daha fazla izleyemediler. Görülen o ki uzun süre dayanıp sona gelmişken hayatını kaybedecekti.

Tam o anda Nie Yan sanki arkasında gözleri varmış gibi ayağını döndürüp yana geçti.

Bu ani hareketi sonucu Alfa Mantikorun pençesi Nie Yan’ı ıskaladı.

Miskin Tilki ve diğer oyuncuların sırtından soğuk terler akıyordu. Az önceki saldırı gerçek anlamda kıl payıyla ıskalamıştı. Ancak bu minicik mesafe, gerçek bir ustayı diğer oyunculardan ayıran sınır çizgisiydi.

Nie Yan sanki ölümden kurtulmamış biri gibi sükunetini koruyordu. Diğer oyuncular ondan çok daha gergindi. Onun bu halini gören her gün bu gibi şeylerle karşılaştığını sanırdı.

“Kalkan Darbesi!” Yaman Dalgalar kalkanıyla Alfa Mantikora bindirerek aggrosunu üstüne çekti. Ardından arka saflardan gelen büyüler yetişti. Büyüler Alfa Mantikoru bombalarken hasar değerleri yaratığın üzerinden fırlıyordu.

Bu sırada başka bir Dövüşçü ileri çıkıp diğer Mantikorun aggrosunu alarak etrafa saldırmasını engelledi.

Bunlar olurken Nie Yan Alfa Mantikorun arkasına dolanıp saldırıya geçti.

−67 
−73 
−78 

Nie Yan’ın saldırıları Alfa Mantikora ağır hasar verince aggrosu yine Nie Yan’a kaydı. Ancak sonrasında Yaman Dalgalar kulak tırmalayan bir çığlık attı.

Cesaret Kırıcı Çığlık!

Çığlık sonucu Alfa Mantikorun hareketleri duraksadı. Ardından Yaman Dalgalara dönüp bütün gücüyle saldırmaya başladı.

Cesaret Kırıcı Çığlık yaratıkların gözünü korkutarak birkaç saniye boyunca saldırı yapmalarına engel olurdu. Aynı zamanda aggroyu çekmek gibi bir özelliği de vardı. Yaratıkları çekmek için Dövüşçülerin elleri altında bulunan beceriler arasında bu becerinin yeri yadsınamazdı.

Alfa Mantikor yalnız kaldıktan sonra savaş çok daha kolaylaşmıştı. Ve çok geçmeden ağır büyü saldırıları sonucu Alfa Mantikor da önceki Mantikorlar gibi havaya uçurulmuştu.

Yere yığılan Alfa Mantikordan Gümüş kademe Şövalye ekipmanı düştü.

Uzman zorluk derecesindeki zindanlardan Gümüş kademe ekipman düşmesi şanssızlık demekti.

Kavurucu Meteor kullanmadan Mantikor yuvasını temizlemişlerdi. Miskin Tilki bu durumdan özellikle etkilenmişti. Nie Yan’ın yetenekleriyle boy ölçüşebilecek biri olduğuna inanmıyordu. Nie Yan olağanüstü yeteneklere sahip biriydi. Onu loncasına katmayı bütün kalbiyle istiyordu. Hatta loncada eşsiz bir pozisyon bile teklif etmişti ama yine de reddedilmişti. Nie Yan’ı saflarına katma planı başarısız olduktan sonra onunla iyi bir arkadaşlık kurmak için çalışmaya karar verdi.

Takım yol boyunca bir düzineden fazla benzer büyüklükte yuva temizledi. Miskin Tilki, Seviye 7’ye ilk ulaşan kişi olmuştu. Ardından takım üyeleri sırasıyla seviye atlamışlardı. Herkes seviye atlayınca Nie Yan da tecrübe çubuğuna baktı. Çubuğun dolmasına %35’lik bir kısım kalmıştı. Yani o da zindandan çıkmadan seviye atlayabilirdi. Yuvaları birbirleri ardına temizlerlerken çok sayıda yüksek kalitede ekipman elde etmişlerdi. Bunlar arasında Hırsızlara uygun bir çift Altın kademe dizlik de vardı. Özellikleri Güç +10 ve Denge +6 idi. Özellikleri fena değildi ve Nie Yan’ın şu an kullandıklarından daha iyiydi. Hal böyle olunca Nie Yan direkt olarak dizlikleri kendisine aldı. Yol boyunca Nie Yan’ın ustalığını izledikten sonra diğer Hırsızların aklından bu ekipmanı istemek gibi bir düşünce geçmemişti. Buna rağmen bütün takımın ekipmanları bir şekilde kalite olarak sınıf atlamıştı.

Nie Yan kafasında hesap yapıyordu. Bu zindandan 10 gümüş civarı para elde edecekti. Fazla bir miktar değildi ama yine de iş görürdü.

Takım çeşitli taktikler uygulayarak sonunda Kral Mantikorun bataklığın ortasında bulunan yuvasına kadar gelmişti. Burası altmış ila yetmiş Mantikorun volta attığı geniş bir açık alandı. Dikkatle bakıldığında uzaklardaki altın yeleli, devasa Mantikoru görmek mümkündü. Etraftaki Mantikorlara kıyasla çok daha kaslı ve büyük bir vücudu vardı. Bu, türünün tek örneği olan Kral Mantikordu.

“Kavurucu Meteoru patrona saklasaydık…” Miskin Tilki utanç duyuyordu. Kavurucu Meteoru zindanın en başında kullandığına pişman olmuştu.

“Sorun yok. Arazi yeterince geniş. Sürüyü uyandırmadan Mantikorları çekip yavaş yavaş öldürebiliriz. Tek zorluk Kral Mantikoru öldürmekte. Lord sınıf sonuçta, kolay lokma değil.” Patronun Kolay ve Normal zorluk derecelerindeki hali Alt Elit sınıfındayken Zor ve Mahir derecelerinde Elit sınıfa terfi ediyordu. Yalnızca Uzman derecesinde patronun sınıfı Lord’a yükseliyordu.

Uzmandaki patron çok daha zorlu olsa da, zorluktaki artış ile düşen ekipmanların kalitesindeki artış orantılıydı. Doğal olarak düşük zorluk derecelerinde öldürülen patronlardan düşecek ekipmanlar, Uzman derecesindekiyle kıyaslanamazdı. Altın kademe ekipman düşmesi garantiyken Kara Altın kademe ekipman düşme ihtimali de vardı. Ekipmanın yanı sıra patrondan mücevher, zanaatkarlık malzemeleri ve tek kullanımlık eşyalar da düşebiliyordu.