Bölüm 87: Sulgata’nın Çizmeleri

avatar
4660 46

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 87: Sulgata’nın Çizmeleri


 

Nie Yan ahşap kutuyu alıp dikkatle kapağını açtı. Açmasıyla dalga dalga kabaran büyü enerjisi mezarın bulunduğu odayı doldurdu. Bu ilginç olayın kaynağı, ahşap kutunun içerisinde sessizce duran bir çift çizmeydi.

 

Kuşkusuz doğru eşyayı buldum! Çizmelerin göz alıcı parlaklığı karşısında heyecandan kalbi duracak gibi oldu.

 

Önceki hayatında Efsanevi kademe eşyalar asla ulaşma şansı olmayan şeylerdi. Elindeki eşya yalnızca bir parça olsa bile değeri paha biçilemezdi. Oyunun ileriki yıllarında Yüce Hırsız mertebesine yükseldiğinde bile elinde yalnızca Efsanevi kademe bir eşyanın parçası vardı. O parça da Dövüşçülerin kuşanabildiği bir zırha aitti. Geçimini sağlayabilmek adına istemeden de olsa parçayı satmak zorunda kalmıştı. Parçanın satışından elde ettiği kazançla Kara Altın kademe full set ve seti +9a kadar yükseltmeye yetecek kadar Talih Mücevheri almıştı. Üstüne bir de günlük masraflarını fazlasıyla karşılamaya yetecek kadar nakit para kalmıştı.

 

Efsanevi kademe ekipmanın parçası bu kadar ediyorsa kendisinin ne kadar edeceğinden bahsetmeye lüzum yok!

 

Sulgata’nın Gölgesi üç parçadan oluşuyordu: Sulgata’nın Çizmeleri, Sulgata’nın Tüyü ve Sulgata’nın Kumaşı.

 

Parçalarda kalan büyü enerjisinin eşyayı orijinaline döndürebilmesi için üç parçanın birlikte olması gerekiyordu.

 

Sulgatanın Çizmeleri (Efsanevi) 

Koşul: 130 Güç

Tanım: Üç parçaya ayrılan Sulgatanın Gölgesine ait parça. Çizmeler hala büyü enerjisi içerdiğinden giyilebilir durumda. Oyuncu diğer parçaları aramalıdır. Sulgatanın Çizmeleri, Sulgatanın Tüyü ve Sulgatanın Runik Kumaşı bir araya geldiğinde Sulgatanın Gölgesini oluştururlar.

Özellikler: Hüner +30, Hız +10, Sıçrama +10, Kamuflaj +10, Gizlenme +10, Refleks +10.

Hırsızlık (Kademe 3): Oyuncu, diğer oyunculardan ve yaratıklardan para veya eşya çalabilir.

Gölge Valsi (Kademe 3): Kamuflaj +30, Gizlenme +30, Hız +30; etkinleştirildikten sonraki 6 saniye kamuflaj tespit edilemez. Sonrasında tespit edilebilir.

Kısıtlama: Yok

 

 

Sulgatanın Çizmelerinin özellikleri hakikaten Efsanevi kademe bir ekipmanın parçası olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Hız, Sıçrama, Kamuflaj, Gizlenme ve Refleks statülerinin tamamında artış sağlıyordu. Ayrıca oyuncuya Hırsızlık ve Gölge Valsi adında üçüncü kademeden iki ek beceri de veriyordu. Bu beceriler ancak Seviye 30 civarlarında elde edilebilecek yüksek seviye becerilerdi. Dahası, bu becerileri üçüncü kademeye getirmek için en azından Seviye 40 olmak gerekiyordu.

 

Hırsızlık sayesinde Hırsız diğer oyunculardan ve yaratıklardan ek kazanç elde edebilirdi. Ancak yalnızca çantada saklanan eşyalar çalınabilirdi. Oyuncuların kuşandıkları eşyaları çalmak mümkün değildi. Becerinin başarısı ve çalınacak eşya, Hırsız ile hedefi arasındaki seviye farkına bağlıydı. Gerçi seviye farkı dışında pek çok etken daha başarıyı etkilediğinden becerinin başarısını hesaplamanın net bir yolu yoktu. Genelde başarılı girişimler sonucunda para çalınırdı. Ancak bazen ekipman veya diğer eşyalar da çalınabilirdi. Gölge Valsi ise kaçış gerektiren durumlarda veya hedefe gizlice yaklaşılacağı zamanlarda oldukça kullanışlı bir beceriydi. Zira 6 saniye içerisinde pek çok şey yapılabilirdi. Ancak kamuflajın tespit edilemeyeceği gerçeği oyuncuya dokunulmazlık vermiyordu. Becerinin tek işlevi 6 saniye boyunca oyuncuyu görünmez kılmaktı. Başka bir deyişle 6 saniye geçtikten sonra rakibi, oyuncuyu tespit edebilirdi. Rakip tespit etmekte başarısız olursa süresi dolana kadar veya oyuncu ortaya çıkana kadar kamuflaj devam ederdi.

 

130 Güç mü? Ahh! Niye bu kadar yüksek?” Nie Yan yüzünü buruşturdu. 130 Güce ulaşabilmek için 73 statü puanına ihtiyacı vardı. Hırsızlar Hüner statüsüne yoğunlaşıp Güç statüsünü ikinci plana ittikleri için ekipmanın şart koştuğu 130 Güç Nie Yan’a çok ağır gelmişti. Şu andan itibaren bütün puanlarını Güce verse bu sefer de kasılmakta zorlanacaktı. Tek tesellisi Sulgatanın Çizmelerinin verdiği 30 Hüner puanıydı. “Hay ben böyle işin! Ne diye 10 Güç puanımı kaybettim ki!?

 

Ortalama bir oyuncu her şeyiyle Güç statüsüne odaklansa muhtemelen Seviye 40 civarlarında 60 puanını Güce aktarmış olurdu. Eğer ekipmanlarının kalitesi yüksekse Seviye 30 olduğunda 130 Güce ulaşması mümkündü.

 

Nie Yan lanetlenip kalıcı olarak 10 Güç kaybetmemiş olsaydı Seviye 25 olduğunda 130 şartını sağlamış olurdu.

 

Artık Seviye 30 olana kadar beklemem gerekecek.

 

Kaybımı telafi etmek için bir şeyler düşünmeliyim. Az önce Sulgatanın Çizmelerinin verdiği Hırsızlık becerisini görünce gözleri parlamıştı. Hırsızlığın manasını ondan daha iyi bilen biri olamazdı. Hem de Seviye 30 olmadan üçüncü kademeye ulaşan Hırsızlığın…

 

Seviye 30’dan önce 130 Güce ulaşmak imkansız değildi. Aslında biraz düşündükten sonra Seviye 15’te bile bu işi başarabileceğini anlamıştı.

 

Elbette her şeyin bir yeri ve zamanı vardı. Bu tür şeyleri şu anda düşünmek uygun değildi. Nie Yan Sulgatanın Çizmelerini çantasına attığı anda Kara Gladyatör titremeye başladı. Onun bu hali tehlikenin habercisiydi. Mezarda daha fazla kalamazdı. Bir an önce buradan kaçması gerekiyordu!

 

Tam arkasını dönüp kaçacakken korkunç bir olayla karşılaştı. Seres Tot’un mumyalanmış bedeni hareket etti ve göz yuvalarında yeşil renkli kıvılcımlar belirdi. Kıvılcımlar oldukları gibi kalsalar neyse ama gittikçe büyüyüp yoğunlaşmaya başladılar.

 

Nie Yan canına susamadıysa kaçması için bundan daha iyi bir işaret olamazdı. *** mumyası dirilmeye çalışıyor!

 

Daha fazla oyalanmadan çıkışa doğru koştu. Lakin korktuğu başına geldi. Mezara geldiği su altı geçidi, tavandan düşen sütunlar yüzünden kapanmıştı!

 

Lahdi açtığı anda kaçış yolu da mühürlenmişti.

 

Nie Yan çantasındaki Dönüş Parşömenine baktı. Çok güzel! Hala kullanılabilir durumda! Öncesinde zaten kontrol etmişti, şimdi emin olmuş oldu. Mezar dış dünyadan bağımsız bir mekan değildi. Yani parşömenle dışarıya ışınlanabilirdi!

 

Bu sırada ağır zırhlı mumya, lahdin içinde doğruldu.

 

Lanet olsun! Zaman kalmadı! Dönüş Parşömeninin etkinleşmesi yirmi saniye sürüyor!

 

Yine de kötü düşünceleri bir kenara bırakıp parşömeni etkinleştirmeye başladı. Parşömenin içindeki kadim yazılar gitgide artan bir parlaklıkla parlarken, ışık Nie Yan’ı sarmaladı ve ayaklarının altında ışınlanma çemberini oluşturdu.

 

Saniyeler geçmek bilmiyordu.

 

Seres Tot, daha doğrusu Seres Tot’un bedeni ayaklanmıştı. Altın renkli zırhı, iki eliyle kavradığı, zırhıyla eşit cazibedeki uzun kılıcı ile tam bir hükümdar gibi görünüyordu.

 

Hayattayken Sulgata’ya hükmeden güçlü bir adamdı. Ölümünden sonra bu mezara defnedilmiş ve şehrin diğer sakinleri gibi hortlağa dönüşmüştü.

 

Seres Tot (Lord): Seviye 15
Sağlık: 50,000/50,000

 

 

Lord sınıf yaratıkların canları inanılmaz yüksek oluyordu. Seviye 15 ve üzeri elit oyunculardan kurulu bir takım gelse bile Seres Tot’a karşı hiçbir şansları olmazdı. Hal böyleyken Nie Yan’ın onu tek başına mağlup etmesi de mümkün değildi. Daha karşı koyma, hatta kaçma şansı bile bulamadan ölebilirdi.

 

Üç saniye… Dört saniye… Beş saniye… Nie Yan saniyeleri sayarken zaman bir türlü geçmek bilmiyordu.

 

Her an içindeki tedirginlikten dolayı ölebilirmiş gibi hissediyordu.

 

Seres Tot’un gözlerinde parlayan yeşil alevler Nie Yan’a kilitlenmişti. Bedeninden ölümün güçlü aurası yayılıyordu. Mumyalanmış bedeni adım adım yaklaşıyordu.

 

Nie Yan’ın mevcut seviyesinde Seres Tot’un vereceği hasar muazzam miktarlara ulaşabilirdi. Savaşırlarsa sonucu hiçbir şey değiştiremezdi. Kılıcının tek bir hamlesiyle Nie Yan’ın biçebilir ve anında öldürebilirdi. Nie Yan’ın böyle bir saldırıya direnme şansı yoktu. Dövüşçü olsa bile sonuç aynı olurdu.

 

Seres Tot üzerine gelirken Nie Yan iyiden iyiye gerilmişti. Yaklaşan ve gittikçe büyüyen krizi iliklerine kadar hissedebiliyordu. Ancak yerinden kıpırdayamıyordu. Çünkü kıpırdadığı anda Dönüş Parşömeni iptal olacaktı.

 

Lanet olsun, birazcık daha zaman lazım. Bekle!” Nie Yan sabırla emrini beklemekte olan Kara Gladyatöre dönüp Seres Tot’u oyalamasını emretti.

 

Kara Gladyatör hiç tereddüt etmeden ileri atıldı. Nie Yan’ın yanından geçip Seres Tot’un önünde durdu. Düşük zekalı bir yaratık olsa dahi karşısındaki kudretli varlığın, içinde oluşturduğu derin korkuyu hissedebiliyordu. Fakat Nie Yan’a olan sadakati her şeyden ağır basıyordu. Azıcık olan aklıyla kendi sonuna doğru gittiğini anlayabiliyordu. Buna rağmen ödeyeceği bedeli umursamadan efendisini sonuna kadar korumakta kararlıydı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr