Bölüm 64: Ağır Ölüm

avatar
5190 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 64: Ağır Ölüm


 

Üç ok daha Öcü Yutucunun bedenine saplandı. Patron öyle bir çığlık attı ki onu duyan iki normal Öcü daha olay yerine geldi.

 

Gel de bunlarla uğraş şimdi. Nie Yan, Öcü Yutucunun can çubuğuna baktı. Yarım saatin ardından geriye yalnızca üçte birlik kısım kalmıştı. Bu Elit sınıf patronu bir kenara bırakıp normal Öcülerle ilgilense, patronun canı tekrar dolacak ve bütün emekleri boşa gitmiş olacaktı. Amaan! Önce şunun işini bitireyim!

 

İki normal Öcü daha bölgeye geldikten sonra Nie Yan ateş hızını artırdı. Üzerindeki baskı hissedilir biçimde artmıştı.

 

Üç yaratık hiç ara vermeden peşinden koşuyordu. Etrafını sarıp Nie Yan’ı öldürmeye çalışsalar da onun ne kadar çevik olduğundan haberleri yoktu. Ele avuca sığmaz bir düşmanla karşı karşıyaydılar. Ağaçların arasından, küçücük deliklerden ve daha nice imkânsız yerden yaratıkların üzerine ok yağıyordu.

 

Öcü Yutucu öfkeli bir kükremeyle sopasını savurdu ama yine Nie Yan’a erişemedi. Nie Yan’ın öngörülemez hareketleri sayesinde normal Öcülerin de Öcü Yutucuya hiçbir faydası dokunmuyordu. Aksine zaman zaman onun önüne geçip engel oluyorlardı. Beyinsiz heykeller gibi önünde dikilip yolunu tıkıyorlardı.

 

Nie Yan aleyhinde olan duruma aldırış etmiyordu. Ağaçların arasında bir dizini yere koymuş arbaletini ateşleyecekken Öcü Yutucunun gözleri yeniden kızıla büründü.

 

Taşlaştıran bakış!

 

Hemen arbaletini kaldırıp ağaçların ardında siper aldı.

ISKA!

 

Taşlaştıran Bakışı üç defa arka arkaya atlattıktan sonra bu beceriye dair anlayışı da derinleşmişti. Beceri etkinleştirildiği anda bir ağacın arkasına saklandığı sürece hiçbir sorun yok demekti.

 

Ancak Nie Yan henüz dengesini sağlayamamışken üzerine büyük bir gölge düştü. Öcülerden biri ona fark ettirmeden arkasından dolaşmıştı ve çivilerle kaplı dev sopasını Nie Yan’ın üzerine indiriyordu.

 

Nie Yan zaman kaybetmeden kendini ileri atıp sopanın saldırı menzilinden çıktı.

 

Sopa yere inince çarpışma etkisiyle her tarafa taş ve toprak saçıldı.

 

Eğer bir saniye geç kalsaydı o sopanın altında kalacaktı.

 

Öcünün saldırısından doğan şok dalgasıyla geriye uçtu.

 

Uçup yere düşmesi ve ardından ayağa kalkıp toparlanması esnasında geçecek olan iki saniyede büyük bir felaketle karşılaşabilirdi.

 

Kendini toparladıktan sonra üç Öcü tarafından etrafının sarılması onu fazla şaşırtmamıştı. Sopalarını kaldırmış, üzerine doğru gelmekteydiler.

 

İşte şimdi bittim. Anlaşılan burası yolun sonu. Kendisini böyle bir durumun içerisinde bulacağını düşünmemişti. Etrafına göz gezdirdi. Bütün yollar ya ağaçlar ya da üzerine gelen üç Öcü tarafından kapatılmıştı. Ve kaçması mümkün görünmüyordu.

 

Öcü Yutucu kulakları sağır eden kükremesiyle ormanı titretti. Ardından sopasını kaldırıp Nie Yan’a indirdi.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar dikenli sopa bütün görüş açısını kapladı. Sopadan çıkan dikenlerin her birini net bir şekilde ayırt edebiliyordu. Nie Yan geri çekilmeye çalıştı ama iki normal Öcü arkasına geçmişti. Kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi oldu. Durumu daha kötü olamazdı. Kaçınılmaz sonla yüzleşmeyi düşündüğü sırada üzerindeki ağacın dalları gözüne çarptı.

 

Yemyeşil, capcanlı yapraklarla sarılmış bu dalların yerden yüksekliği yaklaşık sekiz metreydi. Son derece normal dallar o an sanki kutsal bir ağacın uzantılarıymış gibi görünüyorlardı.

 

Orası! Yana çekilip Öcü Yutucunun sopasından kurtuldu. Gücünü bacaklarında toplayıp sıçradı. Sıçradığı anda İpek Eğirici Yüzükten fırlattığı ağı dallara hedefledi.

 

Sıçramayla üç metre yükselmişti. İpek Eğirici Yüzüğün menzili de beş metre kadardı.

 

Ağ yaprakların arasından geçerek dalların birine yapışmıştı. Havada asılı haldeyken başka bir basamak bulup tekrar sıçradı ve Öcü Yutucunun başının yanından geçip gitti.

 

Üç sopa Nie Yan’ın az önce bulunduğu yere sertçe inmişti. Yerde oluşan küçük çukurlardan her yana toz toprak saçılmıştı.

 

Ancak yerde ne kan ne başka bir şey vardı.

 

Öcülerin saldırıları, hedefleri yer olsaydı gayet başarılıydı. Şaşkın yüz ifadelerinden henüz neye uğradıklarını anlayamadıkları belli oluyordu.

 

Nie Yan dengesini sağladığı anda ileri fırlayıp Öcülerle arasına mesafe koydu. İki ağacın arasına geldiğinde yere çöktü. Sağ eliyle arbaleti tutuyor, sol elini ise tetikte bekletiyordu. Ardından tetiği çekti.

 

Öcü Yutucu kısa bir süreliğine hedefini kaybetmiş olsa da üzerine gelen oklar sayesinde hedefinin yerini saptadı ve sopasını kaldırıp koşmaya başladı.

 

Beklenenin aksine Nie Yan ateşi durdurmadı ve Öcü Yutucu üzerine gelirken bile oklarını fırlatmaya devam etti.

 

Dev sopanın altında ezilmesine ramak kala daha fazla yerinde duramayacağını anlayıp harekete geçti. Yana yuvarlanarak sopadan kurtuldu.

 

Öcü Yutucunun canı hızla azalıyordu. Nie Yan’ın yoğunlaşan saldırıları altında çok uzun süre ayakta kalması mümkün değildi.

 

Yalnızca 40 kadar canı kalmıştı. Nie Yan Öcü Yutucunun arkasına geçti ve arbaletini çantasına kaldırdı. Hançerini çekip bu Elit sınıf yaratığın üzerine çullandı.

 

Hayati Vuruş!

 

Yırtıcı!

 

Öcü Yutucunun arkasına dönmesine kadar geçen zamanı kullanarak yaratığın sırtında derin yaralar açmayı başarmıştı. Yaratığın kızıl kanı toprağı suluyordu.

 

Yeni ekipmanları saldırı gücünü önemli derecede artırıyordu. Arkadan saldırıda Hırsızların sınıf özelliği olan fazladan %30 saldırı da eklenince sağlam bir hasar vermeyi başarmıştı.

 

Sırtında keskin bir acı hisseden Öcü Yutucu sopasını sağa sola sallayarak çığlık attı.

 

Sivrilttiği refleksleri sayesinde Nie Yan hemen başını eğerek üzerine fırlatılan devasa nesneden kurtulabilmişti. Dev sopa başının üzerinden döne döne geçip gitmişti.

 

Huu! Çok yakındı! Hançerini sıkıca kavrayıp Öcü Yutucunun göğsüne Suikast ile saldırdı.

 

Nihayet, yaratığın kalan azıcık canı da tükendi. Anlık tökezlemeden sonra dev bedeni yere yığıldı. Büyük bir gümbürtüyle birlikte geniş bir toz bulutu kalktı.

 

Öte yandan diğer iki Öcü de Nie Yan’a koşuyorlardı. Hemen yerdeki Öcü Yutucudan düşen eşyaları alıp geri çekildi ve arbaletini çıkarıp ağaçların arasından ateşe başladı. Normal Öcülerin ne güçleri kayda değerdi, ne de canları Öcü Yutucununki kadar yüksekti. Dolayısıyla Nie Yan’ın yoğun ateşi altında fazla dayanamayıp birbirleri ardına yere yığıldılar.

 

Öcü grubu sonunda ölmüştü. Artık rahat bir nefes alabilirdi. Başka bir arazi patronu daha gitti. Patronu öldürmekte kullandığı dahice yöntem olmasa, yıllarca tecrübesi olan Nie Yan’ın bile Elif sınıf yaratık karşısında hiçbir şansı olmazdı. Bugünkü galibiyeti, geçmişteki sayısız oyuncunun bilgi birikiminden doğan bir sonuçtu.

 

Tecrübe çubuğuna baktı. Yine büyük bir sıçrama olmuştu. Öcü Yutucunun derisi kalın, canı yüksek ve saldırıları güçlüydü. Hatta bir de Taşlaştıran Bakış adında özel bir becerisi vardı. Bütün bu etmenleri göz önüne alınca kazanılan tecrübe de doğal olarak artıyordu. Öcü Yutucuyu öldürmesinin sonucu olarak on kat fazla tecrübe ödülü kazanmış, tecrübe çubuğunun %37’si daha dolmuştu. Şu anda tecrübe çubuğunun yaklaşık %75’i doluydu.

 

Nie Yan yalnızca iki Elit yaratık öldürmüştü: Aslan Kral Gato ve Öcü Yutucu. Buna rağmen diğer oyuncuların günlerce kasarak elde edemeyecekleri kadar tecrübe puanı elde etmişti. Seviye atlama hızı çok yüksekti. Seviyesinden yüksek Elif sınıf yaratıklar öldüren biri zaten normal yaratıklarda kasılmak istemezdi. Maalesef arazi bugları veya özel teknikler kullanarak öldürebileceği Elit sınıf yaratıkların sayısı oldukça azdı. Elit sınıf yaratıkların yeniden doğma süreleri de epey uzun olduğundan Nie Yan’ın daha fazla hızlanması zordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr