On saniye gibi bir süre geçtikten sonra dev bir vücut Nie Yan’ın görüşüne girdi. Normal bir Öcüden iki kat daha uzun boyu ve çok daha geniş eni ile gelen yaratık Öcü Yutucu olduğunu bariz şekilde belli ediyordu.

Nie Yan bir dizi yerde olacak şekilde bir ağacın arkasına saklandı. Arbaletini sol eline alıp sağ eliyle tetiği kavradı. Başını kaldırıp arbaletin nişangâhından hedefine odaklandı.

Seviye 5 bir Hırsız, Öcü Yutucuyu arbaletini kullanıp yavaş yavaş canını azaltarak öldürmeyi başarmıştı. Kabul etmek gerekirdi ki yaptığı büyük cesaret isteyen bir şeydi. Bununla beraber kıyas yapıldığında, Nie Yan’ın o Hırsızdan aşağı kalır yanı yoktu. O da böyle bir işi başarabilirdi. Neticede Nie Yan, Gölge Dansçısı olmanın eşiğine gelmiş bir Yüce Hırsızdı. Onun çağındaki Gölge Dansçıları da bu tarz bir şeyi başarabilirlerdi.

Nie Yan, Öcü Yutucunun canının yavaş yavaş azaltılmasına dair sürece tamamen hâkimdi. Yine de bu süreç oldukça zorlayıcı olacaktı. Geçmiş hayatındaki Hırsız, yaratığı herhangi bir sorunla karşılaşmadan öldürmeyi başarmıştı ama bu başarıda şans çok önemli bir yere sahipti.

Öcü Yutucunun bedeni nişangâhta gittikçe daha da büyüyordu. Nie Yan patronun bedenindeki belirli bir noktaya hedef almıştı: zayıf noktası olan kalbine.

Parmağı tetikte, her an ateşe hazırdı. Lakin o sırada olmadık yerden iki normal Öcü beliriverdi. Öcüler, patronun etrafında volta atıyorlardı.

Tetik parmağı öylece kaldı. Tetiği çekmekte tereddüt ediyordu. İki bilinmezin daha denkleme dâhil olması, sonucu ne şekilde etkileyecek bilmiyordu. Fakat planının başarıya ulaşma ihtimali hala yüksekti. Öcüler iri vücutlu ve hantallar. İsabet almadığım sürece sorun olmayacaktır.

Arbaletini tekrar doğrultup Öcü Yutucuya hedef aldı. Tetiği çekmesiyle üç ok fırlayıp Öcü Yutucunun kalbine yöneldi.

Okların ıslıkları sessizliği bozmuştu.

Oklar kütüğe isabet etmişçesine bir ses duyuldu.

Bu patronun saldırı gücü pek yüksek olmasa da bu eksiği yüksek canı ve kalın derisiyle kapatıyordu. Her halükarda, Öcü Yutucu kolay lokma değildi.

Güçlü savunmasından ötürü normal arbaletler ona fazla zarar veremezdi. Nie Yan’ın saldırısı, şayet normal oklar kullanıyor olsaydı en fazla 2-3 hasar verebilirdi. Neyse ki isabet anında bonus hasar veren özel oklardan bolca satın almıştı. Bu okların her biri şaşılacak şekilde 15 kadar hasar veriyordu.

Öcü Yutucu saldırganının bulunduğu yöne döndü. Elindeki dev sopayı sallayarak Nie Yan’a doğru ilerlemeye başladı. Adımları kalpleri korkuyla titreten güce sahip olan bu yaratık, beş tonluk ağırlığıyla sanki insan benzeri bir kaleydi.

Patronun aggrosunu çekmeyi başaran Nie Yan, yakındaki başka bir ağaca koşup bitki örtüsünün sık olduğu bir yere geçti. Öcü Yutucu hantal ve de uyuşuktu. Ve iri vücudu hareket ederken ağır çekimde koşuyormuş gibi görünüyordu. Ancak geniş adımları uzun bir mesafe kat ettiğinden zaman geçtikçe Nie Yan’la arayı kapatıyordu. Diğer iki Öcü de patronun arkasından koşuyorlardı ama yetişemeyecekleri belliydi. Gitgide patronla aralarındaki mesafe açılıyordu.

Elli metre kadar koştuktan sonra Öcü Yutucunun aggrosu, Nie Yan’a yetişemediği için dağıldı. Yaratık arkasını dönüp orijinal pozisyonuna gidecek gibiydi.

Fakat Nie Yan geri dönüp üç ok daha fırlattı ve koşmaya devam etti. Tekrar saldırıya uğrayan Öcü Yutucunun aggrosu yine Nie Yan’a yoğunlaştı ve coşkuyla onun peşinden koşmaya başladı.

Nie Yan koşarken diğer Öcülerin çoktan takibi bırakıp uzak bir yerde başıboş dolaşmakta olduklarını gördü.

Ha? Şansım hiç fena değil. Öcü Yutucuyla tek başınayken ilgilenmek çok daha kolay.

Patron mesafeyi sürekli azaltarak en sonunda yirmi metreye kadar düşürdü.

Nie Yan’ı kovalarken tehlikeli bir aura yaymaya başladı. Dört gözü birden ansızın kızıla dönerken vücudundan her an patlayacakmış izlenimi uyandıran yakıcı bir ışık yaymaya başladı.

İki çift göz Nie Yan’a kilitlendi.

Taşlaştıran Bakış!

Öcü Yutucunun garip davranışlarını fark eden Nie Yan hemen teyakkuza geçti. Oyuncuları donduran becerilere sahip bu gibi yaratıklar özellikle korkunçtu. Bir an bile tedbiri elden bıraksa, kılını bile kıpırdatamayacak hale gelirdi.

Öcü Yutucu Taşlaştıran Bakış kullandığı anda Nie Yan yuvarlanarak yaratığın görüşünden çıktı ve bir ağacın arkasına sığındı.

ISKA!

Öcü Yutucu hedefi tutturamayınca öfkeden deliye döndü. Hemen ileri atılıp geniş adımlarla Nie Yan’a yaklaşmaya başladı. Arkasındaki iki Öcü de onun öfkeli kükremesiyle harekete geçmişti. Ancak birkaç metre ilerledikten sonra geri dönüp başıboş dolaşmaya devam ettiler.

Nie Yan ağacın arkasında saklanırken derin bir nefes aldı. Rehberde okuduğu bilgiler doğruydu! Öcü Yutucuya ikinci defa saldırdıktan altı saniye sonra Taşlaştıran Bakış kullanmıştı. Eğer isabet alsaydı altı saniye boyunca olduğu yerde donacak ve hiç hareket edemeyecekti. Şu an için Taşlaştıran Bakıştan kaçınmanın tek yolu, beceri etkinleştirilmeden önce bir engelin arkasına saklanmaktı. Tek bir saniye bile geç kalırsa işi biterdi.

Patronun becerisi eğer Nie Yan’a isabet etse, Nie Yan yakalanacak ve dev sopanın altında böcek gibi ezilecekti.

İşte tam da bu sebepten Öcü Yutucuyu tek başına avlamak inanılmaz zor bir işti. Her önüne gelen bu işin altından kalkamazdı. Öldürüldüğü video yayınlandıktan sonra uzun zaman geçmesine rağmen Öcü Yutucu oyunun en zor erken seviye patronları arasındaki yerini korumuştu.

Nie Yan üç ok daha ateşledi. Ağaçların arasında çevik hareketlerle gezinirken bir yandan da arbaletini ateşlemeyi ihmal etmiyordu.

Öcü Yutucu sopasını sağa sola savurup duruyordu. Ancak çabaları beyhudeydi. Bütün saldırıları ağaçlarda son buluyordu.

Bu patronu öldürmenin kilit noktası, ilerlerken sürekli olarak düzensiz hareket etmekti. Dev boyutundan ötürü patronun hareket hızı yüksekti ama hiç mi hiç çevik değildi. Hünerli bir Hırsız, bu avantajdan yararlanmayı, etraftaki ağaçların üzerinde bir o yana bir bu yana hareket ederek Öcü Yutucunun saldırılarından kaçınmayı bilirdi.

Ancak bu strateji herkese uygun değildi. Oyuncu yön duygusundan mahrumsa ve Öcü Yutucu’nun hareketlerini doğru tahmin edemezse veya Taşlaştıran Bakışla vurulursa boş yere ölmüş olurdu.

Yakalanmaktan kaçınmak için oyuncunun yapması gereken düz bir çizgide değil, bir daire üzerindeymiş gibi koşmaktı. Ayrıca üç saniyeden fazla hareketsiz kalmamaları gerekiyordu.

Yılların savaş tecrübesini arkasına alan Nie Yan’ın hareketleri artık kas hafızasına kazınmıştı ve mükemmeliyete erişmişti. Böylece sürekli olarak hareket ederken bir yandan da arbaletini ateşlemekte hiç zorlanmıyordu.

Öcü Yutucunun fazla zorluk çıkarmayacağını görünce çok daha rahatlamıştı. Çevik vücudu ağaçlar arasında mekik dokuyordu. Bu sırada elindeki arbaletini tekrar ateşledi. Patronun Nie Yan ile başa çıkma şansı yoktu. Onu nasıl yakalayacağını çözemiyor, gözleriyle durmadan etrafını tarıyordu. Sonuç olarak da kafası karışıyor ve düşünceleri uyuşuyordu.

Üst kalite ekipmanlar ve on yılın tecrübesi ile Öcü Yutucu rehberini paylaşan geçmiş yaşamındaki Seviye 5 Hırsıza ayak uyduramazsa oyunu boş yere oynuyor demekti.

Oklar Öcü Yutucuya saplanıp öylece kaldılar. Canı durmadan azalırken elindeki dev sopasını Nie Yan’a sallayıp düşmanını alt etmeyi umuyordu.

Sopası büyük ağaca çarptı. Nie Yan geri çekilip saldırıdan kurtulmuştu. Tek bir kılına bile zarar gelmemişti.