Bölüm 10: Tabip Blevins

avatar
5808 52

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 10: Tabip Blevins


 

Nie Yan göl kenarına baktı. Demek başladılar.

 

Balıkadam kabilesi, Muzaffer Dönüş loncasının saldırısı altındaydı. Etrafını saran Balıkadamların saldırmaktan vazgeçip geri dönmelerinin sebebi de buydu.  Muzaffer Dönüşün hayatımı kurtaracağı, kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Hahaha, dünya ne garip yer!

 

Balıkadamlar uzaklaştıktan sonra bölge güvenli hale gelmişti. Nie Yan artık hazine sandığını aramaya devam edebilirdi. Nihayet bitkilerin arasında bir başka hazine sandığı daha buldu. Bu da önceki gibi beyaz derecesindeydi.

 

Bu manzara… bu yer hafızamdakiyle aynı. Sonunda buldum!

 

Nie Yan sandığı açtı. Elini daldırdığında içerdeki beceri kitabını hissetti. Bu, Toplayıcı beceri kitabıydı. Elinde tuttuğu kitap, beyaz bir ışığa dönüştü. Destek becerilerinin bulunduğu beceri çubuğunda bir beceri belirdi: Toplayıcı.

 

Acayip vurgun yaptım. Acaba bölgede başka hazine sandığı var mı? Aramaya kalkışsam zaman kaybederim. Neyse, hazine sandığı bulabileceğim daha çok yer var. Seviyem yükseldiğinde hepsini birer birer yağmalayacağım.

 

Nie Yan, su bitkileri arasında ilerleyişini sürdürdü. Yaratıklarla karşılaştığında onlardan uzaklaşarak tehlikeden kaçınıyordu. 10 dakika kadar yüzdükten sonra Rando Gölü’nün ortasında tek başına duran bir ada gördü. Adaya yüzdükten sonra yüzeye çıktı.

 

Sistem: Gölün ortasında bir ada keşfettiniz.

 

Kıyıya çıktıktan sonra koordinatları kontrol etti. Etrafına bakınırken uzakta, kıyıda oturmuş balık tutan bir adam gördü.

 

Bu NPC garip bir ihtiyardı. Karşılaştığı her oyuncuya İnce İpek toplama görevi veriyordu. Bir demet İnce İpek karşılığında, ödül olarak İpek Kumaş veriyordu.

 

İnce İpek NPClere satıldığında 3 bakır ederken, İpek Kumaş yalnızca 2 bakır ediyordu. Göreve devam edenler maddi zarara uğramış oluyorlardı. Oyuncular bu ihtiyara sürekli olarak İnce İpek getirseler bile, aldıkları ödül kesinlikle değişmiyordu.

 

Zamanında pek çok oyuncu bu görevi tamamlamış olsa da ödül namına hiçbir şey elde edememişlerdi.

 

Geçmişte Nie Yan da bu görevi yapmaya çalışmış, fakat beş tane İnce İpek teslim ettikten sonra görevi bırakmıştı. İpek Kumaş için İnce İpek vermek tamamen para israfıydı.

 

Bir süre sonra görevi tamamlayanların ödülsüz kalacağına inanmayan bir oyuncu görevi alıp sonuna kadar götürmüştü ve 30 tane İnce İpek teslim ettikten sonra bir ödül kazanmıştı. Bu ihtiyar NPC, oyuncuya Sıhhiye becerisini öğretmişti. Hem de Orta Sıhhiyeyi. Bu bilgi oyuncular arasında yayıldığında curcuna kopmuştu.  Akın akın görevi tamamlamak için ihtiyarı aramaya gelmişlerdi ama onlar gelmeden evvel NPC çoktan gitmişti.

 

Nie Yan’ın şu anda bulunduğu bölgede İnce İpek düşüren Seviye 3 Su Örümcekleri vardı. 30 İnce İpek için muhtemelen üç gün boyunca kasılması gerekecekti. Bir yandan seviye kasarken bir yandan da İnce İpek farmlayacağı için problem yoktu. Aslında İnce İpek satın alarak onları İpek Kumaşa dönüştürmek yalnızca 30 bakırlık bir kayıptı. Orta Sıhhiyenin değerinin yanında bu kayıp göz ardı edilebilirdi.

 

Nie Yan ihtiyara doğru yürüdü.

 

Garip ihtiyar kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. “Yılın bu zamanlarında Hilton Kalesi ölüler diyarının uzak yollarından gelen şeytani yaratıklar tarafından kuşatılır. Kalesi koruyan çok sayıda asker var. Bu bereketli ve zengin toprakları korumak için canlarını ortaya koyuyorlar. Yaralılar gece gündüz ızdırap çekiyor. Onlar için dün yarının aynısı, yarın da dünün.

 

İhtiyar Nie Yan’a döndü. “Söyle bakalım genç adam, şimdi yaptığım gibi kıyıda mı balık tutmalıyım, yoksa açılıp suların üzerinde mi şansımı denemeliyim?

 

Adamın yaşı ve gri saçlarını görenler bunadığını düşünürdü. Yüzü kırışıklarla doluydu. Derisi, ölü ağaçların kabuklarını andırıyordu. Derisindeki kıvrımlar gibi sarkan kül rengi pelerini, oltasının altına düşmüş gibiydi.

 

Bu NPC Nie Yan’a sersem bir ihtiyar izlenimi veriyordu. Her zaman saçma sapan sorular soruyor, verilen yarım yamalak cevaplarla da tatmin oluyordu. Nie Yan adamın “Dün yarının aynısı, yarın da dünün.” sözlerinde başka bir anlam sezmişti.

 

İhtiyar yaşlı bir aptal değildi. Aksine, hayli bilge biriydi!

 

İhtiyarın sorularını istediğiniz şekilde yanıtlayabilirdiniz. Gaipten dürtülmüş gibi cevap verdi Nie Yan. “Balık tutabildiğin sürece ha kıyı olmuş ha su. Ne fark eder?

 

Nie Yan’ın cevabını duyan ihtiyarın gözleri parladı.

 

İhtiyarın ifadesindeki değişimi gören Nie Yan ikna olmuştu. Karşısındaki boş bir adam değildi.

 

Zaman sarkaç misali bir ileri bir geri giden bir yanılsamadır.  Sonsuz tekrarlar ve faydasız işlerle aylar, yıllar boşa geçti. Bir gün hepimiz toprak olacağız. Heybetleriyle bu dünyayı koruyan o cesur savaşçılar bile ölümün pençesinden kurtulamayacak. Peki öyleyse hayatın anlamı nedir?

 

Hayatın anlamı yılmadan, usanmadan başarıyı kovalamak, ‘keşke’ demeden yaşayabilmektir.” dedi Nie Yan derin düşünce halindeyken. Önceki hayatından sonra yeni hayatına başladığında edindiği iç görüydü bu. “Bütün sevdikleri, bütün yoldaşları… hepsi onlarla beraber bu dünyada. İnanç’ı koruyabilmek için canlarını ortaya koyuyorlar. Bu onlar için onur ve şan meselesi. Yollarında Işık Tanrısı onları koruyacaktır.

 

Nie Yan’a göre bu ihtiyar Hilton Kalesi NPClerinden biriydi ve İnce İpek aramak için dışarıda dolaşmaya çıktığında burada eğlenmişti.

 

Nie Yan’ın sözlerini duyunca ihtiyarın sersemliği kayboldu.

 

Genç adam, çok sayıda İnce İpeğe ihtiyacım var. Bana yardım etmen mümkün mü?

 

Elimden geleni yapmak isterim.” Nie Yan istediğini almıştı.

 

Sistem: Görevi kabul ettiniz. Tabip Blevins tarafından İnce İpek bulmakla görevlendirildiniz.

 

Nie Yan önceki hayatını hatırlamaya başladı. O zamanlar bu soruları dikkate almamış, gelişigüzel cevaplar vermişti. Aldığı görevin adı da ‘Meçhul İhtiyarın Görevi’ idi. Şu an aldığı görevle eskiden aldığının alakası bile yoktu.

 

Bu ihtiyar Hilton Kalesi’nden bir NPC olsa gerek. Hilton Kalesi’nden bunca yolu yalnızca İnce İpek bulmak için mi gelmiş?

 

İhtiyarın Orta Seviye Sıhhiye becerisini öğretmesi, Nie Yan’ın şüphelerini doğrular nitelikteydi.

 

Bunların şimdilik önemi yok. Önce elimdeki görevi bitirmem lazım.

 

Nie Yan ihtiyara veda edip adanın güneyine yöneldi. Gölün o bölümünde Su Örümcekleri kol gezerdi. Su Örümcekleri Seviye 3 olmalarına rağmen pek güçlü yaratıklar değillerdi. Ancak su yüzeyine çıktıklarında sorun yaratabilirlerdi.

 

Nie Yan bir kez daha suya dalıp başını su dışına çıkardı. Bulunduğu yerde pek sualtı aktivitesi görünmüyordu. Dolayısıyla aşağıdan gelecek sinsi bir saldırı konusunda kafa yormasına gerek yoktu.

 

Kısa süre içerisinde bir Su Örümceği buldu. Su Örümcekleri büyüdüklerinde, çok iri vücut ölçülerine ulaşan bir örümcek türüydü. Su yüzeyinde müthiş hızlarla hareket edebilecek kabiliyettelerdi. Diğer örümceklerin aksine zehirli değillerdi. Ayrıca insanlardan da çekiniyorlardı. Bir oyuncu tarafından saldırıya uğramadıkları sürece, asla ilk saldıran taraf olmazlardı.

 

Su Örümceği: Seviye 3                                                                                                                                                                              Sağlık: 80/80                                                                                                                                                                                                                    

 

Nie Yan, Su Örümceğine arkadan yaklaştı. Hızla hançerini çekip ileri atıldı. Örümceğin sırtına saplanan hançerini çektikten sonra art arda birkaç saldırı daha yaptı.

 

Su Örümceği acıyla viyakladıktan sonra hücuma geçti. Nie Yan üzerine gelen örümceği hemen atlatıp hançerini bir kez daha sapladı. Su Örümceğinin gözüne yapılan bu saldırı, Nie Yan’ın önceden biriktirdiği enerjiyle Hayati Vuruş becerisini kullanarak yapılmıştı.

 

Örümcek acı dolu bir çığlık attıktan sonra bacakları büzüştü ve sırt üstü su yüzeyinde süzülmeye başladı.

 

Örümcekten 1 bakır düşmüştü. Nie Yan düşen parayı topladıktan sonra bir diğer Su Örümceğine doğru yüzmeye başladı.

 

İnce İpeğin düşme ihtimali %0.5 idi. Başka bir deyişle, 30 İnce İpek elde edebilmek için yaklaşık 6.000 tane Su Örümceği öldürmek gerekiyordu. Bu da üç gün aralıksız kasılmak demekti.

 

Üç günde Nie Yan seviyesini üçe çıkarabilir, Sıhhiye becerisini öğrenebilir ve şehre dönüp birkaç beceri kitabı alabilirdi. Bu üç günün sonunda oldukça güçlenmiş olacaktı.

 

Az ileride su üzerinde büyük bir hızla hareket eden bir Su Örümceği vardı.

 

Yukarıdan gelen bir büyü Su Örümceğini vurdu. Örümceğin 36 hasar aldığını belirten bir sayı değeri kafasının üzerinde belirdi.

 

Bu büyü Kutsal Büyücülere ait Kutsal Ceza büyüsüydü.

 

Burada başka biri daha mı varmış?

 

Nie Yan alarm durumuna geçti. Pür dikkat çevreyi incelediğinde Seviye 3 Su Örümcekleri tarafından kovalanan birini gördü.

 

Aralarında bayağı mesafe olduğundan bu kişinin yalnızca Kutsal Büyücü olduğunu anlayabilmişti. Ve bu Kutsal Büyücü bir kadındı. Elinde mavi renkli bir asa tutuyor, beyaz renkli bir büyücü cübbesi giyiyordu. Ancak yüz hatları mesafeden ötürü seçilemiyordu.

 

Büyücünün başı dertte gibiydi. Nie Yan bir süre hareketsiz bekledi. Sonrasında suya dalıp büyücüye doğru yüzmeye başladı. Büyücü eğer saldırgan biriyse, tereddüt etmeden öldürecekti. Ancak düşmanca bir davranış sergilemezse yardım etmeyi düşünüyordu.

 

Kutsal Büyücü peşindeki Su Örümcekleriyle uğraşıyordu. Tesadüfen o da Nie Yan’a doğru yüzüyordu.

 

Nie Yan’ın başı nihayet su üzerine çıktı. Büyücüyle aralarında yaklaşık 5 metre vardı.

 

Başka bir oyuncunun yakınlarında olduğunu gören Kutsal Büyücü gerildi. Hemen yön değiştirip Nie Yan’dan uzaklaşmaya başladı.

 

Kutsal Büyücünün peşinde hala Su Örümcekleri vardı. Zorda durumda olanlara saldırmaktan hoşlanan biriyle karşı karşıyaysa, ölümü kaçınılmazdı.

 

İki taraf birbirlerinin yakınlarına gelmişti.

 

Kutsal Büyücü arkasını döndüğünde, Nie Yan karşısındaki kişinin yüzünü görmüş oldu. Büyücü çok güzel bir kadındı. Saçları atkuyruğu bağlanmıştı ve bir tutam saç yüzünün kenarından aşağı sarkıyordu. Yanakları bembeyaz, bakışları su gibi berraktı.

 

İnanç oyuncuların görünüşünü değiştiriyordu ama gerçek görünüşüne kıyasla yalnızca küçük değişiklikler yapıyordu. Kişinin çekiciliği hemen hemen gerçek görünüşüyle aynı kalıyordu. İnanç’ın muazzam miktarda oyuncu çekmesinin bir nedeni de buydu.

 

Nie Yan tek bakışta Kutsal Büyücünün muhteşem bir güzelliğe sahip olduğunu görmüştü.

 

Kutsal Büyücü endişeli bakışlarıyla Nie Yan’a baktığında göz göze geldiler. Ardından arkasını dönüp Su Örümceklerini savuşturmaya devam etti. Aynı anda üç Su Örümceğiyle başa çıkmak meşakkatli bir işti. Ancak Kutsal Büyücü soğukkanlılığını korudu. Bir Hız parşömeni kullanıp, hızını birkaç kat artırdı.

 

Karşısındaki kişinin yüzünü gördükten sonra Nie Yan’ın ağzı açık kaldı. Nasıl oldu da onunla karşılaşabildim!?

 

Dünyanın küçüklüğüne karşı iç geçirdi.

 

Karşısındaki güzel kadının adı Yao Yao idi. Geçmişte onunla biraz karmaşık, biraz da talihsiz bir ilişkisi vardı. Burada onunla karşılaşmak hiç ummadığı bir şeydi. Görünen o ki âşıkların ve düşmanların yolu hakikaten sık sık kesişiyordu.

 

Belki de bu umulmadık karşılaşma onların yazgısıydı.

 

Nie Yan ve arkadaşları bir zindana gireceklerdi. Lakin bir Büyücü eksikleri vardı. Hal böyle olunca bir arkadaşı Yao Yao’yu takıma çağırmıştı. İlk tanışmaları da böyle olmuştu. Sonrasında gitgide yakınlaşmışlar ve daha sık grup kurar olmuşlardı. Birlikte pek çok maceraya atılmışlardı.

 

Eskinin dostları hala aynı. Nie Yan kederiyle ah çekti.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr