Çevirmen : Clumsy

Kurtarma ekibi ulaşmadan önce Vorden ve Quinn ikilisi arenanın merkezine çökmüş oturuyordu. Konuşacak pek bir şeyleri olmayınca da konu okuldan önceki yaşantılarına gelmişti.

Quinn'in hayatı korkunç görünüyordu, ebeveynleri olmadan büyüdüğünü ve okula girer girmez zorbalığa uğradığını açıklamıştı. Barış anlaşması imzalanıncaya dek zorbalık çok ağır değilken ortada savaş kalmayınca insanlar delirmeye başlamıştı.

Ancak Vorden, Quinn’in okul hayatını sorguladığı her seferde ona basit bir yanıt verip farklı bir soru sormuştu. Quinn ilk birkaç seferde bir tuhaflık fark etmese de bir noktada kasten kaçınılması zor sorular sormaya başlamıştı.

Derken Vorden onlardan da kaçınmaya başlayınca durmaya karar vermişti. Birini bu şekilde sorgulamak doğru değildi. Vorden’ın paylaşmak istemediği şeyler varsa bu kendisinin bileceği işti.

Bir noktada, "Hey, az önce bir şey fark ettim." diyen Vorden, Quinn'in bileğini işaret etmişti.

Quinn’se bileğini kaldırıp bakmış ve gördüğü şey onu bile şok etmişti. Saatindeki sayı hala 1. seviye olduğunu söylüyordu.

"Hani MH puanlarımı aktive edince değişecekti?"

"Ehh, olması gereken oydu." diyen Vorden, elini çenesine götürerek bir müddet düşünmüştü. "Sence vampir olduğun için mi? Ben nasıl gölge gücünü kopyalayamıyorsam saat de senin bedenindeki MH cinsini ölçemiyor olabilir."

Bu haberi almak Quinn’in canını birazcık sıkmıştı. Vorden’ın planına uyarak elde ettiğini söylediği gücü özgürce kullanabilmeyi iple çekiyordu. 6. seviye bir kullanıcı olarak artık hiç kimse okulda dolaşırken kendisine meydan okuyamayacaktı.

Ama gölge gücünü sergilerken bileğindeki saat 1 rakamını gösterirse insanlar yine ondan şüphelenecekti. Saatinin bozulduğunu ve yenisini almasını söyleyeceklerdi ama sonuç tıpatıp aynı olacaktı.

"Sanırım şu an için gölge gücünü saklaman daha iyi olur." demişti Vorden. "Zaten bunca zamandır vampir güçlerini gizliyordun, gölge gücünü de gizleyebilirsin, haksız mıyım?"

Vorden, verdiği haberin Quinn’in şevkini kırdığını görebiliyordu. Quinn’in son okulunda deneyimlediklerini dinledikten sonra böyle olmasını anlayabiliyordu. Zaten intikamını almak için ikinci sınıflara saldırarak Quinn’e yardımcı olduğunu zannettiği zaman da onu ve Peter’ı daha büyük bir hedef haline getirdiğiyle kalmıştı.

'Çok bencilim.' diye düşünmüştü.

Ve "Bu kadar moralsiz durma." demişti Vorden. "Okulda teknolojiyle arası iyi olan birini bulursak saatinle oynamalarını sağlarız. Hücrelerinle ilgili meseleyi bilmelerine gerek yok, yalnızca hackleyip altı sayısını gösterecek şekilde ayarlarlar. Ayrıca iyi tarafından baksana, askeriye turnuvası yaklaşıyor ve özel gücünü o zamana dek saklaman daha iyi olur. Herkese sahnede şovunu yaparsın. Hem şu anda 6. seviye olarak geri dönersen insanlar bu kadar hızlı nasıl öğrendi diye şok olurlar, yani böylesi bizim için daha iyi."

Bu sözleri işiten Quinn birazcık neşelenmişti. Her okulda teknolojiyle arası iyi bir inek bulunurdu. Tek sorun o kişiye ulaşmaktı. Belki de Layla böyle bir işte daha iyi olabilirdi.

Derken çavuş ve profesörler odaya girmiş ve şaşırtıcı bir şekilde ikisine doğru koşturan ilk kişi, sınıf öğretmenleri Del olmuştu. İşte bu şekilde bir hışımla ilerlemeyi sürdüren adam, yanlarına ulaşır ulaşmaz ikisini de sıkıca kucakladı.

"İkinizin de güvende olmasına çok sevindim." diyen öğretmenin yanaklarından aşağı yaşlar yuvarlanıyordu.

Quinn ve Vorden ikilisi bunu tatlı bulmuş ve öğretmenimizin bizi bu kadar umursadığını bilmiyorduk diye düşünmüştü.

Ama gerçek şu ki Del, her ikisini de umursamıyordu. Gözlerindeki yaşlar, artık bu korkutucu mekanda kalmam gerekmeyecek mutluluğunun eseriydi. Çünkü bilhassa Ian’ın yerdeki ölü bedenini gördü göreli burada kaldığı süre ne kadar uzarsa ölme ihtimalinin de o kadar artacağını hissediyordu.

Bu sırada Hayley, iyi olup olmadıklarını görmek için ikiliye doğru yürüyüp genel bir kontrol gerçekleştirdi. Ve "Seni son görüşümden bu yana biraz değişmiş gibisin?" dedi.

"Beni hatırlıyor musunuz?" diye sordu Quinn.

"Tabii ki hatırlıyorum, o kızı ofisime getirdiğin gün hala aklımda."

Çoğu kişi Quinn’i gördükten sonra bile onun neye benzediğini aklında tutmazdı. Bu yüzden diğer öğretmenleri onu görüp de tepki vermezken bu durum Quinn’i epey şaşırtmıştı.

"Sizin yaşınızdaki oğlanlar hızlı büyüyor, şimdiden yetişkin bir erkeğe benzemişsin." dedi Hayley, gülümseyerek.

Sebebini bilemese de Quinn’i dokunarak kontrol ettiği sırada yoğun kaslarını hissedebilmişti. Yaşına göre hoş bir vücudu vardı ve Hayley’in içini tuhaf bir his kaplamaya başlamıştı.

'Anlaşılan Cazibe etkisi işe yarıyor.' dedi sistem. 'Tüm puanlarını biriktirip oraya yatırmaman kötü olmuş, aksi takdirde hemen şuracıkta sana aşkını itiraf edebilirdi.'

Quinn ilk başta sistemin şaka yaptığını düşünse de Hayley, Quinn’i kontrol ederken Vorden’a kıyasla biraz daha ağırdan almıştı. Ancak bir anda bu halinden sıyrılarak ellerini geri çekti.

Hayati değerlerinin yerinde olduğunu tespit ettikten sonraysa iki oğlana da bir gıda hapı verdi. Vorden hemen hapı ağzına atarken Quinn de aynı şeyi tekrarladı.

Karnı tok olsa da içmeye karar vermişti.

Ancak hap ağzından girip de boğazından aşağı indiği saniyede boğuluyormuşçasına şiddetle öksürmeye başladı.

"Boğuluyor mu o?" diye sordu Del.

"Şüpheliyim, verdiğim hap bezelye kadar ve anında eriyen bir şey."

Ancak Quinn, kusup midesini boşaltıncaya dek ellerini dizlerinin üzerine yerleştirerek öksürmeye devam etti.

Yanı başındaki Fay’in suratınaysa endişeli bir ifade yerleşti. "Hayley, çabuk onu kontrol et, kusmuğunda kan var."

#Nihayet sergileyebileceği bir özel güç edinmişken onu da gizli tutması gerektiğini öğrenmek üzdü. Ama Vorden’ın da dediği gibi bir anda 6. seviye bir gücü edinmiş, kullanabilir hale gelmiş olarak dünyaya dönseydi aşırı dikkat çekerdi. Peki hapı ağzına alır almaz kusması? Artık gerçek bir vampir olduğu için insanlara has şeyleri tüketemez hale gelmiş olabilir mi? Bir sonraki bölümde cevabını alırız herhalde, hadi orada görüşmek üzere!