20. Bölüm : Bir Problem

avatar
2402 59

My Vampire System - 20. Bölüm : Bir Problem


Çevirmen : Clumsy



Ağzını irice açan Quinn, dişlerinin uçlarının uzadığını hissedebiliyor ama başına neler geldiğini bilemiyordu, bedeni kontrolü ele geçirmiş de zihni orada değilmiş gibi geliyordu.

 

Dişlerinin hızla Layla’nın tenine saplanışıyla birlikte ağzına kanlar dolmaya başlamıştı. Ancak Layla bundan acı duymuyor, aksine hoşuna gidiyordu. Kanının boynundan sıçrayıp gidişini hissederken bedenini bir karıncalanma hissiyatı kaplıyordu.

 

Karşı koymak istese de yapamıyor, ısırığın felç edici bir etkisi varmış gibi görünüyordu.

 

Quinn'in açlığı nihayet diniyordu.

 

<Açlığınız yatıştı>

 

<Açlığınız yatıştı>

 

<Artık HP kaybetmeyeceksiniz>

 

Ama bu mesajlar belirmiş olsa da Quinn, Layla’nın kanını emmeye devam ediyordu.

 

<HP yenileniyor>

 

<HP yenileniyor>

 

<15/15 HP>

 

Son mesaj göründüğüyse aklı nihayet başına geldi. Ve Layla’yı bırakarak yere devrilmesine sebep oldu.

 

"Lan?" diyen Quinn, etrafına bakındı ve nihayet yerde yatan Layla’yı fark etti.

 

"Bunu ben mi yaptım?"

 

Sonra da az önce yaptığı şeye dair görüntüler zihnine dolmaya başladı. O sırada kontrol kendisinde değilmiş gibi hissetse de neticede tüm vücudu çalışıyor ve yaptığı her şeyi anımsamasını sağlıyordu.

 

<A+ grubu kan emildi>

 

<+1 Kuvvet kazandınız>

 

Quinn mesajın söylediği şeyi kontrol etmek ve ne anlama geldiğini öğrenmek istese de Layla’yı bir an önce kütüphaneden çıkartması gerekiyordu. Kütüphanenin kuytu bir köşesinde olsalar da ne zaman birinin belireceğini bilemezlerdi.

 

Neyse ki Layla’nın nefes aldığını görebiliyordu, yani hiç değilse ölü olmadığını biliyordu ama boynundaki bariz ısırık izleriyle ilgilenmek gerekiyordu. Kızı iki koluyla kaldırıp kucaklayan Quinn, şaşırtıcı bir şekilde düşündüğünden hafif olduğunu fark etti.

 

Doktorun ofisine giderken az önce yaşananları düşünmeden edemiyordu. Bir parçası sistemin yalnızca onunla oyun oynuyor olabileceğini düşünüyordu. Sağlığının azaldığını görse de bir noktada ölecekmiş gibi bir hisse bir an olsun kapılmamıştı.

 

Ve sağlığının 0’a düşmesinin illa da öleceği anlamına gelip gelmediğini bile bilmiyordu ama bugün yaşananlardan sonra öğrenmek de istemiyordu.

 

Quinn’in yapması gereken birkaç şey vardı. Bedeninin ne sıklıkla kana ihtiyaç duyduğunu öğrenmeliydi. Bunun için de bedeninin bir kez daha kana susaması gerekecekti.

 

Ama bu defa kanı önceden elde etmiş olacaktı, yani hazırlıklı olsa iyi ederdi. Ama hepsinden önce elinde ciddi bir problem daha vardı. Layla uyandığı zaman bu yaşananları hatırlıyor olacak mıydı ya da Quinn’in onu bu sırrı saklamaya ikna etmesi gerekecek miydi?

 

Bu nadir sır başkaları tarafından öğrenilecek olursa özel şirketler ve askeriye arasında bir teklif savaşı başlardı. Bu yeni güç tipini ellerine geçirmek için her şeyi yaparlardı.

 

Yani Quinn’in, herhangi biri tarafından keşfedilmeden önce kendisini koruyabilecek kadar güçlenmesi gerekiyordu.

 

Quinn koridor boyunca yürürken pek çok öğrencinin bakışlarını üzerine çekiyordu; birinin yaralı bir kişiyi kucağında taşıması okul sınırlarında tuhaf bir manzara olmasa da aralarında bir ilişki olmadıkça bir oğlanın bir kızı taşıması tuhaf kaçıyordu.

 

Quinn nihayet otuzlarının başlarında görünen Hayley isimli bir kadın doktorun bulunduğu revire ulaştı. Kadın yuvarlak gözlükler takmış ve saçlarını atkuyruğu yapmıştı. Quinn’in okuldayken kızlarla takılma fırsatı hiç olmamıştı fakat doktora bakıp da doğal güzelliğini takdir etmemek elde değildi.

 

"Bir tane daha mı?" dedi Hayley. "Arka tarafta boş yataklar vardı, oraya götür."

 

Quinn kendisine söyleneni yaparak Layla’yı arka taraftaki boş bir yatağa usulca yatırdı. Revir epey büyüktü, Quinn daha önce böylesine büyük revirli bir okula hiç denk gelmemişti. Toplam 30 yatak vardı fakat tek görevli Hayley’di.

 

An itibarıyla yatakların yarıya yakını doluydu ve Quinn, çoğunun düşük seviyeli olduğunu fark etmeden geçememişti. Tuhaf bir şekilde yüksek seviyeliler de vardı. Anlaşılan onlar bile kendilerince mücadeleler ve anlaşmazlıklar yaşıyordu.

 

Hayley, Quinn ve Layla’nın bulunduğu noktaya gelerek Layla’yı muayene etmeye başladı. Elini kızın bileğine yerleştirerek birkaç kontrolde bulundu. O sırada boynundaki iki küçük deliği fark etti.

 

"Ne oldu?” diye sordu Hayley.

 

Quinn ise "Emin değilim, onu kütüphanede bu şekilde yatar halde buldum." diye yanıtladı.

 

"Ne zamandır baygın olduğunu bilmiyorum ama boynundaki yara kendiliğinden iyileşmeye başlamış gibi görünüyor." dedi Hayley. "Yine de tamamen iyileşeceğinden emin olamam ve böyle hoş bir kızda yara izi kalması pek yazık olur."

 

Hayley bu sözlerden sonra elini Layla’nın boynundaki ısırık izlerinin üzerine yerleştirdi. Gözlerini kapattı ve birkaç saniyenin sonunda ellerini kaldırdığında izler ortadan kaybolmuştu.

 

"Burada onunla beklemem sorun olur mu?" dedi Quinn.

 

"Ah şu günümüz gençleri." dedi Hayley gülerek. "Birlikte olduğunuzu fark etmemiştim."

 

"Yo, yo, yo!" dedi Quinn, ellerini sallayarak. "Yalnızca arkadaşız, hepsi bu."

 

Hayley diğer öğrencilere bakmak için uzaklaştığında Quinn de sistemini açmaya karar verdi.

 

<Kuvvet: 11>

 

<Çeviklik: 11>

 

<Canlılık: 10>

 

"Sonuç olarak gerçekten bana ekstra istatistik puanı mı verdi yani?"

 

Görünen o ki Quinn, Layla'nın kanını emdikten sonra bir istatistik puanı kazanmıştı. Rakibini mağlup ettikten sonra sistemden kanını emmesini içeren ekstra bir görev aldığını da anımsıyordu. O görevin ödülü de bir istatistik puanıydı ama anlaşılan bu defa görev almasına gerek kalmamıştı.

 

Peki Quinn herhangi birinin kanını emince istatistik puanı alacak mıydı ya da Layla’nın kanını tekrar emerse ikinci kez puan kazanabilecek miydi? Yanıt almak istediği bir sürü soru vardı.

 

Huzur içerisinde yatan Layla’yı izliyordu. An itibarıyla bedeninin kontrolü tamamen kendisindeydi ve yeniden Layla’nın kanını emmek gibi bir dürtü taşımıyordu. Dişlerini kontrol ettikten sonra onların da normale dönmüş olduğunu fark etti.

 

İşte o anda etrafına bakınmaya karar verdi ve nihayet aradığı şeyi buldu, yani ucunda iğne olan bir şırınga! Ardından odayı kolaçan ederek Hayley’in başka bir öğrenciyle uğraşmakta olduğunu gördü. Ve şırıngayı dikkatlice alıp arkasına gizleyerek çabucak Layla’nın yanına döndü.

 

"Bunun için gerçekten üzgünüm Layla." dedi Quinn. "Ama benim deneğim olmak zorundasın."

 

Şırıngayı çeken Quinn, Layla’nın damarlarının bulunduğu noktaya dikkatlice baktı. Neyse ki kızcağız epey beyaz tenliydi de damarları rahatlıkla görünebiliyordu.

 

Özenle doğru noktayı arayan Quinn göreve hazırdı ama tam biraz kan çekecekken birinin odaya daldığını duydu.

 

"Quinn burada mı?" dedi bir oğlan.

 

"Peter değil mi o?" diye düşünen Quinn şırıngayı pantolon ceplerinden birine attığı gibi neler olup bittiğine bakmaya çıktı.

 

"Quinn demek buradaydın, her yerde seni arıyordum, acele et. Mesele Vorden, başı dertte!"

 

#Kan emerek istatistik kazanması çok iyiymiş ama aynı kişiden iki kez istatistik kazanabileceğini pek zannetmiyorum. Öyle olsaydı Layla’yı kölesi yapıp iki aya dünyanın en güçlü adamı falan olurdu herhalde. Ayrıca kadının boynunda iki delik var, hiç ama hiç şüphelenmeyecekler mi yani? Bölümün sonundaki telaşsa ilgi çekici. Bakalım Peter’ı koşa koşa oraya getirten şey neymiş, Vorden’ın nesi varmış, günün ikinci bölümünde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr