Çevirmen : Clumsy

Quinn’in neler döndüğü hakkında hiçbir fikri olmasa da Peter’ın yüz ifadesi durumun ciddi olduğunu anlamaya yetiyordu. Arkasına bakan Quinn, Layla’nın hala uyumakta olduğunu gördü.

Layla uyandığında orada olması önem taşıyordu. Kızı sırrından kimseye bahsetmemeye ikna etmesi gerekiyordu ama şu anda Vorden’ın başı beladaymış gibi görünüyordu.

Quinn’in aklı kantindeki vukuata gitti. Onun başı belaya girdiğinde Vorden, yardım etmek için öne çıkmıştı.

Muhtemelen yapabileceği pek bir şey olmayacaktı ama denemeden bilemezdi.

Şu anda Vorden’a yardım etmezse nasıl biri olurdu?

"Tamamdır, hadi," dedi Quinn, "acele edelim."

Böylece ikili, toplantı salonuna ulaşıncaya dek hızla koşturdu. Mermer döşemeli ve ön tarafında bir sahne bulunan geniş, boş bir salondu. Şu ana dek herhangi bir şey için kullanılmasa da bir toplantı gerçekleşeceğinde öğrencilerin çağrılacağı alandı.

İkili giriş yaptığında çok sayıda öğrenci, bir kargaşa hakkında fısıldaşmaya başlamıştı bile.

"Neler olduğunu gördün mü?"

"Hı hı, o herif bir canavar, bunu nasıl yapabildi?"

"Neyse ki ikinci sınıflar onu durdurmak için müdahale etti."

Toplantı salonu darmadağındı. Duvarların ve zeminin bazı kısımlarında çukurlar ve molozlar oluşmuştu. Yanık izleri ve benzeri şeylerin yanı sıra kan bile vardı. Bunlar Quinn’in odaya girdiği saniyede kokusunu alabildiği şeylerdi.

"Burada neler yaşandı?" diye sordu Quinn. "Vorden nerede?"

Salonda bir mücadele gerçekleştiği barizdi ve Quinn, en kötüsünden korkuyordu.

"Bilmiyorum." diye yanıtladı Peter. "Vorden ve ben, benim toprak gücüm üzerinde pratik yapmakla meşguldük, derken daha önce hiç görmediğim bir grup ikinci sınıf öğrencisi gelip Vorden’ı çağırdı. Vorden bana endişelenmememi söyledi ama ben tabii ki endişelenip peşlerine takıldım. İşte o sırada Vorden’ı toplantı salonuna getirdiklerini gördüm ama öğrencilerden ikisi kapıyı tuttu ve içeri girmeme izin vermediler. Ne yapacağımı bilemeyince de seni aramaya çıktım işte."

Quinn ve Peter neler olduğunu öğrenmek için etraftakilere sorular sormaya başladı ancak öğrenciler, gördüklerini kimseye anlatmamaları söylenmişçesine bu sorulardan kaçınmaya çalışıyor veya onları tamamen duymazdan geliyordu.

Peter hala salondaki öğrencileri sorgulamaya devam ederken Quinn, onlardan yanıt alamayacaklarını bilerek kendince bir araştırma yapmaya koyuldu.

Odadaki demir kokusu Quinn için her şeyden ağır basıyor ve bu da onu yerde kurumuş bir şeylerin göründüğü noktaya yönlendiriyordu.  

"İncele!"

İsim: Vorden Blade

Irk: İnsan

Kan Grubu: O-

Quinn kavga sahnesini inceleyerek yeni kan izleri buldu ama üzerlerinde inceleme yeteneğini kullansa da hiçbir bilgi alamadı. Gördüğü tek şey şuydu: <?????>

"İnceleme yeteneğini bizzat üzerlerinde kullanmam mı gerekiyor?" diye düşündü.

Yerdeki kanın çoktan kurumuş olması üzücüydü, aksi takdirde elindeki şırıngayı kullanabilirdi.

O sırada Peter, herkesi sorgulamayı bitirmiş şekilde Quinn’in yanına döndü.

"Hiç kimse konuşmak istemiyor gibi görünüyor." dedi Peter.

"Aynen, hadi yurda dönelim, kim bilir belki de dönmüştür."

Böylece ikili yurt odasına geri döndü ve içeri girdikleri anda Vorden’ın gerçekten de gelmiş olduğunu görmek ikisini de şaşırttı. Ancak doğru olmayan bir şeyler vardı. Vorden’ın her zamanki halinden eser yoktu.

Ona attıkları tek bir bakış bile Quinn ve Peter’a zorlu bir mücadele atlattığını anlatmaya yetiyordu. Her yeri yara bere içindeydi ve sırtında derin kesikler vardı. Sağlam bir dayak yemiş gibi görünüyordu. Bunun yanı sıra ikili içeriye girdiğinde onlara selam bile vermemişti.

Tanıdıkları Vorden’la şu anda gördükleri Vorden aynı kişi değil gibiydi. Öylece yatağının üzerinde uzanmakla yetiniyordu.

"Vorden, ne oldu, her şey yolunda mı?" diye sordu Peter.

"Evet, beni kendi halime bırakırsanız iyi olacağım." dedi Vorden. "Yakınımda kalırsanız siz de zarar göreceksiniz."

"Sen neden bahsediyorsun, Vorden!" diye bağırdı Peter. "Haline baksana, revire gitmelisin, hadi çıkalım."

"Beni yalnız bırakın lütfen." dedi Vorden sessizce.

"Quinn, sen de bir şeyler söylesene, revire gitmesi gerekmiyor mu…" Ama Peter Quinn’den destek arasa da Quinn ortalarda görünmüyordu.

"O bile bir canavar olduğumu düşünüyor." diye mırıldandı Vorden kendi kendine.

Bu esnada Quinn, odanın hemen dışında yere eğilmiş halde ağır ağır nefesler alıyor ve ter döküyordu. Artık insanlara baktığında bir tepki vermese de Vorden’ı gördüğünde işler değişmişti. Vorden’ın tüm bedeni taze kesiklerle kaplıydı ve yayılan koku çok güçlüydü.

Quinn bir anda kana susamıştı. Durum kontrolü altındaydı, işler bedeninin ipleri ele geçirdiği geçen seferki gibi değildi ama kötü hatıraları zihnine doluşmuş ve olabileceklerden birazcık korkmuştu.

"Sahip olduğum bu garip sistem gücünde neler olup bittiğini öğrenmeye mecburum cidden."

Derken aklına bir düşünce geldi, henüz baş etmediği bir problem vardı. Vorden biraz tuhaf davranıyor olsa da hiç değilse güvende olduğunu biliyordu. Şu anda Vorden’ı ilgilendiren sorun her neyse, beklemek zorundaydı.

Kaybedilen her saniye, Layla’nın uyanma ihtimali anlamına geliyordu ve uyandığı anda neler olacağını hiç kimse bilemezdi.

****

Aynı saniyede revirin arkalarındaki bir köşede yatan Layla’nın gözleri yavaş yavaş açılmaya başladı.

"Ha, ne oldu?" dedi Layla. "Neredeyim ben?"

Etrafına bakınan Layla boynunu ovuşturmaya başladı ve o anda kütüphanede yaşananlara dair görüntüler zihnine doluştu.

Her şeyi hatırlıyordu.

#İkinci sınıflar Vorden’ı dövecekken Vorden mı onları dövüp ortalığı dağıttı acaba? Salondaki öğrenciler de ‘canavar’ dedi, Vorden’ın kendisi de. Yani normal bir dövüşten öte bir durum yaşanmış gibi görünüyor ama detayları öğrenmemiz sonraya kaldı. Peki yeni uyanan ve her şeyi hatırlayan Layla’nın tepkisi ne olacak, Quinn’i neler bekleyecek, cevaplar için bir sonraki bölümde görüşmek üzere!