19. Bölüm : Vakit Tükeniyor!

avatar
2398 65

My Vampire System - 19. Bölüm : Vakit Tükeniyor!


Çevirmen : Clumsy



Quinn sağlığının 3te 2sini yitirmiş olsa da yaralanmış veya ölüyormuş gibi hissetmiyordu. Güneşin altında güçsüz düştüğü anlar gibi de değildi, aksine tüm duyuları fazlasıyla tetikteydi.

 

"Hey Quinn, iyi misin dostum?" dedi Quinn’in şaşkın suratını gören Vorden.

 

"Hı hı, sadece, gitmem gereken bir yer var." diyen Quinn bir hışımla odadan çıkarak kantine yöneldi.

 

O ana kadar olup biten her şey Quinn’in yanlış hesaplarının sonucuydu. Sistem ona saat başı 1 HP kaybedeceğini söylemiş olsa da bedeninin bu şekilde tepki vereceğini beklememişti. Aslında yalnızca beş saat uyumayı planlıyorken dünkü mücadele sonrası çok yorgun düşmüştü.

 

Bu şekilde elinde en az on saati olacak, sabah derslerden önce de birkaç saat ayırabilecekti. Ne kadar vakti kaldığını hesap etmeye koyuldu. 8’den 9’a dek süren kahvaltıya katılmak mecburiydi, sonrasında başlayacak dersler de öğlen 12’deki yemek molasına dek sürecekti.

 

Bu da dört saatini okula harcaması gerekeceği anlamına geliyordu. Elbette dersleri ekme gibi bir opsiyonu da vardı ama burası sıradan bir okul değildi. Bunu yaptığı takdirde ordu tarafından ağır şekilde cezalandırılır ve peşine düşülürdü. Ama her halükârda ölecekse bunun ne önemi olurdu ki?

 

An itibarıyla yiyecek bir şeyler almak için kantin kuyruğuna girmişti. Derin derin nefesler alıp usulca veriyor, bu da keskinleşmiş duyularının üstesinden gelmesine yardımcı oluyordu. Odanın diğer tarafındaki konuşmaları bile duyabiliyordu.

 

Tabak çanak sesleri burnunun dibindeymişçesine çınlıyordu. Ve Quinn yavaş yavaş tüm bunları nasıl görmezden geleceğini çözüyor, zihninin daha net düşünebilmesini sağlıyordu.

 

Fakat tam da o sırada Rylee kantine girdi. Revirde detaylı bir tedavi gördüğü için bedeninde dünkü mücadeleden kalma bir iz yoktu ama olanlardan sonra morali yerle bir haldeydi.

 

Quinn’i gördüğü anda da birikmiş acısını çıkartabilecek bir hedef bulmuş oldu. Ve sıradaki tüm birinci seviyeleri geride bıraktıktan sonra Quinn’in durduğu noktaya ulaştı.

 

"Hey tıfıl, önünü kesmemden rahatsız mı oldun?" dedi Rylee.

 

Ama Quinn, zihnini seslerden uzaklaştırmakla fazlasıyla meşguldü.

 

"Beni duymazdan mı geliyorsun sen? Bugün bunu yapabileceğin bir gün değil." diyen Rylee, Quinn’in bileğindeki saate bakarak ışıldayan 1 rakamını gördü. O anda dünkü mücadelesine dair tüm kötü hatıralar zihnine doluştu, tek yapmak istediği o kişiyi öldürmekti ama bunun beklemesi gerekiyordu ve kabak Quinn’in başına patlayacaktı.

 

"Sana beni duymazdan gelemezsin dedim!" diyen Rylee, Quinn’i yakasından kavradı.

 

Ancak o saniyede Rylee’nin suratı Quinn’inkine fazlasıyla yaklaştı. Quinn, Rylee’nin kalp atışlarını duyabiliyordu. Kolunda akan kanları ve tişörtünü kaldıran kaslarını hissedebiliyordu.

 

Bir şeyler Quinn’in bedenini ele geçirirken Quinn, Rylee’nin kolunu saniyesinde savuşturdu ve üzerine hücum ederek ikisinin de yere devrilmesine yol açtı.

 

An itibarıyla Rylee’nin tepesine çıkmıştı ve ellerini yere bastırıyordu.

 

"İn üstümden kuduz köpek!" Rylee böyle söylese de Quinn’den üstün gelip kollarını kaldırmayı başarması imkansızdı. Bu pozisyonda özel gücü bile iş görmüyordu. Yalnızca tenini sertleştirmesine yarıyor, onu daha güçlü kılmıyordu.

 

Bu esnada Quinn, ağzında bir şeylerin büyüdüğünü hissetti. Kafasını Rylee’nin boynuna birkaç santim kalıncaya dek yaklaştırdı ve hazırlandı. Ancak tam ağzını açacakken birileri tarafından yakasından çekildiğini ve Rylee’nin üzerinden alınarak sıradaki insanlara doğru fırlatıldığını hissetti.

 

"Benim oğlanlarımdan birine dokunmaya kalkma." dedi Dan.

 

Dan, yaşına göre büyük gözüken, kaslı bir tipti. Bir ergenden ziyade kel bir yetişkine benziyordu.

 

"Dan, çok teşekkürler!" diyen Rylee, ter içerisinde ayaklandı. "Sen bittin oğlum."

 

Ancak Dan öne doğru bir adım atarken Vorden da Peter’le birlikte Quinn’in önüne geçti.

 

"Gerçekten sorun çıkarmak istiyor musun?" diyen Vorden, saatindeki güç seviyesini gösterecek şekilde kolunu kaldırdı.

 

Açıkçası Vorden yalnızca blöf yapıyordu. Onun kuvveti kopyaladığı özel güce dayanıyordu ve an itibarıyla elindeki tek şey Peter’ın 1. seviye toprak gücüydü. Yani kavgaya tutuştukları takdirde kimin galip geleceği tartışmaya kapalıydı.

 

Ama Vorden’ın planı işe yaramış olacak ki Dan, Rylee’yle birlikte geri çekilme kararı aldı. Fakat Rylee uzaklaşmadan önce Quinn’e kafasını kesercesine bir işaretle mesajını verdi.

 

"Oh, teşekkürler, teşekkürler, işe yaradığına inanamıyorum." dedi Vorden’ın sırrını bilen Peter.

 

Kantin vukuatı sona erdikten sonraysa Quinn için bir şey netlik kazandı. O şey de öğretmenlerin ne olursa olsun müdahale etmeyeceğiydi. Odanın her köşesinde bir sürü koruma dururken bir kez olsun yardıma koşmamışlardı.

 

Kahvaltının sonlanışının ardından grubun sabah derslerine katılma vakti geldi ancak Quinn hiçbir şeye konsantre olamıyordu, tek yapabildiği dersin ortasında kendisini sakinleştirmeye çalışmak ve sağlığının giderek azalışını izlemekti.

 

Sayının saat başı düşüşünü görmek kafayı yemesine yol açıyor ve keşke dün Rylee’nin boynunu ısırmış olsaydım diye düşünüyordu.

 

Öğle vakti geldiğindeyse Vorden ve Peter olmaksızın ikinci defa kütüphaneye koşturdu.

 

<1/15 HP>

 

"Bana ne haltlar oluyor?" diyen Quinn’in elleri titremeyi kesmiyordu.

 

Sağlığının düştüğü her seferde bedenini kontrol etmek daha da zorlaşıyordu ve er ya da geç kafayı yiyecek gibiydi. Ders esnasında mekanı dağıtıp herkesin boynundaki kanları saçmakla ilgili birden çok hayal görmüştü.

 

Nereye yürüdüğünün bile farkında olmaksızın ilerleyen Quinn, en sonunda kütüphaneye ulaştı. Ve kütüphanenin kuytu köşelerinden birindeki koridorda kurgu bölümünü buldu.

 

"Lütfen kullanabileceğim bir şeyler olsun." diyen Quinn, vampirlerle ilgili fantezi kitaplarını ardı ardına çıkartmaya başladı.

 

Bazı kitaplar vampirlerin hayvan kanıyla da beslenebileceğini söylüyordu ama Quinn’in sistemi açıkça insan kanına ihtiyaç duyduğunu belirtmişti. Bunun yanı sıra şu anda hayvan bulmak da zor olurdu. Diğer hikayelerdeyse hastaneye gidip onların tedariklerinden faydalanmak gibi şeyler yer alıyordu ama şehirdeki hastane fena halde korunaklıydı ve Quinn’in buna ayıracak zamanı yoktu.

 

Artık güçsüz düştüğünü hissetmeye başlıyordu. Yere çöken Quinn, son kitabı da okuyarak hiçbir işe yaramadığını gördü. Kitabı kapattığı andaysa Layla’nın hemen karşısında durduğunu fark etti.

 

"İyi misin?" diyen Layla, beti benzi atmaya başlayan Quinn için endişelenmişti.

 

Ardından Quinn’le göz göze gelebilmek adına eğildi ve ateşini ölçmek için elini alnına götürdü.

 

"Çok soğuksun? Seni hemşirenin ofisine götürmemi ister misin?" dedi Layla.

 

Quinn ise tek bir kelimeyle yanıt verdi.

 

"Üzgünüm…"

 

Ve Layla’yı kolundan çekip kendisine yaklaştırdığı gibi dişlerini boynuna geçirdi.

 

#Ve beklenen oldu! Merak kediyi öldürür derlerdi, Layla’yı da kanından etti. Klişe vampir serilerinde ısırılan kişinin hoşuna gider, vampire aşık falan olurdu genelde. Acaba Layla’da nasıl bir etkisi olacak, ne tepki verecek, bunun sonuçları olacak mı ve daha nice soru var aklımda. Maalesef cevaplar için yarını bekleyeceğiz, yarın yeni bölümlerle yeniden görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr