Çevirmen : Clumsy

Özel güçler insanlığa ilk tanıtıldığında insanların, bazılarının diğer insanlardan çok daha güçlü olduğunu öğrenmesi çok sürmemişti. Bununla birlikte güç seviyesi sistemi de tanıtılmıştı. Toplam 8 farklı güç seviyesi mevcuttu. 1 en zayıfı, 8 ise en güçlüsüydü. Bu seviyeler 1.1, 1.2, 1.3ten 1.9a dek ilerliyordu ve aynı şey tüm seviyeler için geçerliydi.

İnsanların özel güç elde etmesi için iki yol bulunuyordu. Dalki Irkıyla savaş patlak verdiğinde insanlar kendi güçlerini dış dünyayla paylaşmaya başlamıştı. O güçleri elde etme şekillerini yazıya dökmüş ve bu bilgileri özel güç kitabı denilen kitaplara geçirmişlerdi.

Bu güç kitapları da halka satılmış ve askeriye, en iyilerin bir kısmını kendine saklamıştı. Genel olarak 1 ila 5. seviye özel güç kitapları halka satılırken daha yukarı seviyedekiler büyük şirketlerin ve askeriyenin elindeydi.

Bir özel güç elde etmenin ikinci yoluysa bir Orijinal olmaktı. Orijinaller, güçlerini kendi başına keşfeden ve ailelerine aktarmaya karar veren ilk insanlardı.

Tüm güç kullanıcıları bu güçleri dış dünyayla paylaşma kararı almamış, bazıları bunu kendi soyuyla sınırlı tutmuştu. Orijinaller genellikle 8. seviyenin de ötesine geçen en sağlam özel güçleri taşırlardı. Halkın bilgisi dahilinde olmadığı için hükümet tarafından güçlerinin ölçülmesiyse mümkün değildi.

İşte bu iki sebepten ötürü Quinn oldum olası 1. seviyeydi. Onu destekleyecek bir aile ferdi yoktu, bu yüzden bir özel güç kitabı alamamış ve ailesine mahsus bir güç olmadığı için de bir Orijinal olamamıştı.

Eline bir kitap geçtiğinde ilk etapta bir özel güç kitabı olduğunu tahmin etmişti ve nihayet yıllar sonra bir özel güç elde etmiş gibi görünüyordu. Ama daha önce böyle bir kitabın bahsini hiç duymamıştı ve kendisine nasıl bir güç seviyesi verdiğine dair hiçbir fikri yoktu.

Quinn, elini kaldırarak şu anki güç seviyesinin 1 olduğunu ifade eden saate baktı. Kafasını çevirdiğindeyse o an için etrafındaki herkesin saatlerinin aynı sayıyı gösterdiğini gördü.

An itibarıyla Griff, tüm öğrencilerin önüne geçmişti ve beşli gruplar halinde isimlerini sıralıyordu.

İsmi söylenen öğrenciler de teste girmek için başka bir yere gönderiliyordu. Quinn, ilk başta bir kez olsun güç seviyesini değiştirebileceğini umut etmişti ancak aldığı bilgilendirme sonrasında fikri hızla değişti.

<Doğrudan güneş ışığına maruz kalıyorsunuz>

<Tüm istatistikler yarıya düşürülecek>

Quinn 10 kuvvet, 10 çeviklik ve 10 canlılığın bile iyi olup olmadığını bilmiyor ama gözleri iyi görüyordu. Bu da demek oluyordu ki hiç değilse normal bir insanın olabileceği kadar formdaydı ama şu anda kendisini inanılmaz güçsüz ve halsiz hissediyordu.

Vücudu aşırı ısınmıştı ve kova kova ter döküyordu. İyi ki önceden bol bol su içmişim diye düşünüyordu, aksi takdirde fazlasıyla susuz kalabilirdi.

"Hey, sen iyi misin?" diye sordu yanında dikilen bir yabancı.

O yabancının ismi Vorden’dı, dümdüz sarı saçlara, yontulmuş yüz hatları ve keskin bir çeneyle ela/yeşil gözlere sahipti. Quinn 1.80 kadarken Vorden, 1.87 civarıydı. Quinn’in son okulunda genellikle uzak durduğu tiplerdendi, çünkü herkes böylelerine ilgi gösterirken Quinn ilgiden nefret ederdi.

"İstersen yardım için birine seslenebilirim?" dedi Vorden.

"Sorun yok, sadece test meselesi yüzünden biraz gerildim. " Quinn ise yorgun bedenini dinlemeyip dik durmaya çalışırken böyle söyledi.

Vorden, Quinn’i baştan ayağa süzdü. Yaşına göre epey cılız biriydi ve zaten pek fazla kası yokken şu anda inanılmaz güçsüz görünüyordu. Vorden’a kalırsa Quinn okulda zorbalığa uğrayan tiplerdendi ve gerilmesinin sebebi de bu olmalıydı.

Muhtemelen değerlendirmede birinci seviye çıktığı takdirde burada da başına aynı şey gelecekti.

"Gerilmene gerek yok, ben epey güçlüyümdür, anlarsın ya. Sana bulaşan olursa her zaman gelip benden yardım isteyebilirsin." diyen Vorden gülümsedi.

Quinn normal şartlarda böyle enerjik, pozitif tiplerle iyi geçinemezdi ama nedense Vorden’dan hoşlanmamak zor geliyordu. Okulda geçirdiği zamanı şöyle bir düşününceyse aslında hiç kimseyle geçinememiş olduğunu fark ediyordu.

"İsmim Vorden." diyen Vorden, elini uzattı.

Quinn ise gözlerini Vorden’ın eline dikti, hayatında ilk defa böyle bir muameleyle karşılaşıyor ancak bu durumun pek yakında değişeceğini düşünüyordu. Ne zaman güç seviyesini öğrenseler öyle olurdu ama bu seferlik tüm bunları unutmak istiyordu.

"Benim adım da Quinn." diyen Quinn, Vorden’ın elini sıktı.

<Özel güç kullanımı tespit edildi>

<Güç kullanımı reddedildi>

Quinn, beliren sistem mesajlarını tuhaf karşıladı. Aynı zamanda mesajların Vorden’ın elini sıktığı anda geldiğini ve Vorden’ın hala elini bırakmamış olduğunu fark etti. Ardından sistem, aynı mesajları tekrar etti.

<Özel güç kullanımı tespit edildi>

<Güç kullanımı reddedildi>

Bunu gören Quinn, Vorden’ın elini anında bıraktı. Sistem ona açıkça, Vorden’ın üzerinde bir güç kullanmaya çalıştığını söylüyordu. Vorden da kafası karışık bir ifadeyle öylece dikiliyordu.

"Senin," dedi Vorden, "Özel gücün ne?"

"Benim…" Quinn cevap versem mi vermesem mi diye bir müddet düşündü ama en sonunda Vorden’ın gerçek tepkisini görmek istedi. "Benim bir özel gücüm yok."

Bu yanıt merakını tatmin etmiş olacak ki Vorden’ın yüzündeki şaşkın bakış silindi ancak o daha fazla konuşma fırsatı bulamadan Griff, duyurusunu yaptı.

"Öğrencilerden Quinn Talen, Vorden Blade, Peter Chuck, Layla Munrow ve Erin Heley, teste girmek için öne çıksın lütfen."

#İlk yan karakterimiz de geldi. El sıkıştığı anda bizimkinin üzerinde bir güç kullanmaya çalışması ve başarılı olamaması ilginçti. Acaba gücü ne? Ve bu tatlı, cana yakın görünümü sahici mi, yoksa işler kısa sürede değişecek mi? Bu soruların cevapları için okumaya devam!