Çevirmen : Clumsy

İnsan ve Dalki ırkları arasındaki savaş nedeniyle 16 yaşına ulaşan herkesin iki yıllığına askeri okula gitmesi gerekiyordu. İnsanlar ve Dalkiler bir barış sürecinde olsa da bunun sonsuza dek sürmeyeceğini herkes biliyordu.

Her gün bir ırkın diğerini düşman ettiğine dair haberler geliyor ve savaş her an başlayabilirmiş gibi görünüyordu.

Quinn, Çavuş Griff’le birlikte yola koyulmadan önce hızlıca tuvalete girdi. İçtiği onca sudan sonra mesanesi her an patlayabilirmiş gibi hissediyordu.

Odasından çıkıp dış dünyaya adım attığındaysa tuhaf bir şey yaşandı. Yeni bir bildirim ekranı belirdi.

<Bedeniniz doğrudan güneş ışığına maruz kalıyor>

<Güneş ışığından etkileniyorsunuz>

<Güneş ışığı altındayken tüm istatistikleriniz yarıya düşecek>

O saniyede Quinn'in bedeni fazlasıyla halsizleşti. 5 kilometrelik bir koşudan daha yeni dönmüş gibiydi, kolları ve bacakları ağırlaşmıştı ve bu konuda yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Hemen durumunu kontrol eti ve istatistiklerinin gerçekten de yarıya düştüğünü gördü ama yalnızca onlarla sınırlı değildi, HP de yarıya düşmüştü.

<HP: 5/5>

<Kuvvet: 5/5>

<Canlılık: 5/5>

<Çeviklik: 5/5>

"Ne biçim bir dezavantaj bu!" diye düşündü Quinn.

Derken bir bildirim daha geldi.

<Yeni bir günlük görev edindiniz: 8 saatliğine doğrudan güneş ışığından sakının>

<Ödül 5 Exp>

Yeni günlük görevini gören Quinn'in morali bir miktar düzeldi. Önceki su görevinin aksine bu, yalnızca uyuyarak doğal olarak tamamlayabileceği bir görevdi. Ayrıca sistem oyunlardaki gibi işliyorsa Quinn 100 Exp puanına ulaştığında seviye atlayabilecek ve istatistikleri gelişecek olmalıydı.

Yani ne kadar çok günlük görev alırsa o kadar iyiydi.

"Bu kadar yavaş yürüyerek ne yapmaya çalışıyorsun! Böyle devam edersen okul seni diri diri yer!" diye bağırdı Griff.

Quinn, en sonunda evinin hemen dışına park etmiş olan büyük otobüse ulaştı. İçeri girdiği andaysa otobüsün, yaşıtı öğrencilerle dolmuş olduğunu fark etti.

Gerçi hiçbirini tanımıyordu, bu da hepsinin farklı bir okuldan olduğu anlamına geliyordu. Bunu düşünen Quinn, tek boş yer olan en ön koltuğa oturdu.

<İstatistikler normale döndü>

Otobüse girip doğrudan güneş ışığından kaçındığı saniyede istatistikleri normale dönen Quinn’in bedeni bir kez daha enerji dolmuştu.

"Ehh, hiç değilse yalnızca doğrudan ışıkta geçerli oluyormuş anlaşılan."

Öğrenciler heyecan içerisinde sohbet etmekle meşguldü ancak Çavuş Griff’in içeri girmesiyle birlikte tüm sesler hızla kesildi.

"Tamamdır, artık askeri okula gitme vaktimiz geldi."

Ardından otobüs harekete geçti ve öğrenciler nihayet yola koyuldu. Yolculuk esnasında otobüsteki sessizlik korunuyordu. Ne zaman bir öğrenci konuşacak olsa Griff ona doğru bakıyor ve öğrencinin çenesi kapanıyordu.

Griff’in herhangi bir şey söylemesine bile gerek kalmıyordu, hepsi de tek bir bakışıyla ne anlatmak istediğini anlıyordu.

Yaklaşık 10 dakikalık yolculuğun sonundaysa Quinn yeni bir mesaj aldı.

<Havada bir madde tespit edildi>

<Uyku bastırıyor>

<Direnç +1>

Quinn bu mesajı epey tuhaf buldu ve etrafına bakındığında öğrencilerin tamamına yakınının ya uyuyor ya da uyuklamaya başlıyor olduğunu fark etti.

Ve o anda onun gözkapakları bile ağırlaşmaya başladı.

<Maddeye olan direnciniz yükseldi>

<Direnç +1>

Ardından kendisine doğru gelen kuvvetli adım seslerini işitti ve kafasını kaldırdığında Çavuş Griff’in orada süzüldüğünü gördü.

"Anlaşılan birkaçınızın uyku gazına direnci varmış. Öyleyse kafanıza poşet geçirmemiz gerekecek."

O anda Quinn’in kafasının üzerine siyah bir poşet geçirildi ve görüşü tamamen engellendi. Gaz ağır ağır sızmaya başlarken Quinn de güzelce bir uykuya dalmayı başardı.

Bir an sonraysa yüzüne sıçrayan soğuk suları hissetti. Saniyesinde gözünü açtığında görebildiği tek şey yeşil çimenlerdi.

O ve birkaç öğrenci daha etraflarına odaklanmak için kafalarını kaldırmıştı. An itibarıyla toplam 200 öğrenci düz, açık bir alanda toplanmıştı ama etrafa bakınarak gördükleri üzere burası, tamamen yabancı oldukları bir yerdi.

"Hayatınızın iki yılını işte burada geçireceksiniz."

Öğrenciler gördükleri şey karşısında şaşkındı. Şu anda daha önce hiç görmedikleri bir şehirdeydiler. Herkes askeri üniformalar içerisindeydi ve etraflarında çağın çok ilerisinde teknoloji ve mimari örnekleri bulunuyordu. Devasa robotlar kutuları taşıyor ve iş makinelerini kullanıyordu.

Hava gemileri ve yine havada ilerleyen trenler. Bu henüz dış dünyayla paylaşılmamış, yalnızca askeriye saklanmış bir teknolojiydi.

Dalki Irkıyla gerçekleştirilen ilk savaş sonrası insanlar, teknolojik ilerleme konusunda çığır açmayı başarmıştı. Bunun nedeni savaş sonrasında enkazları değerlendirmeyi başarmalarıydı ama elbette ki askeriye, bu keşiflerin çoğunu kendine saklamakta karar kılmıştı.

Etrafında yaşananlara hayret etmeye nihayet bir son veren Quinn, bileğine bir şey yerleştirilmiş olduğunu fark etti. Dijital bir saate benziyor ancak ekranda hiçbir şey görünmüyordu.

"Bileklerinizdeki şey, sizin tutunacak dalınız. Sizlerin askeri üste öğrenci olduğunuzu gösterecek. Belirli bölgelere erişim sağlamanıza, yemek vb. ihtiyaçlarınızı karşılamanıza imkan tanıyacak. Bu akademideki cankurtaranınız olacak. Ancak göstereceği tek şey bu olmayacak. Kol saatiniz kullanımda olmadığı zamanlarda tek bir sayı gösterecek ve bu sayı da sizin güç seviyeniz olacak."

Quinn bu kelimeleri işittiği anda dişlerini ve yumruğunu sıktı. Askeri okula gelmekle hayatının değişebileceğini düşünmüştü ama burada bile gidişat aynı olacakmış gibi görünüyordu.

"Bu bilgilerden sonra hiç vakit kaybetmeden hepinizin gireceği seviye testine başlayacağız, iyi şanslar!" dedi Griff, yüzünde bir gülümsemeyle.

#Serimizin dünyasını yavaş yavaş tanımaya başlıyoruz. Özel güçler, gelişmiş teknolojiler ve farklı ırkların varlığından sonra şimdi de kahramanımızın iki yıl boyunca bir askeri okulda olacağını öğrendik. Ve sırada seviye testi var. Bu nasıl bir testmiş, hiçbir özel gücü olmadığını söyleyen ama gizemli bir sistem edinen kahramanımızın seviyesi neymiş, bizi neler bekliyormuş görmek için okumaya devam!