Bölüm 360: Kapıyı Aç

Çeviri: RassNt  

Hala cevap yok. Her neyse okuldan ayrılıyorum.

Gao Ru Xue'nin kalbinde garip bir his oluştu. Çok gergindi ve her şey ona şüpheli geliyordu. "Bayım biraz daha hızlı sürer misiniz? Acelem var."

Kapalı alan Gao Ru Xue'nin nefesini daralttı. Pencereyi açtı ve rüzgar saçlarına vurdu. Dışarıdaki caddede insanlar dolaşıyordu ama kendini huzurlu hissetmedi, sanki birisi bir yerden kendisini izliyormuş gibiydi.

"Jiujiang Tıp Üniversitesi'nde öğrencisin değil mi? Geceleri tek başına dışarı çıkmasan iyi olur, son zamanlarda ortalık çok karışık." Taksici direksiyonu tuttu ve devam etti, "Bölgede son günlerde birçok cinayet işlendi ve kurbanlar çok kötü halde bulundular. Gözlerinin oyulduğunu duydum. Seni korkutmak istemem ama katil yakalanmadan önce geceleri okulun yatakhanesinde kalsan iyi olur."

Taksici muhtemelen iyi niyetliydi ama Gao Ru Xue'ye farklı geldi. Düşünmeden kendini alıkoyamadı. Cinayetlet mi? Çok sayıda cinayet? Neden benden yatakhaneye geri dönmemi istiyor? Katil o mu?

Gao Ru Xue'nin gözünde taksicinin normal yüzü karardı ve her hareketinin arkasında sanki habis bir niyet barındırıyordu. Gao Ru Xue cevap vermeden telefonu aldı ve pencereden dışarı baktı. Fakat ara sıra taksiciye bakmadan edemedi.

Yirmi dakika sonra taksi Xi Xia Hu Konutlarına vardı. Doktor Gao iki yıl önce buradan bir ev almıştı. Gao Ru Xue parayı ödedikten sonra hemen arabadan indi. Saat ondu ve bölgede çok fazla insan yoktu. Xİ Xia Hu Konutları Jiujiang'da zengin bölgesi sayılırdı. Çevresi iyiydi ve Xi Xia Gölü'nün yanındaydı. Fakat bölge şehirden uzaktaydı.

Konut bölgesine girdikten sonra Gao Ru Xue başını öne eğerek hızla yürüdü. Sokak lambalarından loş ışıklar yayıldı ve yan taraftaki ormana bakmaya cesaret edemedi çünkü geceleri yeşillik oldukça korkutucu görünüyordu.

Lanet olsun kitabımı ve şişemi takside bıraktım.

Acelesi olduğundan eşyalarını takside unutmuştu. Su şişesi önemli değildi ama dersleri için kitaba ihtiyacı vardı. Bunu düşününce daha da üzüldü. Taksi çoktan gitmişti, o yüzden gidip almak için geç kalmıştı.

Telefonundan saate baktı. Saat ondu ve konut bölgesi neredeyse bomboştu. Fakat uzaktaki binaların ışıkları duruyordu ve bu ona biraz rahatlık veriyordu. Xi Xia Hu'nun kendi bahçesi vardı. Oradan geçtikten sonra üçüncü binaya geldi. Evi bu binanın 13. katındaydı.

Bu gece çok sessiz.

Gao Ru Xue koridora girdikten sonra açık kollarında soğukluk hissetti. Ellerini çırptı ve sese duyarlı ışıklar açıldığında ilerlemedi. Öncekine göre her şey aynı gibiydi ama Gao Ru Xue bir terslik olduğunu hissetti.

Taksicinin arabada söylediği sözler kafasında dolanıp duruyordu. Cinayet, oyuk gözler, yavaş yavaş boynunu bir urgan gibi sıktı. Taksici katil miydi?

Ses tonu son derece garipti. Şehirde seri cinayetler oluyor, buna bakınca katilin hızlı hareket edebildiğini varsayabiliriz. Bir araç kullanıyor olabilir, o yüzden katilin bir taksici olma ihtimali düşük değil. Oturduğum yerde benden önce bir ceset mi vardı? Acaba bagaj katilin cinayet aletleriyle mi doluydu?

Üzerine düşündükçe daha da korktu. Her adımda arkasından birisi çıkacakmış gibi arkasına döndü. Asansöre yürüdü ve butona bastı. Kapı açıldığında sesle etkinleşen ışıklar hep bir anda söndü. Karanlık çöktü ve Gao Ru Xue'nin vücudu dondu. Asansörden karanlık bir insan suretinin çıktığını gördü!

Gao Ru Xue adama çarptı ve onun bir yağmurluk giydiğini fark etti. Adam özür dilemedi ve hızlı adımlarla koridorda yürüdü. "Yağmurluk mu? Ama yağmur yağmıyor."

Başlığı adamın yüzünü gizliyordu. Uzun boylu değildi ve uzun yağmurluk bacaklarını ve ayakkabılarını kapatıyordu. Adam aceleyle ayrıldı ama Gao Ru Xue yağmurluk dışında başka şüpheli bir şey göremedi.

Bu gece yağmur mu yağacak? Gao Ru Xue telefonundan hava durumuna baktı. Geceleyin yağmur yağma ihtimali vardı. Garip bir adam.

Gao Ru Xue adamın köşeden dönüp kaybolmasını bekledikten sonra asansöre bindi. Koridorun ışıkları yanmıştı. Asansörün kapısının açılmasını bekledi ve tarifsiz bir baskı yüzüne vurdu. Oltaya takılmış bir bakıl gibi nefes almakta bile zorlandı.

Belki de asansörü kullanmamalıyım.

Kapanan kapıyı durdurmak için uzandı ve dışarı adım attı, asansörün içinde kötü bir hisle dolmuştu. Merdivenleri tercih etti. Çıkmaya başladı ama merdivenlerin adeta sonu gelmiyordu. Altıncı kata vardığında sanki birisi güvenlik girişinden girmiş gibi birinci katta kapının açıldığını duydu.

Birisi beni mi takip ediyor?

Gao Ru Xue'nin aklına gelen ilk düşünce yağmurluk giyen garip adamdı. Aynı anda taksicinin sözleri de kafasında belirdi.

Adam seri katil olabilir mi? Yoksa binada birisini mi öldürdü!?

Yüzü soldu.

Kazara cinayetlerinden birine şahit olduğum için beni susturmaya mı geldi!?

Gao Ru Xue ilk başta ses yapmamak için yavaş yürüdü ama korkunun verdiği baskıyla koşmaya başladı. Bir an önce eve girmeliyim!

Aşağıdan ayak sesleri yankılandı. Sanki başka birisi daha merdivenlerden koşarak çıkıyordu!

Mesafe kapandı. Gao Ru Xue elinden geldiğince hızlıydı. Evi 13. kattaydı ve sadece beş kat kalmıştı. Nefes bile alamadan 13. kata tırmandı. Gao Ru Xue güvenlik kapısını iterek koridora girdi. Cebinde anahtarını aradı. Merdivendeki ayak sesleri daha da netleşti, adam çok yakınındaydı!

Parmakları dondu ve anahtarı deliğe sokmak için iki kez denemek zorunda kaldı. Anahtarı bükerek hırsızlık önleyici dış kapıyı açtı. Merdivendeki sesler daha da yakınlaştı, muhtemelen sadece bir kat uzaktaydı.

Çabuk!

En sonunda iç kapının anahtarını bulan Gao Ru Xue kilide itti ve arkasındaki ayak sesleri kulaklarında koşan bir yürüyüşe dönüştü! Peşindeki kişi çoktan 13. kaya gelmişti!

İç kapıyı içerek açtı ve dış kapıyı kapatmadan içeri girid. Hemen kapıyı arkasından kapattı. Kapıya yaslandı ve nefeslendi. "Nihayete evimdeyim."

Nefesini düzenledi. Arkasını dönerek delikten dışarı baktı. Karanlık koridorda kimse yoktu. Bütün kapılar kilitliydi ve sadece Gao Ru Xue'nin dış kapısı yarı açıktı.