Bölüm 359: Telefon

Çeviri: RassNt  

Chen Ge Tabut Köyü'nde iki üye ile karşılaşmıştı. Yani son üye Jiujiang'da kalıp polisle oynamış olmalıydı. En başta Chen Ge vakaların tabut Köyü ile alakalı olduğunu düşünmüştü ama görünüşe göre topluluğun gerçek hedefi en başından beri oydu.

Zhang Ya ve Xu Yin uykudaydı, o yüzden Chen Ge'nin elinde sadece Küçük Kızıl Tayf Yan Danian vardı ama teknik olarak konuşursak Yan Amca sadece destek yeteneklerine sahipti. Topluluk Tabut Köyü'nde benim sınırımı fark etti. Zhang Ya'nın uykuda olduğunu biliyorlar, durum benim için çok kötü.

Chen Ge masadaki haritaya sessizce baktı. Durum onun için kötüydü ama hayalt hikayeleri için çok daha kötüydü. Wu Fei kapının içindeyken hayalet tarafından öldürülmüştü ama siyah telefon onun öldüğüne dair herhangi bir belirti vermemişti. Muhtemelen bunun sebebi hayaletin Wu Fei'nin giydiği siyah cübbeyi alırken son derece heyecanlanmasıyla alakalıydı.

Chen Ge biraz düşündükten sonra Wu Fei'nin bilincinin bir parçasını bir günah keçisinde sakladığından ve daha sonra o günah keçisini başka bir yere yerleştirdiğinden şüphelendi. Kadın hayalet siyah cübbeyi alınca çok mutlu olmuştu, yani cübbede önemli bir şey olmalıydı. Eğer o bir günah keçisiyse kadın hayaletin eline düşmek Wu Fei için ölümden daha beter olacaktı.

Topluluğun Tabut Köyü'ndeki planı tamamen başarısız olmuş ve bir üye kaybetmişlerdi. İki üye kalmıştı. Onlardan birisi polis tarafından ciddi bir şekilde aranıyordu ve diğeri Tabut Köyü'nde Doktor Chen ile sert bir dövüşe girmişti. Chen Ge topluluğun ömrünün sona geldiğini biliyordu ama köşeye sıkışan bu delilerin çarpıcı bir şey yapmalarından korkuyordu. Ne de olsa onlar deliydi, her şeyi yapabilirlerdi.

"Yeni Yüzyıl Parkı'nın çevresinde beş cinayet, bu tesadüf olamaz. Sonraki hedefleri sen olabilirsin." Yüzbaşı Yan haritayı bir kenara koydu. "Katili bulup üç gün içinde yakalayacağız. Bu süreçte geceleri parkta kalmazsan iyi olur."

"Anlaşıldı." Chen Ge Yüzbaşı Yan'ın kendisini karakola çağırmasının ana sebebinin bu olduğunu fark etti, onu korumak istemişti. Yüzbaşı Yan ona bazı sorular sordu ve bu süreçte yüzbaşı vakalarla ilgili istemli ya da istemsizce bilgiler vermeye devam etti. Chen Ge bu detayları hafızasına attı. Yüzbaşı Yan onun gitmesine izin verdiğinde saat dokuzdu.

Karakoldan çıkınca telefonu çıkardı, ne bir çağrı ne de mesaj gelmişti.

Onu bu kadar beklettim ama beni aramamış bile. Başına bir şey mi geldi?

Chen Ge Gao Ru Xue'nin telefonda oldukça garip davrandığını hissetti. Taksiye atladı ve Jiujiang Tıp Üniversitesi'ne doğru yola çıktı. Takside Gao Ru Xue'yi tekrar aradı. Önceki gibi ilk iki sefer cevap alamadı ve üçüncü aramada bağlantı oldu. "Seni beklettiğim için üzgünüm."

"Eski eğitim binasındayım. Çabuk gel, oda arkadaşlarım giderek anormalleşiyor." Gao Ru Xue'nin sesi sanki saklanacak bir yer bulmak için koşuyormuş gibi aceleciydi.

"Eğer herhangi bir tehlikeyle karşılaşırsan hemen polisi aramanı istiyorum. Polis benim yapabileceğimden fazlasını yapacaktır." Chen Ge taksiciye hızlanmasını söyledi.

"Benim endişem oda arkadaşlarımın ele geçirilmiş olması. Polis sence buna inanır mı? Oda arkadaşlarım oldukları kişi değiller." Gao Ru Xue'nin ses tonundan birçok şey bildiği belliydi.

"Polisi hızlı arama tuşuna koy ve kalabalık bir yere git. Yarım saate oradayım."

Chen Ge telefonu kapattıktan sonra düşünmeye başladı. Gao Ru Xue'yi ne zaman arasam üçüncü aramada bağlantı kuruyoruz. Ayrıca telefonda sessiz bir yerdeydi. Eğer tehlikede olsa bilerek tenha bir yere gider miydi?

Chen Ge taksinin içinde otururken Doktor Gao ve He San'ı aradı.

…

Saat dokuz buçukta Gao Ru Xue giderek tenhalaşan bireyse çalışma odasına baktı ve Chen Ge'yi bir kez daha aradı. "Üzgünüm, aradığınız numara şu an meşgul..."

Yirmi üçüncü arayışıydı ama her seferinde meşguldü. Ona bir şey mi oldu?

Gao Ru Xue arama yapmak için arkadaşının telefonunu ödünç aldı ama sanki numara lanetlenmiş gibi hala cevap yoktu.

"Dün gece üç gölge geldiğinde herkesi aradım ve sadece Chen Ge'nin cevabı farklı oldu ama işler neden bugün tam tersine döndü? Herkesin numarası sorunsuz ama sadece o meşgul. Telefonda kiminle konuşuyor?" Gao Ru Xue elinde telefonla düşünürken aniden birisi omuzuna vurdu.

"Xiao Xue, gidelim. Odaya dönme vakti geldi." Liu Xianxian onu yanında çağırdı. Hem tavır hem de hareketleri normal görünüyordu, hatta ses tonu ve alışkanlıkları bile kusursuzdu. Fakat Gao Ru Xue'yi en çok korkutan buydu. Bunun oda arkadaşı olmadığını biliyordu.

"Sen önden git. Ben biraz ders çalışacağım." Gao Ru Xue telefonunu cebine koydu ve masadaki kitabın sayfasını değiştirdi.

"Son zamanlarda çok dikkatin dağınık. Cidden yeni bir erkek arkadaşın var değil mi?" Liu Xianxian Gao Ru Xue'ye sokuldu, her zamanki hareketlerinden biriydi, hatta şakaları da kızların normalde yaptıkları türdendi. En yakın arkadaşı yanına oturdu ama Liu Xianxian yaklaştığı anda Gao Ru Xue'nin vücudu istemsizce kasıldı.

"Peki dersin bitince gelirsin. Ben önden gidiyorum." Liu Xianxian kitabını aldı ve ayrıldı. Odadan ayrıldığında Gao Ru Xue rahat bir nefes aldı.

"Bu gece yatak odasında kalamam." Gao Ru Xue telefonunu çıkartarak Doktor Gao'yu aradı. "Baba, bu gece evde misin? Gece eve gelmek istiyorum."

"Hala hastanedeyim. Muhtemelen eve 12'de varırım. Neden aniden eve gelmek istedin?"

"Oda arkadaşlarım son günlerde tuhaf davranıyor. Eve gelince her şeyi anlatırım."

"Tamam." Gao Ru Xue kitabını ve su şişesini alarak odada ayrıldı. Ma Xin ve Liu Xianxian'ın merdivenlerde konuştuklarını gördü. Sanki onu bekliyor gibilerdi. Gao Ru Xue onlardan kaçınmak için koridorun diğer tarafındaki merdivenleri kullandı. Yatak odasına geri dönmek yerine eve gitmek için bir taksi çağırdı.

Bu tuhaf, neden sadece Chen Ge'nin numarası ulaşılamaz durumda? Gao Ru Xue telefonunu çıkardı ve Chen Ge'yi yirmi dördüncü kez aradı.

"Üzgünüm, aradığınız numara şu an meşgul..."