Bölüm 324: Tayfların Onayı

Chen Ge tünelden çıktı ve etrafına baktı. Odada pencere yoktu ve tünelin ağzından çok uzak olmayan bir noktada birkaç çiftlik hayvanı yeni ölmüştü.

"Hayvan kanı mı kullandı? Böyle meşum tayfı kandırabiliyor mu?" Chen Ge kendi kendine mırıldandı.

Hafif bir bebek ağlama sesi duyunca sesi takip ederek ikinci kata çıktı. Oda bariz şekilde bir kadına ait gibiydi. Odada basit ev eşyaları mevcuttu. Köydeki diğer evlere kıyasla tabut yerine ahşap bir yatak vardı.

Ağır perdeyi çektiğinde ahşap yatağın üzerinde birkaç bambu sepetin yan yana dizildiğini gördü ve her bebeğin dudakları bir parça ot ile kaplanmıştı. Otun bir çeşit sakinleştirici etkisi var gibiydi. Bebekler ailelerinden ayrılmış olsalar da çok sert ağlamıyordu.

"Zhu kadınının bebekleri almasının sebebi onları kurtarmak istemesi mi?" Chen Ge yastığın altında bir defter buldu. Defteri açtı ve içinde isim ve adres listesinin olduğunu gördü. Yazan kişi muhtemelen akuma yazmayı çok az biliyordu ve o yüzden çoğu sayfa sembolle temsil ediliyordu.

"Dışarıdaki Zhu kadını otuz ya da kırk yaşlarında görünüyor ama defter çoktan sararmış; yıllar öncesine ait olmalı." Chen Ge defteri okudu ama içeriğini anlayamadı. Çince'ye benziyordu ama karakterleri tanıyamadı. "Adresler belirsiz. İsimlerden birkaçını çıkartabiliyorum. Bunlar kurtardığı çocuklar olabilir mi?"

"Haklısın. Onların hepsi kaçırmayı başardığım çocuklar." Aniden arkadan yaşlı bir kadın sesi geldi. Chen Ge parmağını teybin tuşunda tutarak arkasını döndü. "Korkması gereken benim, ya da bir ayağı çukurda olan bu yaşlı kadının sana zarar verebileceğini mi düşünüyorsun?"

Yaşlı kadının konuşması bozuktu, muhtemelen dişleri yoktu. Chen Ge teyple birlikte odanın içlerine doğru yürüdü. Küçük odada ciddi biçimde kamburlaşmış yaşlı bir kadın gördü. Ahşap yatağa doğru yaslanmıştı. Bacakları ve bir kolu ciddi biçimde körelim geçirmişti ve kafasını ve geriye kalan kolunu zar zor hareket ettirebiliyordu.

"Hanımefendi, siz kimsiniz?" Kadın öyle yaşlı görünüyordu ki Chen Ge ona saygı gösterme ihtiyacı hissetti. Yaşlı kadın Chen Ge'ye bakarak gülümsedi. "Ben Tayfların gözdesiyim."

Bunu duyunca Chen Ge'nin kafası açıldı. Bu terimle gayet aşinaydı!

"Sende tanıdık bir his var. Onlarla daha önce etkileşim kurdun değil mi?" Kadının bahsettiği şeyler tabii ki meşum tayflardı.

"Haklısın. Onlarla etkileşim kurmakla kalmadım; onlara yaşayabilecekleri bir ev yarattım."

"O zaman benden daha güçlü olmalısın." Yaşlı kadın iyi niyetini göstermek için elinden geleni yaptı. "Gel otur. Kapının açıldığını duymadım, sanırım ata binasına bağlanan tünelden girdin. Tahminimce tören devam ederken bebekleri çalmak için geldin öyle değil mi?"

"Evet planım buydu." Chen Ge yaşlı kadına yaklaşmadı ama parmağını teypten çekti.

"Düşündüğüm gibi, tayfların gözdesi olanlar tayfların onayladığı bir şeye sahipler." Kadının sesi düz ama rahatlatıcıydı.

"Tayfların onayladığı bir şey mi?"

"Evet." Yaşlı kadın başını zar zor salladı. Chen Ge'nin zorlamasıyla kadın o yıl neler olduğunu anlattı. Ah Qing'in anlattığına benzerdi, tek fark meşum tayf olan varlık tamamen insafsız değildi. Hala içinde bir nebze insanlık kalmıştı. Yaşlı kadın zamanında o kadınla ‘üç kez’ konuşmuştu, o yüzden sınırları aşmadığı sürece onun için üç şey yapma sözü vermişti.

Ayrıca yaşlı kadının evine asla girmemek ve köye giren bir tayfın yaşlı kadına zarar vermeye çalışması durumunda onu yiyeceğinin sözünü vermesi gibi ona bazı iyilikler yapmıştı.

"Köyü katletti ve bütün günahkarlar öldürüldü. Bunu neden yaptığını anlayabiliyorum. Hatta eylemlerini destekliyorum ama beni huzursuz eden daha sonrası." Yaşlı kadının fiziksel durumu zayıftı. Konuşmadan önce biraz dinlenmesi gerekti. "Onun kaldığı aile evinde aniden kırmızı bir kapı belirdi ve o kapıyı sadece o açabiliyor. Köyden ayrılmayı ve köyü katlettikten sonra kızgınlığını bırakmayı planladı. Köyden ayrılmadan önce kapıdan içeri girmeyi planladı ve problemin başladığı yer orası oldu.

"Kapıdan çıktığında kızgınlık onu yiyip bitirdi ve gözleri zehirle doldu; adeta başka birine dönüştü. Kapının arkasında ne oldu bilmiyorum ama nefretle dolduğunu görebiliyordum. Buradaki günahkarların çocuklarını hapsetmeyi planladı ve onları canavar gibi yaşamaya zorladı. Zihni o kadar çarpıklaştı ki normal görünenler ona günahkar göründü."

Yaşlı kadının sesinde derin bir acı vardı. "Onu durduracak gücüm yoktu, tek yapabileceğim o öfkeliyken bazı masum çocukları kurtarmak için kendi yöntemlerimi uygulamaktı. Bugün gördüğün gibi her yıl kapının arkasındaki dünyaya girmek için uyanıyor. Eğer çocuklar başka bir yere konulursa onları kesinlikle öldürecek, o yüzden bu masum canlar için tek güvenli sığınak benim evim. Bu geceyi geçirdikten sonra o, kapıdan çıkacak ve uykuya geri dönecek."

Yaşlı kadın kapının arkasında ne olduğunu bilmiyordu, tek bildiği hayaletin her yıl bu vakitlerde kapıdan içeri girdiğiydi.

"Peki neden kaçıp bu köyü birlikte terk etmediniz?" Chen Ge sordu.

"Kuyu suyu içenler asla kaçamaz; bizi sonsuza kadar lanetledi. Sadece yeni doğanları kurtarmamın sebebi bu."

"Sonsuza kadar mı? Ama yıllar önce bazı köylüler kaçmayı başardı ve onlara hiçbir şey olmadı." Chen Ge Jiang Ling'in babası ve diğerleri kastediyordu.

"O bir kazaydı. Yıllar önce hayalet kadın kapıdan içeri girdi ama o gece geri dönmedi. Köylüler bir ay boyunca korku içinde yaşadı. Onun hala geri dönmediğini fark edince bazıları onun kapının arkasında öldüğünü düşündü.

"O zaman köyde iki fikir hakimdi: birisi dağda kalmak, diğeri ise bu fırsatı kaçmak için kullanmak. En sonunda daha az şekil bozukluğu olanlar kaçmayı seçti. Onlar kaçtıktan üç gün sonra hayalet geri döndü.

"Onları bırakması için yalvardım. İki dilek hakkımı onların yirmi yıllık güvenliği için harcadım."

Yaşlı kadın şiddetle öksürmeye başladı. Chen Ge daha fazla zorlamadı; yaşlıdan yeterince şey öğrenmişti.

"Hanımefendi, lütfen dinlen. Seni daha fazla rahatsız etmeyeceğim. Sadece bebeklerden birini alacağım, köylülerden birine söz verdim." Chen Ge Ah Qing'in bebeğini aradı.

Fakat daha birkaç adım atmıştı ki yaşlı kadın tekrar konuştu. "Aslında sana söylemem gereken başka bir şey var."

"Kadın hayaletle ilgili mi?" Chen Ge boynunda sikke olan bebeği buldu. Çok tatlı görünüyordu.

Yaşlı kadın başını sağa sola salladı. Gözlerini Chen Ge'ye dikti. "Vücut sıcaklığındaki düşüşü fark ettin mi?"