Bölüm 325: Ağlayan Ruh

Elleri sepetin üstünde kalan Chen Ge yavaşça döndü. Günlerden beri vücudundaki değişimi fark etmişti. Sadece üç dört saat uyumasına rağmen sabaha dinç ve enerjik uyanıyordu, karanlıkta duyuları hassaslaşmıştı ve zihni her daim tetikteydi. Tek sorun aniden vücudunu sıkıştıran soğukluk hissiydi. Kalın giyinse bile bunu hafifletemiyordu.

"Sanırım farkındasın." Yaşlı kadın kolunu kaldırarak beline bağlı olan kırmızı iplikleri ortaya çıkardı. Her iplikte küçük yeşim incisi bağlıydı. "Tabii ki canlı bir varlık Tayfların Gözdesi olmayı sindiremez. Köydeki katliamdan sonra muhtemelen hayaletlerle içli dışlı olmam yüzünden özellikle vücut sıcaklığım düşmesi gibi değişimler yaşadım. Mevsim fark etmeksizin sıcak hissettiğim çok nadirdi."

Chen Ge yaşlı kadının tarif ettiği şartlara sahipti ama aralarında ufak bir fark vardı. Chen Ge Ah Qing'in çocuğunun olduğu sepeti aldı ve küçük odaya geri döndü. "Nine, vücudundaki sıcaklık düşüşünü hayaletlerden birkaç yıl sonra mı fark ettin?"

"Kesin olarak on yıl sonraydı ve o zaman ben de senin gibi çok aldırmadım." Yaşlı kadının sesi nazikti. "Senin durumun hala hafif, yani onlarla sadece birkaç yıldır bağlantı kuruyorsun öyle değil mi?"

"Birkaç yıl mı?" Chen Ge'nin gözleri seğirdi ve biraz tereddüt ettikten sonra doğruyu söyledi. "İlk meşum tayfı birkaç hafta önce gördüm."

Oda sessizleşti. Yaşlı kadın muhtemelen yaşından dolayı kekeledi, "Bi-birkaç hafta mı?"

"Açıkçası daha bir ay olmadı." Chen Ge elinin üstüne dokundu ve normalden daha soğuk hissetti.

"Lanetli bir köyde yaşadım ve bu yüzden hayaletlerle sık sık etkileşim içindeyim; fark edilebilir değişimler sadece birkaç yıl sonra meydana geldi. Sen ise sadece birkaç hafta önce gördün, neden vücut sıcaklığın bu kadar çabuk düştü?" Yaşlı kadının sesinde şaşkınlık vardı. "Aynı anda birçok hayaletin dikkatini mi topladın?"

"Pek değil." Chen Ge içinden saydı. "Bana doğrudan on tanesi bağlı."

Yaşlı kadın bu sözlerden sonra sessizleşti.

"Muhtemelen evimle alakalı bir durum. Bir korku evinde yaşıyorum, yani onları ev arkadaşım gibi düşünebilirsin." Chen Ge dönerek gölgesine baktı. "Doğru, ayrıca gölgemde saklanan bir Kızıl Tayf var, bana yakın duruyor."

Yaşlı kadın konuşmadı. Kolundan destek alarak sanki Chen Ge'den uzaklaşmak ister gibi geriye çekildi. Yaşlı kadının davranışlarındaki değişimi gören Chen Ge huzursuz odu. "Nine, sen bu problemi nasıl çözdün? Eğer durum çözülmezse ileride ne olacak?"

"Bizim durumumuz aynı değil, sana yardım edebileceğimi sanmıyorum." Yaşlı kadın belinden bir iplik çözdü. "Hayaletlere maruz kalmak vücudunun içinde Yin enerjisinin toplanmasına neden olur. Bu ipliğin ucundaki boncuk Sıcak Yeşim'den yapılma. Yeşim insanları, insanlar da yeşimi besler. Eğer bunu uzun süre takarsan Sıcak Yeşim vücudundaki Yin ve Yang enerjilerini dengeler. Bunun dışında kalabalık yerlere gidip güneş ışığı özümsemen gerekir."

"Bunu aklımda tutacağım." Chen Ge başıyla onayladı. Sabahları Yeni Yüzyıl Parkı kalabalık oluyordu ve ziyaretçi sayısı da giderek artıyordu.

"Dikkatli ol, aldırış etmediğim için bacaklarım bu hale geldi." Yaşlı kadın ipliği beline bağladı. "Aslında yeşim boncuklardan sana vermeyi planlıyordum ama durumuna bakılırsa bütün Sıcak Yeşimlerimi versem bile üzerinde işe yaramayacak. Anahtar senin içinde yatıyor." Ahşap yataktaki bebeklere baktı. "İnsanlar ve hayaletler arasında bir fark vardır; o çizgiyi koruduğuna emin ol."

"Tamam." Chen Ge'nin kafası karıştı ama elinden gelen bir çözüm yoktu. Yaşlı kadına Tayfların Gözdesi'nin kendisi için henüz bir başlangıç olduğunu söylemedi. Beş tane meşum tayf kazandıktan sonra ünvanı yükselecekti!

"Eğer başka bir şey yoksa çocuğu al ve git. Töreni düzenleyen kişi Zhu Shumei; benim kendi seçtiğim varisim. O nazik bir kadın ve ona bilerek yüzünü göstermediğin sürece sana zarar vermeyecektir." Yaşlı kadın elini kaldırdı. "Gece yarısından sonra bu köydeki yaratıklar uyanır. Köyden ayrılırken dikkatli ol, açık olan kapılardan girme, ismini söyleyen insanlara cevap verme, parlak ışıklar gördüğünde saklan ve hiç bir tabuta dokunma."

Chen Ge yaşlı kadına teşekkür ettikten sonra sepeti aldı ve geldiği yerden geri gitti. Yaşlı kadındaki saf kibarlığı hissetmişti, o yüzden dediği hiçbir şeyden şüphe duymadı.

Tıpkı düşündüğüm gibi, tayfların gözdeleri saf, kibar kalbe sahip kişiler.

Tünele girdi ve Chen Ge'yi bir soğukluk sardı. Arada sadece bir duvar vardı ama dünya değişmişti.

"Çocuğu buldun mu? Ver ben tutayım." Bay Bai çocuğu aldı.

Bebeğin dudaklarındaki yaprağı görünce onu çıkarmaya kalkıştı ama Chen Ge onu durdurdu. "Bu yaprak bebeğin ağlamasını kesiyor, dokunma ona."

Chen Ge yaşlı kadının evinde zaman harcamıştı. Bay Bai ve Yaşlı Wei'yi işaret ederek ata binasının kapısına gittiler. Ah Qing'in haritasını çıkardı. "Tören kafilesi köydeki kuyulardan geçecek, onlarla karşılaşmamaya dikkat edelim."

Üçlü kısa süre sonra rotalarını belirlerdiler, ata binasından ayrıldılar ve yola düştüler. Tören hala devam ediyordu ve köy değişmişti. Ayrılanlar geri dönmüştü ve hava ölüm kaplıydı. Bütün evler ürkütücü bir hal almıştı, sanki eski sahipleri bu gece için geri dönmüştü.

Tabutların içinden tıklatma sesleri geliyordu ve caddelerde bilinmeyen ayak sesleri vardı. Duvarlardaki kan sanki o geceye dönüş yapıyormuş gibi canlıydı. Chen Ge'nin grubu bir dönemeçten döndükten sonra bebeği taşıyan Bay Bai aniden durdu.

"Şunu duydunuz mu? Birisi ismini sesleniyor." Soğuk rüzgar yüzlerine vurdu ve kulaklarında gevrek bir kadın sesi yankılandı.

Yaşlı kadının uyarısını hatırlayan Chen Ge Bay Bai'ye seslendi, "Seslere aldırma. Ne derse desin cevap verme."

Üçlü ilerlemeye devam etti. Önceki temiz yol kağıt paralarla doluydu ve kapılardaki beyaz kağıtlar düşmüştü. Ahşaplar gıcırdadı. Kadın sesi daha da netleşti ve sanki dört bir yandan geliyor gibiydi. Sesin nereden kaynaklandığı belirsizdi ama giderek yaklaştığını biliyorlardı.

Bu köyde birçok ruha işkence eden bir Kızıl Tayf var. Kızıl Tayf henüz uyanmadığını düşününce bu ruhlar muhtemelen bize saldıracaklar, böylece vücutlarımızı alıp buradan ayrılabilecekler.

Chen Ge uyanan çok sayıda hayaletle birlikte buranın gerçek üç yıldızlı senaryo halinin ortaya çıkacağını biliyordu.