Bölüm 312: Gece Vakti Kapı Çalma

Çeviri: RassNt 

Vadiden ayrıldıktan sonra telefon sinyali tamamen kayboldu. Chen Ge'nin daha önceden indirdiği pusula da arıza yapmıştı. Sanki vadinin içindeki ve dışındaki dünyalar birbirinden tamamen farklıydı. Belki de karşılaştığı onca hayaletin ardından bu tarz şeylere karşı hassaslaşmıştı. Kafasını geriye doğru attı ve gökyüzüne baktı. Yukarıda ne ay ne de yıldızlar vardı. Gecenin karanlığı sanki her şeyi bir örtü gibi kaplamıştı.

"Dikkatli olun neredeyse geldik." On dakikalık yürüyüşten sonra Chen Ge'nin grubu nihayet ormanlık alandan çıktı. Ufuğa doğru baktılar ve gördükleri şey onları şaşırttı ve kafalarını karıştırdı.

"Bunlar... fener mi?" Yaşlı Wei Bay Bai'nin omuzuna dokundu ama Bay Bai de Tabut Köyü'ne gece vakti ilk kez geliyordu.

"Hiçbir fikrim yok." Bir yeşim parçası çıkardı ve onu boynuna astı. "İleriyi araştıracağım. Bana yakın durun; ayrılmayın."

Üç adam köye doğru yürüdüler ve binaların şekilleri giderek belirginleşti. Böylesine ıssız bir yerde köy olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Bütün binalar onlarca yıl öncesine ait tarzdaydı; eski ve terk edilmiş görünüyorlardı ama en dikkat çekici nokta her ailenin evinin kapısının önünde beyaz fenerin asılı olmasıydı.

Yolun kenarında asılı duran fenerler tıpkı beyaz gözler gibi bu yeni gelen üç kişiye bakıyordu.

Köyün içinde insanlar vardı!

Onlarca yıl önce salgın yüzünden terk edilmiş olması gereken bu köyde hala yaşayanlar vardı.

"Bay Bai, öylece girecek misin?" Yaşlı Wei Chen Ge'nin yanına geldi. Hala Yüzbaşı Yan'ın emri aklındaydı. O gece görevi Chen Ge'yi korumaktı.

"Biraz düşünmem lazım." Bay Bai boş gibi görünen köye ve yolun kenarına sıralanmış beyaz fenerlere baktı ve avuçları soğuk terle doldu. "Geçmişte babam buraya hep sabah gelirdi, o yüzden Tabut Köyü'nün geceleri nasıl olduğundan hiç haberim yok."

Bay Bai'nin yüzündeki acı gülümsemenin anlamı belliydi, köye girmek istemiyordu. Üçü arasından daha önce bu köye girmiş olan tek kişi oydu. Köyün ürkütücü havasını biliyordu ve sabahları bile korkutucu olan bu yerin geceki halini düşünmek bile zordu.

"Panik yok, doğruca girmemize gerek yok." Yaşlı Wei daha sonra Chen Ge'nin omzuna vurdu. "İlk önce köyün etrafına göz atmaya ne dersin?"

Chen Ge cevap vermedi ve grubun en arkasında tek başına durdu. Yüz ifadesi anlaşılmazdı.

"Bir sorunun mu var?" Yaşlı Wei onun hakkında endişelendi. Chen Ge'nin biraz fevri olduğunu düşünse de bu hayalet köye girerken Chen Ge'nin yanında durmak ona büyük bir güven hissi veriyordu ve bunu inkar edemezdi.

"Bir şey düşünüyorum." Chen Ge omuz silkti ve kafasını eğerek siyah telefona baktı. Köye yaklaştıklarında Chen Ge'nin siyah telefonu titremişti ve yeni bir mesaj almıştı.

"Tebrikler Tayfların Gözdesi' Dağın derinliklerindeki Tabut Köyü'nü buldun. Üç yıldızlı senaryo Tabut Köyü'nün Test Görevi'ni almak ister misin?"

"Aklından ne geçiyor, neden bizimle paylaşmıyorsun?" Yaşlı Wei ve Bay Bai ona doğru yaklaştılar.

"Sağolun ama çoktan kararımı verdim." Chen Ge görevi kabul etti.

"Tabut Köyü (üç yıldızlı senaryo): Tabut Köyü'nün içinde sabaha kadar hayatta kal ve yeni senaryoyu aç.

"Görev İpucu: O gün benim dışımda hepsi geldi."

İpucunu hafızasına attıktan sonra siyah telefonu cebine koydu ve karanlıkla sarılmış Tabut Köyü'ne baktı. "Gidelim, köye bir göz atalım."

"Emin misin?" Yaşlı Wei onun kolunu tuttu ve Bay Bai'ye Chen Ge'yi ikna etme konusunda yardım etmesi için bir bakış attı. Fakat karanlıktan Bay Bai bu bakışı göremedi.

"Kararımı verdim." Chen Ge'nin düşünce tarzı Yaşlı Wei'den farklıydı.

"Tartışmayı bırakalım. Köye girmemizde bir sıkıntı yok. Köylüler tuhaf görünseler de oldukça nazikler." Bay Bai daha önce bu köyün insanlarıyla tanışmıştı, o yüzden konuşmaya hakkı vardı.

"Bay Bai, bu nazik insanların gece vakti beyaz fener yakacaklarından emin misin?" Üçü arasında en akılcı insan Yaşlı Wei idi.

Bay Bai sanki yıllar öncesine ait bir şey hatırlamış gibi boynundaki yeşime dokundu, "Babam bana köyün içinde bir avuç zavallı insanın yaşadığını söylemişti. Tıpta uzmanlaştığımda onlara yardıma gitmem gerektiğini söyledi."

Chen Ge'nin Yin Yang Görüşü Bay Bai'nin yeşim kolyesini görünce gözünde acı hissetti. Fakat bu acı sadece bir saniye sürdü. Eğer yeterince hassas olmasa onu fark etmeyecekti.

"Bay Bai kolye babandan mı kaldı?"

"Evet, insanlara yardım etmeye giderken bunu takardı. Tabut Köyü'nden son gelişimizden sonra onu bana verdi ve kısa süre sonra da hastalandı."

Bu kolyede gözle görülenden fazlası var. Chen Ge onu incelemek istedi. Bir süredir hayalet ve canavarlarla uğraşıyordu ve onları etkileyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordu. Haftalardır aramasına rağmen tek bulabildiği kasap satırı olmuştu.

"Babam başkalarının yeşime dokunmaması gerektiğini, aksi takdirde gücünü kaybedeceğini söyledi." Bay Bai doğruyu söylüyor gibiydi. "Kolyeyi size veremem, o yüzden bu gece bana yakın durun."

"Bay Bai, babanın söylediği başka bir şeyler var mıydı?" Yaşlı Wei sordu. "Artık köye girmek üzereyiz, o yüzden bize her şeyi anlatmalısın."

"Hepsi bu. Bana nereye gidersem gideyim vicdanımla yüzleşmem gerektiğini, temiz bir vicdanı olanların insanlar ve hayaletler tarafından korunacağını söyledi." Bu sözler üzerine Chen Ge yaşlı adamın neden Jiang Ling ve ablasına odaklandığını anladı, adamın ailesi iyi kalpli insanlardı.

Chen Ge'nin kendi felsefesi vardı ve kendi vicdanını takip ediyordu. Haklı tarafı var ama hayaletler de insanlar gibi; iyi ve kötü hayaletler var.

Üçlü Tabut Köyü'nün dış çevresinde yürüdüler. Köy çok büyüktü. Köye genel bir bakış atmak için yakındaki bir tepeye tırmanmaları gerekiyordu.

"Bu köyde muhtemelen yüzden fazla aile yaşıyor olmalı. Onlarla münakaşaya girmemeye dikkat edin." Bay Bai genel olarak Chen Ge'ye yönelik konuşuyordu. "Girişten gireceğiz; saklanmaya gerek yok."

Böylece Tabut Köyü'ne girdiler. Yol otlanmıştı ve iki taraftaki evler kapalıydı. Garip şekilde kapılara yaygın inanıştaki kapı bekçileri resmedilmemişti, bunun yerine üzerinde ‘福’ (iyi talih) karakteri bulunan beyaz bir kağıt ters şekilde asılmıştı. Korkutucu görünüyordu.

"Buradaki kültür dış dünyadakinin tam tersi gibi." Chen Ge kapılardan birinin önünde durdu. "Girelim mi?"

"Böyle içeri dalmak çok kaba olur." Yaşlı Wei elini kılıfındaki tabancasına götürdü. Burası onun üzerinde bir baskı yaratmıştı.

"Buraya çocukları aramak için geldik. En sonunda köylülerle temas kurmamız gerekecek. Onlarla ilişki kurmak için Bay Bai'nin yardımına ihtiyacımız olacak." Chen Ge kolunu kaldırdı ve eli tam kapıya uzanırken kapının üstünde asılı beyaz fener aniden söndü.