Bölüm 30: Sekizinci Kişi

avatar
1465 6

My House of Horrors - Bölüm 30: Sekizinci Kişi


Bölüm 30: Sekizinci Kişi

Çeviri: RassNt  


He San ikna etmeye çalışsa da kıdemlileri cesurdu. Hepsi de He San'ın kendi korkaklığını örtbas etmek için abarttığını düşünüyordu. Ne de olsa gördüğün şeye inan derlerdi. Korku Evine gireli dakikalar geçmişti ve burada henüz korkutucu bir şey görmemişlerdi.


"Xiao San, eğer o kadar korktuysan ablanın arkasına saklanabilirsin." Kız Kardeş Hui dediği kız öne geçti ve tek başına sonraki odaya doğru yürüdü. "Bütün dekorlar aynı; yatakta kalıp suç filmi izlesem daha ilgimi çekerdi."


"O zaman önceden belirlediğimiz şekilde gruplara ayrılalım." Maymun, hemen Kız Kardeş Hui'nin peşine takılarak ekledi, "Şu çıkışı bir an önce bulalım, çok sıkıldım."


Lao Song ve Shi Ling isimli sessiz kız da takip ettiler ve koridorda geriye He San, Kardeş Feng ve Lao Zhao kaldı.


"Doğrusu oldukça hayal kırıklığına uğradım." Lao Zhao cildi çoğu kızdan daha açık olan kısa boylu biriydi. Fiziksel olarak öyle zayıftı ki birkaç adım attıktan sonra terlemeye başlamıştı.



"Nefesini boşa tüketme de harekete geçelim artık." Kardeş Feng elini sallamasıyla birlikte peşinde Lao Zhao ile birlikte ilerledi.


He San koridorda tek başına kalmıştı. Her daim tetikte kalan tek kişi oydu. Kötü bir şey olacak.


İki adım attıktan sonra durdu. Bekle, arkaplan müziği değişti, ama neden bu kadar tanıdık geliyor?


Daha sese odaklanamadan kulaklarına gevrek bir ses ulaştı. Ona odaklanmaya çalıştı ama ses hızla ortadan kayboldu. Sesin kaynağı koridorun ilerisinden geliyordu.


Biri bizi mi takip ediyor? He San daha fazla tek başına kalmaya cesaret edemedi ve hemen kıdemlilerinin peşinden gitti. Kara Cuma ile birlikte Geceyarısı Cinayeti senaryosu gerçek anlamda başlamıştı. Havadaki ışık azaldı, koridordaki şeyler kendi başına hareket etmeye başladı ve merdivenlerden zincir şıngırtıları geldi.


"Bir şey buldum!" Önden giden Kız Kardeş Hui elinde bir oyuncakla bir odadan dışarı çıktı. "Şuna bakın, bu oyuncak odanın ortasında duruyordu."


"Kıdemli lütfen Korku evindeki eşyaları rastgele yerinden oynatma. Geçen sefer tabutu oynattığımızda tuzak etkinleşmişti." He San tecrübelerini aktarıyordu ama kimse ona önem vermiyordu. Herkes tarafından görmezden gelinen He San sessizce grubun en dışında kalırken kıdemlisinin kelimenin tam anlamıyla karanlık yoldan gidişini izliyordu.


"Bu oyuncak bebekle ilgili önemli bir şeyler olmalı. Odanın ortasında durması bir çeşit ipucu olabilir mi?" Maymun, oyuncağı loş ışığa doğru havaya kaldırdı. Oyuncak beş ya da altı yaşlarında küçük bir kızı andırıyordu. Gözleri yoktu ve vücudu yanmıştı. "Gözlerinin olmaması karanlığı, vücudunun yanması ise cehennem ateşini mi temsil ediyor?"


"Ya da bir kundaklama cinayeti olabilir?" Kardeş Feng oyuncağa eliyle bastırdı. "İçinde pamuktan başka bir şey var; katı bir şey. Açıp görelim."


Maymun, oyuncağın arkasındaki fermuarı aşağı doğru çekti. Oyuncağın için yırtık kağıt parçalarıyla doluydu. Rastgele bir parça çıkardı ve el yazısı kargacık burgacıktı, bir çocuğun el yazısına benzemiyor değildi.



"Ne yazıyor?"


Kağıdı okuyan Maymun'un yüzü kasvetle dolmuştu. Kağıdı avucuna yerleştirdi ve onu gruba doğru gösterdi; sadece iki kelime vardı— Hepiniz Öleceksiniz!


"Bütün parçalarda aynı şey yazıyor."


"Böyle bir şey yapmak için ne kadar derin bir nefret olmalı?"


"Çabuk içine koy, beni  huzursuz ediyor." Başından beri sessiz olan Shi Ling sanki oyuncak bebekten ürkmüş gibiydi. Ona bir bakış attıktan sonra birkaç adım gerilemişti.


"Sadece bir oyuncak korkacak bir şey yok, muhtemelen Korku Evinin kullandığı dekorasyonlardan bir tanesi." Maymun kağıdı tekrar oyuncağın vücudunun içine soktu ve onu bir kenara fırlatarak koridorun rastgele bir köşesine düşmesine neden oldu. "Sonraki odaya gidelim."


Fakat sesindeki titreme, içinde gizlediği korkuya ihanet ediyordu.


"Bekle biraz." Xiao Hui sol elini kaldırdı ve elinde bir buruşmuş bir kağıt tutuyordu. "Biraz önce odada oyuncak dışında bir de bunu bulmuştum. Bir bakın, sanırım bir çeşit günlük girişi gibi bir şey."


"Bakalım." Lao Zhao kağıt parçasını aldı ve okumaya başladı. "Evde başka birisinin gizlendiğini hissediyorum. Acaba yatağın altında mı yoksa dolabın içinde mi saklanıyor. Bunu anneme, babama ve ablama söyledim ama onlar benimle ilgilenmek yerine başka şeylere yöneldiler. Gece çöktüğünde babam bütün kapıları ve pencereleri kontrol edip kapalı olduklarından emin olduktan sonra yatmaya gitti. İçeride birisi saklanırken dışarıdan bu kadar korkmalarının nedenini anlamıyorum.


"Siktir! Bu ne?" Lao Zhao okumayı yarıda kesti ve kağıdı tekrar Xiao Hui'ye doğru itti. "Buradaki her şey bizi rahatsız etmek için tasarlanmış; bu tuzağa düşmemeliyiz."



"Detaylara gösterilen dikkatten etkilendim ama yine de bu beni korkutmak için yeterli değil." Xiao Hui kağıdı bulduğu yere geri koydu ve bunun ardından grup sonraki odaya ilerledi. Hiçbiri de biraz önce attıkları oyuncağın yerde aniden seğirdiğini görmemişlerdi.


"Zaman harcamayı bırakıp çıkışı bulalım." Beş odayı kontrol ettikten sonra hiçbir şey bulamamışlardı ve koridorun sağdaki sonuna ulaşmışlardı.


"Bu kat çok büyük; verilen süre aramayı tamamlamamız için yeterli değil, o yüzden çıkışın üçüncü katta olma ihtimalini zayıf görüyorum.  Eğer ben Korku Evi sahibi olsaydım girişi ve çıkışı aynı kata kurmazdım," Kardeş Feng mantık çerçevesinde analiz yaptı.


"Tekrar iki gruba mı ayrılacağız?"


"Hayır! Eğer aynı katta kalmazsak böl ve ele geçir taktiğine kolayca yakalanırız!" He San'ın bu sözleri grup tarafından görmezden gelindi.


"Buraya gireli on dakikadan fazla oldu ama daha hiçbir şey olmadı. Evet atmosfer kötü ama hala korkutucu olmaktan çok uzak. Gruplara ayrılmayı kabul ediyorum." Lao Zhao alnındaki teri silerek devam etti. "Buradaki gerçek amacımızı unutmayın. Çıkışı belirlenen sürede bularak üniversitemizin kaybettiği itibarı düzeltmeliyiz!"


"Haklısın! Orijinal plana göre ayrılacağız."


Bu tartışma tam sona erdiğinde He San en sonunda ileri çıktı, "Lütfen beni dinler misiniz!?"


Grubun ortasına geldi ve koridoru işaret etti. "Birkaç dakikadır merdivenlerden garip seslerin geldiğini duyuyorum; bir şey bizi takip ediyor!"


He San'ın bu uyarısıyla birlikte grup giderek netleşen zincir seslerini fark etmeye başladı.



"Patron bize bu senaryonun adının Geceyarısı Cinayeti olduğunu söylemişti, yani bu senaryoda bir katil olmalı." Lao Zhao onun omuzuna patlatarak konuştu, "Fazla düşünüyorsun. Katil, Korku Evinin bir çalışanının rolünü oynadığı bir karakter olmalı ve o sadece bir oyuncu olduğundan korkacak ne var? Haksız mıyım?"


Grup kahkahalar atarak He San'ın fazla hassa olduğunu düşündü.


"Endişelenme, kıdemlilerin seni korur." Lao Zhao telefonunu çıkararak ekledi, "Bu arada, Korku Evinde kısa bir video çekip dalga geçmek için patronun sayfasına atmaya karar vermedik mi? Bence burası fena değil. Herkes kameraya baksın."


Kamerayı herkesi içine alacak bir açıyla ayarladı. Gözleri kameraya baktı ve tam bir şey söyleyecekken aniden tepeden tırnağa bir ürperti hissetti!


Şişman vücudu sallandı ve titreyen eliyle telefonu düşürdü.


"Şişko! Kafayı mı yedin?"


"Ne yapıyorsun? Beni korkuttun!"


Lao Zhao konuşmadı. Gözleri oradaki herkesi taradı ve birbirine vuran dişlerle konuştu, "Siz de sayın, neden ben de dahil sekiz kişiyiz!?"






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr