Bölüm 101:

avatar
583 3

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 101:


Zaman akıp geçmiş, Plan R’nin tamamlanmasının ardından çoktan 6 ay süre geçmişti. 



Bu süre içerisinde dünyada pek çok olay yaşanmış, hiç kuşkusuz yaşanan olaylarda Cüneyt’in varlığı sayesinde pek çok kişinin kaderi değişmişti. 



Öncelikle yaşanan olayların başında Akıllı Asistan’ın kurumsal paketlerinin satışı ve kullanımı sayesinde pek çok düşük seviye kod madenciliği yapan şirket eleman alımını durdurmuş, hatta bazı şirketler doğrudan işten çıkarmalara bile başlamıştı. 



Yazılım sektöründe çalışan insanlar için son derece kabus dolu günler bir anda gelmiş gibiydi.  



Bunun yanında garip bir şekilde ABD teknoloji borsası NASDAQ’tan çekilen para, en nihayetinde makro ölçekte piyasa oynayan insanların görüş alanına girmişti. 



Başta pek kimse önemsemese de geçen bu zaman diliminde borsadan kaybolan para 2 milyar dolar seviyesine gelmişti. 



Borsalar, yapıları gereği birileri kaybederken birileri kazanması üzerine kurulan bir sistemden oluşmaktaydı. Bu sistemde düşük bilgi birikimine ve bilgi asimetrisine sahip kişiler, kısaca balinaların kurbanı olurdu. 



Fakat burada yaşanan hadisede durum farklıydı.  



Balinalar, yada onlar gibi olmasa da biraz yüksek seviyedeki yatırımcıların bir çoğu bu kaybolan paradan nasibini almamıştı. 



Kapitalist bir ülke olan ABD’de para her şey demekti. Balinaların arkasındaki destekler bu durumdan hemen haberdar olup o sözde kimsenin bilmediği güvenlikli şirketlerin veritabanları bir bir incelenmiş ve ortaya çıkan sonuç herkesi şaşırtmıştı. 



Herhangi bir sorun yoktu! 



Bu durum Asena’nın milyonlarca farklı işlem hesabı açıp kapaması ve bunun sonucunda güvenli bir şekilde Offshore şirket hesaplarına parayı aktarması sebebiyleydi. 



Sonuçta her yer ABD bankaları ile oluşan düzende değildi. Dünyada Hong Kong yada Çin gibi büyük ulusal bankalar da vardı. Bu durumda ABD kafasına göre parayı kontrol edemezdi. Hele ki bazı Avrupa Ülkeleri de ABD’nin bu teftişinden oldukça rahatsızlardı ve bilgi vermemekteydiler. 

Sonuç olarak para bir şekilde ABD borsasından, dolayısı ile ABD’nin cari hesabından ayrılmıştı. 

Fakat dünyanın her yerinden sürekli olarak insanlar ABD borsalarında oynarlar, daha sonraları ise o borsada ya kazanırlar yada kaybederlerdi. 



Bu nedenle her hesabı incelemek, onların sahiplerini araştırmak son derece zorlu bir işti. 

Hele ki bazı spot piyasalarında durumlar çok ciddi olarak değişmişken. 



NASDAQ’ın dışında kripto para piyasalarında ise hacim normalde 2-3 milyar dolar civarındayken garip dalgalanmaların neticesinde 500 milyon dolar seviyelerine düşmüştü. 



Bu da Asenanın işiydi. 



Kripto para piyasalarında regulatörler olmadığından işlemleri hızlı yapabilen her zaman kazançlı oluyordu. Hele ki yüksek seviye bir yapay zeka, bütün istatistik araçlarını kullanarak anlık binlerce analiz ve işlem yapıyorken, gözünü açıp kapatırken bile elindeki paradan olabiliyordun. 



Dünyadaki trendlerin bir diğeri ise teknoloji dünyasında Apple şirketinin duyurmuş olduğu grafik arabirimi ve sözde yapay zeka arabirimini taşıyan M1 çipleriydi. 



Her ne kadar Cüneyt’in açısından bu çöpten bir uygulama olsa da teknoloji dünyasında geleceğin çip üretim teknolojisi olarak görünmüş ve epey yankı bulmuştu bu durum. 



Beklenmedik bir şekilde sadece mikroişlemcinin içine yerleştirilen grafik arabirimi yada ikiuçlu sistemler, buna grafik arabirimini yansıtılan ekranların donanım hızlandırmaları da dahil, teknolojinin son yıllarda geldiği darboğazdan çıkmanın yolu olarak görünmeye başlamıştı. 



Öte yandan Taiwan’da gerçekleşen kuraklıklar sağ olsun bütün dünyada bir çip krizine neden olmuştu. 



Gelişen teknolojiler sağ olsun neredeyse her şeyin içine girebilen mikro işlemciler, talebin artması neticesinde dünya talebine yetişememeye başlanmıştı. 



Oligopol bir piyasa olan işlemci piyasasına girmek için gerekli minimum sermayeler en azından 100 milyar dolarlar ile başladığından bu kriz henüz çözülebilecek gibi görünmüyordu. 



Bunların dışında dünyadaki eskiden kullanılan bazı uygulamalar, bazı trendler değişmiş, insanlar yaşam tarzlarını değiştirmeye başlamıştı. 



Youtube, Twitter, Instagram, TikTok ve Twitch gibi büyük şirketler, web siteleri ve uygulamalarda ise artan sinir bozucu insanlar, şiddet ve çeşitli saçma eylemler, bu şirketlerin balonunu patlatmış ve şirketlerin kan ağlatılmasına neden olmuştu. 



Özellikle Youtube şirketinin holding şirketi Google, dolayısı ile Alphabet şirketi, yaşanan reklam engelleyici programların düzgün çalışmamasından büyük nasibini almıştı. 



Aslında her şey ilk başlarda onların istediği yönde ilerliyordu. Fakat zaman ilerledikçe dünyanın her yerinde bu sitelere giren insanlar artık sıkılmaya başladılar. Buna pusuda bekleyen Rumble, VK gibi video siteleri de eklenince, Youtube şirketi reklamları ilk olarak azaltma, daha sonrasında ise toptan kaldırma kararı aldı. 



Tabi bunun neticesinde reklam vererek içerik üreten insanların gelirleri keskin bir şekilde azalmış ve bu sitelerden kaçışlar yaşanmaya başlamıştı. 



Aslında kaçışın esas sebebi sadece reklamlardan gelen gelirlerin azalması değildi. Geleceği parlak olsun yada olmasın içerik üreten kişilerin içerikleri toplu şekilde dislike, şikayet, yorumlarda tamamen yasal olan linçler gibi durumlar içerik üreticilerin psikolojik bariyerini kırmıştı. 



Bu nedenle önceden kendi kendini idare edebilen ve sürekli olarak Win-Win sağlayan sistem kendi üzerine çökmüş ve artık yenilikçi şeyler giderek ‘sıradan’ bir video izleme sitesine dönüşmüştü. 



Fakat yine de bu şirketin yıllardır Çin ve Rusya hariç dünyanın her yerinde biriktirdiği kitleleri fazlaydı. Her ne kadar küçük bir ameliyat geçirse de kullanıcı sayıları hala milyarlarla ifade ediliyordu. 



Diğer pusuda bekleyen video şirketleri için ise bahar gelmiş gibiydi. En azından bu sürede yükselen trenddeydiler. 



Twitter şirketinin durumu içlerinde en sıkıntılı olan durumdu. Çoğu dünya ülkesinde siyasetinden duyurulara birçok bildiri Twitter üzerinden yayılmakta olduğundan dolayı bu sitede gerçekleşen hadiseler hemen sosyal hayatta etkisini gösteriyordu. 



Aylar öncesinden Almanya’da gerçekleşen hadise sanki bir olaylar silsilesinin fitilini ateşlemiş gibi dünyanın her yerinde bu web sitesinin netice olduğu birçok olay, eylem, terörizm gibi hadiseler yaşanmıştı. 



Bu durumda çoğu dünya ülkesi Twitter şirketinin kendi ülkelerinde olan yöneticilerini birçok kez çağırmış ve bu olayların tekrar yaşanmaması gerektiği yönünde uyarı almıştı. 



Twitter şirketindeki üst düzey yöneticiler ise yaşanan bu durumun onlara yapılan bir siber saldırı olduğu kanaatindeydiler fakat bu durumu kanıtlayabilecekleri bir kanıtları yoktu. 



Dünya genelinde, özellikle forum, blog çağı olarak bilinen 1995-2005 arasında internette anonimlik mevcuttu.  



Kısacası yeterince E-mail ve yeterince lakap olarak kullanacağın isimlerin var ise sınırsız kullanıcı adı alabiliyordun. 



Sosyal Medyanın çıkışı ile gerçek hesaba geçişler ilk başlarda trend haline gelmiş olsa da özellikle son yıllarda insanlar sahte hesaplar ile kendilerine binlerce hatta milyonlarca takipçi kasarak ünlü olabiliyorlardı. 



Hatta bu işlemi gerçekleştiren medya şirketleri, ajanslar yada çeşitli kurumlar bile oluşmuştu. 

Asena’nın beslendiği loophole buydu. 



Dolayısı ile dünyada 4 milyar insan internete erişim sağlayabiliyorsa, bu insanlara karşılık gelen 260 trilyon hesap mevcuttu. 



Bu da kişi başı yaklaşık 65 bin hesap demekti. 



Bir kişi kendi başına 65 bin hesap açabilir miydi? 



Cevap tabiki de hayırdı. 



Çeşitli yazılımlar, botlar sayesinde bu kadar fazla email yada hesap almak mümkündü. 



Gerçek hayranı 10bin olan ancak Twitter’da takipçisi 2.4 milyon olan hesaplar mevcuttu. 



Bu nedenle Asena’nın işi Twitter çöplüğünde çok kolaydı. O kadar hesaptan garip bir hareket algılamak çok zordu. 



Durum bu olunca Twitter toplu yasaklamalara, erişim engellerine gibi uygulamalara maruz kalmıştı. 



Şimdi bile Avrupa ülkelerinin yarısı Twitter’i yasaklamış, diğer yarısı ise gerçek hesap kullanma şartı getirmişti.



 

Türkiye’de ise durum çok garipti. İlk yasaklayan ülkelerin başını çekmese de Türkiye’de Twitter’i yasaklamış, ardından ise birçok siyasi ve toplumun çeşitli yörelerinin desteğiyle neredeyse Twitter ile bire bir aynı olan bir websitesine geçmişlerdi. 







Bölüm Sonu. 



 

Not: Yazdım yazdım, onlarca diyalog, cümle, ifade, tavır vb. Fakat en nihayetinde sildim arkadaşlar. Yaşadığımız yeri hatırladım, gereksiz atraksiyonlara girmemenin gerektiğini hatırladım. Sağduyum üstün geldi ki silip en iyisi zaman atlamanın ve dünyadaki olayların neler olduğunu hatırlatmak istedim. 

Birkaç bölümde kısa bir özet neticesinde artık hızlı bir ilerleme sergileyeceğiz.  

Son olarak TR Twitter versiyonu sizce ne olsun? İsim olarak güzel bir şey yazan olursa kullanmak isterim. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44404 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr