Bölüm 96:

avatar
473 3

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 96:


Ertesi sabah, 


 

Cüneyt, teknoloji kulesini amacı dışında kullanarak ilk defa farklı bir şey denemiş, bunun sonucunda da artık zaten yetmeyen günlerini daha verimli değerlendirecek bir yöntem bulmuştu. 



Dün gece eve geç gelmesi ve Aslı’nın ailesi ile bir süre vakit geçirmesi dışında kalan zamanı neredeyse yok gibiydi. Ayrıca meditasyonu da hesap ederse 24 saatlik süre onun için yetmemeye başlamıştı. 



Bunun için her ne kadar zihni yoran bir yer olduğunu bilse de teknoloji kulesinde eğitim için ona ayrılan yerde zaman teknolojisini kullanarak ders çalışmak yerine ilk defa uyumuştu. 



Fakat beklediğinin aksine yorgun ve bitik bir zihin yerine gayet kendinde, berrak ve dinlenmiş bir şekilde güne uyandığını gördü. 



Saat daha sabahın 5’i idi ve kendisi şu anda ARGE merkezindeki 15’inci katta bulunan ona ait suit odadaydı. Kardeşi Büşra’da burada onunla birlikte kalıyor, eğitimini burada sürdürüyordu. 



Büşra’dan söz açılmışken, geçen bu zaman diliminde ondaki gelişimler en belirgin ve en radikal olanlardı. 



Mesela boyu 160’lara zar zor gelen Büşra, Kozmik tekniğe olan yatkınlığındandır bilinmez, teknikte diğerlerine göre daha ustalaşmıştı. 



Cüneyt ona her ne kadar bütün set egzersizleri vermemiş olsa da ona öğrettiği 5 tekniği daha Nevşehirde okuluna devam ederken ustalaşmış ve hatta günde birkaç kez daha yapmaya başlamıştı. 



Bu da onun yeteneğini daha da şekillendirmiş ve en nihayetinde vücudu, beyni ve kozmik tekniğe olan yatkınlığı artmıştı. 



Bundan daha aylar önceden, daha anne ve babasının tekniği baş-orta seviyelerdeyken kendisi sınıra ulaşmış, ancak dönem bitip ailecek Kayseri’ye yerleştiğinde diğer seviyelere gelebilmişti.



 

Cüneyt, kızkardeşinin bu seviyede olduğunu gördüğünde mutlu olmuş ve ona egzersizlerin devamını da yapmasını şart koşmuştu. İkinci seviyeye gelmeden Büşra, her ne kadar zorlanmış olsa da 39 set egzersizi tam anlamıyla daha 1 hafta önce tamamlamıştı. 



Bu bir haftada ise egzersizleri daha da fazla yaparak hem vücudunu son derece mükemmelleştiriyor, hem de kozmik teknikte 1. seviyede olan sınırını genişletiyordu. 



Açıkçası Kozmik tekniğin içeriğini yaşlı adam tam anlamıyla Cüneyt’e aktarmamıştı. 



Fakat tesadüftür, Cüneyt’in kardeşinin üzerinde gördüğü bu değişiklikler, onu bilmeden bu tekniğin dışardan görünen kadar esrarengiz değil daha da mistik olarak görmesine yol açıyordu. 



Geçen haftalarda kafeteryada diğer çalışan arkadaşlarına söylemesinin esas sebebi hem kendi deneyimleri hem de kardeşi Büşra’da gözlemlediği deneyimlerin bir sonucu denebilirdi. 



Şimdi bile Büşra’nın boyu 175 santimi aşmış, yaşı gereği halen büyüme evresinde olduğundan dolayı ise daha da uzaması mümkündü. 



Fakat sadece boyu değil vücudunun diğer hatları da daha belirginleşmiş, dışarıdan bakan birisi onun olgun bir kadın olduğunu söyleyebilirdi. 



Derya bile kadınsılık konusunda Büşra’nın gerisinde kalırdı. 



Bunların yanında çocuksu duran yüz hatları güzelleşerek daha keskin ve seksi olmuştu. 



Bugün Cüneyt, kendisi erkenden kalmış olmasına rağmen o da bu saatlerde uyanmış, abisi ile birlikte meditasyon ve egzersizleri yapıyorlardı. 



Üzerinde vücudu saran siyah-mor renkteki dar spor kıyafetleri ve atkuyruğu uzun saçları ile birlikte uzun boyu ve cesur pozuyla elinde tuttuğu yüksek enerjili içeceklerle Cüneyt’in yanına gelmişti. 



“Abi, bugün Aslı abla ile beni tanıştıracak mısın?” dedi. 



Cüneyt ise kardeşinde gerçekleşen değişimleri gördükçe kozmik tekniğe ve egzersizlere küfretmeden duramıyordu. 



Aslı konusunu bilmesine gelecek olursak, akşamları burada Aslı ile telefonda konuşuyorlardı. 



Her ne kadar kızkardeşinin teknikteki seviyesi daha ilk seviyede olsa da duyu organları dünyadaki her canlıdan daha hassastı ve konuşmalarını anlayabiliyordu. Bunun üzerine yüksek seviyedeki zekası da eklenince durumu çoktan çözmüştü. 



“Meditasyonlarımızı ve egzersizlerimizi tamamlayalım ilk önce. Bugün senin için önemli bir gün, sana tekniğin ikinci kısmını vereceğim” dedi Cüneyt. 



“Bu harika.. Sonunda ikinci seviyeye gelebilirim! Özge ablalar benimle hep dalga geçiyorlardı seviyem onlardan zayıf diye.. Artık onlardan daha üstte olabilirim..” Büşra abisinin söylediklerini duyunca sevinmişti. 



Özge ise Marmara’daki mühendislik kadrosundan gelen bir kişiydi. Çabucak buradaki kızlar ile bir topluluk kurmuşlar ve onlar da çalışmalarında Büşra ile karşılaşmış, onu yanlarına alarak ablalık yapmışlardı. 



Cüneyt bilerek ve isteyerek kardeşinin seviyesini bastırıyordu. O da kardeşinin daha gelişmeye açık olduğunu gördü ve egzersizleri tamamlayıp tekniğe devam etmesi gerektiğini düşündü. 

Sonuçta herkes kendisi gibi genetik solüsyon ile vücudu değişmiş ve öyle kozmik tekniğe başlamamıştı. 



Ancak bu yöntem bile işe yaramıştı ve normalde 1’inci seviyenin zirvesine gelen Büşra, geçen bu zaman diliminde egzersizlerini yüksek bir tempoda tekrarlayarak yaptığından ötürü doyma noktası sınırını aşarak ilk teknikte epey ilerlemişti. 



Şimdi bile zirve noktası eski zirve noktasına nazaran 5 katı kadar fazlaydı. Fakat her ne kadar fazla olsa da toplam seviyesi Cüneyt’in o zamanki halinin sadece yüzde 60’ı kadardı. 



“Tamam, içecekleri hazırladıysan onları terastaki yerlerine koy ve beni takip et, ısınma hareketleri yapalım” dedi ve ayağa kalktı. 



Çok geçmeden terasa gelen ikili, orada kendilerine yaptıkları alanda egzersiz hareketlerine başladılar. 



Daha sonra Büşra meditasyon ile doyum noktasına ulaştı ve Cüneyt ona ikinci seviyeyi aktardı.



Daha sonrası ise çok geçmeden Büşra’nın ikinci seviyeye geçişi oldu ve ardından vücudundan atılan özgür radikaller oldu. 



Çamur banyosu yapan ünlü mankenler gibi olan kardeşine bakan Cüneyt “Tamam bugünlük senin için bu kadar yeterli, git etrafı kokutma..” dedi ve dalga geçti. 



Kardeşinin protestolarına aldırış etmeden Cüneyt oturup kendi meditasyonuna başladı. Saat 5:45’i gösteriyordu ve güneş doğumunu anca görebilirdi. 



Aslında teknikte tek seferde oturup doyum noktasına ulaşman gerekiyor diye bir gereklilik yoktu. İstersen günde farklı saatlerde yapabilirdin. Fakat Cüneyt ilk günkü gibi tek oturuşta işi halletmeye alışmıştı. 



1.30 saate yaklaştığında artık meditasyonu bitiren Cüneyt, saat sabahın erken vakti olmasını görüp kardeşinin getirdiği içeceği tek dikişte bitirdikten sonra kalkıp suit dairesine geri döndü. 



Bu noktada kardeşi Arge merkezinin içinde bir yerde ona verilen programı tamamlamak için çoktan çıkmıştı bile. Bu nedenle ev boştu ve Cüneyt ise zaten evde duracak kadar vakti olan birisi değildi. 



Duş alıp temiz kıyafetler giydikten sonra yürüyerek büyük ve geniş kampüsten çalışanların selamları eşliğinde yürüyerek ayrıldı. 



Villa No:1 ve No:2 bütün kampüse yüksekten bakan bir konumda olmasına rağmen esasında kampüsün içinde değildi ve basit tek şeritli dandik bir yol ile bir sapağa girerek ulaşabiliyordun. 



 

Yolu bile olmayan bir yere neden böyle bir villa yapılmıştı?


Burası Cüneyt’in gelecek planı için önemliydi. O, artık gelişimin sadece yol yaparak olmayacağını biliyordu ve gelecekte insanı kısıtlayan yol engelini kaldırmıştı. 



Çok geçmeden villa no:2 ye gelen Cüneyt, kapıda duran koruma güvenlik robotunun hareketiyle villaya girişini yaptı. 



Kampüste olduğu gibi villanın bahçesi de sonradan değiştirilerek yeşillendirilen bir yerdi ve çoğu yer henüz yeşermemiş bitkiler ile doluydu. 



Bunun dışında her ne kadar bitki örtüsü gelişmemiş olsa da villa tam bir milyarder Amerikan tarzı villaydı. Toplamda 20 bin metrekarelik alanı kapsayan geniş bir villa kompleksi denebilirdi. 



Asıl yaşam alanı olan villanın dışında gençlerin takılabileceği gençlik evleri, havuzlar, yürüyüş bahçeleri, rehabilitasyon bahçesi ve açık hava bahçesi gibi bir çok yeri vardı. 



Ayrıca antik yunan mimarisini andıran çeşitli heykeller, eski roma mimarisinden çeşitli bahçe duvarları, labirent alanları da mevcuttu. Her ne kadar villa no 2 olsa da no 1 den ayrılan görünüşte bir özelliği yoktu. 



Evet, villa no 1 ile villa no 2 en azından yer üstünde kalan noktalar bakımından aynıydı. Fakat villa no 1 de yerin altında 200 metre kadar inebilen özel alanlar ve makine odaları mevcuttu. 

Cüneyt, bunu ilerleyen zaman diliminde lazım olabilecek durumlar için yaptırmıştı ancak daha o zaman gelmemişti. 



Bahçeye giren Cüneyt, her ne kadar saat daha erken olsa da eşofman takımını giymiş Turgut beyi, Alper’i ve Aslı ile Meleği’de bahçede spor yaparken gördü. Fakat Ayşe hanım aralarında değildi, muhtemelen içeride kahvaltı ile uğraşıyordu. 



Bunu düşündüğünde “ Asena, hemen bir yardımcı robot ayarla ev işlerine yardımcı olabilsin ve yemek yapabilsin, görünüşü ise kadın olsun” dedi. Daha sonra onay yanıtını alınca villanın içine girdi.


 

Bölüm Sonu 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44406 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr