Bölüm 97:

avatar
448 3

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 97:


“Anlaşıldı, lider.” dedi Asena, Cüneyt’in kulağındaki kablosuz ses iletim cihazından. 



“Ne zamana hazır olur?” dedi Cüneyt, bahçedeki ısınma hareketi yapan TUrgut bey’lere bakarken. 



“Yaklaşık 15 dakika içinde hazır olur, Lider” dedi Asena. 



Aslında Plan R’den dolayı robot üretim tesisi tam bir otomasyonda ARGE merkezinin eksi katlarından ayrılmış ve Cüneyt’in kendi amaçları için hazırladığı Fabrika No:1 de bir üretim tesisi kurulmuştu. Drone’ler ve Plan R de gerekli olacak malzemeler, bunların dışında deneysel ekipmanlar, uydu üretimi ve Kuantum veri işleme merkezi de Fabrika No 1 de üretilmekteydi. 



Cüneyt ve ekibinin üretmiş olduğu ultrasonik jet motoru projesi Fabrika No 2 de üretilmiş, o fabrikanın içinde şu anda bile bir ekip sürekli olarak yeni mühendislik çalışmaları yapmaktaydı. 



ARGE merkezinin içindeki alanlarda ise şimdilik 1. seviyeyi tamamlamış ve deney yapmak isteyen bilim adamlarının kullanması için tahsis edilmişti. 



Bunların dışında 2. seviye için daha şimdiden birçok aday kendini göstermeye başlamıştı ve onlar için bir kompleks daha yapılması gündemdeydi. Tabi henüz herhangi bir inşaat gerçekleşmemişti, fakat Mehmet sağ olsun, Plan R’nin de yardımları ile bu alandaki çevredeki her arazi satın alınmıştı ve Plan R’deki işgücü ile Cüneyt isteseydi inşaate başlardı. 



Fakat sonuçta kış mevsimine girilmişti ve soğuk havalar rakımı özellikle yüksek olan bu yerlerde kendisini daha şiddetli hissettiriyordu. 



Kozmik teknikle bilim adamları ile burada çalışan ekipler pek fazla etkilenmemekteydi ama bu demek değildiydi ki inşaatçi programlanan bir zamanlar ‘yüksek mevki’ de olan insanlar etkilenmiyordu. 



Cüneyt geniş kalpli birisi değildi ve o kişilere kozmik tekniği verecek kadar aptal değildi.



 

*** 



“Günaydın Turgut Amca, günaydın Alper abi, günaydın Melek...” içeri gelen Cüneyt, çok geçmeden diğerleri ile karşılaştı ve “ Günaydın Aslı..” dedi. 



“Hahaha, erkencisin Cüneyt, bu devirde senin gibi gençleri bu saatlerde ayakta görmek çok büyük nimet.” dedi Turgut bey. 



“Haha. Siz de erkencisiniz Turgut amca.. Ayşe teyze yok mu? O da gelsin de size yarım kalan teknikleri göstereyim.” dedi Cüneyt, bozuntuya vermeden. Şaka mıydı, o şimdi bile sabah herkeslerden önce uyanıp herkesten sonra yatan birisiydi. 



“Ayşe teyzen kahvaltılık bir şeyler hazırlıyor, dün söylediklerine göre kahvaltımız epey güçlü olması gerekliymiş.” dedi Turgut bey. 



“Ayşe teyzeyi de çağırın, kahvaltı için endişelenmenize gerek yok, birazdan bir hizmetçi gelecek ve günlük işlerde yardımcı olacak” dedi Cüneyt ve ekledi “Turgut amca, bu teknik her şeyden önemli, bu nedenle mümkünse eğer kimsenin ertelemesine neden olacak şeyler yapmayalım, ilk başlarda bazı egzersiz hareketleri sizi çok zorlayacak, eğer Ayşe teyze sizin gözetiminizden uzakta olursa ve egzersizleri tamamlamaz ise tekniğin etkisi zayıflar. Bu ilerleyen zamanda büyük pişmanlıklara neden olur” dedi. 



Açıkçası Cüneyt’in bunu demesindeki esas neden kendi ebeveynlerinin davranışlarıydı. Buraya geldiklerinden beri kozmik teknikte her ne kadar azimli olup 1.seviye zirvesine gelmiş olsalar da egzersizleri ihmal ediyorlardı. Kardeşi şu anda 2. seviyeye gelmişti ve egzersizlerin önemini daha da iyi biliyordu. 



Bu nedenle geçen haftadan beridir evde bir hizmetçi robot ile anne ve babasının egzersiz programını kontrol etmekteydi Cüneyt. 



Gerçekten de Cüneyt’in sözlerini duyunca başta pek önemsemez gibi duran Turgut bey ve oğlu Alper ciddileştiler ve ilki “Alper, git ve anneni çağır, spor kıyafetleri ile birlikte gelsin” dedi. 



“tamam”. 



İçeri doğru giden Alpere bakan Turgut bey, bahçede aile için bulunan oturma yerlerini göstererek “Cüneyt, istersen gel biraz oturalım, Ayşe’nin gelmesi epey sürer” dedi ve oturmak için  güneşin dağlardan doğumunu izlemek için yapılmış çardak benzeri bir oturma alanına gelerek oradaki sandalyelerin üzerine oturdu. 



Sandalyelerin üzerinde kavuçuktan yapılma lüks deriye benzeyen bir sünger vardı ve sabah çiğini aldığından nemlenmişti. Oturunca birden titreyen Turgut bey “Kayseri epey soğuk ha.. Size imreniyorum Cüneyt, bu yaşta nasıl oluyor da bu soğuğu hissetmiyorsunuz” dedi ve Cüneyt’e daha sonra da kızı Aslı’ya baktı. 



Cüneyt ve Aslı sanki hava şartlarından pek etkilenmemiş gibi duruyorlardı ama Melek öte yandan sıkı spor kıyafetlerinin üzerine spor üstlüğü giymiş, onun da fermuarını çekmiş ve ellerini ovuşturarak ısınmaya çalışıyordu. 



“Turgut amca, siz daha ilk oturuşa yeni başladınız, Melek, Alper abi daha tekniğe dün gece başladılar, onlarda etki sizin gibi bile değil, fakat ilerleyen dönemde emin olun bu havalar size sıcak bile gelmeye başlar” dedi Cüneyt. 



Onaylar şekilde başını salladıktan sonra havadan sudan konuşmaya başladılar. 



15 dakika sonra villanın kapısında 175 boylarında vücudu son derece estetik duran uzun saçlı ve suratı adeta bir starı andıran son derece güzel bir kadın belirdi. 



Kadının üzerinde uzun bir pantolon, üzerinde ise beyaz bir gömlek ve üzerinde ise askılı temizlikçi kıyafetleri vardı. Dışarıdan bakan VIP mekanlarda çalışan servis işçisi kıyafetleri olduğunu anlardı. 



Fakat gelen kadının fiziği ile yüzü bu iş için son derece ters gibiydi. 



İçeri gelen kadın, ayak hareketlerinde herhangi bir kesintiye uğramadan doğrudan Cüneyt’in yanına geldi ve “Cüneyt bey, ben Cankız, bugünden itibaren burada çalışmam emredildi” dedi ve hafif eğildi. 



Açıkçası Cüneyt bile Asena’ya çalışan kadın hizmetçi istediğinde bu kadar detaylı düşünmemişti. O sadece gelecek bir kişinin tonton mahalle teyzesi gibi olmasını hayal etmişti. Kim bilebilirdi ki böyle biri gelecekti. 



“Tamam, bundan sonra evin gündelik işlerinden sen sorumlusun, şimdilik Ayşe hanımın kahvaltı görevini tamamla” dedi. 



“Anlaşıldı” dedikten sonra evdeki diğerlerine de selam vererek buradan ayrıldı. 



Aslı ise kenardan gözlerinde yanan alevlerle Cüneyt’e baktı. 



Turgut bey de olayı görünce sormadan edemedi “ Cüneyt, kim bu hanımefendi? Böyle bir görünüş ve davranışlarla evde hizmetçi olmaktansa dışarıda epey farklı kariyerler peşinde koşabilir?” dedi. 



“Öhöm, Turgut amca, bakmayın dışarıdan böyle göründüğüne, esasında Cankız bir robot. Bu ev için özel olarak tasarlandı, ev hizmetlerinden tutun psikolojik danışmanlık, bahçe bakımı, gerekli malzemeler olursa bir doktor ve daha nice özellikleri olan son derece teknolojik bir varlıktır.

Onunla iletişim kurarken herhangi bir sakıncaya gerek yok. Üstelik öyle görünmese de Candan’ın yapay zekası son derece gelişmiş bir yapay zekadır ve sürekli olarak yeni şeyleri öğrenebilir. İş ile alakalı herhangi meselenizde ona danışabilirsiniz.” dedi Cüneyt.




Diğerleri onun söylediğini duyunca teknolojinin nimetlerine hayret etmekten kendilerini alamadılar. Aslının hafif kıskançlık görünüşü de düzelmişti. 



Çok geçmeden Ayşe hanım ile Alper geldiler. 



Ayşe hanım da bakımlı bir kadındı. Simla dinine inansalar da başı açık birisiydi. Fakat geçmişten gelen seviyesiz eğitim sonucunda yeterli entelektüel bilgiye sahip olmadığından sosyetede dönen mevzulara Fransız kalıyordu.  



Fakat herkes buradaydı ve yerlerdeki metlerin üzerine oturmuşlardı. 



Cüneyt ise onlara kozmik tekniğin ne olduğunu, ne zaman yapılması gerektiğini, ne faydaları olduğunu ve egzersizlerin bu teknikteki öneminin ne olduğunu anlatıyordu. 



Diğerleri meditasyona başladılar ve 15 dakika sonunda çoğu doyum noktasına ulaşmışlardı bile.  

Daha sonra egzersiz hareketlerine başladılar. 



Aslı, daha önce 5 set hareketi görmüştü ve hafızasında hatırladığına göre uzun süredir kendisi yapmaya çalışıyordu, birinci seviyenin zirvesinde olmasına rağmen Cüneyt ona ikinci tekniği vermedi ve sıfırdan dosdoğru bir şekilde egzersize başlattı. Böylelikle her ne kadar tecrübeli olsa da kan ter içinde 6 set egzersizi anca tamamlayabildi Aslı. 



Öte yandan Alper ile Melek, belki de gençliğin getirisi ile 2 seti zar zor yapabilmişlerdi. Şimdi bile kan-ter içinde kalmışlar, vücutlarından bir hayli fazla özgür radikaller atılmışlardı. 



Turgut bey ile Ayşe hanım ikilisi ise içlerinde en zorlananlardı. Her ne kadar kendilerine bakmış olsalar da vücutlarında gizlenen çoğu gizli hastalık, yüksek tansiyon, şeker ve uzun süre sigara içiminden kaynaklı bir çok gizli hastalık, etkisini egzersizlerde kendisini göstermiş, nefes nefese kalmışlardı. 



Fakat kozmik teknik ve egzersiz ikilisinin getirdiği mucizeler sağ olsun vücuttan atılan pislikler de bir hayli fazlaydı. Daha şimdiden Cüneyt’in babasının vücudundan atılan pislikler kadar malzeme atmıştı Turgut bey. 



Ayşe hanımın da ondan aşağı kalır yönü yoktu. O da aşırı derecede terlemiş ve özgür radikaller vücuttan atılmıştı. 



Onların bu halde nefeslerinin kesilerek yere yığıldığını gören Cüneyt saatine baktı ve “ Şimdilik bu kadar yeterli, şimdi hızlıca duş alın ve yeni set spor kıyafetleri giyin, ardından kahvaltı yapalım” dedi. 



Bölüm sonu. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44404 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr