Bölüm 94 :

avatar
490 3

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 94 :


Avar, havalandıktan sonra içinde pek fazla bir titreşim olmasa da camdan dışarısında geçilen yerler ve gittiği yüksekliğin artması, içinde etrafı merakla seyreden aile için tarif edilemez duyguların oluşmasına neden oluyordu. 



Sıradan drone pervaneleri, eski nesil hava akımını bir yerden başka bir yere aktaran fanlardan farksızdı. Kısaca tek iyi oldukları yer aktarılan havanın miktarı ve havanın kaldırma kuvvetini akıllıca kullanan bir Newton fiziği uyarlaması da denebilirdi.  



Bu nedenle aktarılan hava miktarı ile yerçekimi arasındaki denge, yerden 50 metre ile 200 metre arasındayken sağlanabiliyordu. Bu noktadan sonra atmosferdeki hava akımları nedeniyle stabil bir şekilde uçmak zordu. 



Fakat yeni nesil ultrasonik jet motorlarının hava sıkıştırması ve yüksek itki gücü sayesinde bu sorunlar aşılmış oldu. Eğer daha aerodinamik bir yapıda bir nesne olsaydı Avar, F35 savaş uçakları gibi 20 km yükseklerde uçabilirdi.  



Fakat bu yükseklikler gereksizdi ve bu taşıma aracının kullanım amacı farklıydı. Bu nedenle yerden 4-5 km arası mesafede uçmak şimdilik yeterliydi. Üstelik dışındaki camlar özel üretim karbon karışımı camlar olduğundan dışarıdan bakan birisi siyah kamuflajı görebiliyordu fakat içeriden dışarısı herhangi bir ışık kırılması olmadan izlenilebiliyordu. 



Hıza gelecek olursa, yukarıdaki nedenlerden ötürü asıl amaç hız değildi ve taşıma amaçlı kullanıyordu, buna rağmen 600 kilometrelik saat hızına ulaşabiliyordu. 



Çok geçmeden yerler iyice küçülmüş, Muğla sınırı ise çoktan aşılmıştı. 



*** 



Öte yandan bahçede kalan Aslı ve Cüneyt, diğer robotlar ile birlikte bir sessizlik içinde Avar’ın gözden kayboluşunu izliyordu. 



“Biz de gidelim mi?” dedi Cüneyt. 



“Bunu bilerek yaptın değil mi?” Onun sorusuna yanıt vermeyen Aslı, Cüneyt’in neden iki farklı araçla geldiğini çok iyi anlamıştı. 



Avar’ın içini kendi de görmüştü ve açıkçası kendisi ile Cüneyt bile binselerdi daha yer vardı. Fakat Cüneyt, başka bir araçla daha gelmiş, ne yapmak istediği ise hem Aslı’nın hem de Turgut bey’in gözünden kaçmamıştı. 



“Neyi bilerek yaptım?” diyerek yüzsüz bir ifadeyle gülerek ekini burnuna dokundurdu Cüneyt. Kendisi fark etmese de ne zaman yalan söylese bu hareketi yapıyordu. Bunu Derya daha önceleri çözmüştü.  



“Her neyse, biz de gidelim, buradaki robotlar sence iyi olacaklar mı?” dedi Aslı, Cüneyt’in hareketlerini görünce. 



“Merak etme, Akıllı Asistanın ne kadar güçlü olduğunu biliyorsun, şirketimizde bu yapay zekadan daha güçlü yapay zeka bu robotları uzaktan kontrol ediyor, ilerleyen zamanda sizlerin davranışlarınızı izleyerek taklit edecek bir program geliştirip bu robotlar güncellenecektir” dedi



Cüneyt. Açıkçası ilk plana göre fikir makinesi ile anıları kopyalamak daha uygun olacak gibiydi fakat bu durumu Turgut bey ve Aslı nın kendisi kabul etmeyebilirdi. Bu nedenle onların yaşamının içinde gerçekleştirdiği tavırları inceleyerek büyük veri analizi ile Asena bu yardımcı alt programı geliştirdi. 



“Hoo. Demek bizi gizlice izlemeyi planlıyorsun ha?” dedi Aslı, fakat açıkçası Cüneyt ile alay için söylemişti bunları, sonuçta her ne kadar teknolojiden pek anlamasa da Cüneyt’in yaptıklarının teknik şeyler olduğunu, onları röntgenlemek olmadığını biliyordu. 



“Şey, esasında böyle denebilir, ama sizi izleyen ben değil yapay zekanın kendisi olacaktır. Şimdi bile akıllı telefonlar sayesinde kullanıcıların bir çok alışkanlıkları izlenmekte ve onlara has özelleştirilmiş içerikler verilmekte, bunu fark etmişsindir.” dedi Cüneyt, açıkçası o da yalan söylemenin yersiz olduğunu biliyordu. 



“Haha, sadece dalga geçiyorum, her neyse hadi gidelim” dedi Aslı, gülerek. 



Daha sonra Algan adında seri numarası ile üretilen coupe tarzı araç boyutlarındaki Drone’ye geldiler. Bu da diğeri gibi 4 farklı motor kullanıyordu, fakat Avar’ın aksine bundaki motorlar daha zarif ve küçüktü. 



Algan’ın önceki modelleri de eski nesil pervaneler kullanıyordu. Üstelik devam etmekte olan Plan R de kullanılan 30’a yakın Algan modeli de halen bu pervaneleri kullanan modellerden üretilmişti. 

Fakat Cüneyt’in kendisi teknolojisinin son nimetlerinden yararlanmalıydı değil mi? 



Her bir motoru toplamda 2 tonluk itkiye sahip 4 farklı motordan oluşan Algan modeli, dışardan bakan birisi için adeta bir avcı uçağını andırabiliyordu. Fakat boyut olarak avcı uçaklarınkinden hayli küçüktü. Avar modeli bile büyük görünmesine rağmen bir F16 dan pek fazla büyük değildi, hatta kanat açıklıklarını da hesap edersek küçüktü denebilirdi. 



Algan modelinde bir takım modifikasyonlar yapılmıştı. Bunun en bariz görüneni aracın tabanının tek parça entegre üretilen ve her araziye inip kalkmasını sağlayabilen çıkıntılı yapısıydı. 



Bütük parçaların fiziksel etkileşimi Yang-Mills teoremine göre üretilen her büyük bir cihazın üretim parçaları ne kadar fazla olursa yıpranması ve arıza yapması o kadar fazla olurdu. 



Fakat onun yerine büyük parçalar entegre üretimle yapılır ve tek aşamada kalıp ile yüksek hassasiyette bir araya getirilirse, bu aygıtın kullanım ömrü hem çok artar, hem de aerodinamik yapısı daha düzgün olurdu. 



Bu nedenle Algan’ın alt görüntüsü bir spor aracının altı gibi görünmekteydi, tabi biraz daha aerodinamikti. 



Üstünde ise kapıları kelebek tarzı açılan tamamı özel alaşım karbon cam’dan oluşan bir yapısı vardı. Iki tarafa da hafif ön açı ile açılan kapıların içinde oturacak iki koltuk bulunuyordu. Bunlardan birisi sıradan araba yardımcı pilot koltuğu ve arka koltuğuydu. Fakat bagaj olmadığından arka koltukların bittiği yerden 10cm sonunda aracın en arkası başlıyordu.  



Coupe tarzı araçlarda olduğundan daha fazla iç hacmine sahip araçtı bu.  



Normalde araçların tekerlekleri olması gereken yerleri de hafif değişikliklere gidilerek yeniden tasarlanmış ve oralarda 2 önde ve 2 arkada olmak üzere jet motorları vardı. Fakat bu motorlar öyle apaçık ortada durduğundan ve boyutları araç boyutuyla hiç uyuşmadığından biraz göze hitap etmeyen tipteydi.  



Eğer o jet motorları biraz daha büyük olsalardı ve araç boyutu ile bir uyum içinde olsaydı, dışarıdan bir spor arabasını andırırdı araba. En azından Aslı böyle düşündü. 



Fakat bilseydi ki şu anda bile çapı 36 santim olan o motorların itkisi bu aracı stratosfere bile çıkarabilirdi, eğer onun hayal ettiği gibi daha büyük olsaydı, bu boyuttaki araç için tam bir israf ve enerji kaybı olurdu, ne düşünürdü bilemezdi. 



Bu noktada teknik adam ile teknik olmayan insanların görüşleri arası farklılıklar gün yüzüne çıkmıştı. 



Eğer Cüneyt bu aracı satmak isteseydi, Mehmet, pazarlama departmanından Ahmet ve daha nice şirket yöneticileri, bu aracın motorlarının biraz daha büyük olması gerektiğini ve şeklinin biraz daha estetik olması gerektiğini söylerdi. 



Fakat akademideki elemanlara bunu gösterseydin bu aracı bebekleri gibi severler, önünde diz çöküp aracın her parçasını okşarlardı. 



*** 



Araca binen ikili, kemerlerini bağladıktan sonracamları kapattı ve Cüneyt, aracı manuel olarak kullanarak çalıştırıp havalandılar. 



Onların havalandığını gören robotlar ise ‘göklerden gelen bir emir’ ile Çobanoğlu ailesinin yaşam tarzlarına başladılar.  



 

Bölüm Sonu 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44403 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr