Bölüm 89:

avatar
509 3

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 89:


Turgut bey, her ne kadar Cüneyt ile uzun bir münasebeti olmasa da onun kişiliğini az çok okuyabilmişti. Ayakları yere basan ve boş konuşmayan birisiydi Cüneyt, ona göre.  



Fakat son söylediğini duyunca ona inanmadı ve kırıcı da konuşmadı. Sadece sessiz bir şekilde kaldı ve masanın önünde duran sigarasından çıkarıp yaktı. Sigara içtiğinden dolayı kanser değildi, içmese de daha iyiydi ama o, 40 yıllık bir alışkanlığı gereği her ne kadar doktor onu uyarsa da içmeye devam ediyordu. 



İçine çekti ve oturduğu yerde sessizleşti. 



Onun bu halini gören Cüneyt, Turgut beyin ona inanmadığını biliyordu. Ancak sözlerle bir şey kanıtlayamayacağını anladığından ayağa kalktı ve sessizce Turgut beyin arkasına geçti. 



Turgut bey hiç tadında değildi ve bu hareketi Cüneyt’i kaale almadığını düşündüğünden Cüneyt’in kalkıp gitmeye yelkendiğini düşündü. Sonuçta Cüneyt’in aracına yakın tarafta oturuyordu.  



Fakat onun düşündüğünün aksine Cüneyt arkasından geçip gitmemiş, kafasına dokunmuştu. 



“Sen..” tam da ne yapıyorsun diyecekken birden kafasının içinde ona ait olmayan anıların olduğunu gördü. Fakat düşünmeye çalışsa da anıların ne olduğunu anlayamıyordu. Bu normal bir durumdu, eğer odaklanmasaydın ve içeriği bilseydin kozmik teknik nerede gizli kalabilirdi? 



“Turgut amca endişelenme, sadece derin nefes al ve odaklan, anıları hatırlamaya çalış ve anılarındaki şeyleri uygula” dedi Cüneyt. 



Turgut bey her ne kadar meraklı olsa da Cüneyt’e derin bir bakış attı ve onun dediği gibi yaptı. Gözlerini kapadı ve odaklanmaya başladı. 



Şunu söylemek gerekliydi ki uzun yıllar iş ortamında yetişen biri olarak Turgut beyin zekası yüksekti. Bu nedenle 10 dakikaya kalmadan meditasyona başladı ve ilk oturuşunu yapmaya başladı. 



Cüneyt, Turgut beyin ilk oturuşa geçtiğini görünce sessizleşti ve masanın üzerinde duran Treasurer Black Gold sigaralarından birini aldı ve yaktı. 



Sigarayı içine çeken Cüneyt, zengin aromanın ve kaliteli tütünün farkını iyice anlamıştı. Kendi içtiği sigaralar büfelerden alınan markalardı ve en pahalısı bile 20 TL’yi geçmiyordu. Tadı ise neredeyse yok gibiydi. Fakat Turgut beyin sigarasından içtikten sonra gerçek tütünün ne olduğunu anladı. 

Eğer Cüneyt bir paket sigaranın 60 dolar olduğunu bilseydi ve her içtiği dalın 3 dolara tekamül ettiğini bilseydi kadere küfrederdi. Zenginler gerçekten keyiflerine düşkündü. 



10 dakika geçmeden kan ter içinde kalan Turgut bey sonunda ilk oturuşundan uyanmıştı.  

“Cüneyt, bu nedir? Sen bana tam olarak ne verdin böyle?” her ne kadar yanlış anlaşılmaya müsait bir cümle olsa da Turgut bey o kadar şaşırmıştı ki böyle bir soru sordu. 



“Turgut amca, detaylara çok fazla takılma, sen içeri git bir duş al, eminim çok rahatsız hissediyorsundur” dedi Cüneyt. 



“Oh, tamam öyleyse sen burada takıl, nasıldı sigaranın tadı? Buradakilere hiç benzemiyor değil mi?” dedi ayağa kalkarken, belliydi ki keyfi bir miktar yerine gelmişti. Bunun sebebi ise ilk oturuşta yaşanan o doygunluk hissi ve önceden olmayan bir enerjinin artık vücut içinde dolanmaya başlamasıydı. Bu enerji yavaş yavaş vücudu geliştirecek, hücrelerini genetik boyutta daha da güçlendirecekti.  



Ne yazık ki Turgut beyin yaşı ilerdeydi ve vücudunda fazla kök hücreleri kalmamıştı. Az olan kök hücreleri ise vücudunu kökten bir değişime ulaştıramamıştı. Bu nedenle bu tekniğe başladığında her ne kadar görüntüsü biraz gençleşse de vücudu tip olarak yaşlı kalacaktı. Tabi bu nispeten bir yaşlılıktı. Dışarıdan bakan birine göre 30-35 yaşlarında bir birey gibi görünecekti. 



Eğer ileri zamanda kozmik tekniğin 4’üncü tekniğine gelebilirse o zaman tam manasıyla yeniden doğabilecek, vücudu 20 li yaşlara dönecekti. 



“Haha, gerçekten de öyle Turgut amca. Bunlardan birkaç paket varsa hiç hayır demem” dedi Cüneyt. 



“Sorun değil, çalışma odamda açılmamış kartonlar var, sana veriyim” dedi Turgut bey. 



“Turgut amca, içeri giderken Ayşe teyzeye de haber ver buraya gelsin, ona da gösteriyim bu tekniği” dedi Cüneyt. 



“Teknik ha.. Demek öyle, tamam söylerim, sen burada bekle” dedi ve villanın içine doğru yürüdü. Üstü yapış yapıştı ve hava da nemli bir serinlik vardı, daha fazla kalması onu hasta edebilirdi. 

Çok geçmeden Ayşe teyze de geldi ve oturdu, daha sonra Cüneyt ona da tekniğin ilk evresini aktardı. 



Ayşe teyzenin ilk oturuşa geçmesi biraz sürdü. Odaklanmanın esnasında Turgut bey duştan çıkmış ve Cüneyt’in yanına gelmişti. 



“Cüneyt, Ayşe’nin durumu neden bu kadar uzun sürdü?” dedi kısık sesle. 



“Turgut amca, herkesin odaklanması farklıdır, sen uzun yıllar iş hayatında o kadar belgelerle, kararlarla ve işlerle uğraştın. Senin beynin karmaşık işlerde odaklanmanı kolaylaştıracak şekilde gelişti. Sana nazaran Ayşe teyzenin evdeki yaşamı o kadar da odaklanmayı gerektirecek bir yaşam değil” dedi. 



“Demek öyle..” dedi Turgut bey, ellerini çenesine koyup düşünerek. 



“Peki bu tam olarak nedir? Neden sanki enerji ile dolmuş gibi hissediyorum?” dedi Turgut bey. 



“Turgut amca, bu tekniğin nereden geldiğini sorma, tek bilmen gereken her gün bir kere mutlaka meditasyonu yap, gün geçtikçe vücudun iyileşecek, gençleşeceksin. Tek önemli nokta şimdilik bu. Böyle bir şeyin varlığını da başkalarına anlatmamanı öneririm, her ne kadar onlara tekniği aktaramasan da, başına bela almak istemezsin?” dedi Cüneyt. 



“Doğru söylüyorsun, demek kansere karşı söylediklerinin sebebi bu ha. Demek öyle..” dedikten sonra Turgut bey biraz düşünerek “Kafam hiç olmadığı kadar berrak, demek bu dediğin gençleşmenin bir sonucu ha, yok hayır, eskisinden daha da berrak” dedi Turgut bey. Daha sonra kafasında bir ışık yandı ve “Cüneyt, bu şey, kişinin yaralarını daha hızlı iyileştirmesine yol açıyor mu?” dedi. 



“Haha, gözünden hiçbir şey kaçmıyor Turgut amca, haklısın Aslı’da bu tekniği öğrendi. Hasta olduğu zamanlarda hastaneye gittiğimde ona da aktardım. Metodu öğrendikten sonra hızlı bir şekilde iyileşti ve şimdi bile 2’inci seviyeye kadar gelebildi” dedi Cüneyt. 



“2’inci seviye mi? O da ne?”  



“Aslında Turgut amca, bu toplamda 9 seviyeden oluşuyor, sen şimdilik ilk oturuşunu tamamladın, bak orada Ayşe teyze de sonunda ilk oturuşa geçti. İlk başlarda 10 dakikada doyum noktasına ulaşıyorsun, daha sonra bunu muhtemelen 30 ile 45 gün boyunca yaparsan doyum noktası sınırın artarak 30 dakika süresine kadar uzuyor, fakat 30 lu dakikalardan sonra bir tıkanma yaşıyorsun.” dedi Cüneyt ve yeni bir sigara çıkardı ve Turgut beye de uzatarak yaktılar. 



“Bu noktada ilk seviyenin sınırına ulaşmış oluyorsun, o zaman ben size ikinci kısmı vereceğim ve o tıkanıklığı kırıp 2’inci seviyeye geçeceksiniz. İkinci seviyede durum daha da farklı, ilk seviyeye göre çok daha fazla enerji depolayabiliyorsunuz ve vücudunuz daha da gelişiyor. Yaraların normale göre hızlı iyileşmesi, insan beyninin gelişmesi ve dolayısı ile zekanın artması da cabası. Fakat bunu sadece oturarak meditasyon yolu ile yapamazsınız.” dedi. 



“Peki tam olarak ne gerekiyor?” dedi Turgut bey sigarasını üfleyerek. 



“Size tavsiyem benimle birlikte Kayseriye gelmeniz olacaktır, sizin için bir yer ayarlarım, bu süre zarfında benim şirketin ana binasına gelerek orada sabahları bu egzersizleri ve teknikleri kullananları görürseniz sizin yararınıza olacaktır. Eğer dediklerimi tam manasıyla yaparsanız 100 yıl hikaye, 1000’lerce yıl yaşayabilirsiniz” dedi ciddi bir tonla. 



“Hahaha, Cüneyt, o kadar akıllısın fakat bazı şeyleri anlatırken hiç te dürüst değilsin ha. Senin istediğin bizim oraya gelmemiz değil Aslı’nın da gelmesi, doğru muyum?” dedi Turgut bey, yine uzun yıllar iş dünyasında olması sonuç vermiş ve turnayı gözünden vurmuştu. 



 

Bölüm Sonu 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44403 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr