Her ne kadar televizyonda tartışma programına çıkan herbokologlar, Cüneyt’in dergisini pas geçmişse de sosyal mecralarda klavye arkasına sığınan delikanlılara oldukça öfkeliydi Cüneyt. 

“Asena, kukla sayısı kaç oldu”  

“An itibariyle 1511 kişi değiştirildi, lider” 

“Tıp bilimleri laboratuvarında kaç kişi var?”  

“Toplamda 362 kişi şu an kapsüllerde yaşıyor, lider. Diğerleri ise ortadan kaldırıldı” dedi Asena. 

Normalde bu tesiste toplam kapsül sayısı 500 kadardı. Bu nedenle teorik olarak en az 500 kişinin kapsül kariyeri yapması gerekliydi. 

Fakat Cüneyt bir kişilik derecelendirme sistemi geliştirmişti ve bu derecenin altında kalanları Asena ortadan kaldırmaktaydı. 

Nasıl ortadan kaldırıldığı ise Cüneyt’in umurunda değildi. Asena yeterince güçlü bir yapay zekaydı ve ortada herhangi bir delil bırakmadan bu kişiler ile ilgilenirdi. 

“Biyoçip üretimi ne durumda”  

Bu döndemde Cüneyt biyolojik etkileşimli işlem arabirimi denilen özel bir çip ile ilgileniyordu. 

Kişilerin beyinlerine biyolojik rejenerasyon yöntemi ile sinir uçları kişinin şakaklarına yöneltiliyor, bu sinir uçları ise fikir makinesine benzer fakat farklı bir mekanizma içeren bir çip ile okunup yazılabiliyordu. 

Kısacası filmlerde görünen insan beyninin içini açıp çip takma durumu yoktu, fakat insanların kendi hücreleri kullanılarak oluşturulan bir dizi genetik yönlendirme sonucu beyinde bulunan sinir uçlarının bir kısmını şakaklara yönlendirip, o noktada özel bir sensör tipi yardımı ile veri aktarımı yapılabiliyordu. 

Aynı dövmeler gibi zamanla vücudun kendi hücreleri bu sinir uçlarını enzimleriyle sindiriyor ve vakit geçtiğinde bu noktalar ortadan kayboluyordu. 

Fakat çalıştığı süre içinde istenilen işlemi yapması için bu yeterliydi. 

Cüneyt’e göre bu kadar kapsülü beslemek gereksizdi ve bu insanları iş gücü olarak görevlendirmek en doğru seçim olurdu. 

Her ne kadar bu insanlar bilinen insanlar olsa da Türkiye’de bir sürü insan birbirine benziyordu ve Cüneyt, nüfus işlemlerine yerleştirdiği kuklalar yardımıyla bu kişilere sahte kimlik verebilirdi. 

Kişilerin anıları ve yaşamları ele alındığında ise bu daha kolaydı. 

Biyolojik çipler kullanılarak kişinin hafızası silinebilir, yerine ise yeni benlikler eklenebilirdi.  

Asena’nın hayat tarzı oluşturması çok kolaydı. 

“Biyoçipler istenildiği zaman üretilebilirler” 

“Güzel, sıraya göre en düşükten başlayarak genetik yönlendirme işlemine başla, daha sonra bu kişilerin kendi benliklerini sil, yerine inşaat işçisi yeteneklerini bilen bir mütevazı Anadolu vatandaşı kimliği ver. İşlemler tamamlandığında ise şirkette aylık 5 bin lira maaşla çalışan kişiler olarak işe alımını yap. Hazırda beklesinler, endüstriyel parkta yapılması beklenen projeler için çalışan gerekli” dedi Cüneyt. 

“Anlaşıldı, lider” 

“Ayrıca bundan sonra Facebook, Instagram, Twitter başta olmak üzere sosyal mecralarda günlük 5000 kişi hesap aç, hesapların sahte olduğu belli olmasın. İnsanların neyden nefret ettiğini araştır ve ona göre içerik paylaş, sosyal sitelerin kalitesini düşür. Youtube gibi video paylaşımı sitelerine de girerek her yüksek izlenime sahip videoyu şikayet et, yorum yapanlara onları kızdıracak yorumlar yap ve gerekirse sahte videolar oluşturarak sitenin kalitesini düşür. Ayrıca internette dolanan reklam engelleyici uygulamaların her birini çalışmaz et, sitelere reklamlar yağsın, kullanıcı deneyimini düşür” dedi Cüneyt. 

Artık ‘dijital ikame’ planını yapmak için zemin oluşturmanın zamanı gelmişti. 

Kukla sayısı her geçen gün artıyor, içlerinde bile şimdiden düzinelerce ‘büyük balık’ lar vardı daha şimdiden. 

Coşkunun grubunun hazırladığı yol haritasını oluşturmak için gerekli olan her kurumda kuklalar vardı. Bürokrasi olarak engellenmediği sürece her işi hızlı bir şekilde yapabilirdi Cüneyt. Şimdi ise artık zamanı gelmişti. 

Artık kendisini tutarak yol almak istemiyordu. 

*** 

Günler birbirini kovalarken Cüneyt, 60 kişilik bilim adamı ekibiyle yoğun bir şekilde çalışıyor ve endüstriyel parkta bulunan 2 numaralı fabrikada bazı işler yapıyordu. Üstelik geçen bu zaman diliminde Cüneyt’in de ekibe katılması ile birlikte proje hızı katlanarak artmış ve artık sona yaklaşmıştı. 

Geçen bu zaman diliminde artan kuklaların da yardımı ile önceden satın alımı imkansız olan malzemeler bir şekilde satın alınıyor, kimse de bir şey demiyordu. 

Her ne kadar nakliyatı gerçekleştiren kişilerin ağızlarından bir şeyler sızsa da ne oluyorsa 2 gün geçmeden bu iddiaları öne süren kişiler söylediklerini reddediyorlardı. 

Bunun yanında sahte anılar yüklenen yüzlerce işçi de işe girmiş ve şu an endüstriyel parkta bazı inşaat işleriyle uğraşıyordu. Sonuçta alınan toplam alanın 5’te 1’i bile daha kullanılmamıştı. 

Harıl harıl çalışan insanlar her ne kadar robotların efektifliğinden uzak olsalar da normal projelerde çalışan elemanlardan hızlıydılar.  

Buna bilim akademisinden çalışanların yardımcı olarak projeyi hızlandıracak araç, gereç ve teknikler geliştirmesi de eklenince inşaatler hızlıca tamamlanıyordu.

Bunların dışında internette ise bu günlerde çok büyük şikayetler dönüyordu. 

Sosyal medya mecralarında başlayan agresif insanlar, her fikire, her içeriğe yada her paylaşıma dengesiz yorumlar yazıyor, şikayet ediyor yada tacize girmeyen fakat insanları gıcık eden paylaşımlar yapıyorlardı. 

Youtube gibi video kanallarındaki bir çok içerik üreticisinin videosu toplu olarak şikayete uğramış, uğramamışların ise videolarının altına yapılan itici yorumlar, beğenmeme basanlar, reklam miktarları insanları çileden çıkarmıştı. 

20 gün kadar önce internette herkesin kullandığı reklam engelleme programlarının hiçbiri çalışmamaya başlamış, internet sanki 1999 yılına geri dönmüştü. Özellikle Youtube gibi sitelerin reklam engelleyicileri hiç çalışmaz olmuştu. 

Twitter’da ise insanlar sürekli olarak her dilde ve her IP’de bir çok internet trolü üremiş, bu kişiler, özellikle Türkiye’de sürekli olarak paylaşımlar ve yorumlar yaparak insanları bezdirmişti. 

Fakat dünya genelinde durum daha beterdi. Nazileri öven, eşcinsellere karşı hakaret eden, siyahi vatandaşları aşağılayan ve buna benzer bir çok paylaşımlar ortaya çıkmış, her ne kadar Twitter buna engel olmaya ve kullanıcıları bloklamaya başlasa da kapanan hesapların hızı açılanlardan her zaman yavaş oluyordu. 

Buna birde Asena’nın geri planda alogaritma değiştirerek bu tarz yorumları ön plana getirip gündem oluşturması, bu şirketin daha şimdiden onlarca dava ile karşılaşmasına neden olmuştu. 

Tabi bu durumu fırsat bilerek internet dünyasında kendine yer edinmek isteyen alternatif şirketler de elbette çıkmıştı. Ancak bu sitelerin gerek sunucu kapasiteleri gerekse bant genişlikleri, bu dev web sitelerinden sıkılıp alternatif arayanların dertlerine çare olmamıştı. 

Büyük internet devleri bir bir acil toplantılar, olağanüstü sunucu bakımları ve çeşitli ‘acil’ eylem planları oluşturmuşlardı ama nafileydi. Bu hesapların neredeyse tamamı ‘gerçek’ insanlardan oluşuyordu. Hatta bazı hesaplar sanki yıllarca yaşamışlar gibiydiler. Fotoğraflarında bir çok farklı dönemde ve mekanda çekilmiş anıları vardı.  

Bu şirketlerin çoğu, her ne kadar kullanıcı verileri gereği kullanıcıların özel hayatlarını araştırması yasak olsa da, bu kullanıcıların gerçekte olup olmadığını incelemekteydiler. Buna ABD’nin büyük istihbarat ajansları da destek veriyordu. 

Fakat bu kişiler ya ABD vatandaşları değillerdi, yada gerçek ev adresleri ABD sınırları içinde değildi.  

Büyük şirketler çaresizdi bu duruma. Reklamları kısa süreliğine kaldıran Youtube gibi şirketler kan ağlıyordu. 

Google şirketi her ne kadar teknoloji şirketi olsa da gelirinin %90’dan fazlası reklamlardan oluşan bir şirketti. 

Youtube ise önemli bir reklam kapısıydı bu şirketin. Fakat şu anda kullanıcılar çıldırmak üzereydiler. Zaten yorumları, şikayetleri ve olumsuz içerikleri engellemekte yetersizdiler, üstüne reklam seyretmekte eklenince kullanıcı deneyimi yere batmıştı. 

Cüneyt’in amacı elbette internet dünyasını ele geçirmek değildi. Sadece belirli bir zaman diliminde bu web sitelerin pasif kalmasını istiyordu. Onun amacı Türkiye’nin içindeki kısımdı. Dünyanın diğer yöreleri onun açıkçası pek umurunda değildi.  

Yaptığı bu strateji biraz sinsilik gibi olsa da aslında bu Google gibi yada Facebok gibi şirketlerin yaptıklarının yarısı bile değildi. 

Bölüm Sonu