Bölüm 83:

avatar
601 3

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 83:


Bu gece tarihe geçse de bir çok kişi, tarihi değiştirecek nitelikteki bilim dergisinin ilk sayısına küfredecek ve aşağılayacaktı. 



Normal şartlarda Cüneyt’in eğitim için derlediği içerikler bile 300 set ve her bir setin uzunluğu ise 1000 küsür sayfa içeriklerden oluşmasına rağmen ilk bilim dergisinin bu absürt uzunluğunun nedeni neydi? 



Bunun cevabı aslında basitti. İlk eğitim setini Asena gibi güçlü bir yapay zeka özenle hazırlamış ve adeta boş bir harf bile yoktu. Her cümle olabilecek en yalın, kısa, anlamlı ve öz içerikti. 



Fakat bilim dergisini yazanların çoğu akademideki insanlardı. ‘insan’ faktörü işin içine girdiği vakit her ne kadar eğitsen ve geliştirsen de gereksiz uzatmalar, örneklemeler, anaforlar, metaforlar...  

Bu liste uzardı giderdi. 



Cüneyt ise dergide yayınlanacak makalelere bir göz gezdirdikten sonra Asena’ya içeriği doğrulattırıp aynı orijinal haliyle yayınlanmasına izin verdi. 



Animasyonlardan web sitesinin kalitesine kadar olanlar ise Asena’nın gücüydü. Cüneyt Asena’dan sadece ‘herkesin’ anlayabileceği, gayet basit ve anlamlı içerikler üretmesini istemişti. 



Asena’da olabilecek en iyi yöntemin animasyonlarla ve çeşitli görseller ile olabileceği sonucuna varmış ve o şekilde yapmıştı.  



Animasyonlardaki bireyler ise telif hakları gibi sıkıntılar olmasın diye benzersiz kişiler, yerler, teknolojiler ve ürünlerdi. 



Tabi Asena boş durmamış bazı yerlere ürün bile yerleştirmişti. Bu ürünlerin bazıları Camera Master Pro yada Akıllı Asistan gibi ürünlerdi.  



Fakat kim bilebilirdi ki Cüneyt’e göre son derece kolay ve anlamlı olan bu dergiyi okuyan insanların bazıları bir kenara atacak, çoğu ise saçlarını yolacak kadar düşünecekti. 



Özellikle Matematik ve Bilgisayar bilimi bölümündeki içerikler gayet doyurucu, zor, yeni bakış açıları isteyen ve karmaşık şeylerdi.  



Zihin gücüyle hayal etmesi oldukça zor içerikleri makaleleri okuyup anlayabilecekler görünen o ki sadece Kozmik Tekniği kullanıp belirli bir seviyeye gelebilen esnek düşünen dahi denilebilecek insanlardı. 



Bu noktada Akademik kısmı seçenlerin kaderi oldukça trajikti. 



Eğer gururlarını bir kenara atıp Bilim Meraklısı kısmını seçselerdi hem 1500 sayfalık içerikle karşılaşmayacaklar, hem de kolay anlatım ile hayalini bile zor kurdukları kuramlar, aksiyomlar, teorileri 3 boyutlu animasyonlar ile tecrübe edeceklerdi. 



Fakat Akademik’te özellikle doğa bilimlerini seçen insanlar hayal kırıklığına uğramışlar ve Bilim Meraklısı kısmını tekrardan seçebilecek gibi de durmuyorlardı. 



*** 



Diğer bir nokta ise Felsefe kısmıydı. Antik felsefe tarihinden başlayan ve o zamanın görüşlerini inceleyen, eleştiren ve atıflarda bulunan bir noktaydı.  



Biraz bilimsel bir dille yazılmış olsalar da okuyabilenlerin epey faydalanacağı bilgiler ve içerikler mevcuttu.  



Şu anda bile piyasada var olan kitaplardan çok daha kaliteli içerikler vardı. 



Bunun esas sebebi Cüneyt’in kozmik teknik ve egzersizlerin yanında felsefeyi ve özgür düşünmeyi de kendi çalışanlara aşılamasıydı. Hatta bazen kahvaltılarda, spor salonlarında yada başka yerlerde  çalışanlar felsefe ve tarih tartışıyorlardı. 



Her ne kadar yabancı profesyonel doğa bilimleri kitaplarında felsefe yada tarih olmasa da hatta iktisat da olmasa da Cüneyt’in çıkardığı kitapta vardı. 



Böylelikle bu içerikleri okuyan insanlar ortaya çıkmaya başladı.



 

Fakat Türkiye nasıl bir ülkeydi? 



Fikir birliği bulunmayan, çeşitli ideolojilerin hüküm sürdüğü, tarikatlaşan bir toplumdu. 



Böyle olduğundan felsefe bir kenara, özellikle tarih konusunda fikir uyuşmazlıkları çok vardı. Kendisine sözde tarihçi diyen fakat bir çok yanlış bilgi veren, para ile tarih uyduran, önemli zatlara iftira atan çok insan vardı.  



Tarihçilerin de Akademi dünyasında, doğa bilimlerinin aksine yazılan tarih kitaplarıyla ve o kitaba yapılan eleştiriler ile varlıkları mümkündü. 



Daha önce hiçbir bilim dergisinde bir sosyal bilim ile doğa bilimi aynı çatı altında olmamıştı. 



Zaten olması da beklenemezdi. Sonuçta doğa bilimleri için gereken makaleleri yeniden inceleyen, tenkit eden ve referans olan bilim insanları vardı ve her bir makale en ince ayrıntısına kadar incelenmekteydi. 



Asena’nın varlığı sağ olsun Cüneyt bu yollardan uzak durabildi. İmla ve anlatım bozukluklarına gelince, her ne kadar kendi eğittiği kişiler bir Türk Dili ve Edebiyatı okumasalar da yeterli yazım bilgisine sahip insanlardı. 



*** 



Günler akarken Cüneyt’in beklediğinin aksine, yada beklediği gibi de denebilir, İlk Türkçe Kapsamlı Bilim dergisi ilk günlerde 1-2 dakikalık haberlere konu olmuş ve sosyal mecralarda yankı çıkartmıştı. 



Fakat bu ateş çok hızlı geri söndü. 



Yabancı kaynaklardan eleştiri yapan veya referans veren pek olmamıştı. Türk akademi dünyasının ise kendisine faydası yoktu ve onlardan da konuşan pek olmamıştı. 



Sadece Marmara Üniversitesinden hocaları Prof. Muzaffer ve ekibi, Prof. Celal, Prof.MrTarih gibi daha önce sempozyuma katılanlar Cüneyt’i telefonla arayarak tebrik etmişler, Türkiyedeki bilimi geliştirmek için yaptığı çabalardan dolayı sevinmişlerdi. 



Fakat sosyal medyada durum sanıldığı kadar iç açıcı değildi. 



Aslında ilk başlarda animasyonlu görüntüler ve açıklayıcı videoların varlığı epey ilgi çekmişti. Birçok kişi video paylaşım platformlarında kısa kısa videolar paylaşmıştı. Cüneyt websitesine telif hakkının herkese açık olduğunu belirtmişti, bu nedenle paylaşımlarda sorun yoktu. 



Fakat Acı Sözlük gibi Türkiye’nin en eski blog tipi sözlük sitelerinde, kendisine entelektüel insan, aydınlanmış insan diyen kişilerin aşağılamaları, hafife almaları ve kırıcı yorumları sayesinde sosyal mecralardaki rüzgar yön değiştirmiş, insanlar Yıldızların Işığında bilim dergisini sanki beş para etmez bir şeymiş gibi görmeye başlamıştı. 



Acı Sözlük 1999 yılında kurulan bir sözlüktü ve kurulduğu yıllarda 1975’ten sonraki doğan ve kendini geliştiren insanların takıldığı ciddi içeriklerin paylaşıldığı entelektüel bilgi paylaşımının yapıldığı bir siteydi. 



Google  gibi arama motorlarının daha dünyada etkisi pek yokken var olan bu sitede, zamanında aradığın her bilgiye, her makaleye yada her konuya bir sonuç bulabiliyordun. 

Buna sözlüğe gelen ekibin beyaz yakalı çalışanlar olduğu da eklenince, ortam olduğu kadarıyla iyileşiyordu. 



Fakat her blog-sözlük veritabanı bazlı sitelerin yaşadığı sorun olan anonimlik, birden fazla hesap alma, kişilerin istediğini söyleyebilmesi gibi etkenler neticesinde, birçok ayrılıkçı örgüt, dernek, kurum yada kuruluşlara ait bireyler burada hesap açmış, bu hesaplarla sosyal medyada geçen olayları farklı aktararak bir kamuoyu oluşturmaya başlamıştı. 



Özellikle 2010’dan sonra bu sözlükte büyük kırılmalar yaşanmış, eskisi gibi bilgili ve fikir paylaşan kullanıcıların toplu şekillerde siteden ayrılması ile kalitesi düşerek sıradan bir üçüncü şahıs sitesine dönmüştü. 



Bugünlerde ise bu sitede terör örgütü militanlarından radikal dincilere, duygu sömürücülerden algıda seçicilere tam bir karnivale dönmüştü. 



Yıldızların Işığında bilim dergisi adına da bir başlık açılmış, bu başlık ilk günden 19 sayfa kadar yorum almıştı. 



Yorumların ise %95’i küçük düşürücü, aşağılayıcı ve kale almayan yorumlardı. 



Cüneyt’in sıradan olaylara karşı herhangi bir aşırı tepkisi yoktu, bütün dünya adeta ellerinin içindeymiş gibi davranıyordu, ama bu sitedeki yorumları görünce sinirlenerek “Asena, bu yorumları yazanların her birinin kişisel bilgilerini al, bundan sonra şirketimizde, alt şirketlerde kesinlikle işe alma. Çıkan ürünlerimizden de bu kişileri bloklayabilecek bir mekanizma geliştir.” dedi. 



 

Bölüm Sonu 



Not:  Arkadaş 2021'in İstanbul'un Bakırköy'ünün göbeğinde, pazar günü öğleden sonra 3 ten sabah 01:45'e kadar internet gidiyor....






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44404 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr