Bölüm 78 :

avatar
577 3

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 78 :


“Güzel, ilk hedefin değişmesi işlemi başarılı, bu noktada endişelenmemi gerektirecek bir sorun şimdilik yok, yetki sende Asena, planı tam hız devam ettir” dedi Cüneyt, ekrandan olan biteni inceledikten sonra.  



“Anlaşıldı, lider” 



Drone çoktan geri dönüş yoluna çıkmıştı bile, 2 saate kalmaz burada olurdu. Daha sabahın 3’ü olduğundan 5’e kalmadan burada olurdu.  



Bu nedenle Cüneyt daha fazla yerin eksi katlarında durmak istemedi ve binanın çatısına geldi. Kendisi için hazırladığı bir terasta oturarak günlük meditasyonuna başladı. 



Geçen bu zaman diliminde önceleri boş olan terasların çoğunda grafin nanotüplerden oluşan solar paneller yerleştirilmişti bile. Bu işlemleri bilim adamları kendi yaptığından işlem hızı düşük olsa da işlem kalitesi yüksekti. 



Her ne kadar devede kulak enerji üretilse de en azından deney yapılmadığı sürece günlük ihtiyaçlarını kendileri üretebilecek seviyede enerji üretiyordu. 



Eğer çalışanların bulunduğu binaların hepsinin dış cephesi grafin solar paneller ile değiştirilseydi belki bir miktar ele avuca sığan elektrik üretebilirdi. Fakat grafin nanotüp teknolojisini Cüneyt henüz gün yüzüne çıkarmak istemiyordu. Burada bulunanlar ise solar panellerin sadece sıradan bir fotovoltaik malzeme olduğunu sanıyorlardı. 



İlk gelen 300 kişilik kadronun yanında yeni gelenler de akademiye başlamıştı ve bu sayı şimdiden 500 kişi kadar olmuştu. Bunun yanında diğer geçici olan akademi, şimdilerde Sosyal Bilimler akademisi olarak değişmiş, oradaki insanların sayısı bile 400 kişiye ulaşmıştı. 



Bu noktada işe alımlar Sosyal bilimler için bu senelik limite ulaşmış, eğer ihtiyaç olursa tekrardan işe alım süreci başlayacaktı. 



Fakat bu geçen zaman içinde işe alınanların çoğu kendilerini bir elit birey olarak yetiştirse de tecrübeleri yoktu. Bu kişileri kullanarak Cüneyt tecrübelerinin artmasını istiyordu. 

Bilim adamları kısmında ise kişiler tam bir obsesif tarza bürünmüşler, bilgiye aç insanlara dönüşmüşlerdi. 



Şirketin içinde her geçen gün onlarca deney, onlarca bilimsel makale onlarca teori yayınlanmakta, bilgiye aç olan kişilerin merakları o kadar artmıştı ki Cüneyt bile bu kişileri doyurmakta yetersiz kalıyordu. 



Bu nedenle önceleri seviye 1 için hazırladığı 60 setlik hazırlık setinin seviye 2 için olan 100 setini de açmış, bilgi açı 300 kişilik ilk grubun çoğu buralara sulanmıştı. 



Normalde 300 setlik hazırlanan set, toplamda 1.seviyenin 3 seviyesini oluşturuyordu.  



Mesela 9 seviye bilim insanı kategorisi vardı ve bunlardan her biri kendi arasında 3’e ayrılıyordu. 

İlk başta gelenlerin tamamı 1.seviyenin ilk kademesini almışlardı ve şimdi ikinci kademeye geçiş yaptılar. Üçüncü kademeye geçtiklerinde ise ilk seviyenin tamamına sahip olan 140 set eğitim kitabını da alabilecekler ve toplamda 300 setlik ve her seti en az 1000 sayfa bilimsel içerikten oluşan eğitim içeriklerini alacaklardı. 



Tabi sadece teorik olarak ilerlemek iyi değildi ve bunun deneyler ile kanıtlanması, incelenmesi ve tecrübe edilmesi gerekliydi. 



Bugün bile sadece gün içinde bu binada gerçekleşen deneylerin toplam gideri 50 milyon dolar gibi seviyeye ulaşmıştı. 



Bunun yanında çalışan maaşları, elektrik giderleri ve Cüneyt’in kendi çalışma giderleri de hesaba katıldığında günlük olarak 70 milyon dolarlık bir gideri vardı şimdiki Yıldız Işığı ARGE merkezinin. 



Bu rakam aylara vurulduğunda ortalama 2.2 milyar dolara tekamül ediyordu. Bu dışarıdan yüksek görülebilirdi fakat Cüneyt iyi biliyordu ki bu rakam hiçbir şeydi. Türkiye’nin bilimsel anlamdaki geriliği öyle birkaç ayda ve birkaç bin deneyle aşılacak bir durum değildi. 



Daha çok çalışılması ve daha çok temel bilimleri geliştirmek gerekti. 



Fakat finansal anlamda bakıldığında Cüneyt’in şu anki modeli çok hatalıydı. 



Sonuçta para kazandığı tek yerin şirketin alt şirketine ait 2 adet yazılımıydı ve bu yazılımların kazancının neredeyse tamamını kullanıyordu. Her ne kadar hesaplarda çok para olsa da kapital zincirini sağlamlaştırmak önemli bir durumdu. 



Bunların yanında sürekli olarak arsa, fabrika ve iş yeri satın alınıyor, bunların yanında hemen hemen her şehirde gayrimenkul alımı da yapıyordu Cüneyt. 



Her ne kadar kazancı döviz olsa ve TL’ye çevirildiğinde epey karda olsa da bu seviyedeki bir harcamayı dünyadaki kimse kaldıramazdı. 



Bu noktada ise Asena devreye giriyordu. 



Nasdaq ve diğer borsalardaki alım satımı sürekli olarak devam ediyor ve stabil olarak günlük 50 milyon dolar gibi bir para kazanıyordu. 



Piyasa tahminlerine göre ise arada bir merkez bankaları açıklama yapıyor ve altın gibi değerli madenleri kullanarak bazen gündelik 200-300 milyon dolar kazandığı da oluyordu. Tabi bu durum ifşa olmamak için yapılan bir durumdu. Eğer Cüneyt izin verseydi Asena’nın günlük kazancı milyar dolarlar seviyesinde olurdu ve bu dünyadaki her hükümetin araştırmasına neden olurdu.  




Bunların yanında kripto paralardan da epey para kazanmıştı Asena. Kuantum bilgisayarın gücü sağ olsun normalde 10 000 ekran kartının 1 ayda madencilikle çıkaracağı kripto parayı sadece 2-3 saniyede çıkarabiliyordu Asena. İsteseydi daha da hızlı çıkarabilirdi ancak bu 2-3 saniyelik süreçte internette izini kaybetmekle uğraşıyordu. Bu nedenle stabil bir şekilde para çıkarıyordu. 



Şimdi ise kukla1 çevrimiçi olmuş ve yurt dışından para getirmek artık kolaylaşmıştı. 



İsveç, Hong Kong, Cayman adaları gibi yerlerde bulunan banka ve offshore hesaplarındaki para artık daha rahat bir şekilde Türkiye’ye girebilecekti. 



Zaten Asena’nın PLAN R deki ilk hedeflerin gri kişilerin olmasının da nedeni buydu. 



Daha sonra farklı iş kollarından, mecralardan kişileri de kullanacaktı. 



2 saatlik meditasyonun ardından gözlerini açan Cüneyt, tam manası ile doymuş hissetti. Gücü eskisine göre daha da artan Cüneyt, geçen bu zaman diliminde kozmik enerjinin eskisine nazaran daha hızlı bir şekilde kendisine geldiğini hissetti. 



Seviye atladıkça hem daha hızlı enerji emebiliyordun hem de daha saf.  



Bu iyi bir şeydi, çünkü 24 saatin 2 saatini çıkarsak neredeyse her dakikası doluydu Cüneyt’in. 

Önce ayağa kalktı ve egzersiz hareketlerini bir çırpıda yaptı, daha sonra ofis binasında kendi için hazırladığı özel katına geldi ve orada duşunu aldıktan sonra sabah yürüyüşüne çıktı. 



Normalde ARGE binasında sabah erken gel, akşam geç çık gibi bir kural yoktu ama geçen bu zaman diliminde bu bina 7/24 aktifti. Çalışanlar adeta canavara dönüşmüş, eğer onları zorla laboratuvarlardan yada konferans salonlarından çıkarmazsan eve gitmiyorlardı. 



Kızlar bile erkekler ile aynı şekildeydiler. Normalde bilimsel gelişmelerde erkeklerin çoğunlukta olduğu bir durum vardı fakat kozmik teknik ve bilgiye olan istek, merak ve açlık sağ olsun burada çalışan kızların hayatlarını değiştirmişti. 



Kozmik teknikte kişinin genetiğini sürekli olarak değiştirdiğinden buradaki çalışanlardan erkeklerin tipleri daha dinamik, yakışıklı ve kendine güven veren, kızların ise daha güzel, daha bakımlı ve entelektüel havaya sahip olmasına neden oluyordu. 



Üstelik 10 set egzersiz de vücudu iyi bir şekilde çalıştırdığından normalde ortalama 1.60 metre olan kızların boyları mucizevi bir şekilde tekrardan büyüme göstermeye başlamış, ortalama 1.75 metre olan erkeklerin de boyları artmaya başlamıştı. Üstelik vücutlarının şekile girmesi ve tam manasıyla sağlıklı bireyler olmaları neticesinde bir çok birey kendi öteki yanını bulmuş, çift olarak takılıyordu.



 

Cüneyt’in çiftlere karşı herhangi bir kısıtlaması yoktu, hatta onları destekliyordu da denebilirdi. Aynı cinsleri ile birlikte olmasından iyiydi bu durum. Fakat kendisi Aslı’yı da özlemiyordu değildi. Bu süre içinde kendisini istek ve arzularından her ne kadar frenlese de vücudu derinlerde öteki yanını istiyordu. 



Cüneyt bu sıralar Asena sayesinde bir çok platformdan ve dünyada yaşanan olaylardan haberdar olmuştu. Mesela ABD’den ve bazı Avrupa ülkelerinden kaynaklanan ve dünyada bir trend haline gelen eşcinsellik gibi akımları biliyordu. 



Kendi ekibinde böyle bireylerin olmasını istemiyordu. Zaten kozmik tekniği çalışan bireylerde de zamanla hem hormonal hem de zihinsel olarak cinsiyetleri belirginleşiyordu. Bu nedenle erkekler daha maskülen, kadınlar ise daha kadınsı oluyordu.  



Kendisi her ne kadar bu bireylere karşı olmasa da o kişilerin reklamını yapmak ta istemiyordu. Her ne kadar o grupların yürüyüşleri veya o bireylere ait filmler, diziler, reklamlar yada sanatsal aktiviteleri bir sorun yaratmıyor gibi görünse de esasen toplumları temelden değiştiren bir akımı başlatıyordu. 



Bu durum daha 1. seviye medeniyet bile olamamış dünya için henüz çok erkendi. İleri seviyede medeniyetlerde eşcinsellik olsa da çok değildi. Bunun nedeni seviyesi yüksek olan medeniyetlerde farklı düşük seviyedeki medeniyetlere ait köleler vardı.  



İki medeniyet karşılaştığında senin seviyen karşısındakinden düşük olursa diğer medeniyet hiç acımadan seni soykırıma başlıyordu. En iyi ihtimalde ise köle tacirleri ile evrendeki diğer medeniyetlere satılıyordun. 



Bu noktada ileri seviye medeniyetlerde köleler farklı cinsel istekleri gerçekleştirmek için birer paçavraydılar. Bu nedenle eşcinsellik gibi anormallikler nispeten azdı. 



Bölüm Sonu 

 

Not: SJW ler çıkıp eşcinsellik anormallik değildir diyecek şimdi.  

 

Bu noktada açıklama gerekirse normallik ve anormallik birbirine zıt şeyler olsalar da kötü anlam çağrıştıran şeyler değillerdir. 



Mesela normal olan erkek penguen’in yada erkek bonobo maymunun dişi penguen yada dişi bonobo maymunu ile çiftleşmesidir.  (kıllık yapıp çapraz yapmayalım)



Eğer bunlar kendi cinsiyetleri ile çiftleşiyorsa burada bir anormallik vardır.  


Bu noktada anormallik bir hastalık değildir. Doğaldır, fakat her doğal olan şey doğru da değildir.


Zehirlerin neredeyse tamamı doğaldır, fakat zehirli olan şeyleri doğal diye doğrudan kullanmıyoruz değil mi? En azından bazı işlemlerden geçip medikal alanda kullanabiliyoruz.


Mesela bazı bireyler doğuştan kendi cinsine ilgi duyuyorlar, bu anormalliktir, fakat hastalık değildir.



Doğuştan olan bu durumun ‘doğuştan’ olmasının sebebi ise mükemmellikten ne kadar uzakta olduğumuzun bir göstergesidir. Sonuçta evrim sadece her birey doğduğunda gerçekleşen bir durumdur. 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44404 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr