Bölüm 59 : Tehlikeli Plan

avatar
737 5

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 59 : Tehlikeli Plan


Cüneyt, Asena’nın neden böyle bir şey söylediğini pek dikkate almadı, şimdi onun odaklandığı başka bir mesele vardı. 



Dün sabah meditasyondayken sınıra dayandığını hissetmişti ve eğer tekrardan meditasyon yaparsa ikinci seviyeye yükselirdi. Bu nedenle her sabah yaptığı meditasyonu bugün yapmadı, onun yerine egzersizleri birkaç defa yaparak tam anlamıyla zinde olmak istedi. 



Bu nedenle gün boyu egzersizlere devam etti. Her ne kadar 39 seri egzersizler ilk zamanlar gibi etki etmese de bu zaman diliminde Cüneyt, bu egzersizlerin olağan üstülüğünü fark etmişti. Bu nedenle alışkanlık ötürü her gün en az bir kere yapıyordu. Bu onu hem ruhen hem de fiziksel olarak sınırda tutuyordu. 



Tabi ilk zamanlardaki gibi hızlı hızlı yapmıyordu egzersizleri. Daha yavaş ve daha da odaklanıyormuş gibi yapıyordu. Sanki bir do sporunu yapan guru’nun felsefeyi bulması gibiydi. 



Bu nedenle her set hareketi dakikalarca yapıyordu. Bu da onun zinde olmasına yardımcı oluyordu. 

Bugün ise öğleden sonra artık seviye atlamanın zamanının geldiğini düşündü ve kendisini rahatsız edecek her şeyi kapattıktan sonra oturup meditasyona başladı. 



Yine her zaman olduğu gibi ilk önce açlığını yatıştırdı ve zamanla içinde dolan enerji kaotikleşti. 2 saatin ardından sanki içinde bomba patlamış gibi yerinden fırladı. Aniden gözünü açtı ve derin nefes almaya başladı. 



Kozmik tekniğe göre bu fenomon ikinci seviyeye geldiğinin göstergesiydi. Odaklandığında vücudunda dolaşan enerjinin seviyesinin hem miktarının hem de kalitesinin çok farklı olduğunu gördü.  



Fakat çok geçmeden pis bir koku burnunu yaktı. Vücuduna baktığında birçok pisliğin vücudundan dışarı atıldığını, daha önce hafif siyahımsı kirlerin şimdi sanki oluk oluk aktığını gördü.  



Egzersizler vücudu zinde tutuyordu ve vücudun içinde dolaşan istenmeyen maddelerin bir kısmını atmaya yardımcı oluyordu. Fakat sadece bir kısmını. Eğer yüzde olarak hesap etseydik, Cüneyt’in şimdi dışarı attığı pisliklerin yüzde biri kadarını atıyordu. 



Fakat şimdi, Cüneyt şiddetli bir açlık ve susuzluk çekiyor, aynı oranda da vücudundan malzeme atıyordu. 



Hemen önceden yanına hazırladığı 5 litrelik suyu kafasına dikip içti. Ardından koşarak duş almaya gitti. 



*** 



Turgut, Mehmet ile ‘proje’ alanını inceledikten sonra otele dönmüştü. Keyfi de epey yerindeydi. 



“Ayşe, Aslı, Melek, akşama misafirimiz var. Ailecek yemeğe çıkacağız haberiniz olsun” dedi.  



“Ne oldu baba? Kim seni bu kadar heyecanlandırdı?” diye sordu en küçüklerden Melek. 



“Haha, kızım, babanın şirketini bu zor zamanda kurtaran işin sahibiyle bu akşam yemek yiyeceğiz. Samimiyetimizi göstermek için sizi de davet ediyorum, bu iş önemli” dedi Turgut. 



“Hayır, ben bu yemeğe katılmak istemiyorum. Daha önce her zaman böyle yemeklere katıldık, çok sıkıcı” dedi Melek. 15 yaşlarındaki bu kız esasında Aslı’nın önceki hali gibiydi. Biraz daha fazla abartı kişiliğe sahipti de denebilirdi. 



“Melek, babanızın sözünü dinle” dedi kenarda Ayşe hanım.  



“Yoo, hayır ben gelmiyorum. Hem ben bu şehirde bir an bile durmak istemiyorum” dedi Melek.



 

“Kızım, dışarıda AVM’ler var, istersen gidip alışverişini yapabilirsin” diyerek Ayşe hanım, Aslı’ya göz kırptı. Sonuçta kızının huyunu biliyordu. Her ne kadar hayıflansa da en nihayetinde babasının sözünü dinlerdi. 



“Tamam, Melek, gel beraber AVM’ye gidelim” dedi Aslı. 



Melek, öte yandan pek te istemese de kendisinden 5 yaş büyük ablasının sözünü dinleyen birisiydi, bu nedenle kabul etti ve dışarı çıktılar. 



“Aslı kazadan sonra çok değişti, eski halinden adeta eser kalmadı.. Önceden olsaydı Melek gibi o da şikayetlenirdi.. Artık daha da büyüdü...” dedi Turgut, oturduğu yerden karısıyla konuşarak. 



“Belki de bu iyiye delalettir bey. Aslı artık büyüdü. Yaşadığı kaza onu çok olgunlaştırdı” dedi Ayşe hanım. O da fakir bir aileden geliyordu. Kocasına, eski Türk geleneğinde olduğu gibi bir ev hanımlığı yaptığından sosyetede herkes tarafından küçümsenen bir kadındı. 


Sonuçta sosyetede zengin olanların bazı huyları vardı. Sıradan bir aile gibi değillerdi.



“Belki de öyledir” dedi Turgut. 




*** 



Buğrahan ve onunla birlikte nerdeyse 60 kişi Erkilet havalimanında uçaktan indiler. İlk olarak onları karşılayan şey, İstanbula göre kuru ve hafif soğuk havaydı.  



Her ne kadar Mayıs ayında olunsa da akşamüzeri havalar halen soğuktu. 



Mehmet, diğer taraftan ziyaretçileri karşılamak için bir ekip kurmuş, havalimanının dışında bir sürü seyahat turizm arabası işe alınanları bekliyordu. 



Grup işlemlerini tamamladıktan sonra araçlara binerek şimdilik otellere yerleşmek üzere yola çıktı.  



Tabi ilk maaşları bu süre içinde yatmıştı. Onlara 1 hafta içinde yerleşmeleri için süre de tanınmıştı. Bu nedenle 3 günlük otel masrafları şirket, geri kalan zamanlar ise ceplerinden karşılanacaktı. 

Kayseri’de evler kolay bulunurdu. Paran olduğu sürece neredeyse her mahalleden kiralık olarak ev bulabilirdin. 



Şirkete göre 3 ay sonra şirket konutları hizmete açılacaktı. Bu nedenle şimdilik sadece kalacak yer bulmaları gerekiyordu. Nasıl yapacakları ise kendilerine kalmış bir şeydi. Sonuçta en düşük maaş alan 10 bin liranın üzerinde maaş alıyordu. 



*** 



Akşam saati yaklaştığında Cüneyt, sonunda açlığını ve dehidrasyonunu dizginlemiş, en azından şimdilik düzelmişti.  



Saatine baktığında akşam 7 olduğunu gördü. Mehmet’in gönderdiği adres ve saat ise 8 de idi. Yer olarak ise daha önce kaldığı oteldi. Trafik olmadığından 20 dakika önce çıksa bile yetişebilirdi. 

Güzel bir şekilde giyindi ve aynanın karşısına geçerek kendine baktı. 



Seviye 2’nin getirdiği en önemli değişiklik derisinin beyazlaşması, vücut oranının değişmesi ve daha da yakışıklı olmasıydı denebilirdi. 



Eskiden de tipsiz birisi değildi, ancak genleri sürekli olarak değiştiğinden, sürekli olarak en mükemmele dönüşüyordu.



 

Şimdi bile değişmişti.  



Kemik yapısı tekrardan değişmiş, boyu 190’lardan  185’lere kadar düşmüştü. Bu tarz marjinal değişiklikler 20 yaşından sonra bir genç için imkansıza yakındı. Fakat kozmik teknik, teorik olarak sonsuza kadar yaşamasına sebep olduğundan onun için şu yaş genç denebilecek bir zaman dilimi yoktu. 



Vücudunun yoğunluğu artmış gibiydi. Yemek yerken yediği besinlerin daha midesine gitmeden sindirilip enerjiye dönüşerek vücudunda kullanıldığını hissediyordu. Kilosu bile şimdi tartılsaydı eğer en azından 200 kilo gelebilirdi.



Zaman erken olduğundan TV’yi açıp gündem haberlerine baktı. 



Açıkçası Cüneyt bu zaman dilimide TV’ye baktığında her zaman zekasının gerilediğini hissediyordu. Haberlerden siyasi gündeme, uzmanlarından tartışma programına kadar neredeyse her mecrada insan zekasına hakaret olarak görünebilecek şeyler vardı. 



Özellikle bazı TV kanalları Cüneyt’in dikkatini çekmişti. Bu kanallarda her akşam tartışma programı oluyor, sonuçta ise hiçbir şey olmuyordu.  



Kanalın ekranı 8’e yada 10’a bölünmüş, her ideolojiden her görüşten sözde bilir kişiler sürekli olarak bir şeyler söylüyordu. 



Cüneyt bu adamları birkaç gün dinlemişti. 



“Bu profesörler her akşam programlardalar... bunlar ne ara bilimsel çalışma yapıyor acaba...” dedi içinden Cüneyt. Hakikaten de öyleydi. Her akşam TV kanalı dolaşan profesörler vardı. Bazılarının işi sanki TV programına katılmaktı. 



“Bu ülkede doğa bilimlerine, teknolojiye ve felsefeye kimse önem vermiyor. Bu medeniyetin geleceği için çok tehlikeli bir durum” dedi Cüneyt. Daha sonra kafasında bir ışık parladı ve “ Asena, eğer ülkeyi bir egemen ülke haline getirmek istersek neler yapmamız gerekir? Bütün olasılıkları değerlendir ve plan hazırla” dedi. 



“Lider, Türkiye’de çok fazla CIA ve diğer istihbarat örgütlerinde çalışaninsan var. Bu kişiler temizlenmeli. İkinci olarak *** *** *** çoğu değişmeli. Şansımıza yeni yönetim şekli sizin için çok uygundur, eğer onu ele geçirebilirseniz istediklerinizi yapabilirsiniz” dedi Asena. 



“Hey hey... Asena, bu söylediklerin kolay değil” dedi Cüneyt. Açıkçası Asena’nın analizi doğruydu. 



“Lider, silikon ve tek katmanlı grafin malzemeyi kullanarak tam anlamıyla bir insanın derisini kopyalayabilirsiniz. Bu teknoloji, teknoloji havuzunda mevcut. Endüstriyel robotları kullanarak insan boyutunda robotlar da üretebilirsiniz. Eğer ikisini bir kullanabilirseniz bunu gerçekleştirebilirsiniz” dedi Asena. Teknoloji havuzu, şirketin teknoloji havuzuydu. Cüneyt’in yaptığı bir şeydi. Önemli teknolojiler ilerde burada depolanacaktı. 



Cüneyt Asena’nın söylediklerini duyunca irkildi. Ardından “Devam et Asena” dedi. 



“Lider, bütün **** değiştirmek zor olacaktır. Fakat önemli noktalardaki insanları yavaş yavaş değiştirirsek zamanla devletin bütün kademelerini ele geçirebiliriz. Ardından en tepedekiler için fırsatlar karşımıza çıkacaktır” dedi Asena ve ekledi “Şu an için ilk yapmamız gereken 3 bin kadar düşük ve orta kademedeki insanı değiştirmek olacaktır” dedi. 



3 bin çok görünebilirdi. Ancak Cüneyt emindi, eğer endüstriyel robot seri üretime geçseydi bu rakam 1 günde üretilebilirdi.  



Bunu düşününce Cüneyt, teknoloji kulesinde gördüğü bir teknoloji aklına geldi. Bu bir biyoteknoloji ürünüydü.  



Fikir Makinesi.(Idea Machine) 



Fikir Makinesi, beyin dalgalarını kullanarak robotları kontrol etmeyi düşünen insanların ürettiği bir makineydi. Zamanla bu teknoloji ilerlemiş, insan beyin senkornize oranı artmış ve %99 lara kadar ilerlemişti. 



Bu ise Sanal Gerçeklik olarak bilinen Virtual Reality’i oluşturmuştu.  



Üstelik bu teknoloji o kadar zor bir teknoloji değildi. Tek yapılması gereken şey yüksek seviyede bilgisayar gücü ve bazı özel materyallerdi. 



Eğer Fikir Makinesi olsaydı, kişinin bütün anıları, bilgisi ve kişiliği okunabilir, bir akıllı program yazılabilirdi. Üstelik bu akıllı program uzaktan da kontrol edilebilirdi. 



“Asena, bu planı yüksek seviye güvenlikle şifrele” dedi Cüneyt. Açıkçası istediği emellere ulaşabilmesi için pek fazla şeyin değişmesi gerekliydi. Ülkede bir boş vermişlik, bir çağdışılık vardı. Bundan rahatsız olan Cüneyt, değişime başlaması gerektiğini biliyordu. 



Özellikle ana merkez ve kendi özel laboratuvarı tamamlandıktan sonra planı uygulamaya kararlıydı.



 

Bunları düşününce akşam yemeğini hatırlayıp evinden ayrıldı. 



Bölüm Sonu. 

 


Not : Bazı noktalar *** olarak değiştirildi. Paralel evrende olsak ta ne olur ne olmaz.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44398 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr