Bölüm 52 : İsim Gizli

avatar
759 4

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 52 : İsim Gizli


Telefonu kapattıktan sonra Cüneyt, fabrikanın içine girdi ve kendine bugünlerde kişisel alan olarak kullandığı kulubeye geldi. 



Bilgisayarını açan Cüneyt, makine çizimlerine başladı. Açıkçası teknoloji kulesi kendinde olduğundan var olan en temelden en nihai ürüne kadar her şeyin nasıl yapılacağını ve dizaynını biliyordu. Oturup biraz çalıştıktan sonra, onun zekasında birisi her türlü teorik altyapısını anlıyordu. 



Bu nedenle son birkaç gündür kendine zaman ayırıp gelecekte lazım olabilecek malzemeler, ekipmanlar ve cihazların çizimini yaptı.  



Asena’nın robotları kontrol etmesini kullanarak bu malzemeleri çok rahat üretebilirdi. 

Tek eksik olan şey boş alan, madenler ve çeşitli altyapılardı. 



Birde Asena’nın işlem kapasitesinin artırılmasıydı. 



Cüneyt, çok düşünmüştü, birçok bilgisayar alıp bir süperbilgisayar yapmayı planlamıştı, fakat daha sonra bu fikri bir kenara attı. 



İlerde lazım olacak işlem kabiliyeti ve kapasitesi çok ama çok artacaktı. Araştırma ve geliştirme için süperbilgisayarlar kullanılacaktı. Asena’nın işlevsel çalışması Cüneyt için önemliydi ve zaman kaybetmek istemiyordu. 



Şimdi ise temel endüstriyel altyapı kurmuştu. Bu vakitten sonra her türlü cihazları üretebilecekti. Bu nedenle kuantum bilgisayar üretmek istedi.  



Kuantum bilgisayarları dışarıdan bakan birisi için çok zor yapılabilecek bilgisayarlar olarak gözükebilirdi. Bunun esas sebebiyse kuantum teorisinin eksik ve çoğu kişinin anlama kapasitesinin ötesinde olmasıydı. 



Cüneyt için bu durum değişikti. 



Kuantum teorisini en azından seviye 2 medeniyetin bildiği kadar biliyordu.  



Bu nedenle kuantum bilgisayarların teorik altyapısını tam manasıyla kavramıştı.  



Bu durum aynı transistörlerin çalışma mantığını kavrayıp modern bilgisayarların temelini atmak gibiydi.  



Kısaca ona lazım olan şeyler, 



Süperiletken malzemeler, mutlak sıfıra yakın derecede sıcaklıklar ve uygun elementin atomlarıydı. 

Süperiletkenlerin nedeni kuantum düzeyinde nihai hesaplamalarda gerekli olan tek atom düzeyindeki hesaplamalarda kullanılacak olmasıydı. Bu seviyede işlemler için kesinlikle nihai bir hesaplama şarttı ve bunu yapabilecek otoyol, süperiletkenlerdi. Aksi takdirde stabilize edilen bağlanmış atomların enerji seviyelerini qubitlere dönüştürmek çok zor olurdu. 



İkinci zor durum ise mutlak sıfıra yaklaşmaktı. 



Bu da zor bir mesele gibi görünmeyebilirdi ancak durum öyle değildi.  



Mutlak sıfıra giden yol yıllar önce James Dewar adında İngiliz Kraliyet enstitüsünde çalışan bir bilim adamının gazları sıvılaştırmaya çalışmasıyla ortaya çıkmıştı. 



İdeal gazların sıvılaştırılması için çok yüksek basınç ve soğukluk gerekiyordu. Eğer soğukluk yok ise denklemde yeterli enerjiyi bulmak için basınç daha da artırılması gerekliydi. 



Bu nedenle o dönemin bilim insanları kutuplardan getirdikleri kuru buzların -40 derecedeki donmuş özelliklerini kullanarak bir cihaz geliştirmişler ve yüksek basınç ile Oksijeni soğutmayı başarabilmişlerdi. 



Oksijenin başarılı bir şekilde soğutulması sonucu bilim tarihi ilk kez bir maddenin –170 dereceye kadar soğutulmasına şahit olmuştu. Fakat o dönemdeki cihazların hassasiyetinin yetersiz oluşu ve materyallerin dayanıksız olması, bu seviyeden daha ileri gidebilmek için gerekli basıncı oluşturmaya yetmiyordu. 



Zamanla yeni materyaller ve bilimin gelişmesi sonucu Nitrojen’i de soğuttular. Bu da ilk defa insanoğlunun -200 derecelere gelmesine neden olmuştu. 



Nitrojen gazının sıvılaştırılması bir darboğaza neden olmuş, bundan sonraki Hidrojen gazının soğutulması için gerekli düşük sıcaklığın -252 kadar olması gerek olması, bilim dünyasının o zamanda çok zorlanmasına neden olmuştu. 



Daha sonra Helyum gazının keşfi ile bu sıcaklık -268 dereceye kadar ilerlemiş, daha sonra teknoloji o kadar ilerlemiş ki, zamanında Helyumu çok zor şartlarda soğutan insanoğlu, bunu sanayi tüpleriyle satan firmalar açacak hale gelmişti. 



Düşük sıcaklıklar maddelerin çoğunun moleküler yapısında değişiklikler oluştururdu. Mesela bazı metaller, demir, magnezyum ve alaşımlar gibi maddelerin süperiletken olabilmesini sağlıyordu. 

Onun dışında farklı kimyasal özellikler kullanılarak ve belirli bir manyetik alan kullanılarak bazı maddelerin kısa süreli süperiletken olabilmesi sağlanabiliyordu. 



Fakat bunun dışında oda sıcaklığında çalışabilen bir süperiletken kesinlikle yoktu. 



Cüneyt’in karşılaşması gereken ikinci sorun buydu. 



Diğer bir sorun ise normalde Fosfor atomlarının düşük sıcaklıktaki düşük entropide olmasının halini kullanarak IBM ve Google şirketleri kuantum bilgisayarları yapabilmişlerdi. 



Cüneyt’in fikirlerine göre Fosfor atomunun düşük entropisi, kuantum bilgisayarlarının sadece başlangıç düzeydeki haliydi. Medeniyetlerin çoğu bu atomu kullanmışlardı. Nedeniyse –260 derecelerde çok stabil olmasıydı. 



Cüneyt’e göre bu atomun özellikleri kuantum bilgisayarlar için doğru değildi. Fosfor elementi zaten 100 derecelerde eriyen bir elementti. Bu yapısından dolayı yeterince soğuttuğunuzda elde edebileceğiniz düşük entropi limitliydi. 



Cüneyt’e lazım olan şey yüksek sıcaklıkta eriyen, yarıiletkenlik özelliği olan ve Türkiyede bol bulunan bir şeydi. 



Cevap Cüneyt’in önündeydi. (İşte geeliyor, özel harekaat.) 



Bor! 



Bor bir yarı metal madendi. Silikon gibi yarıiletken özelliği vardı. Fakat bilinin aksine Silikon %99 derecede saflaştırıldığında yarıiletken olarak kullanılırken Bor’un saflık derecesi %99.99 olması gerekliydi eğer yarı iletken olması isteniyorsa. 



Bu bile tek başına çok ama çok zorlu bir durumdu. 



Dünyada silikon gofret üretebilen firmaların başında Japon Shin-Etsu kimyasal geliyordu. Onların dışında ise o derece saflıkta üretebilen yoktu. En yüksek saflıkta üretebilenler ancak %80 lerde saflık yakalamışlardı. 



Üretilen malzemeleri Japon Shin-Etsu kimyasal alıp ikinci bir saflaştırma işlemi uygulayarak %99 seviyesine getiriyordu. 



Bu seviyedeki saflık, silikon gofret üretimi için yeterliydi. 



Daha sonra, malzemenin hassasiyeti ve üretim zorluğu nedeniyle gofretlerin her biri 15 santimetrelik yarıçapa sahip oluyordu. 



Daire şeklindeki gofretlerin ortasının saflığı ile kenarının saflığı arasında çok az farklılıklar vardı. 

Bu bile üretilen çiplerin kalitesini çok değiştiriyordu. 



Mesela çipin ortasındaki 5 santimetrelik çemberin içinde üretilenler işlemci çipleri oluyorken 5 ile 7 santimlik çemberdekiler grafik işlemci çipleri, geri kalanlar ise hafıza çipleri oluyordu. 



Cüneyt’in düşüncesine göre eğer Bor yeterince saflaştırılıp Bor gofret üretilebilirse, saflığı daha hassas olurdu. Bu nedenle gofret yarıçapı 15 santimetreden daha kısa olur, 10 santimetre limit olurdu. Bu nedenle çip üretmek için pek iyi bir malzeme değildi. En azından şimdilik.



İkinci durum atom enerjisi daha küçük ve daha stabil bir atom olduğundan donma noktası -272.88 derece kadardı. İşte bu çok zor bir durumdu. 



Standart model kullanarak soğutma yapmak çok zor olacaktı. Bor atomunun düşük sıcaklıktaki düşük entropisi, Fosfor atomuna göre yüzlerce kat fazlaydı. Bu nedenle IBM’nin 50 qubitlik bir işlemini Bor atomuyla en az 5000qubit olarak yapabilirdi. Avantajları sadece bu kadar da değildi. 

Kısacası Cüneyt’in kuantum bilgisayar üretmesi için önünde engel neredeyse yoktu. 



Son birkaç gündür de gerekli olan ekipmanların üretiminin nasıl olacağını taslağını hazırlıyordu. 



** 



Akşam olduktan sonra diğer fabrikalar da boşaltılmış, emniyete alınmıştı.  



Cüneyt’in isteği üzerine büyük bir nakliye tırı gelmiş, fabrikanın önünde bekliyordu. 



Diğerlerinin en azından şimdilik görmesini istemediğinden Tır’ın sadece en arkası fabrikanın içine gelecek şekilde duruyordu. 



“Asena, 20 robotu kontrol ederek planı başlat” dedi Cüneyt. 



Cüneyt’in sesinden hemen sonra 20 adet endüstriyel robot, sırayla tıra biner oldular. Hareketleri ahenk içindeydi. 



20 robotun binmesinin ardından 5 farklı robot, çeşitli ekipmanları getirip tır’daki robotlara verdiler. 



Bunlar iletişim cihazları ve şarj ekipmanlarıydı. 



 

Bölüm Sonu 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44401 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr