Cüneyt, GS(Goldman Sachs) ile olan finansmanından sonraki beş gün boyunca gelen misafirlerle uğraşmaya başladı.  

Geçen zaman diliminde Derya onu arayıp tebrik etmiş, annesi ve babası da televizyondan öğrenmişlerdi. 

Bunun dışında bir çok politik lider onu ziyaret etmiş, ondan bazı dileklerde bulunmuşlardı.  

Fakat bu yoğun süre sonunda ortalık rahatlamış, sonunda ABD’deki banka hesabında kontrat parası yatmıştı.  Bu durum uluslararası olarak kontratı aktivite etmiş, bu noktadan sonra kontratı yırtarsan 36.75 milyar dolar gibi bir likidite penaltısı ödeyecek olmuştu.  

Finansmandan gelen parayı doğrudan çekip İsveç bankasına aktaramazdı Cüneyt. İş dünyasındaki kurallar buna aykırıydı. 

Finansman, Sirius şirketi potansiyeli için yapıldığından Sirius şirketi için kullanılabilirdi ancak. Her ne kadar limited bir şirket olsa da GS tarafından finansmanı inceleyecek bir finans müdürü atanmıştı.  

Geçen bu zaman diliminde ise Betül, işi ciddiye almış ve yeni kişileri işe almıştı. Fakat neresinden bakarsan bak garipti. İşe alınanların neredeyse tamamı kadındı. 10 kişi işe almıştı ve sadece 1 kişi erkekti. O da nispeten içe dönük bir tipti.  

Cüneyt onlara boş durmamaları için yüklü görevler vermişti. Açıkçası Cüneyt bile otursa bir hafta boyunca kod yazması gerekliydi. Bu kadar yüklü iş vermesinin sebebi bir yıl boyunca boş kalmamaları içindi.  

Öte yandan Mehmet ile konuşmaları sonucunda ona yeni bir görev vermiş, Dünyada belirlenen 5 noktada veri merkezi kurmasını istemişti ondan. 

 Bu noktada kollarını sıyırıp işe atılması Cüneyt için uygun değildi. Mehmet’in ekibi bu meseleleri halledebilirdi. Eğer halledemezlerse sorun olurdu. Üstelik Goldman Sachs’tan bir kişi de ekibe dahil olmuştu. Bundan sonra işler kolaylaşacaktı. 

“Artık Kayseriye dönmenin vakti geldi” dedi Cüneyt yorucu bir iş gününün sonunda.  

Bu zaman diliminde çok fazla zaman kaybetmişti. Neredeyse 22 gündür Kayseri dışındaydı ve oradaki siparişleri yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.  

“Önce Aslı’yı ziyaret etmeliyim” dedi Cüneyt.  

*** 

Aslı bu süre boyunca normal olarak iyileşiyordu. Fakat hastaneden çıkabilmesi için daha zaman vardı. Bu nedenle Cüneyt olaya el atmak istedi. 

Hastaneye gelip Dr.Ateş ile sohbet ettikten sonra ona biraz ‘muayene olduktan’ sonra akşam vakti doktor kıyafetleri ile Aslı’nın odasına geldi. 

Odada kimse yoktu ve Aslı uyuyordu. Cüneyt ise çok fazla vakit kaybetmeden Aslı’nın kafasına dokundu ve ona Kozmik Tekniğin ilk kısmını aktardı. Daha sonra komidin’in üzerine bir not kağıdı bırakarak oradan ayrıldı. 

Hastane dışına geldiğinde arabasına binmeden bir sigara içen Cüneyt, hastane tarafına baktı ve sonra aracına binip şehir dışına yöneldi. 

*** 

Ertesi gün uyanan Aslı, vücudunda bir değişiklik hissetti, fakat neresi değiştiğini bilmiyordu. 

“Uyandın mı Aslı” dedi nazik sesli bir kadın ardından ekledi “Bir ihtiyacın var mı kızım?” dedi. 

“Anne, herhangi bir ihtiyacım yok, sadece çok sıkıldım buradan” dedi Aslı, uyandıktan sonra yaşanan standart bir tartışmaydı bu. 

“Kızım, biraz daha dayan, doktora göre bir buçuk aya hastaneden ayrılabilirsin” dedi kadın ve komodinin üzerinde bulunan su şişesinden su koymak için hareketlendi. 

“Nasıl? Burada bir not var” dedi ve eline aldı. Fakat not İngilizceydi, Aslı’nın annesinin İngilizcesi yoktu. 

“Burada ne yazıyor anlamadım Aslı, bir bak belki sen anlarsın?” dedi ve notu Aslıya gösterdi. Aslı’nın elleri alçıda olduğundan notu tutup okuyamıyordu. 

Fakat notun içeriklerini okuduktan sonra Aslı, annesine bakarak “Birşey yazmıyor anne, çöpe atabilirsin” dedi. 

Notta İngilizce olarak ‘Eğer daha çabuk iyileşmek istiyorsan aklındaki anılara odaklan, her gün sabah en az 10 dakika yap, asla kimseye burada yazanlardan bahsetme’ yazıyordu. 

Aslı ilk başlarda ciddiye almasa da zihninin derinliklerinde ona ait olmayan anıların olduğunu biliyordu. 

Bu nedenle denemekten zarar gelmez mantığıyla notta yazan şekilde olduğu gibi odaklanmaya başladı. 

Çok geçmeden ilk oturuşuna geçen Aslı, sıcaklanma ve karıncalanmayı hissetti. İçten içe şaşıran Aslı, odağını yitirmeyerek devam etti.  

Karıncalanma ve sıcaklama hissi sonunda kayboldu ve içinde yeni bir tür enerjinin dolaştığı hissiyatına kapıldı. Daha sonra bir meditasyon haline geçti. 

Kızının konuşmasını kestiğini gören annesi ise onun uyuduğunu düşündü ve koltuğa oturarak bir dergiyi okumaya başladı.  

10-15 dakika sonra derin bir nefes alımı duyan Ayşe hanım, kızına baktığında onun aşırı terlediğini ve yüzünün bazı noktalarında siyah kirler olduğunu görünce panikleyerek “Aslı, Aslı ne oldu sana? Doktor... Doktor!!” diye bağırmaya başladı. 

Annesinin ne derece paniklediğini gören Aslı “Anne, endişelenme ben iyiyim, bir şeyim yok” dedi.

Fakat açıklama gerekli miydi? Ayşe hanım şu anda aşırı tepkiliydi ve çok geçmeden hemşireler ve doktor içeri girdi. 

“Doktor, çabuk Aslının durumunda bir sorun var” dedi içeri girenleri görünce. 

Dr.Ateş içeri girdiğinde durumu görünce Ayşe hanıma selam vermeden direkt Aslı’nın yanına geldi ve onun durumunu inceledi. Tansiyonuna ve kan değerlerini ölçen cihaza baktıktan sonra bir sorun olmadığını gören Ateş, “Endişelenmeyin bir sorun yok, bunlar normal durumlar” dedi. 

Açıkçası o da dün Cüneyt’in açıklamasından sonra böyle bir durum olabileceğine dikkat ediyordu. 

Cüneyt ona dün, yarın sabah erken saatte Aslı’nın odasına git, sorun olmadığını söyle demişti.  

“Sana dedim anne herhangi bir sorunum yok diye, sadece banyo yapmak istiyorum” dedi Aslı.  

“Tamam yavrum, ben hallederim” dedi Ayşe hanım ve doktora bakarak “ teşekkürler doktor bey” dedi. 

Aslı’nın günlük ihtiyaçlarını Ayşe hanım ve kardeşi karşılıyordu. Belki de normal bir aileden zengin oldukları için Ayşe hanım, ailesinin işlerini kendisi yapıyordu. Normalde bunu yapmaları için özel kişi tutarlardı zenginler.  

Çok geçmeden günlük temizliğini yapan Aslı, yatağa oturduğunda kendinde gerçekleşen değişikliklere bakma fırsatı buldu. 

Bunlardan ilki tokluk hissiydi, bu enerjiye karşı olan hissiydi. İkincisi ise ellerinin ağrısının gittiğiydi. Daha doğrusu bu enerjinin neredeyse tamamı vücudunda dolaşırken ellerinde toplanıp onun kollarını iyileştirmesiydi.  

Diğeri de alnının iyileşmesi hissiydi. Her ne kadar zaman geçse de travma sonrası kafasında halen ağrılar vardı. 

Son olarak ta kafası çok berraktı. Sanki duyu organları daha da gelişmişti. Odaklandığında hastane koridorunun öteki tarafındaki hemşirelerin konuşmalarının içeriğini duyabiliyordu. 

Üstelik kendini çok dinç hissediyordu. Hastanede kaldığı süre içinde hep bir kırgınlık vardı üzerinde. Fakat şimdi enerjikti. 

“Acaba evliya mı ziyaret etti?” dedi içinden. Değişiklik ve anılarında var olan şeyler garipti. Odaklandığında doyma hissiyatının dışında herhangi bir şey hatırlamıyordu. Fakat kafasının içinde bir yerlerde fazladan bir anı olduğunu biliyordu. 

“İyi de Evliya neden İngilizce konuşsun ki?” çok geçmeden kendini toparlayan Aslı, ilk düşüncesinin yanlış olduğunu fark etti. 

“Yoksa gizli bir örgütün öğretileri mi?” 

*** 

Cüneyt ise 11 saatlik yol sonucunda Kayseri’ye ulaşmıştı. Yorgunluk belirtisi göstermeden egzersizlerine ve günlük meditasyonuna devam eden Cüneyt, eve geldiğinde “Asena, geçen zaman diliminde herhangi bir sorun oldu mu?” dedi. Açıkçası meditasyon bütün yorgunluğunu almıştı.

“Hoş geldin lider, herhangi bir sorun olmadı. Bana verdiğiniz görev halen devam ediyor” dedi kadın robotik ses. 

Bir anda Cüneyt, buradan gitmeden Asena’ya bir görev verdiğini hatırladı. 

“Sonuç nedir? Rapor et” dedi. 

“Lider, talimatlarınız üzerine 9 Nisan 2020’de hesabınızdan aldığım 10 bin doları, 1500 farklı kukla hesap kullanarak ABD borsasında işleme başladım. Geçen 23 günde toplamda 137.568.980 dolar para kazandım. Eğer isterseniz an itibariyle 137.422.500 doları çekebilirim” dedi Asena. 

“Fuck” 

Cüneyt’in dili tutuldu. 

Bu neredeyse %900 kaldıraç’a eş değer bir kazanımdı. Cüneyt neden çalışıyordu ki? 

Bölüm Sonu