Bölüm 40 : Eve Ziyaret (Son Part)

avatar
845 9

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 40 : Eve Ziyaret (Son Part)


Cüneyt ailesini korkutmamak için yalan söylediği konusunda pişman oldu. Ailesinin tutumlu olduklarını biliyordu, bu nedenle kısıtlı para göndererek onları korkutmadan alışsınlar diyerek artırarak para gönderiyordu.  



Fakat görünen o ki onlar parayı harcamıyordu. 



“Anne, hesaptan hiç para çektin mi?” diye sordu annesine.  



“Azıcık ihtiyacımız oldu oğlum, ama paranın bütün kısmı kartta” dedi annesi endişelenerek. Sanki parayı harcadıkları için endişeli gibiydi. 



“Ne kadar çektin?” Cüneyt sabırlı bir şekilde sordu. 



Fakat annesi birden sabırsızlaştı ve hareketleri endişelendi. Cüneyt iç çekerek kardeşi Büşra’ya baktı. Annesi teknoloji özürlüydü. Parayı çekse çekse kardeşi çekmişti. 



“500 lira abi” dedi Büşra abisinin ona baktığını görünce. O da endişeliydi. Sonuçta hesaptaki para çok yüksekti onun için. 



Şunu bilmek gerekliydi, Büşra parayı Cüneyt ilk aradığında çekmiş, daha sonra bankamatiğe gitmemişti. Cüneyt’in sonradan gönderdiklerini bilmiyordu. Ona göre 5 bin lira bile yüksekti.  

Bu nedenle çektiği para toplam paranın onda biri olduğu onu da strese sokuyordu. 



Cüneyt daha fazla sorgulamadı ve “Anne, baba ben çok zengin oldum. Büyük bir şirket kurdum, aylık gelirim trilyonlarla ölçülüyor. Size parayı kendiniz için kullanın diye gönderdim. İlk seferden sonra 10’ar 10’ar haftada para gönderdim, şimdiye muhtemelen 30-35 milyar para vardır.


"Çekinmeyin kullanın parayı” dedi. Eski para isimlerini kullanıyordu Cüneyt’in ailesi. Onlara göre 500 lira 5 yüz milyon liraydı. Bu nedenle trilyonlar ifadesini kullandı. 



“Oğlum, bizi endişelendirmemek için yalan söyleme, nerden kazanacaksın o kadar parayı? Yoksa kötü işlere mi bulaştın? Cüneyt, oğlum benim bir tek senim var ne olur kendine zarar verecek işlerle ilgilenme” Annesi parayı duyduğunda mutlu olamamış, hatta daha da endişelenmişti.  



Babasının konuşmasına gerek yoktu, onun bile oturduğu yerden ifadesi böyleydi. 



“Anne, baba endişelenmeyin. Parayı tamamen yasal yollarla kazandım, hatta vergimi bile verdim, endişelenmeyin” dedi Cüneyt. 



Fakat bu da onların endişelerini almadı. 



“Nasıl o kadar para kazanırsın oğlum, bizi kandırma” dedi babası. 



“Baba, endişelenmeyin, üniversitede bilgisayarla büyük bir yazılım yaptım. Dünyada 1 milyar insan kullanıyor, herkes aylık para ödüyor uygulamaya, param düzgün yoldan” dedi. Bu sefer ciddi ciddi inanmaya başladılar. Sonuçta Cüneyt dürüst biriydi, eğer kötü yola düşseydi mutlaka konuşma tarzından şekline yansırdı. 



“Hatta inanmıyorsanız bakın banka hesabımı açıyım” dedi ve yeni aldığı iphone 11 pro max modelini cebinden çıkardı ve banka uygulamasına girdi. 

Ardından telefonda çıkan rakamları annesine ve babasına gösterdi. 



Annesi ve babası eski kafa olsalar ve bin’e milyar deseler de esasında rakamların kaç haneli olduğunu biliyorlardı. Bu nedenle telefondaki rakamları gördüklerinde şok oldular. 



“Bu, bu gerçek mi?” dedi babası.  



“Sonuna kadar helal kazanç baba” dedi Cüneyt. 



“Sonunda, sonunda Allah yüzümüze baktı, sonunda şükürlerimizi duydu yarabbim” dedi babası ellerini açarak dua eder halde. 



Annesi de ona benzer bir tepki vermişti. 



Cüneyt 3’üncü şahıs izliyordu odayı. Ailesi ciddi inançlı kişilerdi. Tabi tam mantığıyla dinin ne olduğunu bilmiyorlardı, hocaların etkisiyle babadan oğula nesile aktarılan bir inançtı bu.  



Fakirlik, şükür, inanç... 



Bunlar muhteşem üçlüydü. Dünyanın her yerinde halinden memnun olmayan kitleleri bunlarla yönetebilirdin. 



Büşra ise kenarda kendine sanki bir güven gelmiş, eski halinden çıkıyormuş gibi sevindi. 

Fakat kabuğunu kırması çok zordu. Cüneyt bu noktada kardeşini yanına alıp ona dünyayı göstermeyi düşündü. 



“Oğlum, uzun yoldan geldin karnın açtır, siz oturun ben hemen bir şeyler hazırlayım” dedi annesi ve ayağa kalkmaya yeltendi. Fakat daha hareket etmeden Cüneyt tarafından durduruldu. 



“Anne, sen rahatsızsın, bana bırak. Ben yalnız yaşıyorum, iki lokma hazırlarım” dedi. 



“Oğlum, mutfak kadın işidir, sen kendini yorma, ben iki dakika hallederim” dedi annesi ısrar ederek. 



Fakat Cüneyt kararlıydı “Sen burada dur anne, ben gelirken bir şeyler aldım, onları açıp getiriyim, Büşra beni takip et” dedi. 



Eve gelirken getirdiği poşetlerin yanında arabada da poşetler vardı. Bunlar Cüneyt’in yolda gelirken gördüğü meyve, sebzeydi. Onun dışında Niğde’ye geldiğinde çok fazla açık yer bulamadığından döner almıştı. Atıştırmalık ta etsiz çiğ köfte ve meşrubatlardan da almıştı.  



Sonuçta eve gelmesiyle içeri girip oturması arası yarım saat geçmemişti. Bu tarz şeyler alüminyum paketler halinde olduğundan biraz daha sıcak kalabiliyordu, ama bunun da bir sınırı vardı. 



Ayağa kalktılar ve evden çıktılar, Büşra’nın garip bakışları altında arabanın yanına geldiler ve bagajdan birkaç poşet çıkardı Cüneyt. Bunlar AVM’den aldığı giysilerdi. 7-8 çeşit poşetleri eline alan Büşra, önünü göremez olmuştu.  



“Sen içeri git, ben geliyorum” dedi Cüneyt. 



Arabanın içinde de epey malzeme vardı. AVM poşetlerinin yanı sıra yiyecekler, meyve, sebze vs vardı. 



Onunda elleri dolduktan sonra içeri girdiler ve oturma odasına geçtiler. 



“Oğlum, bu kadar şeyi neden aldın, çok para tutar bunlar” dedi babası sorarak. 



Fakirliğin gözü kör olsun. Bunca yıl fakirlikle yaşayan kişilere para bile versen kendilerini halen fakir zannederlerdi. 



Neyse ki para bulduktan sonra gözü dönen piyango zenginleri gibi değildi. 



“Bunlar kazancımın yanında devede kulak, siz burada durun ben geliyorum” dedi ve mutfağa gitti.  

Mutfakları çok büyük değildi ancak yine de aile işleri için yeterliydi. Etrafa bakınan Cüneyt, epey temiz ve düzgün bir mutfak gördü. 



Dolabı açan Cüneyt, zannedilenin aksine boş dolap değil onun yerine dolu, hatta dopdolu bir dolap gördü. Bunlar annesinin önceden yapıp dolaba koyduğu yiyeceklerdi. 



 

Kışın fiyatlar arttığından yaz günlerinde epey malzeme yapılırdı. Bunlar erişteler, közlenmiş patlıcanlar, reçeller gibi şeylerdi.  



Cüneyt annesinin reçellerini çok severdi. Dışarıdan alınan malzemelerde aynı tadı bulamıyordu. Dolaptan reçel tabağını aldı, plastik silikon ağzını açtı ve parmakladı. 



Gerçekten de anılarındaki o güzel tadı tekrardan almıştı. 



Her ne kadar fakir olsalar da taş pişirip suyunu içmiyorlardı. 



Cüneyt malzemeleri hemen hazırladı, meyveleri yıkadı ve bir sofra hazırladı.  



Aile mutlu bir şekilde Cüneyt’i karşılama yemeği yediler. TV halen açık ve dizi halen devam ediyordu, fakat bakan yoktu. 



“Büşra, bu senin” dedi ve bir Iphone kutusunu uzattı kız kardeşine. Öyle güzel paketlenme falan yoktu, dümdüz telefon kutusuydu. Tuğla kalınlığında telefon büyüklüğünde ikonik Apple kutusuydu. 



“Bu benim mi?” dedi Büşra, şaşırarak. O da biliyordu telefonu. Z kuşağına ait bir genç olarak internetle yaşamış biri olması gerekirken öyle olmasa da yine de biliyordu. 



“Evet bu senin, bu da telefon kartın” diyerek cebinden telefon kartı çıkarıp verdi. Para nelere kadirdi? Normalde kimliksiz alınamayan telefon kartı, parayla alınıyordu. 



“Bu çok güzel” diyerek eline aldığı kutuyu açan Büşra sevinçten çılgına döndü. Eline gümüş renkte iphone 11 pro modelini alarak. Cüneyt ona büyük olan modeli almamıştı, gereksizdi bir kız için kocaman bir telefon. Onun yerine zarif küçük model daha iyiydi. 



“Bunlar size anne, baba” diyerek iki tane daha Iphone telefon kutusu çıkardı ve verdi. Aslında bunu yapmak Cüneyt için zor bir seçimdi. Sonuçta anne ve babası teknolojiden pek anlamazlardı. Fakat Cüneyt onlara kozmik tekniği öğreteceğinden zihinleri açılacak, ileride öğrenmeleri çok daha kolay olacaktı. 



“Oğlum, biz o telefonları kullanamayız, bize tuşlu yeter” dedi annesi. Babası konuşmasa da onunda ifadesi bu yöndeydi. 



“Korkmayın, kullanışı tuşlu telefondan çok daha kolay. İleride öğrenirsiniz, alın bunlar da sizin kartlarınız” diyerek iki telefon kartı daha çıkarıp verdi. 



Annesine ve babasına aldığı modeller pro max modelleriydi. Gözleri pek görmediği için büyük olsun mantığıyla aldı. 



Daha sonra aile 4’lüsü mutlu bir şekilde Cüneyt’in aldığı malzemelere baktılar.. 



 

Bölüm Sonu 

 



Not : Yarın Türksat kablonet’in faturasının son günü, kredi kartım başka bir gün ödendiğinden yatıramayacağım. İnterneti hemen mi kesiyorlar yoksa biraz süre tanıyorlar mı bilmiyorum, bilen var ise yeşillendirsin. 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44399 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr