Bölüm 29 : Saf ve Temiz Anadolu İnsanı

avatar
1039 9

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 29 : Saf ve Temiz Anadolu İnsanı


Cüneyt Türkiyenin gençlerinin zihniyetleri meselesi üzerinde çok durmadı, herkese hal hatır sorduktan sonra Mehmet’e bakarak “ Durum nedir?” diye sordu. 



Gereksiz muhabbetlerin kesildiğini gören herkes ciddileşti fakat ciddiliklerinde heyecanlarını gizleyemiyorlardu, Mehmet öne çıkarak “Cüneyt bey, dün gece 00:00 dan bugün saat 13:00’a kadar olan sürede 36

milyon play store indirmesi ve ortalama 4.9 puan derecelendirme var. Website ziyaretleri ise sabah saat 9’dan sonra başladı, muhtemelen 60bin civarındadır” dedi. 



Websitenin az ziyaret edilmesi zaten beklenen bir şeydi, bu onların için yabancı bir şey değildi. Eğer ziyaret çok olsaydı saçma olurdu zaten. 



Cüneyt’in rakamları duyduktan sonra tepki vermemesini gören Mehmet, Cüneyt’in piyasayı bilmediğini düşünerek “Bu rakamlar harika Cüneyt bey, uygulamamız sadece bir gündür yayında olmasına rağmen bu kadar indirildi, bu büyük bir başarı” dedi. 



Cüneyt her ne kadar bu rakamları başarılı bulmasa da çalışanlarının şevkini kırmamak için mutluymuş taklidi yaptı ve “Güzel, momentumu asla düşürmemeliyiz, bu saatten sonra bütün yazılımcılar her sosyal mecra’dan üyelik alsınlar ve konuyu gündemde tutsunlar. Bir hafta boyunca kaç kişi kazanabileceğimize bir bakalım” dedi Cüneyt. Normalde bu tarz işleri yapmak yazılımcılar için hakaret olarak kabul edilirdi, fakat dünkü uygulamada bütün emek Cüneyt’e aitti ve kendileri bir şey yapmamışlardı. Üstelik uygulama ilk gününü daha doldurmadan 36 milyon indirilmeyle büyük bir başarı sağlamıştı bu nedenle kimse alınmadı, dürüstçe yerlerine geçip takıldılar. 



 

Cüneyt ise ofiste kendine ayrılan odaya geldi ve bilgisayarı açıp back-end verilerini gözden geçirdi. Ardından sosyal medya mecralarına girip baktı ve uygulama hangi siteye girerse girsin ilk üç’e girmişti. Fakat geleneksel medyanın haber siteleri ve yayın organlarında uygulamaya ait tek kelime bile yoktu. 



“Bir grup kan emici” dedi içinden Cüneyt olanları görünce. Geleneksel medya sinir bozucuydu. Sonuçta parası olan medya şirketi alıyor ve kendileri de para kazanmak için reklamlara yöneliyordu. Fakat Cüneyt bu insanlara para kaptırmak peşinde değildi. Onun hedef kitlesi Türk kullanıcısı değildi çünkü. Uluslararası kullanıcılar da iyi malın kalitesini kullandıkça anlarlardı. 



Telefondan Mehmet’i aradı ve “Uluslararası bankalarla anlaşmayı hızlandır, ileride yurt dışından kazananları sakın yerli bankalara yatırma, yurt dışından alacağım şeyler var, tekrardan uğraşmak istemiyorum” dedi. 



İlk başlarda Cüneyt, sadece kamera uygulamasının birinci safhada yeterli olabileceğini düşünüyordu ama rakamlar onu yanılttı. Şu an daha fazla uygulama yapmak istiyor ve pazardan olabildiğince gelir elde etmek istiyordu. 

Üstelik daha 1 haftalık deneme sürümü zamanı dolmamıştı ve kaç kişinin uygulamayı satın alacağı belli değildi. 



Yaşlı adam ona ilk başlarda olduğu gibi yardım etmiyordu. Sabah yaşlı adamla konuştuğunda ona ben sadece rehberim sana bundan sonra müdahele etmeyeceğim demişti. Ilk seferde yardım etmesinin sebebinin Cüneyt’in gerçekten ihtiyacı olması olduğunu söylemişti. 



Arkasına yaslanan Cüneyt, teknoloji kulesine giriş yaptı ve oradan ileri seviye programlama ve programlamanın esaslarına baktı. Bundan sonra yapmayı planladığı şey ona asistanlık edebilecek bir yapay zeka idi. O, geleneksel reklamlarla uğraşmak istemiyordu. Bu nedenle basit ama etkili bir yolu tercih etti.  



Zorlayarak! 



Evet, çoğu insanın düşündüğünün aksine Cüneyt, yaşlı adamın alogaritmayı değiştirmesinin en etkili yöntem olduğunu biliyordu. Bunun için ise gerekli olan yapay zekanın varlığını oluşturabilecek altyapıya da sahipti. Tek eksiği gelişebileceği ve düzenli para kazanabileceği bir ortamın eksikliğiydi. 



Şimdi bu uygulama sayesinde nakit akışı garantilendi denilebilirdi. 



Ayağa kalktı ve Mehmet’in odasına gidip “ Ben Kayseriye gideceğim, orada üretim yapacak tesisler arayacağım, sen burada kal şimdilik. Yazılımcılardan içlerinden yetenekli olanları belirle ve CTO olarak ata. Senin görevin grup şirketi kurmak, bu şirketi grubun bir alt şirketi haline getirecek alt yapıyı hazırla, evrakları tamamladığın vakit Kayseri’ye gel. Bundan sonra işleri hızlandıracağız, eşin varsa şimdilik Kayseri’ye taşınmanı öneririm” dedi. 



Sözleşmede şehir belirtilmemişti, hatta ülke de belirtilmemişti, profesyonel biri olarak Mehmet, şehri sormamıştıda. O, bir gün gelecek Türkiyenin herhangi bir ilinde iş yapacağını biliyordu. Kayseri, her ne kadar küçük olsa da yapacak bir şeyi yoktu. 



Cüneyt ofisten ayrıldı ve evine döndü. Evde kısa süreli bir temizlik yaptıktan sonra emektar Asus N53SV bilgisayarını alarak oradan ayrıldı. Emektar bilgisayarı almasının nedeni ise Cüneyt’in eşyalara değer vermesiydi. 



Küçükken Semaver adında Sait Faik Abasıyanık’ın romanını okumuştu. Romanda ana karakter, Semaver ürününün ilk çıktığında kullanılmasını ve onun başında güzel vakitler geçirmesini anlatıyordu. Fakat bir gün ana karakterin annesi Semaver’in başında kalp krizi geçirip öldükten sonra ana karakterin Semaver’e yüklediği duygular değişmişti. 

Türk edebiyat tarihinde eşyaya anlam yüklendiği ilk romanlardan olan Semaver’in hikayesi Cüneyt’i çok etkilemişti.



Kendisi oradaki Ali gibi küçüklüğünden beri uzun süre kullandığı eşyalara değer yüklerdi. 



Bu nedenle her ne kadar hali vakti yerinde olsa da eski bilgisayarından vazgeçemiyordu.



 

Akşama Kayseri uçak bileti almıştı, yanına ise herhangi bir bavul almamıştı, sonuçta parası vardı ve Kayseri’ye bir düzen kurmaya gidiyordu. Üstelik geceyi geçireceği bir otel de mevcuttu. 



*** 



Akşam Erkilet havaalanına inen Cüneyt, İç Anadolu kentinin soğukluğunu içinde hissetti. Her ne kadar havada nem olmasa da ve Mart ayının sonlarına yakın olunsa da hava soğuktu. 



Bilgisayar çantasıyla havaalanından çıkan Cüneyt, hiç uğraşmadan bir taksiye bindi ve “Radisson oteline” dedi ve arkasına yaslanıp gözlerini kapattı. 



Taksici Cüneyt’e bir baktı, ne bavulu vardı ne de öyle fakir görüntüsü. Bu nedenle çok konuşmadan arabayı çalıştırarak otele geldi. 



“80 TL” fiyat öderken gelen taksi ücretini görünce Cüneyt şaşırdı. Fakat çok umursamayarak 100 liralık banknot uzattı ve bekledi. Taksici Cüneyt bahşiş verir umudunu taşıdı ama nafile, para üstünü alan Cüneyt, taksicinin gittiğini görüp “ Utanmasa yatırıp...” dedi. 



Erkilet havalimanından Radisson oteli arası mesafe taş çatlasa 4 kilometreydi. Fakat 80 TL fiyat biçmişti taksici. Bunu da düşününce “Ülkede namus, şeref ve ahlak kalmamış..” dedi ve otele girdi. 



Otel kaliteli bir oteldi. Geceliği 660 liraydı ve her şey dahildi. Bu nedenle çok uğraşmadı Cüneyt direkt burayı tuttu. 



*** 



Kayseriyi seçmesinde önemli bir neden vardı. Araştırmasında yollarının geniş, altyapısının yeterli olduğu yer aramıştı Cüneyt. Kayseri bu kurallara uyuyordu. Ayrıca Organize Sanayi Bölgesi burada olduğundan elektrik kullanımı şirketler için farklı bir tarifeden yapılıyordu işletmeler için.  



Diğer bir sebep ise trafik burada yoktu denebilirdi. 



Fakat şehirde adam akıllı bir şey de yoktu, sonuçta her şey iki taraflıydı. 



Cüneyt bu şehirde lazım olacak ekipmanları üretebileceği bir tesis kurmayı planlıyordu. Üretimde robotlaşmayı her ne kadar istemese de en azından bazı temel tezgahları, CNC tezgahları, üretim bandını ve yüksek keskinlikte işlem mankineleri burada üretmeyi planlıyordu.  



*** 



Ertesi gün kahvaltıdan sonra otelden ayrılan Cüneyt, otelin dibinde büyük bir AVM gördü. Dün gece pek dikkat etmemişti ve bu yüzden burayı belediye binası sanmıştı fakat şimdi incelediğinde büyük bir alışveriş merkezi olduğunu gördü.  



“Fena değil” dedi. Fakat gidip girmedi. İlk önce kalacak yer işini halletmesi gerekliydi. 



Bir emlak şirketine gidip yukarı Talas bölgesine ait bir yerden şehrin uzak kısmını gören bir manzaralı villayı 5 milyon TL’ye aldıktan sonra Mimarsinan Organize Sanayi bölgesinden de eski bir mobilya üreticisinden fabrika tesisini 10 milyon TL karşılığı saın aldı. 



“Günün sonunda Türk Lirası düşüşte..” Akşama kadar oradan oraya koşan Cüneyt, otel odasına geldiğinde İstanbuldan ucuz tutması için geldiği Kayseri’de her şeyin fiyatının pek te ucuz olmadığını gördü. 



Tek tesellisi back-end data'ya girdiği vakit toplam indirilme sayısının 90 milyona ulaşmasıydı!

 

Bölüm Sonu. 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44400 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr