Bölüm 20: Çok efektif Egzersizler

avatar
1061 10

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 20: Çok efektif Egzersizler


Cüneyt, Aslının sorusunu duyduğunda birden irkildi ve kendine geldi. Ona göre evlilikler gibi davranışlar tarafların rızası olduğunda gerçekleşebilecek bir durumdu. Fakat o daha sonrasını hiç düşünmemişti. Daha doğrusu aileler çocuklarının isteklerine resen evet cevabı verirler diye düşünüyordu.  



Fakat Aslının sorduğu bu soru onu uyandırmıştı. Evet, uyandırmıştı. Şimdi kendisi bir hiçti. Her ne kadar ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş ve eli biraz para görmüş olsa da ne sosyetede bilinen birisiydi ne de şunu aldım diyebileceği bir başarısı yoktu. 



Elbette hafta sonu gelen akademisyenlerin sorularını cevaplandırıp kanıtlarını yaptıktan sonra dünyaca ünlenecekti ama hangi camiada? 



Matematikçiler dünyayı ve materyalist toplumu temsil etmiyordu. Belki de adı saygın bilim adamları ile bir geçebilirdi ama yalnızca o kadar olurdu. 



Cüneyt’in ona cevap vermeden düşündüğünü gören Aslı, demir sıcak iken şekil vermek için agresif tavırla “ Hem ailem bir kenara ben henüz seni kabul etmiş değilim! Dün gece bana neler oldu bilmiyorum ama kesinlikle bu ben değildim! Belki de sen yediğimiz şeylere bir ilaç koydun ha” dedi. 



“Yok hayır kesinlikle ilaç gibi bir şey yok” Cüneyt düşüncelerinde boğuşurken Aslı’nın sorusunu duydu ve aniden kuyruğuna basılmış bir kedi gibi agresifleşti, soruyu reddetti.  



“Hmph, hem sen bir şey yapmamış olsan bile ben seni kabul etmiş değilim, bu durumda ne yapmayı düşünüyorsun?” diyerek soruyu tekrarladı Aslı. 



Uzun bir süre kafasında şimşekler çakan Cüneyt, sonunda gözlerinde kararlı bir ifadeyle “Henüz ismimi kimse duymuş olmayabilir, sosyetede adım bilinmiyor da olabilir, hele ki çoğu insanın umursamadığı bir genç te olabilirim. Fakat gün gelecek bırakın Dünya’yı, ismimi yerde veya gökte yaşayan herkes duyacaktır!” dedi ve cümlelerine ekledi “Ve o gün daha gelmeden senin gönlünü kesinlikle kazanacağım” dedi. 



Cüneyt’in tek kişilik manifestosunu dinleyen Aslı, onun garip söylemlerini alışılagelmişin dışında bulsa da söyledikleri ve söylerkenki tavırları Cüneyt’in mimikleri, onun anladığı kadarıyla Aslı, bu gencin ciddi olduğunu düşündü. Fakat çok geçmeden bu kararını tekrar düşünüp kafasını salladıktan sonra Hmph, şimdilik konuyu kapatalım. Kıyafetlerim berbat olmuşlar en azından giyebilecek bir şey ver bana” dedi. 



Fakat evde Cüneyt’in bedenine uygun kıyafetler vardı sadece. Bu nedenle Cüneyt, Aslı’nın giyebileceği bir kıyafet bulamadı ve en sonunda uzun bir sade tişört bulabildi ve Aslı’ya “Şimdilik sadece bu var, bana biraz zaman ver, sana kıyafet alacağım” dedi ve tişörtü Aslı’ya uzattı. 



Tişörtü alan Aslı, saatin daha çok erken olduğunu gördü ve “Ben duş alacağım, üstelik karnım aç, sen şimdilik gidebilirsin” dedi.  



Cüneyt ise Aslının ruh halinin düzeldiğini görüp odadan ayrıldı. Ayrılmadan önce ise üzerine giyebileceği bir eşofman üstü slim tişört aldı ve odadan çıktı. 



Ardından Aslı yataktan kalktı ve odaya bir göz gezdirdi. Dün yaşanan olaylar yüzünden uyandığı kadar hüzünlü olmasa da Derya’ya karşı bir ihanet etmiş hissiyatı taşıyordu. Bu nedenle keyfi yeniden kaçtı ve üzerindeki yorganı çıkarıp yatak odasına yakın yerde duran banyoya girdi. 



Cüneyt’in tuttuğu evler 2005 ten sonra yapılmış evlerdi ve evler standart olarak 2+1 düzeninde yapılmıştı. Evlerin en benzer yapısı tuvaletler ve banyolar yatak odalarına çok yakın, arada bir koridor, mutfak ve diğer iki oda aynı taraftaydı. Aslında ev şimdi bile bir üniversite öğrencisinin yaşaması için oldukça lüks sayılırdı. 



Aslı banyoya girdiğinde Cüneyt’in onun için hazırladığı havluyu ve sıcak suyu gördü evde küvet yoktu bu nedenle ayakta duş alacaktı.  



*** 



Banyodan sonra Aslı, Cüneyt’in verdiği tişörtü giydikten sonra evin sıcaklığının yüksek olduğunu fark etti, Cüneyt’e seslendiğinde de onun evde olmadığını fark etti.  



Ardından çalışma odasına gelip Cüneyt’in açık duran bilgisayarının başına oturdu.  



“Hmm, bakalım kişisel bilgisayarında neler var” diyerek fare’yi eline alıp zaten açık olan bilgisayarda masaüstüne baktı.  



Masaüstü oldukça karmaşıktı Cüneyt’in. Tiktok, Youtube ve Rumble gibi sitelerin dosyaları vardı. Aslı, merak edip tiktok dosyasına girdi ve karşısına iki klasör ismi daha çıktı. Bunlar Eklenenler ve Ekleneceklerdi. 

Eklenenler dosyasına girdiğinde çok değil 40 videoyla karşılaşmıştı. Fakat videoların içeriğini gördüğünde Aslı şok olmuştu.  



Bu meşhur Sirius hesabına ait videolardı. Aslı bunları çok iyi biliyordu. O da Tiktok kullanıcısıydı ve her ne kadar modayı takip etse de gariptir Sirius hesabına ait videolar sürekli olarak ona önerilen videoların arasına geliyordu. Hatta bir arkadaş ortamında kendi aralarında Sirius videolarının içeriğinin ve ne kadar kaliteli olduklarının söylentisi bile çıkmıştı.  



Bu nedenle Aslı, bu hesabın sahibi kişinin kesinlikle profesyonel bir ekip olduğunu düşünüyordu. Fakat önündeki klasörü görünce şok olmuştu. 



Hemen klasörden geriye gidip eklenecekler yazan klasöre giriş yaptı, bu sefer karşısına binlerce video çıkmıştı. İçerikleri ise eklenenlere benziyordu. 



Tiktok klasöründen ayrılıp Youtube’ye girdiğinde ise orada da eklenecekler ve eklenenler klasörünü gördü. Fakat burada farklı olan şey bazı videoların birkaç sezon dizi gibi aynı isimde farklı klasörlerde olduğuydu. 



Daha fazla karıştırmadan bu içeriklerin ve Sirius hesabının kime ait olduğunu tahmin etmişti Aslı. 



“Gerçekten de derinde saklanıyorsun Cüneyt!” dedi dışından.  



Bilgisayar başından kalkıp Jimnastik odasına gitti ve orada bulunan televizyonu açtı. Aynı zamanda Iphone 11 telefonunu çıkarıp şarja taktı.  



*** 



Tahmini 45 dakika yada bir saate Cüneyt ellerinde poşetlerle eve gelmişti. Ters bir durum yaşamamak için eve anahtarlarıyla değil zile basarak girmişti. 



Aslının kendi tişörtü ile ona dik dik bakmasına dayanamayan Cüneyt “Şey, saat daha erken olduğundan her yer kapalıydı, ben de Kadıköy’e gidip oradan kapalı çarşıdan bazı kıyafetler aldım. Markasız ürünler fakat en azından şimdiki durumda üzerine tam olacaktır” diye açıkladı.  



Aslında Cüneyt’de Aslının kıyafetlerini değiştirmemesini istiyordu. Üstünde sadece tişört ile Aslı olabildiğince seksi duruyordu.  Cüneyt eğer normalden fazla iradeye sahip olmayan biri olsaydı çoktan ikinci dünya savaşını ilan etmişti. Fakat olabilecekleri ve yanlış anlaşılmalara fırsat vermeden kendini tuttu. 



“Bunlar da kahvaltılıklar, daha henüz hiçbir yer açık olmadığından sadece bakkallarda satılabilenden aldım” diye devam etti. Aslı ona halen bakıyordu. Neden baktığını anlamasa da açıklama ihtiyacı duydu.  



“Öyleyse ben yemek hazırlayayım” diyerek kaçarcasına yiyecek poşetleriyle mutfağa gitti.  



“Gerçekten de derinlerde saklanan birisi” dedi Aslı, Cüneyt’in koşar adım kaçarcasına mutfağa gittiğini görünce.


  

“Hmph, çakma ürünler” diğer poşetleri eline aldığında sadece poşetlerin tipine bakarak içindeki ürünlerin yüzde yüz sahte ürünler olduğuna yemin edebilirdi. Türklerin çok sevdiği meşhur kapalı çarşı siyah ve altın renkli çapraz çizgili poşetleri gördüğünde. 



Fakat çok geçmeden Cüneyt’in hem ne kadar düşünceli olduğunu hem de moda anlayışının ne kadar gelişmiş olduğunu öğrendi. Üstelik kıyafetlerin hepsi üzerine tam olarak uymaktaydı.  



“En azından köylü gözleri yok” dedi Aslı, Cüneyt’in yatak odasındaki aynaya bakarak. Cüneyt ona en az üç çeşit kıyafetler almıştı. İç çamaşırları da dahil olmak üzere hemen hemen her kıyafet Aslı’nın vücudu için biçilmiş kaftandı ve tam uyuyordu. 



Şu an ise siyah dar eşofman altlığı ile göbeği ve omuzları açık dar boğazlı spor klübüne giden genç kızların giydiği kıyafeti giymişti. Üstüne de tülbentten yapılma bir omuzluk bile vardı. Eğer bu ürünü Nike yada Adidas gibi orta seviye bir mağazadan alsaydın en az 2 bin lira değerinde tutardı. Fakat hem görünüşü hem de verdiği ambiyans orijinallerine göre daha kaliteliydi. Üstelik üzerlerine utanmadan Lorna diye marka bile basmışlardı. Her ne kadar orijinal gibi görünse de yine de Aslı bunların sahte olduğunu biliyordu. 



Bu durum Aslı’nın Türklerin tekstildeki dehasına gıpta etmesine neden oldu.  



Aslı diğer kıyafetlerle uğraşırken zamanla Cüneyt’in yaptığı yemeklerin kokusu odaya gelmeye başlamıştı.  



Burnuna kokular gelen Aslı’nın karnı protesto etmişti ve kıyafetleri denemeyi bir kenara bırakıp çakma Lorna spor kıyafetleriyle odadan çıkmıştı. 



Odadan çıkar çıkmaz doğrudan kokuya maruz kalan Aslı mest olmuştu. Sıradan bir Türk olan Aslı, pişen yemeklerin ismini söyleyebilirdi. 



Mutfağa geldiğinde Cüneyt’in ahenkli bir şekilde ocağın dört bir yanında pişen yemekleri kontrol etmesini gördü. Ardından çay makinesinde hazırlanan çayı ve diğer malzemeleri.  



Bu kadar fazla çeşit görünce dayanamayıp “ Bu kadar fazla yapmana gerek yok, ben sabahları sadece süt ve kruvasan yerim” dedi.  



“Süt sağlıklı olsa da kurvasan değil. Ayrıca bir insan sağlığı için besin değeri protein kaynaklı besinler tüketmeli” dedi Cüneyt, kafasını çevirip Aslının mükemmel vücudunu görünce duraksayarak.  



“Haha, ben bilmiyor muyum sanki, sadece kilo almamak için bir kruvasanla gün geçiriyorum” dedi Aslı.  



“Kilo alma için endişelenmene gerek yok, sana uygun egzersiz hareketlerim var, onları sadece günde 15 dakika yaparak dünyanın en iyi bedenine sahip olabilirsin” dedi Cüneyt. 



“Dünkü egzersizler mi?” diye sordu Aslı, fakat cümlenin içinde ‘dün’ geçince birden konuşmaları sessizleşti. 



“Evet, onlar. Bu egzersizler bir insanın yapabileceği en mantıklı ve bilimsel egzersizlerdir. Eğer bunları yaparsan vücudunun şekle girmesi bir kenara aynı zamanda hem zekan artar ve hem de insan hayatını tehdit eden hastalıkların yüzde 99.99 undan kurtulursun. Ayrıca çok güçlü olursun” hafif bir utanç verici sessizlikten sonra Cüneyt toparlayarak söyledi. Bu arada elleri durmuyor kahvaltıyı yapmaya devam ediyordu. 



“Ooo, öyle mi?” Aslı şimdi Cüneyt’e biraz daha inanmıştı. Dün atıyor olabileceğini düşünse de bugün aralarındaki ‘yakınlık’ sayesinde Cüneyt’in ona yalan söyleyebileceğini düşünmüyordu. 



Bu aslında biraz sahiplenme gibiydi. Aslı içten içe Cüneyt’in varlığını kabul etmişti ancak halen sınır koymak istiyordu. Hem Derya’ya karşı hissettiği suçluluk duygusuydu bu hem de aralarındaki ilişki ışık hızında ilerliyordu. İçten içe Aslı, Cüneyt’i kabul etmişti fakat halen aşamadığı şeyler vardı. 



“Elbette doğru.” dedi Cüneyt ocağın birinde pişen pastırmalı yumurtayı alarak. Diğer ocaklarda da birinde ekmek kızartması, ötekinde soğan kavurması, diğerinde de tahinle kızaran katmer vardı. Cüneyt, geçen bu zaman diliminde kendine kaliteli kahvaltı yapmaya başlamıştı. Sonuçta her öğün dışarda yiyemezdi ve kahvaltılar güne başlangıç için idealdi.  



Masada ince ince kesilmiş domates, salatalık ve biber vardı. Üzerlerine zeytinyağı dökmüş kendince güzel bir sunum hazırlamıştı. O, yabancılar gibi Milano tarzı kesim falan bilmiyordu, sadece deneme yanılma yoluyla öğrenmişti.  

Diğer taraftan en az 5 çeşit peynir, 3 çeşit zeytin gibi kahvaltılıkların yanında bal, kaymak ve tahin pekmez ve reçellikler gibi kahvaltıların olmazsa olmazları vardı.  



Evet belki de dışardan lüks görünmeyebilirlerdi, fakat bunlar bile içinde bulunduğumuz ekonomide bir ailenin her gün yediği şeyler değildi. Nitekim Cüneyt bunları her gün yiyordu. Bu nedenle sadece kahvaltılıklara aylık en az 15 bin lira veriyordu.  



Çok geçmeden Cüneyt meşguliyetlerini bitirdi ve hazırladığı masayı düzenleyerek bütün ürünleri çalışma masasının olduğu odaya götürdü ve dün ders çalıştıkları masanın üzerine kurdu.  



“Her şey hazır” dedi çay makinesini de getirip kurduktan sonra, ardından Aslının oturmasını bekledi. 



Aslı ise seremonisiz direkt oturdu ve zaten aç olan karnı yüzünden direkt olarak yemeye başladı.  



Şunu söylemek gerekti, Cüneyt’in kahvaltısı gerçekten zengindi. Yukarıda saydıklarımın yanında bir çok tereyağı, yoğurt gibi süt ürünleri de vardı.  



*** 



“Daha fazla yiyemem.. diyerek Aslı sandalyeye geri yaslandı. Gerçekten de son 5 yılın en yüksek porsiyonlu kahvalısını yapmıştı. Öte yandan Cüneyt eski usül devam ediyordu, bunu görünce Aslı meraktan sordu “Dün gece o kadar pizza yedin, şimdi de bir sürü kahvaltı hazırlamışsın, sana az önce sorduğumda bu kadar porsiyonu her zaman yaptığını söyledin, söyler misin neden bu kadar fazla yiyorsun? Yediklerin nereye gidiyor?” diye. 



“Sana bahsettiğim egzersizler çok fazla enerji tüketmeme neden oluyor. Bu nedenle gerekli olan enerjiyi ancak bu kadar fazla yiyerek geri kazanıyorum” diye cevaplandırdı Cüneyt. Fakat söyledikleri şeyler tam manasıyla yanlış değildi. Fazla porsiyonlarının esas sebebi genetik sıvı olsa da egzersizlere başladığından beridir porsiyonlarının daha da arttığını söyleyebilirdi Cüneyt. Ancak eskisi gibi acıktığında halsiz ve enerjisiz kalma durumları artık yoktu. Yaşlı adama göre yediği besinler ilerde sadece artacaktı, bu iyi bir şeydi ona göre. Eğer kozmik enerji tekniğine başlarsa porsiyonları daha da artacaktı ancak bu sefer açlığa olan direnci de inanılmaz seviyelere yükselecek, yüksek seviyeye ulaştığında yıllarca yemek yemeden ve su içmeden yaşayabileceklerdi. 



“Yine egzersizler ha” dedikten sonra Aslı meraklanmadan duramadı ve zaten fazla yediğinden biraz hareketlenmenin iyi olacağını düşündü ve söyledi “Ben de şimdi egzersiz yapmak istiyorum”  



“Tamam o zaman, fakat şimdiden uyarıyım çok fazla terleyeceğinden ötürü olabildiğince gözden çıkarılabilecek kıyafetler giy.. Cüneyt söylerken Aslı tarafından “Kes. Sanki bu kıyafetleri tekrar giyecekmişim gibi” dedi. 



Cüneyt ise birden karşısındaki kişinin çok zengin bir aileden olduğunu tekrardan hatırladı ve söyledi “Öyleyse öteki odaya geçelim, burası böyle kalsın” dedi ve ekledi “Egzersizden sonra tekrardan acıkıyorsun, bu nedenle toplamaya henüz gerek yok” dedi. 



Çok geçmeden tekrardan diğer odaya geldiler ve Cüneyt Aslıya bakarak “Önce benim ısınma hareketlerimi izle ve aklında tut” dedi ve garip bir seri hareketlere başladı.  



Daha sonra Aslı’da aynı hareketleri yapmaya başladı, zaman zaman Cüneyt bir koç gibi yanına gelip onun hareketlerini düzeltti. Tabi vücut teması kaçınılmazdı, Cüneyt’de Aslının spor kıyafetleri içindeki halini görünce ister istemez dün geceyi hatırladı, fakat işine daha çok odaklandı. 



Aslı, öyle görünmese de gerçekten azimli bir kızdı. Her ne kadar hareketler zor olsa da 2’inci set hareketlere kadar dişini sıkıp yapmıştı. Fakat bu nokta onun için son gibi görünüyordu. Alnından terler akıyor, bütün vücudu ise son derece kasılıyordu. Neredeyse her kası hareket etmek için uyarılmış, aldığı her pozisyonda neredeyse her saniye onlarca kalori yakıyordu. Tabi bu durumda vücut ısıdan kaçabilmek için deli gibi terliyordu. 



“Of... ha... çok zor ha...”nefes nefese kalan Aslı, şimdi Cüneyt’in dün gece neden o kadar terlediğini hissedebiliyordu. Kendisi bile yediği besinlerin dakikalar içinde sindirildiğine yemin edebilirdi. Bu çok efektif bir egzersizdi. Nefes nefese kalmış ve terden sırılsıklam olmuş olmasına rağmen vücudu dinçti ve enerji doluydu. Bu son derece bilim dışıydı.


  

“Olamaz, ben tekrardan duşa giriyorum” çok geçmeden terle birlikte bütün vücudu ıslandığı için rahatsızlanan Aslı bunu diyerek kaçtı. 



Cüneyt ise Aslının arkasından baktıktan sonra kendi egzersizlerine başladı. 



Bölüm Sonu. 


 

 

 

Not : Bazı arkadaşlar diyebilir, bu markalar lüks değil sen fakirsin diye, arkadaşlar bunu sıradan bir öğrenci mantığı ile hayal edin. İçinde bulunduğumuz şartlarda bir öğrenci nerden 60 ile 150 dolar arası değişen ürünler satın alabilsin? Elin yabancısına bu para koymaz hatta bu para onlar için sıradan ücret olabilir, fakat bu paralar içinde bulunduğumuz durumda lükse girer. 


 

Kısacası lüks olmayan ürünler ve  şeyler bazı yerlerde ve şartlarda lüks olabilir.  

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44399 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr