Ertesi sabah saat 05:20; 

Cüneyt normalden daha geç uyanmıştı. Normal şartlarda saat 5 gibi uyanır ve sabah egzersizi yapardı. Ardından kahvaltı yapar ve egzersizlerine devam eder, en sonunda yaşlı adamın kurslarına devam ederdi. Tabi eğer herhangi bir randevusu yoksa. 

Fakat uyandıktan sonra Cüneyt, sağ kolunun neredeyse uyuşmuş olduğunu hissetti, ayrıca vücuduna temas eden bir sıcaklıkta hissetmişti. O, her ne kadar yaşananları rüya olarak hatırlamak istese de gerçekler belliydi. 

“Amanın.. Ben ne yaptım..” dedi içinden. Aslının pürüzsüz bedenine ve derin uykusuna bakarak. Pozisyonunu bozmamıştı. Aslı’nın uykudan uyanmasını istemiyordu. Bir nevi uyandırmaya kıyamamıştı. Ayrıca uyandırsaydı ne açıklayacağını da bilmiyordu.  

“Burada ters giden bir şey var!” dedi çok geçmeden. Cüneyt sıcak kanlı ve sonuçları düşünmeden hareket edecek birisi değildi. Fakat dün gece iradesi çok aşırı zorlanmış, kendini tutamamıştı. 

“Yaşlı adam, dün gece ne oldu? Neden bu kadar pervasız davrandım?” diye sormadan edemedi. 

“Haha, genç adam, sende herhangi bir sorun yok. Dün gece olanlar benim yardımlarım sayesinde oldu” dedi açık açık itiraf ederek yaşlı adam.  

Cüneyt bunu duyduğunda öfkeden deliye döndü fakat soğuk kanlılığını koruyarak “Yaşlı adam, neden? Buna ihtiyacım var mıydı benim? İleride istediğim birisiyle birlikte olabilirdim, üstelik başka birisine de..” buraya kadar dedikten sonra kafasında Derya’nın bir portresini gördü “ her neyse, neden böyle bir şey yaptın? Ben bunu nasıl açıklayacağım?” dedi. 

“Neyi açıklayacaksın genç adam? Neden açıklayacaksın? Niçin açıklamalısın? Açık bir şekilde bu kız evladının güzel olduğunu bilinç altında düşünüyordun. Sen ne kadar inkar etsen de bilinç altında bu kadınla birlikte olmak vardı. Benim yaptığım şey sadece seni itelemek oldu” dedi yaşlı adam. 

Öte yandan her ne kadar yaşlı adamın söylediklerini inkar etmeye çalışsa da Cüneyt inkar etmedi. Yaşlı adam ona zihnen bağlıydı ve aklından geçen en ufak fikirleri bile biliyordu. Üstelik baskılamaya çalıştıkları hisleri de dahildi.  

O, gerçekten de Derya’yı, Aslı’yı ve onun diğer arkadaşlarını gördüğünde kafasından keşke hepsi benim olsa düşüncesini geçirmişti. Fakat medeni toplumsal düzene göre erkekler tek eşlilerdi ve Cüneyt ise medeni toplumda yetişmiş bir birey olarak Derya’yı sadece ona eş olarak seçmişti.  

Aslı ve diğerlerinin başka birileriyle hayat kuracak olmasını düşündüğünde içinden ne yazık diyesi geliyordu.  

Fakat toplumun kuralı buydu ve Cüneyt şu anda çok büyük bir hata yapmıştı. Derya’yı istemesine ve onu kovalamayı(Pursue=kovalama çok saçma) hesap ederken birden bire yaşanan bu olay Cüneyt’i dağıtmış, onu zor bir duruma düşürmüştü. 

Cüneyt pervasız biri değildi. Yaptığı şeylerin sorumluluğundan kaçmazdı. Bu nedenle Aslı’nın bütün sorumluluğunu alacak biriydi, fakat kafası da karışıktı.  

Onun bu durumunu gören yaşlı adam “ Genç adam, etik ve ahlak toplumda sürekli değişen olgulardır. İnsanlar mutlu olduğu sürece sayının pek te önemi kalmaz. Asıl yanıtlanması gereken soru bu kişilere gereken değeri verebilmektir. Üstelik sen bir medeniyetin gelecekteki lideri olacak kişisisin. Senin neslinin devam etmesi ve nüfus olarak çok sayıda olması toplumun için örnek teşkil  etmesi gerekir. İleride kuracağın yeni düzende senin görüşlerini topluma anlatabilecek ve uygulayabilecek kesim, yine senden ve yoldaşlarından gelecektir” dedi yaşlı adam. 

Cüneyt yaşlı adamın her ne kadar onu gazlaması ve ona kaçamak, zorlama cevaplar verdiği gibi hissetse de o, halen bu durumu aşamıyordu. O, eğer bunu kolay bir şekilde kabul ederse çok farklı birine dönüşeceğini hissediyordu. 

“Olan oldu, her şeyi akışına bırakmak gerek.. Derya için üzgünüm... onun peşinden koşmayacağım artık” dedi ve bir ah çekti. Fakat o pişman değildi Aslı için. Aslı da güzel bir kızdı. Minyon tipli ve zarif bir vücudu vardı. Üstelik dobra dobra konuşan bir kişiliği olduğunu da onunla tanışıklığı olduğu süreçte anlamıştı. Fakat herşey çok ama çok hızlı ilerlemişti. 

Daha kızla tanışalı 3 gün olmamıştı ve onunla birlikteydi. 

Birlikteydi... 

“Yaşlı adam, beni itekleyenin sen olduğunu söyledin. Yoksa Aslı’yı da mı sen zorladın?” dedi aklına birden bu takılmıştı Cüneyt. Bunu gerçekten bilmek istiyordu. Eğer söylediği gibiyse... Cüneyt ne yapacağını bilmiyordu. 

“Genç adam, her ne kadar kabul etmek istesem de bunu ben yapmadım. Daha doğrusu buna gerek bile duymadım. Çünkü gerek yoktu..” dedi yaşlı adam ve Cüneytin ona mal gibi baktığını görünce bir iç çekti ve açıklamaya başladı “ Genç adam, vücudun istesen de istemesen de sıradan bir insan hatta bir erkek için çok değişti. Genetik solüsyon sayesinde gereksiz kısımlardan kurtulduktan sonra vücudun değişerek hem DNA düzeyinde hem de Fenotip düzeyde değişmişti bunu biliyorsun değil mi?” dedi. 

“Evet” dedi Cüneyt. Bunu her ne kadar biyoloji çalışmasa da okul yıllarından kalan bilgisiyle fark etmişti zaten. 

“Erkek olarak şu an bu gezegende senin türünde senden daha ‘Erkek’ olarak tanımlayabileceğimiz bir başka insan türü yok! Erkeklik özelliklerin de vücudunun geri kalanı gibi çok ama çok değişti ve güçlendi. Mesela vücudunu saran derinin her gözeneğinden feromonlar salgılamaya başladın. Eğer karşı cinsle uzun süre kapalı bir ortamda yalnız kalırsan bunun afrodizyaktan farkı olmayacaktır. Onun dışında testislerin ve sperm hücrelerin de eskisi kadar dayanıksız ve kalitesiz değiller. Onlar da vücudunun değişikliklerine ayak uydurup güçlendiler. Mesela Sperm hücrelerin artık kadın vücudunda daha aktif olarak yumurtayı dölleyebilecek, teorik olarak her cinsel birleşme sonunda yeni bir birey meydana geti...” Yaşlı adam konuşmaya devam ederken. 

“Hey hey hey hey.. Yaşlı adam, dur bi dakika! Hamile kalmak mı, baba olmak mı? Neler oluyor bu nasıl bu kadar hızlı olabilir” Cüneyt ise öte yandan paniklemişti. Henüz 20 yaşında bir gençti ve daha dün ilk cinsel deneyimini yaşamıştı. Bu olayları bir noktaya kadar kabul edebilirdi, fakat 20 yaşında bir genç kızı hamile bırakmak ayrı bir şeydi.. O, buna hazır değildi. 

“Genç adam sakin ol, daha konuşmamı tamamlamadım” onun bu şekilde agresifleştiğini gören yaşlı adam ise istifini bozmadı ve “ Teorik olarak dedim, kısaca pratik demedim. Yani bunun gerçekleşmesi mümkündür eğer ikiniz de aynı seviyede bireyler olsaydınız” açıkladı. 

“Sen artık dünyada bulunan diğer insanlar gibi yüzde yüz bir insan değilsin. İnsanlardan daha üstün bir tür oldun. Bu aynı Neandertal ile Homo Sapiens gibi. Her ne kadar fenotipin çok aşırı değişmemiş ve aradaki fark verdiğim örnekteki gibi olmasa da farklılıkların olduğu aşikar. Buna az önce de anlattığım Sperm hücrelerinin güçlülüğü ve dayanıklılığı.” dedi ve ekledi “Normal şartlarda Yumurta hücreleri bir yada iki bazı nadir durumlarda ise üç yada dört farklı Sperm hücreleri ile döllenmektedir. Fakat senin durumunda şu anki insanlara ait bir bireyin döllemesi neredeyse yüzde yüze yakın olacaktır. Bu durumda Yumurta hücresi binlerce hatta milyonlarca sperm hücresiyle döllenecek, ortaya ise kaos çıkacaktır. Bunu engellemek adına Yumurta hücresi self-defans mekanizmasını devreye sokup senin Sperm hücrelerini bir bakteri yada virüs olarak görecek, hücre içine girmesini engelleyecektir. Tabi bu mekanizma tam manasıyla her türlü Sperm’i engelleyemeyecektir. Fakat en azından %99.99 kadar Sperm hücresinden korunacaktır” 

“Fakat bir insanın cinsel boşalımında ürettiği Sperm miktarı 200 ile 400 milyon arası değişir. Senin durumunda ise bu sayı bir milyara yaklaşmakta, hatta en kötü durumda bile bu sayı yine 500 milyon civarında olacaktır. Dolayısı ile Yumurta yine binlerce potansiyel Sperm’e maruz kalacaktır. Bu noktada senin Sperm hücrelerin diğer Sperm hücrelerini tehdit olarak görmekte ve savaşmaktadırlar. Kısacası senin kendi Sperm hücrelerin kendini öldürmektedir.” dedi. 

“Nasıl yani, bu durumda ben hiç çocuk sahibi olamayacak mıyım?” Cüneyt şimdi daha da korkmuştu. Yaşlı adamın dediğine göre kendi hücreleri kavgadan mevzuyu unutmuş gibiydiler.  

“Hahaha genç adam, endişelenmene gerek yok. Bu dediğim olay sıradan yumurta hücreleri için geçerli. Eğer kadın birey de senin gibi Genetik Solüsyon kullanıp senin seviyende olursa şimdiki gibi ayda  bir  menstrual döngü içinde olmayacaklar, bu sayı azalarak yılda iki yada üç seferle kısıtlı kalacaktır. Eğer dışardan tıbbi bir mudahele olmaz ise oluşan yumurtaların sayısı ancak bu kadarla sınırlı kalacaktır. Tabi oluşan Yumurta hücresi şimdikine nazaran daha güçlü ve daha seçici olacaktır. Bu durumda senin Sperm hücrelerin güçlü olsalar da Yumurta hücresinin sıkı seçiciliğini geçemeyebilirler.” dedi yaşlı adam. 

Cüneyt ise sonunda bir oh çekmişti. Bu durum gerçekten olabilecek en iyi durumdu. 

“Kadınların yumurta hücreleri sınırlıdır genç adam, ortalama bir kadında 300 bin Yumurta hücresi bulunur ve bunlar kadın yeni doğduğundan beri sabit olan bir sayıdır. Anne karnındayken oluşur. Fakat bu evrimsel noktada nihai nokta değildir. Mesela sizin türünüz evrimin daha başlangıcında sayılabilir. Bu nedenle çok sayıda Menstual döngü olur ve sayı artarak daha fazla birey oluşturmak hedeflenir. Bu durumda daha çok yeni doğan birey evrimi ilerletir.” dedi ve konuşmaya devam etti  

“Fakat genetik solüsyon seni sürekli olarak evrimleştirmekte olan bir gen dizilimini senin DNA’na işledi. Yani senin evrimleşmek için yeni bir türe ihtiyacın yoktur. Fakat doğan her çocuğunda seni güçlendiren gen dizilimi yeni bireye aktarılır. Böylelikle doğan yeni bireyler eskisine nazaran hayata önde başlarlar. Tabi bunun olması için anne ve baba bireylerin ikisinin de genetik çözeltiye ihtiyaçları vardır” dedi ve sözlerini bitirdi. 

“Kısacası doğan her nesil bir öncekinden daha avantajlı olacak, zamanla toplumun ortak zekası artacak ve yeni bilimsel gelişmeler hızlanarak artacaktır” diye yaşlı adamın sözlerini bitirdi Cüneyt. 

“Evet, ama senin bunu yapmadan önce sana verdiğim kalitede bir genetik solüsyon’u araştırıp bulman gerekir” dedi yaşlı adam. 

Bölüm Sonu