Cüneyt bilgi denizinde kendini kaptırırken dış dünyada, herkes özellikle sosyal mecralarda ve siber alemde viral olan kaynağının belirli bir tiktok ve youtube hesabı olduğu videoları konuşuyordu. 

Sabah saatlerinde aniden ortaya çıkan videolar, yaşlı adamın trafik çekmesiyle öyle yada böyle popüler olmuştu. Videoların konusu gerçek bir yıldızın doğuşu, süpernova patlaması, karadeliğe yakınından çekilmiş videolar gibi pek çok fiziksel olay olsa da iki videoda büyük bir savaş anı vardı. 

Milyonlarca uzay gemisi ile milyonlarca başka görünümlü uzay gemisi son derece zalimce birbirleriyle savaşıyor, ortaya çıkan lazer patlamaları, uzaylıların uzay atmosferine mağruz kalıp aniden donmaları gibi görüntüler bugünün efektleriyle bile oldukça zor olmasına rağmen kimliği çokta belli olmayan bir hesapta aniden çıkmıştı.  

Dolayısı ile görüntü kısa süre içinde 10 binden fazla yorum, 100 bine yakın ise beğeni almıştı.  

Cüneytin Tiktok hesabı olan Sirius isimli kullanıcı ise şimdiden 30 bin takipçi kasmış, Youtube hesabında ise görüntüleme 3 milyona ulaşmıştı.  

Yaşlı adamın görünmez desteği sağolsun halen önerilenlerde, trendlerde ve hatta ve hatta tiktok gündeminde bile #Siriusvideolari diye başlık açılmıştı. 

“Bu şimdiye kadar gördüğüm en kaliteli video içeriği Tiktokta..” bir kullanıcı twitter daki paylaşımı. 

“Netfliks’in yeni dizisinin mi videoları sızmış?”  Darklord66 isimli yaşayıcı.

“Yukardaki eleman bence bu Netfliks dizisi değil Holywood filminin videoları sızmış”  

“Neden bahsediyorsunuz basbayağı orijinal video, neden karadelik ve yıldız oluşumunu bir dizi yada film çeksin ki?” 

“Yukardaki eleman bahsettiğin şeyler bence çok saçma, ABD dışında kimse böyle bir efekt yapamaz”  

Twitter’da gündem olan konuşmalara binlerce kişi dahil olmuş ve netizenler kutuplara ayrılmıştı.  

İki tarafında argümanları devam ediyor, videoların bağlı olduğu hesabın takipçi sayısı tırmanıyordu.  Ayrıca videolara kendi reklamını yapıştırıp ekleyen insanların videoları garip bir nedenden ötürü otomatik olarak ya siliniyor yada kimseye görünmüyordu. 

“Bence bu videoları yapan bir ekip, görüntülerde gerçekleşen olaylar bilimsel olarak gerçekler ve gerçekliği matematiksel olarak bugün kanıtlanan içerikler. Bence videoların sahibi hesap bir ekipten oluşuyor. Bu ekibin yüksek seviyede yeteneklerinin yanı sıra bir render çiftliğinin olduğunu düşünüyorum” Çok geçmeden öğle haberlerinde yayına bağlanan uzmanlar video hakkında detaylı araştırmaları ve analizleri ortaya dökmüştü.  

Uzmanların açıklamaları üzerine Twitterdaki tartışma daha da alevlenmiş, çok geçmeden ülkedeki entelektüel bilgi alışverişi olan sitelerden Ekşi sözlükte konu adına başlık açılmıştı.  

*** 

Dışarıda olaylar dönerken Cüneyt ise 30’uncu kitabını bitiriyordu. Fakat aniden bastıran açlık hissi onu bu aşırı konsantre durumundan çıkarmış gerçekliğe getirmişti.  

“Ops.. Saat 1 olmuş, bende diyorum neden acıktım” dedikten sonra eski model telefondan saati inceleyip cebine koydu ve yerinden kalkarak üniversitenin yemekhanesine doğru yola çıktı.  

Marmara Üniversitesinin merkez kütüphanesi oldukça güvenli bir yerdi. Sonuçta her tarafın kameralar ile donatılmasının yanında güvenlik görevlileri ve üniversitenin kütüphane için çalışan öğrencileri de gözetmen olarak mevcuttu. Üstelik kütüphaneye gelen kişiler aşağı yukarı belliydi ve herkes birbirini az çok tanıyordu. Bu nedenle gelen öğrencilerin kişisel eşyalarına genellikle bir şey olmazdı. 

Bu nedenle Cüneyt gönlü rahat bir şekilde kütüphaneden ayrıldı ve yemekhaneye geldi. Şansına bugünün menüsünde izmir köfte vardı ve sonunda et yiyebileceği bir menüydü.  

Yemekhanede her öğrenci daha önce kartına para yükleyerek yemek yerdi. Cüneytin yemekhane kartında standart olarak ay sonuna kadar olan her yemek ücreti eline para geçtiği ilk gün yatırılıyordu. Normal bir öğün yemek 2.75 Tl idi ve günde 2 öğünle toplamda 45 öğünün parasını peşin olarak ödemişti. 

Yemekhanede ilk yemek 2.75TL iken ikinci ve üçüncü yiyeceklerin fiyatı 5.40’a yükseliyordu. Ancak genellikle ilk porsiyondan sonra insanlar doyardı. Sonuçta üniversitenin yemekhanesinde diyetisyenler bir öğrencinin alması gereken kaloriyi hesaplamışlardı ve bu da öğün başına yaklaşık 500 kalori ediyordu.  

 
Cüneytin sabah 25 simit ve 3 burçak yediği hesap edilirse yaklaşık olarak 12 bin kalori almıştı sabah. Şimdi ise bu kalori açığını düzeltmek için en az 24 porsiyon yemesi gerekiyordu. 

Fakat Cüneytin parası dibi görmüş olduğundan burada sadece yemekleri tadıp dışarıda başka bir şey bulması gerekiyordu.  

Çok geçmeden yemeğini alıp oturan Cüneyt, köfteleri daha ağzına koyduğunda bile eriyip sindirildiğini hisseder gibiydi. Ağlamak üzereydi. Neyse ki yemeğin yanı sıra yaklaşık 3 tüm ekmeğe bedel ekmek almıştı.  

 
Tabildotu ekmeğiyle silip süpürürken diğer öğrencilerin de dikkatini çekti, fakat o çevredeki gözlere aldırış etmeden ayağa kalktı ve bulaşıkları belirlenen noktaya koyup dışarı çıktı.. 

“Karnım şimdi daha da aç..” Yemekhaneye dışardan bakan Cüneyt şimdi gerçekten ağlamak istiyordu.   

O kadar ekmek ve normal şartlarda yeten porsiyonu yemesine rağmen sanki daha yememiş gibiydi.  

“Tabi ya potansiyel gelirlerim!” çok geçmeden tiktoku ve youtube’yi hatıladı. Fakat telefonu çok eski model olduğundan ve Android’in bu sürümü tiktok’u desteklemediğinden kütüphanenin yolunu tuttu.  

“VOAW” bilgisayarının başına oturan Cüneyt, hesabının numaralarını görünce şok oldu. 99+ da görünen mesajlar, 90 bine yakın takipçi ve her türlü bildirim onu şok etti.  

Gelen mesajları açtı ve karşısına her türlü mesajı yazanların dışında ürünlerini tanıtmak için mesaj gönderen şirketler de mevcuttu.  Şirketler kısaca ondan ürünlerinin logolarını veya doğrudan kendilerinin hesapta bir yerde watermark olarak görünmesini istiyorlardı.  

Watermark olark ürünü eklemek basitçe bu videoyu ben yaptım demek gibi bir şeydi. Cüneyt bunu asla kabul etmezdi, bu nedenle bu isteği olanlara sadece etiket fiyatı verdi.  

Etiketlere ise tek seferlik 10 Bin TL ve görüntüleme başı her 10bin takipçi başına 500 TL olarak değer biçti.  

Tabi teklifi alanlar kabul edecekler miydi orası ayrı konu. Fakat bu fiyatlar Cüneyt’in kırmızı çizgisiydi.  

Onun dışında videoların tıklanma payı da vardı. Fakat parayı çekebilmek için ay sonunu beklemesi gerekliydi. Üstelik banka hesabını da youtube ve tiktok hesabıyla bağlaması gerekliydi. Bu nedenle hemen bilgisayarından listeden yeni 2 video ekledi.  

Videoların yükleme süresi dolduktan sonra paylaş ifadesi geldiği anda neredeyse aynı anda izleme sayısı lineer bir artışa girdi. 

Neredeyse anında izlenme sayısı 1000 oldu ve daha da artmaktaydı. 

“VNNN” Çok geçmeden sessizde olan telefonu çaldı ve Cüneyt telefona bakarak diğerlerini rahatsız etmemek adına dışarı çıktı. 

“Alo”  

“İyi günler Sirius Tiktok hesabıyla mı görüşüyorum? Ben Cahit Türkmen, Prime Bebek Bezi Türkiye’den  arıyorum” 

“İyi günler Cahit bey ben Cüneyt, Sirius hesabının sahibiyim”

“Tünaydın Cüneyt bey, hesabınızdan teklifinizi gördük ve bu konuyla ilgileniyoruz” 

“Haha, Cahit bey oldukça hızlısınız, daha henüz teklif almış değilim”  

“Öyleyse Cüneyt bey açık konuşmak istiyorum. Firmamız etiket reklamdan memnun fakat etiketlerde sadece bizim firmamızın olmasını istiyoruz”  

“Oh.. Yanlızca size özgü bir etiketleme mi? Bu durumda teklif edeceğim miktarlar değişken olacaktır”  

“Teklifin değişmesini anlıyorum Cüneyt bey, fiyat konusunda ise bizim ekibimizin bir fiyatı mevcut video başına 20 bin TL, bilmiyorum ne düşünüyorsunuz?” 

“Cahit bey ben de size açıkça düşündüklerimi söyleyeyim, video başına 20 bin TL düşündüğümüz fiyat içinde değil, üstelik platform uluslararası, bu nedenle 20 bin TL video başına reklam ve her 10bin görüntülemeye 500 TL bizim son teklifimiz”  

“Kusura bakmayın Cüneyt bey, teklifiniz reklam bütçemizin çok dışında iyi günler dilerim” 

“İyi günler” 

Cüneyt elindeki telefona baktı ve yüzünde bir alaycı ifade oluştu. Uluslararası bir platformda, öğle haberlerine çıkan ve aynı zamanda binlerce organik takipçisi olan bir hesapta 20 bin tl verip topluca reklam almak, açıkçası hayal! 

Çok geçmeden Cüneytin telefonu yeniden çaldı. 

Bölüm Sonu