6. Cilt: İsyankar, Bölüm 5

avatar
255 1

Mathias - 6. Cilt: İsyankar, Bölüm 5


6. Cilt: iSyAnQâR
Bölüm 5

"Kim olduğuna dair bir fikriniz var mı?"

Hastanedeki üçlü, şifacıların iyileştirmeleri için getirdikleri genci onlara teslim ettikten sonra soruları cevaplıyorlardı.

"Hayır, birden önümüze çıktı."

"Önemli birine benziyor." dedi şifacı, genci incelerken. Bu sırada başkaları da çoktan şifa büyüsüne başlamışlardı. "Neyse ki çok ciddi bir durum yok. Yakında kendine gelecektir.

"Ben kendimdeyim zaten." İyileştirilmeye devam eden soylu görünüşlü genç, gözlerini açmıştı. Üçlü, ona doğru döndü.

Mathias "Niye sağına soluna bakmadan birden önüme atlıyorsun!?" diye çıkıştı. Mirası kontrol etmeye çalışırken birini öldürmek istemiyordu haliyle.

"Varis... Buraya senin için geldim."

"Benim için mi?"

"Bizi yalnız bırakın." Gencin sesi öylesine buyurgan çıkmıştı ki, bir an herkes söyleneni yapmak zorunda gibi hissetmişti. Fakat sonuçta burası hastaneydi. Bu çocuk kendini ne sanıyordu da böyle bir emir verebiliyordu?

"Şifa büyüleri tamamlanana kadar kimse sizi yalnız bırakmayacak, üzgünüm. Sonrasında istediğiniz gibi konuşabilirsiniz." dedi şifacılardan biri.

"Beklemek istemiyorum. Öyleyse herkesin yanında konuşacağım." Genç, doğrudan Mathias'ın gözlerine baktı. "Benimle krallığıma gelmeni istemeye geldim."

"Ne?" Dorian şaşkınlığını gizleyemedi. "Ne demek krallığıma gelmeni istemeye geldim?"

"Yardımın gerekiyor." diye devam etti sarışın olan. "Goruga'nın kılıcı tekrar ortaya çıktı. Bunun benim krallığımda meydana gelmesi de en büyük şanssızlığım."

"Goruga kim lan?" Mathias'ın da kafası karıştı. Bir kılıç ortaya çıktı diye krallık mı değiştirmesini istiyordu bu çocuk?

"Ah... Hiçbir bilginiz yok. En azından beni bilgisi olan birine götürün. Böylesi daha kolay olacaktır."

"Peki de, sen kimsin bu arada?" Aryn'in sorusu üzerine gencin bakışları ona döndü.

"Ben Ethetiel Prensi Mival'im."

"Prens mi?Şu darbe olan krallığın mı?" Aryn, Garvin'in anlattıklarından dolayı küçük de olsa bir bilgiye sahipti.

"Ne darbesi!? Beni anlamıyor musunuz!? İsyankâr, birinin elinde duruyor diyorum!" Sakinleşmeye çalışıp derin bir nefes aldı. "Lütfen, konuşabileceğim birine götürün."

"Büyüler tamamlandı. Artık çıkabilirsiniz." Şifacının cümlesiyle birlikte Mival hemen yataktan kalktı. Aniden kalkınca gözü kararmıştı ama düşmesine engel olan Mathias oldu.

"Eleanor bir şeyler biliyordur illa ki." Dorian'ın önerisi üzerine lonca kartıyla bir geçit isteyip geri döndüler.

----------

Herkes oradaydı. Onların gelişini gören Garvin "Biraz daha kalsaydınız lan, çok erken döndünüz." dedi imalı bir şekilde.

"Arkadaşınız kim?" Yardımcı lider, bir eliyle gözlüğünü düzelttikten sonra gence doğru baktı. Üzerindeki gösterişli kıyafetleri çamurla kaplanmıştı.

"Iıı... Ethetiel Prensi Mival'miş."

"Şu darbe olan mı?" diye sordu Garvin. Mival'in yüz ifadesi çirkinleşmişti. Fakat karşılık vermedi bu kez.

Sadece "Liderinizle konuşmak istiyorum." demişti. Eleanor da onu izleyenler arasındaydı.

"Peki, konuşalım." dedi kadın, oturduğu masadaki bir sandalyeyi işaret ederken. "Fakat öncesinde, söylediğin kişi olduğuna dair bir kanıt istiyorum."

"Kanıt göstereceğim tabii ki de." Genç, elini parmağındaki depolama yüzüğüne attıktan sonra bir avuç içi uzunluğunda, saf altından bir mühür çıkardı. Etrafında dolaşan enerjiler, mührü çevreliyordu. Yazıtlarla döşendiği çok açıktı. Altındaki sembolü onlara gösterdiği zaman lonca liderini tatmin etmişti.

"Bu Ethetiel mührü. Sadece kraliyet ailesinde olabilir." Prens Mival de sandalyeye otururken herkes ona dönmüştü. Ne diyeceğini merak ediyorlardı.

"Varisin yardımını istiyorum."

Kadın, tek kaşını kaldırdı. "Neden istiyorsun?"

"Çünkü Goruga'nın kılıcı benim krallığımda ortaya çıktı."

Tavon ve Eleanor'un yüz ifadeleri değişti. Gri saçlı büyücü "İsyankâr mı?" diye sorarak teyit etmek istedi.

"Evet, İsyankâr. Bastırabilmek için yardıma ihtiyacım var."

"Bütün lord ölümleri..."

"Hepsi İsyankâr sebebiyleydi."

"Neden bunca zaman yardım istemediniz? Bildiğim kadarıyla İsyankâr, habis bir antik hazine."

"Bunu bana değil, onu ele geçirebilme umuduyla her şeyini bu işe döken babama sormalıydın. Tüm imkanlarını seferber etti. Onu kaç kere uyarmama rağmen tarihi görmezden geldi ve vazgeçmedi."

"Yani..."

"Evet, son gördüğümde başsız cesedi taht odasında yatıyordu. Aptal adam tüm ailemin ölümüne sebep oldu. Kardeşlerim ve annem... Ben o an sarayın farklı bir bölgesindeydim ve kaçmayı başarabildim."

Eleanor biraz düşündü. "İsyankâr olduğuna emin misin?"

"Üzerinde antik alfabe ile yazılmış şeyler olan ve kullanan kişiye kendini Goruga sandırtan başka bir silah varsa o da olabilir."

Dinleyenler iyice meraklanmışlardı. Eva daha fazla dayanamayarak "İsyankâr hakkında ne biliyorsun, Eleanor?" diye sordu.

Kadın herkese göz gezdirdikten sonra derin bir nefes aldı. "Çok fazla şey değil. Antik Çağ'daki bir köle tarafından yapıldığını biliyorum. Kullanan kişiyi kontrolü altına aldığını da. Antik Hazinelerin gücü hesaba katıldığı zaman, oldukça sıkıntılı bir durum yaşanıyor. En iyisi Dorn ile konuşmak. Onun daha fazla bilgisi olmalı."

"O her kim ise hemen konuşmak istiyorum. Ardından varisin yardımını. Hala suçlular listesine girmemiş varisler içinde tek bilinen, sizin varisiniz. Bu nedenle sizden yardım istemeye geldim. Sıradan bir güçle bastırılabilecek bir şey değil."

"Dorn ile konuşunca her şey daha açık bir hal alacaktır." diyen lonca lideri, sarışın geçit büyücüsüne dönerek "Kahin Kulesi, Eva." dedi.

"Doğrudan mı?" Biraz çekinmişti kız. Dorn bunun yapılmasından pek hoşlanmıyordu.

"Doğrudan. Durum ciddi."

"Pekala." Çekinmesine rağmen ellerini kaldırıp istenilen yere bir geçit açtı. Tüm lonca sırayla geçtikten sonra o da girdi. Herkes gidince geçit de kapanmıştı.

----------

Bu sırada Kahin Kulesinde, Başkahin Dorn her zamanki gibi bir şeyler okuyordu. Bu adam okumaktan hiç bıkmıyor gibiydi. Her daim bir şeyler öğrenmeye ve öğrendiklerini diri tutmaya çalışıyordu.

Odasının ortasında bir geçit belirmesi üzerine kaşları çatıldı. Başını kaldırmadan sadece gözleriyle oraya doğru baktı ve çıkan kişileri bir bir süzdü.

"Bunu tekrarlamamanızı istemiştim." dedi kızgın bir ses tonuyla.

"Keyfimizden yapmadık, ihtiyar."

Elindeki kitabı kapatıp masanın üzerine koyan yaşlı adam, ilgisiz bakışlarla kadına döndükten sonra "Ne istiyorsunuz peki?" diye sordu.

"İsyankâr, ortaya çıkmış."

"Ethetiel'de mi?"

"Evet? Biliyor muydun?"

"Habis antik hazinenin enerjisini hissetmeyen bir Başkahin kalmamış olmalı tüm krallıklarda."

"Öyleyse neden hiçbir şey yapmadın!?" Mival sinirlendi. "Öylece oturman gereken bir mevzu mu bu!?"

Çatık kaşlı Başkahin'in bakışları prense döndü. Bedenine çöken bir baskı hisseden prens, istemsizce başını eğdi. Bunu kendini yapmıyordu. İhtiyarın parlayan gözlerine bakılırsa, zihin kontrolüne girmişti.

"Konuşma tarzına dikkat et, prens. Şu anda krallığında değilsin, bunu unutma." diyen Dorn, oturduğu yerden kalktıktan sonra ona yaklaşarak "Sizin Başkahininiz ne yapıyordu da benden yardım bekliyorsunuz?" diye sordu. Sonrasında bir parmağını onun alnına dokundurup birkaç saniye bekledi.

"Ah, tabii... Yüce kralınız aklını bir kenara koyarak İsyankâr'a sahip olmayı diledi. Şaşırtıcı değil." Prensin zihninden edindiği bilgilerle birlikte konuşan zihin büyücüsü, yüz ifadesini hiç bozmadı.

"Dorn," dedi Eleanor. "Her şekilde yardım edilmeli. İsyankâr hakkında ne biliyorsun?"

Onun bu sorusu, herkesin merakla beklediği şeydi. Gerçekten de neydi bu İsyankâr? Gücü ne kadardı? Neden bu tür bir şey yaptırıyordu?

"Anlatayım o zaman." diye söze başlayan ihtiyar "İsyankâr, Antik Çağ'da, köle Goruga tarafından yapılan kılıçtır. Goruga, yüksek potansiyeli sayesinde köleler içinde en güçlüsüydü ama emre karşı tam bir itaat içindeydi. Kralının sözlerinin dışına çıkmaya hiç cesaret edemedi. Başarısız olduğu her görevde hem kendisi, hem de ailesi cezalandırıldı. Elimizde olan bilgilere göre annesinin gözleri oyulmuş, bir bacağı ve kolu kesilmişti. Babasının enerji sistemine zehir karıştırılarak her saniye acıdan kıvranmasına neden olunmuştu. Kız kardeşi ise askerlerin oyuncağı yapılmıştı...

"En nihayetinde başka bir başarısızlık sonucu Goruga'ya kendi kız kardeşiyle askerlerin yaptıklarını izleme cezası verildi. Ardından tüm ailesini kendi elleriyle öldürmesi istendi. Bunları da yaptı...

"Ortada bir aile kalmayınca, cezalar onun bedeninin üzerinde uygulanmaya başladı. Bir kolu kesildi, tek gözü oyuldu. Öldüresiye dövüldü ve tecavüz edildi. Goruga bir erkekti...

"O zamanlardan sonra yaptığı şeylerin farkına vardı ve kaçtı. Eline sıradan bir kılıç almış ve kendisine güç katacak bir silaha çevirebilme umuduyla efsunlamıştı. Ama bir köle olduğu için bilgisi fazla zayıftı. Bu nedenle en basit yöntemle kendi hayatını vererek ruhunu kılıca kattı. Herkes tarafından bilinen ama kimsenin bunu yapacak kadar gözü dönmüş olmadığı bir yöntemdi o zamanlar. Demircilikten anlamadığı için durmadan vurdu kılıca. Her vuruşuyla ruhunun sayesinde kılıç değişime uğradı ve gerçekten de onun istediği gibi bir silah oldu. Fakat kendisi öldü...

"İsyankâr, bilinci olan bir silahtır. Dokunan kişiyi tamamen kendi etkisi altına alıp Goruga'nın isteklerini ve öfkesini ona aşılar. Bu nedenle onu tutan kişiler yöneticilere karşı kin beslerler." Yaşlı adam açıklamayı bitirdiği zaman "Antik dilden çevrilen bir kitaba göre konu bu. Sonrasında İsyankâr saklanıyor."

"Vay anasını..." Mathias kendini durduramadı. Antik Çağ denilen zamanı hep herkesin güçlü olduğu mükemmel zamanlar olarak hayal etmişti. Bu tür şeylerin o zamanlarda bile var olduğunu öğrenmek, hele ki yaşananlar... Goruga'nın bu denli öfkeli olduğu için suçlanması anlamsızdı. Hayatı mahvedilmekle kalmamış, resmen intihara zorlanmıştı. Bu derece bir şeye bile kalkışabilmesi için, kim bilir nasıl bir öfke ve acı hissediyordu? Tarifi imkansız gibiydi.

"Peki durdurmanın yolu ne?" Mival konunun sadece ilgilendiği kısmına odaklanıyordu. "Bastırmak için ne yapmak lazım?"

"Antik Çağ Krallıkları, onu bastırmaya çalışırken büyük kayıplar verdiler. Çünkü İsyankâr'ın güçlerinden birisi de Asilik Tohumu'dur. Kılıçla kesilip de hayatta kalan kişiyi de Goruga'nın istekleriyle doldurabilir. Saldıranların askerlerini onlara karşı kullandı."

Garvin bunu duyunca "Yani şehir lordlarını öldürürken planlı bir iş gibi görünmesinin sebebi bu muydu?" diye sordu.

"Öyle olmalı. Ayrıca üzerinde Büyü Bozumu Yazıtı var. Bu da çevresindeki tüm büyüleri bir anda yok etmeye yarayan bir yazıt. Günümüzde bunu yapabilecek bir yazıt ustası yok. Bu bir Büyü Öğretisi'dir aynı zamanda. Goruga bu öğretide ustalaşmıştı. Bu nedenle kılıca yazıt olarak geçmiş olmalı."

"Kılıcı tutan kişiye verdiği güç bu kadar mı?"

"Son olarak, Goruga'nın zamanının en iyi kılıç ustası olması da var. Kılıç kullanma konusunda, bir köle olmasına rağmen, onunla yarışabilecek kimse yoktu. Haliyle İsyankâr'ı tutana geçiyor bu güç de. Bilinenler bu kadar."

"İyi de, o zaman nasıl durdurulacak ki bu?" Eva gibi herkes de endişeliydi.

Yaşlı adam, Mival'e bakarken "Demek bu yüzden varisi istiyorsun?" dedi.

Sarışın prens "Evet. Bilinen tarihe göre İsyankâr'ın ortaya çıktığı 3 zamandan hiçbirinde varisler onunla savaşmadı. Miraslar ona karşı en iyi şans." dedi.

"Şahsen ben de hak verdim sarıya." Mathias da araya girdi.

"Aptal olma, velet. Sadece şansa güvenerek oraya gidemezsin. Ölmek mi istiyorsun?" Dorn'un sözleri çok netti. "Madem yardım istiyorsun, Conrad ile konuş o zaman. Onun desteği de gerekecek."

Mival soğuk bir sesle "Conrad mı?" diye sordu. Konuşmak istemediği çok açıktı. Fakat elden gelen bir şey de yoktu. Varis, Conrad'ın krallığındaydı. Öylece alıp götürmeye çalışırsa o adam savaş bile çıkarabilirdi. Her kralda olduğu gibi, onda da güce karşı bir açlık vardı. Krallıkların yanında olan tek varisi öylece vermek istemezdi kesinlikle.

"Sanırım başka çarem kalmadı."

Hikaye İle İlgili Bilgiler #83

Antik Çağ'da, köle bile olsalar insanlara büyüyle ilgili pek çok güçlü şey öğretilirdi. Bunların bir amacı, bilinenlerin kaybolmamasını sağlamak, bir diğer amacı ise krallıklarının gücünü en üst düzeyde tutmaktı. Yine de rütbe arttıkça öğretilenlerin gücü de artıyordu. Zamanla insanlar tüm gücü kendilerine saklamaya karar verince, bilinenler kaybolmaya başladı. Başkalarında güç olmasını istemeyenler, bilinenlerin nesilden nesile aktarılmasına engel oldu. Böylelikle günümüzde Antik Çağ bilgisinin sadece çok küçük bir kısmına sahibiz.

Seviyeler

Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44433 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr