6. Cilt: İsyankar, Bölüm 4

avatar
267 1

Mathias - 6. Cilt: İsyankar, Bölüm 4


6. Cilt: iSyAnQâR
Bölüm 4

"Hala gelmediler." Tüm lonca, aşağı katta oturuyordu. Yağmur durmamakla birlikte gittikçe şiddetlenmişti. Kıyamet Fırtınası'nın etkileri hafiften görülmeye başlamıştı. Yıldırımların zararı artıyordu. Salazar'ın seçildiği gece kadar olmasa da şehre zararlı bir hale gelmişti.

"Gelmek üzeredirler. Eleanor, ceza süresinin bittiğini söylemişti."

"3 gün boyunca onu zindanda mı tuttular yani?" diye sordu Eva. Yüzünde acımış bir ifade vardı. Kimseye böyle bir şey yapılması taraftarı değildi.

"Hem yaptığı şey sayesinde en azından bir kesimin hala büyü gücü var. Neden cezalandırılıyor ki?" Dorian da şikayetçi olanlar arasındaydı.

"İyi oldu, şerefsize." Herkes sesin sahibine doğru hafif çatık kaşlarla dönerken Aryn hiç geri adım atmadı. "Bana öyle bakmayın. Kendi düşüncemi gizleyecek değilim."

O sırada bir geçit açıldı ve lonca lideri, yanında genç büyücüyle birlikte oraya geldi.

Mathias biraz çökmüş gibi görünüyordu. Gözleri fıldır fıldır dönüyordu fakat. Oradakilere hiç bakmadan hemen merdivenlere yöneldi. Ayağı takıldığında bile ellerinden destek alarak ilerlemeye devam etti.

Garvin "Ne olmuş buna böyle?" diye sordu. Herkes merak ediyordu Shandri'nin ona ne yaptığını. Yerlerinden kalkarak onun peşinden gittiler. Ta ki odasının açık kapısına kadar. İçeriye baktıklarında, ne diyeceklerini bilemediler.

Yıldırım büyücüsü, kenara dizdiği elma suyu şişelerini açmış, bir eliyle ardı ardına içerken diğer eliyle de kafasından aşağıya döküyordu. "Elma suyu." dedi bir şişeyi daha bitirdiği anda.

"Onun sorunları var sanırım?" Büyü Hırsızı tuhaf bir bakış attı herkese. Fakat kimse ona cevap vermedi. Mathias'ın bir yandan elma suyu içip, bir yandan da onunla resmen banyo yapmasını izlediler. Ardından beyaz saçlı genç, iki şişeyi aynı anda havadan ağzına doğru dökerek bitirdi ve hemen başkalarına geçti.

Kısa süre içerisinde neredeyse 20 şişe içmişti. Birkaç şişeyi de kendi üzerine dökerek hem kıyafetlerini, hem de yeri batırmıştı. Elindeki başka bir şişeyi de bitirdikten sonra derin bir nefes alırken "Ohh..." dedi. "İyi geldi."

Sonrasında bakışları kendisini izkeyen insanlara döndü. Onun elma suyunu sevdiğini biliyorlardı ama tek seferde 20 şişe civarı içtiğini pek görmemişlerdi. "Alttan akıyor galiba."

"Ne oldu ya? Hiç mi elma suyu içen birini görmediniz?" Başka bir şişe daha açmıştı. "O karının alacağı olsun." dedi içmeye başlamadan önce. Bir dikişte onu da bitirdi ve "Karşımda yüzlerce şişe elma suyu içtiler de bana bir yudum vermediler." diye ekledi. Başka bir şişeye uzanırken "Kayısı suyu getirtmiş bir de, adi. Alerjim olduğunu bile araştırmış üşenmeden. Heheyt! Yer mi lan benim gibi adam bu numarayı? 3 gündür bir şey içmedim lan ben!"

"Manyak..." dediler sadece. "Seni izlerken bizim karnımız ağrıdı."

"Elma suyu için, iyi gelir."

"Kalsın."

Bir şişe daha içtiği zaman gerçekten kendine gelmiş gibi göründü, toparlamıştı. Eskisi gibi dik duruyordu artık. İlk girişinde olduğu şekilde aç bırakılmış vahşi bir hayvan gibi değil.

"Ulan bir tatil günüm vardı, kadın bunu bozmak için üşenmemiş, ta nerelerden gelmiş." Yatağına oturdu. "Şimdi fırtınayı da halletmek lazım. Hep iş, hep iş."

Boş şişeleri yerde yuvarlanırken Garvin, ikizler ve Aryn aşağı indiler. Diğerleri hala odanın girişinde kalmıştı.

"Fırtına gerçekten de şiddetleniyor. Bir an önce halletmelisin." diye uyarıda bulunan kişi Eva idi.

Nefesini vererek ağır hareketlerle ayağa kalkan Mathias "Bu mirasın kapatma kolu falan yok mu ya?" diye söylene söylene gitti kızın yanına.

"Sanırım yok."

Eleanor da oradan ayrılmak için arkasını dönerken "Bunu mirasın kontrolünde ustalaşabilmek için bir antrenmanmış gibi kullan, Mathias." dedi. "Bu şekilde düzenli olarak gücünü arttırabilirsin."

"Shandri'nin ağzına doğru yıldırım atabilmek için ne kadar güçlenmem lazım?"

"Çok."

"Lanet olsun."

Sarışın kız bir geçit açarken şişman büyücü "Ben de geleceğim!" diye öne çıktı. "Fırtına golemini yakından görmek istiyorum."

"Fırtına golemini mi görüyoruz?" Mirasın kullanılacağını duyan Aryn, hemen yukarı gelmişti. "Varisin senin gibi biri olması kötü tabii. Ama bir mirasın kullanılışını ben de görmek istiyorum."

Mathias ona bakarken yavaşça tebessüm etti. "Gel tabii. Ama dikkat et, sağa sola yıldırım kaçıyor. Yani şanssızlık olur da tam kafana bi' tane düşerse ölebilirsin."

"O kadar beceriksiz misin? Kontrol edemeyecek misin?"

"Sana ne lan! Neyse... 3 gün zincirli durmak insanı yoruyor. Fazla uzatamayacağım bu kez." Bunu dedikten sonra geçide girdi. Aryn de hemen arkasından gitmişti. Dorian için geçidin yine genişletilmesi gerekiyordu. Bu yüzden o biraz daha geç gitti.

Geçit, onları fırtınanın menzilinden çıkarmamakla birlikte şehirden olabildiğince uzağa götürmüştü. Mathias tüm fırtınayı buraya çekerek kullanabilirdi, fakat şehre yakın olsaydı bir yıkım kaçınılmaz olacaktı. Üçlü bir araya geldikleri zaman Dorian ve Aryn biraz uzaklaştılar.

"Bize doğru yıldırım atmaya kalkma, cızırtılı şerefsiz." Şişman büyücü bunu tembihlemeden gitmek istemedi. Açıkçası bu tür şakalar konusunda beyaz saçlı gence hiç güvenmiyordu. Fakat mirasın gücüyle atılan bir yıldırıma karşı direnmesi pek de mümkün değildi.

Büyü Hırsızı da oradan ayrılmadan önce "Bence sadece kendini çarpacak." dedi ellerini iki yana doğru açarak. Alaycı bir ses tonu vardı.

"Aryn, o kadar uzaklaşmana gerek yok ya. Sen neden biraz daha yakında durmuyorsun? 3 adım falan uzaklaşsan yeter." Mathias güven verici bir şekilde tebessüm etti ama tabii ki yutturamadı.

"Buradaki tek salak sensin gibi görünüyor." cevabını alınca yüzü düştü. Hoşnutsuz bir ifadeyle ona birkaç saniye baktıktan sonra konuştu.

"Bence sana yıldırım atsam içinden geçer, Aryn. Oldukça boşsun."

"Demek elma sularını bu şekilde içebiliyorsun." Siyah saçlı gencin cevabı da aynı düzeyde laf sokmak olmuştu.

"Yaylan!"

Dorian ve Aryn uzaklaşınca Mathias derin bir nefes aldı. Mirasın enerjisini hissetmesi sıradan büyüler kadar kolay değildi. Biraz odaklanması gerekiyordu. Ağır ağır nefes alıp vermeye devam ederken vücudunun içinde akan büyü enerjisini hissetti. Ne kadar da düzenli bir akışı vardı. Bedenindeki her bir noktada hissedebiliyordu. Bunun bir sebebi de Markus'un hediye ettiği gelişim rehberine çalışmasıydı tabii ki. Enerjiyi hissedebilme üzerine de pek çok çalışma yapmıştı. Fakat her şekilde, şu anda tüm enerji akışını hissedebilecek bir düzeye gelmişti.

Fakat hissetmesi gereken akış, bu değildi.

Büyü enerjisi akışını yok sayarak farklı bir enerji akışına odaklanmaya çalıştı. Bu akış, sadece gövdesinde hissedebildiği bir güçtü. Yıldırım enerjisiyle birlikte açıklayamadığı şeyler de hissediyordu. Anlamlandıramadığı bir enerjiydi bu. Fakat biliyordu ki mirası kullanırken kullandığı enerji, buydu.

Ona odaklanırken göğsünde hafif bir baskı hissetti. Yağmur yüzünden sırılsıklam olmuş saçları yüzünün önüne dökülürken yavaşça "Nihai Büyü... Fırtına Habercisi Mirası... Fırtına Golemi Çağrısı..." dedi.

Bir anda yükselen baskıyla birlikte bedenindeki büyü enerjisi akışının yerini bu miras enerjisi aldı ve gözleri beyaz şekilde parlarken bedeninden çıkan yoğun yıldırımlar, etrafında bir küre olarak şekillendi. Bu küre tıpkı bir mıknatısın metalleri çekmesi gibi şehrin üzerindeki tüm fırtınayı kendine doğru çekiyordu. Şehre zarar veren yıldırımlar bir anda kesildi ve fırtına, ona doğru alçalmaya başladı.

Şehrin üzeri tamamen temizlenirken son bulan yağmurla birlikte kara bulutlar küreyi sarmalayıp devasa bir golem şekline girince, gök gürültüleriyle karışık bir kükreme, onu izleyen ikilinin kulaklarını ağrıtmıştı.

"Ne bağırıyorsun lan!?" diye seslendi Dorian. Mathias mirası kullanırken kendini kaybetmiyordu. Çünkü onun mirası, ona ekstra bir duygu yaşatan miraslar gibi değildi. Haliyle bu kükremenin sadece gösteriş olduğunu anlaması uzun sürmemişti.

Fırtına goleminin içindeki genç büyücü, onlara doğru parlayan gözleriyle bakarken dışarıdan pek görülemiyordu. Yıldırım küresinin yaydığı ışık, onu gizliyordu resmen. Golemden etrafa saçılan yıldırımlar, düştükleri yerlerde küçük kraterler bıraktılar. Bir süredir mirasını kullanmamasından dolayı Kıyamet Fırtınası'nın özelliği sayesinde güçlenmişlerdi. Golem de kasabayı kurtarmak için kendine fırtına yaratmaya çalıştığı zamana göre çok daha büyüktü. Belki de 4 katlı bir bina kadar görünüyordu.

Mathias, kürenin içindeyken golemi hareket ettirdi. Ufak hareketler bile son sefere göre daha zor geliyordu. Buradan da şu sonuca varılabilirdi ki golemin gücü arttıkça kontrol etmesi de zorlaşıyordu. Eğer Mathias uzun süre bir yerde kalır ve mirası kullanmazsa, fırtınayı kendine çektiği zaman kontrol edememesi şaşırtıcı olmazdı. İblis Mirasları gibi sağa sola saldırmasına neden olmayacaktı tabii ki. Fakat kontrol edilemeyen fırtına goleminin neye yol açacağını da bilemezdi.

Yıldırım küresinin içindeyken çok güçlü hissediyordu. Bu şimdiye kadar hissettiği güçler içinde sadece Kutsal Büyü Kristali ile karşılaştırılabilirdi. O zaman da kendini ne kadar güçlü hissettiğini anımsayabiliyordu. Fakat bedeni o zaman çok zorlanmıştı. Bu ise ona göre daha bilinçli kullanılabilen bir güçtü.

"Büyücü İmparatorları'nı kolayca ezebilir." Aryn onu izlerken hissettiği güce yorum yaptı.

"Kıyamet Varisi ile kapışırken ordu yaklaşamamıştı. Belki de kilometrelerce uzağa çekildik." diye cevap verdi Dorian.

"İlk uyanışında Kıyamet Mirası'nın gücünü özümsemek... Belki de hayattaki tüm şansını bir kerede kullanmış olabilir."

"Orasını bilemem. Fakat hala büyü gücümüz olmasını bu çocuğa borçluyuz. Salazar hepimizin ağzını yüzünü... Neyse..."

Konuşurken gözlerini golemden ayırmıyorlardı. Mathias elinde bir yıldırım oluşturup uzak bir noktaya doğru çaktırırken gözleri kamaştı. Golemin gücüyle oluşturulan bir yıldırım, düştüğü yeri resmen patlatarak toprağın etrafa saçılmasına neden olmuştu. Gök gürültüleri rahatlıkla şehirden duyulabiliyor olmalıydı. Tek bir yıldırımının kalınlığı, neredeyse Dorian'ın bedeni kadar olmuştu.

O, eliyle bir yıldırım daha oluştururken, küreyi de olabildiğince yukarı hareket ettirdi. Sürekli bir saldırı yaparak golemin gücüne alışmaya çalışıyordu. Aynı gücü bir kere daha kullandığı sırada bir geçit açıldı ve içinden üzerindeki soylu kıyafetleri ile birlikte genç bir oğlan fırladı. Oldukça telaşlı olacak ki fırtına golemini fark etmeden koşmaya başladığında onu durduran şey hemen önünden uçan devasa yıldırım olmuştu. Belki de bir adım daha atmış olsaydı, attığı son adım olacaktı.

Mathias, onu geç gördüğü için saldırıyı durduramamıştı. Bir patlama daha gerçekleşirken soylu görünüşlü oğlan kendin geriye ataran kurtulmaya çalıştı ama savrulmaya engel olamadı. Taklalar atarak sürüklendiği zaman Dorian ve Aryn de onu gördüler.

"Dur, dur!" Şişman büyücü, goleme doğru bağırırken o tarafa koşmaya başladı. Bu sırada yıldırım büyücüsü de mirası kullanmaya bir son verdi. Kürenin yok oluşuyla birlikte bulutlar dağıldı ve yerini güneşli havanın iç ısıtan sıcaklığına bıraktı.

Büyü Hırsızı da oraya doğru giderken Mathias da yanlarına gelmişti. Kısa boylu, sarı saçlı bu gencin yanına geldiklerinde kafasının kanadığını gördüler. Sürüklenirken bir yere çarpmış olmalıydı.

"Hemen loncaya sinyal gönder." Dorian'ın isteği üzerine beyaz saçlı büyücü, kartını kullanarak bir geçit istedi. O sırada sarışın genç, ona doğru uzatmıştı bir elini.

"Varis..." dedi yavaşça. "Goruga'nın kılıcı..." Fakat bilinci kapandı. Daha fazla devam edemedi. Aryn onu kucağına alıp geçide girdiği zaman Mathias çoktan suçluluk duymaya başlamıştı. Tamam, bir anda orada belirmemesi gerekiyordu. Fakat yine de onu bu hale getiren şey golemin gücüyle yaptığı saldırı olmuştu.

"Goruga'nın kılıcı mı dedi o?" dedi şişman büyücü, geçide girmeden hemen önce.

Hikaye İle İlgili Bilgiler #82

Her miras, varisini kontrolsüzleştirerek ele geçirmez. Mirasların en üstün güçlerden kabul edilmesinin bir nedeni de budur. Eğer İblis Mirasları gibi bir miras sahip değilseniz, gücü rahatlıkla kullanabilirsiniz. Size ağır gelen kısımda ustalaşmak için de gücü kullanmanız yeterlidir. Ustalaşmasanız bile size sağladığı güç muazzamdır. Bedeninize fazla yüklenmesi de çoğu mirasta mümkün değildir. Çünkü mirasların geneli, güçlerini kişinin durumuna uygun olarak ayarlarlar. Böylelikle bedene aşırı yok binmesiyle ölüm gibi bir ihtimal kalmaz. Kişi enerjinin kontrolünde ustalaştıkça mirasa karşı dayanıklılığı artar. Böylelikle mirasın ona verebileceği güç de artacaktır.

Seviyeler

Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44447 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr