Bölüm 121: Kaybolan Kan Sembolü

avatar
9392 37

Martial World - Bölüm 121: Kaybolan Kan Sembolü


 

Çeviri: Yicooo Düzenleme: Kharsmi

 

Lin Ming saf ruh gücüne ve derin gerçek öz rezervlerine güvenerek bütün öğleden sonra boyunca devam etti. Bu zaman dilimi süresince, yeteneğinin sınırına birkaç kere ulaştı. Fakat bu da pratiğin bir parçasıydı. Sınırlarını zorlamadan, gelişmesi sekteye uğrardı.

 

Gerçek özü tamamen bitmeye yaklaştığında, Lin Ming gerçek öz taşı çıkarıp ruhani savaş niyeti durumuna geçmekten çekinmiyordu. Ruhani savaş niyeti durumundayken neredeyse mükemmel bir dolaşımla, Lin Ming’in vücudu boyunca gerçek öz birkaç kat hızlı akıyordu. Bu gelişim durumunda, ilerleyişi daha da hızlı oluyordu.

 

Güneş batı ufkunda git gide aşağı doğru ilerliyordu. Bir zamanlar odanın tepesinde olan ışık git gide alçalıyordu. Wang Yuhan bir lamba yaktı. Lin Ming’in meditasyon yapıp nefesini kontrol etmeye çalıştığını görünce onu rahatsız edip etmemek konusunda kararsız kalmıştı. Bir süre sonra, Wang Yuhan dayanamadı ve dedi ki “Bay Lin… Yemek yemeliyiz.”

 

“Ah? Tabii ki, önce sen ye, sonra da bana biraz lezzetli şeyler getir. Kondisyonumu toplamayı neredeyse başardım, birazdan yazıt sembolünü tamamlamaya çalışacağım.”

 

Başka bir sembol mü?

 

Wang Yuhan söyleyecek söz bulamıyordu. Bu yedinci olacaktı.

 

Öğleden sonra yedi tane birbirinden karışık ve düzinelerce birbiri içine işlemesi gereken satır içeren yazıtsembolleri çizmek. Üst seviye bir yazıt ustası bile böyle bir görevi yerine getiremezdi.

 

Wang Yuhan kendini Lin Ming’le kıyaslamayı bırakıp, onu büyükbabasıyla aynı klasmanda tutmaya başladı.

 

Wang Yuhan kafasını sallayarak yemeğe gitti. Yedikten sonra geri geldi ve Lin Ming’in yedinci yazıt sembolünü çizmeye başladığını, hatta yarısını bitirdiğini gördü.

 

Wang Yuhan kenara çekildi ve getirdiği yemek dolu tabağı hazırladı. Sessizce Lin Ming’in her bir hareketini hafızasına kazıyarak izliyordu ve sonrasında istemsizce elleriyle Lin Ming’in hareketlerini takip etmeye başladı. Hareketleri kopyaladığını bildiği halde, onların derinliklerindeki gizemleri kavramaya çalışıyordu.

 

Yavaşça zaman geçiyordu, Wang Yuhan göz kamaştırıcı ve zekice çizilmiş yazıt satırlarına baktı ve Lin Ming’e döndü. Parmakları havada dans ettikçe çıkan o mükemmel gerçek öz kontrolünün parıltısını izledi. Yüzündeki inanılmaz odaklanmış yüz ifadesini ve yüzünü kaplamış birkaç ter damlacığını gördü.

 

Zaman geçtikçe Wang Yuhan hipnoz ibi bir duruma geçmişti. Gözleri Lin Ming’in yüzüyle parmakları arasında gidip geliyordu. O anda kendisini Lin Ming’in o adanmış dikkati tarafında etkilenmiş hissetti.

 

Wang Yuhan bu dalgınlıktan Lin Ming’in çıkardığı “fuh!” sesiyle çıkmıştı. Birkaç düzine kadar yazıt sembolü ve satırları ışık parıltıları eşliğinde tek bir tane haline yoğunlaşıyordu. Wang Yuhan sakinliğini tekrar kazanmıştı. Bir miktar telaşlıydı ve yüzü kızarmıştı.

 

“Yedinci!” Lin Ming uzunca bir nefes verdi ve sandalyesine yığıldı. Artık parmağını bile oynatacak gücü kalmamıştı.

 

“Bay Lin… Yemeğiniz soğuyor.”

 

“Ah” Lin Ming kendini doğrulttu ve yemek tabağını aldı. Yerken kocaman lokmalar atıyordu ağzına. Wang Yuhan köşede nedense kasılmış bir şekilde oturuyordu, gözlerini kum saatine dikti ve kumların tane tane dökülmesini izledi.

 

Lin Ming bilinçsizce yemeğinin yarısını yerken “Temel satırlarda “taş” desenini çizerken katlanmış bir yapı kullanmak daha iyidir.”  dedi.

 

Wang Yuhan kısa bir süreliğine sersemledi, sonradan müthiş bir mutluluk hissetti. Lin Ming ona yazıt tekniklerini öğretiyordu. Bunlar Gökyüzü Servet Krallığı’nın dışından gelen, keskinlik ve incelik bakımından Gökyüzü Servet Krallığı’nın yazıt okullarında öğretilenden fersah fersah ötede olan tekniklerdi.

 

Lin Ming gerçek özünün bir kısmını geri toplamıştı. Havaya bir ‘taş’ deseni çizdi, temposunu olabildiğince yavaş tuttu ki Wang Yuhan kolayca ruh gücündeki değişimleri görebilsin. Katlanmış deseni çizerken, dikkatlice, hızını minimuma indirdi. Lin Ming Wang Yuhan’ın kendisinin asistanı olmasının sebebini biliyordu. Bütün öğleden sonra boyunca yanında durmuş, birçok yardımı dokunmuş, ruh gücü ve gerçek özünün çoğunu harcamıştı. Yine de öğrenebileceği şeyler çok kısıtlıydı.

 

O Yazıt Derneği başkanının değerli torunuydu. Böyle gururlu bir kız kendi asilliğini bir kenara bırakıp bütün öğleden sonrasını onun asistanlığını yaparak geçirmişti. Lin Ming bu iyiliği karşılıksız bıraksaydı çok kötü hissederdi.

 

Böylece yemeğini yerken boş zamanında Lin Ming Wang Yuhan’a birkaç temel satırı öğretmişti. Her ne kadar böyle basit temel satırları öğrenmek onları pratikte kullanmaktan çok uzak olsa da, Lin Ming Wang Yuhan’nın yazıta karşı eğilimine ve dur durak bilmeksizin yazıt tekniklerinin daha yüksek noktalarına ulaşmaya çabalamasından ötürü onun gelecekte bu satırlardan ilham alarak harika işler çıkarabileceğine inanıyordu.

 

“Teşekkür ederim, Bay Lin” dedi Wang Yuhan kalbinin derinliklerinden gelen bir minnettarlıkla.

 

“Asıl ben sana teşekkür ederim.”

 

“Bay Lin yarın da gelecek mi?”

 

“Yarın mı? Öğleden sonraya doğru gelmeyi planlıyorum. Sabah Yedi Derin Savaşçı Evi’nde pratik yapmam gerekiyor.” Çekirdek öğrenci testinden ötürü Yedi Derin Savaşçı Evi Lin Ming’in yedi ana öldürme serisini on gün için kullanabilmesine izin vermişti. Yedi ana öldürme serisindeki zaman aşırı değerliydi. Bunun yerine yazıt teknikleri pratiği yapması tam bir kayıp olurdu.

 

Wang Yuhan Lin Ming’in kabul etmesini umarak “Yarın da sizin asistanınız olabilir miyim?”

 

Lin Ming gülümsedi ve “Tabii ki olabilirsin.” dedi.

 

 

O gece Lin Ming Yedi Derin Savaşçı Evi’ne döndü ve pratikte öğrendiklerini sindirmeye başladı.

 

Öğleden sonra Lin Ming üç buçuk saatini toplamda yedi kitabe sembolü çizmeye harcadı. Bu kitabeler için gerekli materyallerin hepsi değerliydi. Lin Ming yazıt sembollerini çizerken birkaç hata yaptı, bunlar bazı materyallerin israf olmasına sebep oldu. Fakat hiç kitabe sembollerinin kontrolden çıkıp patladığı bir durumla karşılaşmadı.

 

Çılgın bir patlamayla her şey mahvolmadığı sürece, bazı hatalar tolere edilebilirdi.

 

Yazıt Derneği’nin kurallarına göre, müşteriler ödülleri materyallerle öderdi. Hizmetin toplam bedeli, kullanılan materyallerin iki katı kadardı, bazen de servisler için ekstradan ücretler ödemeleri gerekiyordu.

 

Kalan materyallerin %60’ı ustaya, %40’ı ise Yazıt derneğine kalırdı.

 

Lin Ming kendi işine yarayacak materyalleri alır, kalanını da puan karşılığında dernekle takas ederdi.

 

“Bu şekilde puan kazanmaya devam edersem, muhtemelen 10 gün kadar sonra Yazıt Derneğinden ihtiyacım olan materyallerin bir kısmını almış olurum. Daha nadir materyaller içinse yazıt tekniklerimin gelişmesini beklemem gerek, ancak böylece onları elde edebilirim. İki vücut yazıt sembolü için gerekli materyalleri toplamak çok zor.”

 

“Puan topladığım sürede aynı zamanda gelişim sağlayabilirim. Sürekli yazıt sembolü yaratıyorum ve değişik tipte materyaller kullanıyorum. Sadece kitabe tekniklerim değil, ruh gücüm de yavaşça gelişiyor. “Gerçek İlkel Kaos Formülü” de gelişiyor. Hafiften ikinci katmanın Küçük Başarısına yaklaştığımı hissediyorum. Tek bir iş yaparak bu kadar fazla şeyde pratik yapabileceğimi düşünmemiştim.”

 

“Gerçek öz taşlarını kullanma hızım çok yüksek. Çoktan üçünü kullandım bile. Bu iş iyice para israfına dönüştü.”

 

Gökyüzü Servet Krallığı’nda gerçek öz taşlarının fiyatı, saflığına göre, 500 ila 1000 altın tael arasında değişiyordu. Yedi Derin Savaşçı Evi’nin öğrencilere verdiği gerçek öz taşları ise en alt seviyeydi, 500 altın tael ediyorlardı.

 

Fakat Veliaht’tın Lin Ming’e hediye ettiği 100 gerçek öz taşı, parlak en üst seviye saf öz taşlarıydı ve değerleri 1000 altın tael ediyordu.

 

Gerçek öz taşları Gökyüzü Servet Krallığı’nda çok kısıtlı sayıdaydı. Onlardan çokça bulmak inanılmaz zordu.

 

Ayrıca, gerçek öz taşlarını altın karşılığı takas etmek çok zordu. Varlıklı aristokrat aileler bile onların pahalı fiyatlarını verip satın almakta zorlanıyorlardı. 4 5 gerçek öz taşı bir hazine değerindeydi.

 

Lin Ming’in elinde 200’den fazla taş vardı ve her gün tıpkı şeker gibi kullanıyordu onları. Gökyüzü Servet Krallığı’nda onun gibi gerçek öz taşlarını harcayan pek fazla insan bulunamazdı.

 

“Muhtemelen elimdeki taşları 2 ay içinde bitireceğim. Veliaht’ta onları alması için istekte bulunmam lazım, en kötü ihtimalle ona parasını geri veririm.” Misafir yazıt ustası olduktan sonra, Lin Ming gelişimin yanında para kazanmanın da yolunu bulmuştu.

 

Bir ay içinde herhangi bir problem çıkmazsa 200,000’den fazla altın tael kazanacağını tahmin ediyordu. Tabi ki bu tahmin zengin dövüş sanatçılarının onun hizmetlerini istemesi umuduyla yapılmıştı.

 

Normal bir misafir yazıt ustası günde 1 ya da 2 iş yapardı. Bunun sebebi eğer daha fazla iş yapmaya devam ederlerse optimal şartlar oluşmayacağından mükemmel bir yazıt sembolü çizememeleri, dolayısıyla saygınlıklarına leke bulaştırmak istememeleridir.

 

Bu yazıt ustaları genelde ayda 20 gün çalışırlardı. Başarısız olmadıklarını düşünürsek ayda 20 ya da 30 bin altın tael kazanırlardı.

 

Fakat Lin Ming, günde 7 8 sembol çizebiliyordu ve ay boyunca her gün çalışabilirdi. Çocuk resmen doğanın bir mucizesiydi.

 

Yıkandıktan sonra Lin Ming küvette kaldı ve ruhani savaş niyeti durumuna geçti. Vücudundaki gerçek özün serbestçe mükemmel bir dolaşımda olmasına izin verdi. Lin Ming bu durumda 2 saat kadar oturdu.

 

Gerçek öz dolaşımı yüksek bir hızda olduğu için küvetteki su ısınıp beyaz bir sis oluşturmuştu. Bir süre sonra bütün banyo kalın bir buharla kaplanmıştı. Lin Ming her nefes verişinde, havada girdap oluşuyordu.

 

Gece yarısı Lin Ming ruhani savaş niyeti modundan uyandı, vücudundaki sayısız ufak birimler karışmaya başladı ve gerçek öz vücudunda fışkıran bir gelgit gibi aktı. Odadaki sis bir anda yok oldu.

 

Fakat sis içeride uzun bir zaman boyunca kalmıştı ve her yerden sular akıyordu. Lin Ming’in kıyafetleri bile ıslanmıştı.

 

Küvetten kalktığında Lin Ming istemsizce Veliaht’tın ona hediye ettiği Mor Altın Esnek Zırha baktı. Bir anda Lin Ming donakalmıştı.

 

Lin Ming Mor Altın Esnek Zırhı aldı. Baktı, şaşırdı ve kalbinde derin bir şok hissetti. Nasıl oldu da tepe Houtian ustasının kendi kan özüyle çizdiği kan sembolü yok olmuştu?

 

Bugün Yazıt Derneğindeydi. Güvenlik gerekçesiyle Lin Ming Mor Altın Esnek Zırhı giymişti. O sıralar herhangi bir sorun yoktu fakat banyoya girdikten sonra, kan sembolü yok olmuştu!

 

Çoğu kan sembolünün kaybolduğunu söylemek doğru olurdu. Fakat bazı kan sembollerin kaybolmaz, silikleşirdi.

 

Bu anlaşılmaz his, tıpkı bir mürekkebin suya damlaması gibi…

 

Acaba küvetten gelen sis kan sembolünü mahvetmiş olabilir miydi? Eğer öyleyse o tepe Houtian ustası çok kötü ve inanılmaz olmalıydı.

 

Ya da acaba Veliaht mı hile yapmıştı? Esnek zırh acaba sahte miydi?

 

Hayır, bu doğru olamazdı. Veliaht ona zırhı verdiğinde ruh gücünü yollayıp kendisi de kontrol etmişti, gerçekten müthiş bir ustanın hayati kan özüne sahipti. Ayrıca o kadar narin bir teknikle esnek zırha yazılmıştı ki, çoktan içine işleyip hazineyle bir olmuştu.

 

Kan sembolü de tıpkı hazineye işlenmiş bir yazıt sembolü gibiydi. Sadece bir simyacının ateşle yakması ya da Lin Ming’in yaptığı gibi “İpek Gibi Akış” tarzı özel tekniklerle silinebilirdi. Yoksa hazineyi tamamen yok etmeden onu ayrıştırabilmek imkansızdı.

 

Nasıl böyle bir şey olabilmişti?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr