Bölüm 1008: Chu Feng'in Planı

avatar
4178 11

Martial God Asura - Bölüm 1008: Chu Feng'in Planı


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Kharsmi

 

Yaşlı adamın yüzündeki gülümseme gittikçe büyüyordu. Gülümsemesi öyle bir büyümüştü ki yüzünün yarısı kocaman bir delik olmuştu.

 

Uzun bir süre gülümsedikten sonra sonunda ayağa kalktı ve saray salonunun girişine geldi. Kolunu hafifçe salladı ve saray salonunun kapıları açıldı.

 

Yaşlı adamı görenlerin hepsi ayağa kalkıp adamı selamladı. Bağırarak, "Lord Müdüre selamlar olsun" dediler.

 

"Hahaha, Tanrılar Güney Turkuaz Ormanımıza gerçekten de büyük bir nimet yolladı." Diyerek güldü yaşlı adam.

 

"Lord Müdür, ne oldu da bu kadar sevinçlisiniz?" Yaşlı insanların kafası karışmıştı. Ama iyi bir şeyin olduğunun farkındalardı. Bu yüzden hepsinin de yüzünde bir gülümseme vardı.

 

"Size önce bir soru sorayım. Güney Turkuaz Ormanımız neden burada ve birçok mürit kabul ediyor?" Diye bir soru sordu Müdür denen yaşlı adam.

 

"Lord Müdür Güney Turkuaz Ormanın burada olmasının ve birçok mürit kabul etmesinin sebebi en yeteneklileri seçip onları Turkuaz Dağına göndermektir." Diye cevapladı yaşlı insanlar.

 

"Güney Turkuaz Ormanında yüz milyon bin üç yüz on altı tane yaşlı ve mürit var. Bayağı bir de yetenekli mürit yetiştirdik. Ama hâlâ üst kalite bir yetenek bulamadık. Bu yüzden diğer ormanlar Güney Turkuaz Ormanıyla alay edip duruyor," dedi Müdür çaresiz bir ses tonuyla.

 

Müdürün dediğini duyan yaşlılar sessizce kafalarını eğdi. Yüzlerinde bir utanç belirmişti.

 

"Kabul etmesi zor olsa da Güney Turkuaz Ormanıyla alay etmeleri kabul edilebilir bir şey. Ne de olsa diğer ormanların hepsi Turkuaz Dağına üst kalite yetenekler gönderdi, bize gülmeye hakları var."

 

"Ama artık bize gülemeyecekler." Birden yaşlı Müdür tekrar gülümsemeye başlamıştı.

 

"Lord Müdür, ne demek istiyorsunuz?" Bunu duyan insanların gözünde bir parıltı belirmişti. Karanlık ve kasvetli yüzleri birden aydınlanmıştı.

 

"Geçmişte Güney Turkuaz Ormanımızın yaşlıları güçlerini birleştirerek Cennet Yolunun dışında bir oluşum yaratmıştı. Bunu sırf bir gün Doğu Deniz Bölgesinden bir şey elde etmek için yapmışlardı. Bilirsiniz ki bu topraklar Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarına ait değildir."

 

"Onca seneden sonra Güney Turkuaz Ormanımız gerçekten de Cennet Yolundan birçok mürit kazandı. Ama bu müritlerin bir tanesi bile üst kalite yetenek sayılamazdı."

 

"Ama Tanrılar yolundan vazgeçmeyenleri müfakatlandırır. Bugün o kadar süre bekledikten sonra sonunda elimizde üst kalite bir yetenek var," dedi yaşlı Müdür neşe içerisinde.

 

"Üst kalite yetenek." Yaşlı Müdürün bu sözlerini duyan bazı insanların kafası karışmıştı. Hepsi bakışlarını aralarındaki bir yaşlı adama çevirmişti.

 

Herkesin bakışını hisseden yaşlı adam anında kaskatı kesildi.

 

"Ma Qiang, gerçekten de geri gelmişsin." Bu yaşlı adamı gören Müdürün yüz ifadesi de değişmişti. Yüzünde bir huzursuzluk belirmişti.

 

"Lord Müdürüm, kulunuz birkaç gün önce geri geldi. Ayrıca Cennet Yolundan geçenlerden bir grup insan da topladım." Diye cevapladı Ma Qiang, korku içerisinde titriyordu.

 

"Cennet Yolunun çıkışında başka kimse var mıydı?" Diye gerginlik içerisinde sordu Müdür.

 

"Cennet Yolunun çıkışında birkaç gün boyunca kimse belirmediği için kulunuz Cennet Yolunda bir problem olmadığını ve başka kimsenin de çıkmayacağına karar verdi efendim. Bu yüzden de kulunuz daha fazla beklemeden geri döndü." Ma Qiang gittikçe daha da huzursuzlanıyor gibi duruyordu.

 

"Aptal!" Bu sözleri duyan yaşlı Müdür anında öfkelenmişti. Ma Qiang'a bağırmaya başlamıştı. "Daha demin Cennet Yolundan gururlu bir çocuk çıktı. Çocuğun dövüş gücü gerçekten de kuvvetli. Eğer onu doğru bir şekilde yetiştirirsek Güney Turkuaz Ormanımızı gururlandıracak, Turkuaz Dağına gidecektir. Ama siz gerizekalılar korumanız gereken yerden ayrıldınız, bu çocuğu Güney Turkuaz Ormanı sizin yüzünüzden kaçırdı."

 

"Lord Müdür bizi affedin. Lord Müdür lütfen bizi affedin. Korumamız gereken yerden ayrılmayı isteyerek yapmadık ama bu senenin Cennet Yolu gerçekten de garipti. Birkaç günden sonra bile açık kaldı. Ve onca süre boyunca bir kişi bile belirmedi. Kulunuz da Cennet Yolunda bir şey olduğunu düşündü, kimse gelmiyordu sonuçta. Vakit harcamamak için herkesi toplayıp geri dönmeye karar verdi kulunuz."

 

Ma Qiang ve diğerleri ne büyük bir hata yaptıklarını anlamıştı. Hepsinin içine bir dehşet düşmüştü. Yere çökmüş, hatalarını kabul ederek af diliyorlardı.

 

"Aptal! Gerçekten de bir aptal!" Müdür o kadar öfkelenmişti ki tepeden tırnağa titriyordu. Ama Ma Qiang ve diğerlerine bir şey yapmadı. Bunun yerine parmağını kaldırdı ve havaya bir şeyler çizdi. Bir portreydi çizdiği.

 

Portre bittikten sonra orada olan herkesin eline bir kopyası düştü.

 

"Bu adamı on gün içerisinde bulun ve Güney Turkuaz Ormanımıza davet edin. Yoksa kendimi tutmadığım için beni suçlamayın." Sözlerini bitiren Müdür harekete geçti. Gökyüzüne fırladı ve uzaklara doğru uçmaya başladı.

 

Etraftaki birçok kişi ise donup kalmıştı. Bakışlarını hemen Müdürün verdiği portreye çevirdiler. Bu portre tabii ki Chu Feng'indi.

 

Chu Feng, Güney Turkuaz Ormanında olan şeylerden bihaberdi. O, Muhteşem Sırmalı Şehir denen yere doğru gidiyordu.

 

Chu Feng birkaç devasa sıra dağın yanından uçmuştu. Sıra dağlar o kadar derindi ve o kadar fazla Azman Canavar vardı ki içlerinde... Yanlarından geçerken bile bir grup insan  bu dağlarda avlanıyorlardı.

 

Bu insanların güçlü bir yerden geldiği belliydi. Öldürme yöntemleri oldukça hiddetliydi, sadece bir Azman Canavar avı değildi bu. Sadist bir katliamdı.

 

Chu Feng aslında birkaç şey hakkında bilgi edinmek istiyordu. Ama Chu Feng öğrenmek istediği şeyleri bu insanların bilip bilmediğini çıkaramıyordu. Bir de bu insanların sorunlu insanlar olduğu belliydi.

 

Chu Feng deneyimlerinden biliyordu ki aşağıdaki insanlar katliamlarının keyfini çıkarırken bir anda belirecek olsa bu insanları kızdırırdı.

 

Aşağıdaki insanların gücü Chu Feng'e kıyasla karıncalardan farksız olsa bile,

 

Chu Feng buraya daha yeni gelmişti ve boş yere başına bela açmak istemiyordu. İnsanın boş yere başına bela açması hiçbir işe yaramazdı. Bu yüzden Chu Feng bu insanlardan bilgi koparmaya çalışmaktan vazgeçti ve Muhteşem Sırmalı Şehir denen yere doğru yoluna devam etti.

 

Neyse ki Chu Feng Muhteşem Sırmalı Şehri bir süre sonra buldu.

 

Muhteşem Sırmalı Şehrine geldikten sonra Chu Feng hemen Zhao Ailesi Konağına doğru yola koyuldu. Çünkü gerçekten de cevabını öğrenmek istediği soruları vardı.

 

Aslında Chu Feng Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarına girmeden önce çoktan planını yapmıştı.

 

Chu Feng Düşen Yapraklar Bambu Ormanına gidip Hong Qiang isimli birini aramak istiyordu.

 

Çünkü Chu Feng Doğu Deniz Bölgesinde Buz Kristal Ankasını yakaladığında oluşumdaki bilincin Hong Qiang tarafından bırakıldığını keşfetmişti. Hong Qiang, Chu Feng'i oldukça sevmişti ve Chu Feng'e Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarının neresinde olduğunu söylemişti. Üstelik Chu Feng Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarına gelecek olursa Düşen Yapraklar Bambu Ormanına gidip de kendisini bulabileceğini söylemişti.

 

Chu Feng Hong Qiang'ın o kadar uzakta olmasına rağmen bilincini kullanarak oluşum aracılığıyla kendisiyle konuşabilmesinden bu adamın sıradan biri olmadığını anlamıştı. Hong Qiang'ın kendisine çok büyük yardımlar etmesini beklemiyordu ama en azından birkaç ipucu öğrenebilirdi.

 

Ne de olsa Yaşlı Maymunu ve Chu Kongtong'u görüp de Cennet Yolundaki babasıyla ilgili birkaç şey öğrenen Chu Feng artık daha da fazla güçlenmek istiyordu. Bu yüzden Chu Feng Hong Qiang'ın yardımını istemeyi planlamıştı.

 

Chu Feng bir şeyi kendin yapmanın daha iyi olduğunu biliyordu ve başkalarından yardım istemeyi sevmiyordu ama babasına yardım etmek için bu inadından vazgeçmeye razıydı.

 

Tek dileği daha hızlı güçlenmekti. Böylece babasının onurunu geri kazanıp babasına bunu yapanlara bedelini ödetebilecekti.

 

Ayrıca Chu Feng'in bilmek istediği bir sürü şey vardı. Örneğin babası neden aileden sürülmüştü? Peki ya annesi? O da babası gibi orada acı mı çekiyordu? Yoksa o ailenin yanında mı acı çekiyordu? Ne olmuştu ki tam olarak?

 

Chu Feng bütün bu soruların cevaplarını öğrenmek istiyordu. Bu sorular Chu Feng'in kalbinden söküp atamadığı birer hançer gibiydi. Chu Feng kalbindeki bu acı yüzünden ne yediği yemekten tat alabilirdi ne de doğru düzgün uyuyabilirdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr