Çevirmen: Dnightshade

"Aptal" Tarot Kulübü'nün başlangıcını simgeliyorsa, "Dünya" da sonunu ifade ediyor, döngünün ve süblimasyonun mükemmel sonu. Klein şirinine* 'Dünya' adını vermişti, çünkü bu adımın güzel bir başlangıca ve sona yol açmasını umut ediyordu.

Gelecekte, Aptal'ın imajına ters düşen şeyler isteyeceğimde bunu Dünya aracılığıyla kolayca yapabilirim. Böylece Bay Aptal'ın imajı zedelenmemiş olacak. Bu şirin sayesinde tüm eksik parçalar yerine oturacak! Klein, bu meseleyi halletmiş olmanın huzuruyla rahat bir oh çekti.

Böylece daha fazla oyalanmadan kendisini maneviyatıyla sarıp gerçek dünyaya döndü.

Rosago'dan geriye kalan siyah gözü gri sisin üstündeki dünyada bırakmıştı. Sonuçta o 'nesneyi' gerçek dünyada tam anlamıyla kullanamıyordu ve sürekli olarak onu kaybetme, onun yüzünden ifşa olma endişesi taşıyordu.

Ritüel malzemelerini toparladıktan sonra başını kaldırıp perdelerin ardındaki kızıl ay ışığına baktı, yarınki tarot toplantısı için sabırsızlanıyordu.

Aristokrasi bilgisi konusunda, Bayan Adalet'in Loen vatandaşlarının %99'unu geride bırakacağından emindi.

Ve yeni yarattığı şirini Dünya sayesinde, Aptal'ın güçlü imajını sarsmadan Pound ailesi hakkında Adalet'ten bilgi alabilirdi.

Tabii bunu yaparken yine de incelikli davranması gerekiyordu. Sonuçta Dedektif Sherlock Moriarty de Pound ailesini araştırıyordu ve ancak yeterli bilgiye sahip olduğunda gri sisin üstündeki dünyada bir kehanet yapabilirdi.

Oh... Klein her şeyi dikkatle gözden geçirdikten sonra rahatlamış bir şekilde uykuya daldı.

Gri sisin üstündeki dünyaya gittikten sonra, şeytani ruhun aurasının kalıntıları tamamen yok olmuş gibiydi. Gün ağarana kadar uyuyan Klein, yeniden sisli bir Backlund sabahına uyandı.

Planladığı gibi önce Backlund'daki diğer halk kütüphanelerini ziyaret etti, ancak bu kez kütüphanecilerden yardım istememiş, Pound ailesinden bahsetmemişti. Yalnızca soylularla ilgili materyalleri incelemişti.

Öğleden sonra üçe yirmi kala, odasına kapanıp perdelerini çektikten sonra gri sisin üstündeki dünyaya ulaştı.

Geniş, antik sarayın içinde, Aptal'a ait olan koltuğa yerleşti. Onun dileği üzerine, Dünya da masanın karşısındaki yerini almıştı, Klein birkaç deneme daha yaparak kuklasına alışmaya çalışıyordu.

Bir süre sonra cep saatini çıkarıp zamanı kontrol etti, Güneş'e toplantıya hazırlanması gerektiğini bildirme vakti gelmişti.

Klein, üyelerin bağlantılarını kurma vaktini beklerken elindeki siyah gözle oynuyordu, sonunda onu bileğindeki gümüş zincire takmaya karar vermişti. Sonra da zinciri bileğine geçirmiş ve kıyafetinin kolunun içine gizlemişti.

Saat tam üç olduğunda, devin sarayını andıran görkemli alanda kızıl ışıklar yanıp sönmeye başladı. Kısa süre içinde, Adaleti Asılan Adam ve Güneş'in bulanık siluetleri belirdi.

"İyi günler Bay Aptal, iyi günler Bay Asılan..." Audrey neşeli bir şekilde tüm Tarot Kulübü üyelerini selamlamak üzereyken masanın sonundaki figürü fark etti.

Bugünkü toplantıda, siyah başlıklı bir yabancı vardı. Görünümü hayali ve pusluydu.

"Bu kim?" Audrey şaşkın bir şekilde Bay Aptal'a baktı.

Tarot Kulübümüz genişliyor mu?

Bu kişi Xio ya da Fors olabilir mi? Hayır, boyları tutmuyor. Başka biri mi?

Audrey'nin kafasında pek çok soru işareti vardı. Klein sakin bir şekilde arkasına yaşlandı, "Bu, yeni üyemiz Bay Dünya."

O sırada, Ruh Görüsü sayesinde Güneş'in Astral İzdüşüm yüzeyindeki rengin daha saf bir hal aldığını fark etti, ancak henüz Dizi 8 standartlarına ulaşmamıştı. Klein ilk başta, Güneş'in Ozan iksirini tamamen sindirmiş olduğunu düşündü.

"Merhaba," Audrey kibar bir şekilde selam verip merakla yeni üyeyi incelemeye başladı.

Adam pusların ardında kalsa da, bazı detayları hızla 'okuyabilmişti'.

Bay Dünya vakur biri. Nadiren hareket ediyor, yüz ifadesi hiç değişmiyor. Acaba nereli? Loen mi? Ya da Intis? Ya da Gümüş Şehir gibi gizemli bir yerden mi katılıyor? Audrey düşünceli bir şekilde başını salladı.

Birlikte yaptıkları bunca toplantıdan sonra, Güneş'in genellikle sohbetlere katılmamasından bir şeyler çıkarmıştı; muhtemelen Güneş Loen dilini konuşmuyordu ve duyduğu her şey ona Bay Aptal tarafından tercüme ediliyordu.

Asılan Adam Alger ve Güneş Derrick de Dünya'yı selamlamış, vakur yabancıdan soğuk bir yanıt almışlardı. Selamlaşma faslı bittiğinde Klein başını kaldırıp Adalet'e baktı, "Bana sunduğunuz iki adayın inceleme süreci devam ediyor.

Size basit bir görev vereceğim. Kendi adınızaymış gibi yaparak bu görevi onlara iletmelisiniz. Bu da inceleme sürecinin bir parçası."

Ne kadar titiz bir inceleme... Audrey bu duydukları karşısında hayal kırıklığına uğramamıştı, aksine, sürecin tam olarak bu şekilde olması gerektiğini düşünüyordu.

Tarot Kulübü üyeleri titizlikle seçilmeli; öyle herkes bu ekibe dahil olamaz! Audrey gururla çenesini kaldırdı, ancak bir süre sonra suçluluk duygusu hissetmeye başladı, Bay Aptal'ın beni en başında buraya çekmiş olması ne kadar şanslı olduğumu gösteriyor ve şans da eşsiz bir nitelik!

"Elbette, dinliyorum," dedi Audrey kendinden emin bir şekilde.

Klein sağ elini ona doğru uzattı, elinde Lanevus'un bir resmi vardı.

"Bu adamın araştırılmasını istiyorum. Kendisi Backlund'da." Saniyeler içinde resim Bayan Adalet'in önünde belirdi.

Audrey başını eğip baktığında siyah saçları düzgünce taranmış, yuvarlak gözlükler takan genç bir adam gördü. Adamın alnı oldukça genişti.

Resim yağlı boyayla renklendirilmişti, adamın kahverengi gözleri anormal derecede çıkıktı, sayfanın alt kısmında, 'önceki adıyla Lanevus' yazıyordu ve adamla ilgili başka bilgiler de verilmişti.

Gayet basit bir görev, yani hedef çok da güçlü değil... Ancak, Bay Aptal bu kişinin varlığından haberdar olduğuna göre adamın muhakkak bir özelliği olmalı... Bay Aptal kadar güçlü biri için, bu yalnızca bir test olamaz... Audrey düşüncelere dalmıştı. Birkaç saniye sonra kendisini toparlayıp cevap verdi, "Görevi kendilerine ileteceğim."

Hmm... Bu iki hanımefendinin Backlund'da pek çok bağlantısı var gibi görünüyor, Lanevus'u bulmamda yardımları dokunabilir. İntikam planını düşünmeye dalmış olan Klein birkaç saniye sessiz kaldı, bu sırada sahneyi şirinine bırakmıştı.

Dünya bakışlarını diğer üyeler üzerinde gezdirdikten sonra boğuk bir sesle şöyle dedi, "Bay Aptal bana, burada görevler verebileceğimi ve malzemeler bulabileceğimi söyledi, öyle mi?"

"Evet," Audrey zarif bir şekile başını salladı. "Ancak sabırla beklemen gerekiyor. Şimdi Bay Aptal'ın okuma vakti."

'Büyükelçi Bakerland'i öldürme' görevimi tamamlamış olmama rağmen bu süreçte onu rahatsız etmememiz gerektiğini bildiğimden bir şey söylemedim... Kafasından bu düşünce geçerken farkında olmadan çenesini havaya kaldırmıştı.

Bayan Adalet, liderlik duygunuz ne kadar da kuvvetli... Size olan borcumu derhal ödemem gerekiyor, böylece Bakerland suikasti konusu tamamen geçmişte kalabilir... Klein neşeli bir şekilde başını Asılan Adam'a çevirdi.

Yeni üyeye karşı temkinli bir tavır takınan Alger Wilson sessiz kalmayı seçmişti. Önce gizlice yeni üyeyi gözlemlemek, onun hakkında bir fikir edinmek istiyordu.

O anda, Bay Aptal'ın kendisine baktığını görünce mütevazi bir tavırla başını eğdi, "Altı sayfa getirdim. Kalan son sayfayı bir sonraki toplantıda getireceğim."

"Tabii." Klein başıyla onayladı.

Asılan Adam hemen odaklanıp Roselle'in günlüğündeki sembolleri hafızasında canlandırdı.

'Yazma' süreci hızlı bir şekilde tamamlanmış, parşömenler kısa süre içinde Klein'ın eline ulaşmıştı.

Klein hemen sessizce içeriği okumaya başladı.

"9 Şubat. Üçüncü çocuğum doğdu. Adını Bornova koydum.

En büyük kızım Bernadette şanslıydı. O zamanlar annesi de ben de Düşük Dizi Beyonderlardık. Yani kendisi istediği Beyonder yolunu seçebilir.

Büyük oğlum Ciel ise en talihsiz olan. Beyonder özelliklerimizin çok az bir kısmını ona aktarabildik, ancak benim yolumdan devam etmek zorunda. Belki de Dizi 4'e geldiğinde yolunu değiştirebilir, ancak o seviyelere ulaşmak hiçbir zaman kolay değil.

Diğer oğlum Bornova'ya gelince... Dizi 5 seviyesinde bir Beyondera denk özelliklere sahip. Bu, üzerimdeki yükü azalttı, iksirimi daha hızlı sindirmemi sağladı. Ve doğduğu ilk anda bile Gökbilimci özellikleri taşıyordu.

Zaratul gizlice beni tebrik etmeye geldi, Bornova'nın sevimli bir melek olduğunu söyledi. Bu kehanet ustasına, oğlumun gelecekte neler başaracağını sordum. Ancak yalnızca gülümsedi, soruma cevap vermedi.

Ciel'in geleceğini sorduğumda ise ölümün kaçınılmaz son olduğunu, ancak bunun iyi bir şey olabileceğini söyledi.

Cidden, Kahinler hep böyle belirsiz konuşuyor, ağızlarından kerpetenle laf alınıyor.

Bernadette'in geleceğini sorduğumda ise çok ciddileşti. Onun benden nefret edeceğini, bana sırtını döneceğini ve gizemli bir dünyada önemli bir figür olacağını söyledi.

Bazen gerçekten de kehanet sonuçlarını öğrenmemek çok daha iyi olabiliyor. Benim sevimli, kibar, ailesine tapan Bernadette'imin bana ihanet edebileceğine inanamıyorum doğrusu. Neden bunu yapsın ki? Bunun için çok korkunç bir şey yapmış olmalıyım... Belki de aşık olduğu kişi benim hoşlanmadığım biri olacaktır... Sonunda dayanamayıp öldüreceğim bir serseri?

Hayır, Zaratul bir Müneccim değil, aldığı vahiyler yanlış olabilir! Unut gitsin, Roselle!"

Sanırım uyduruk bir aile dramı kokusu alıyorum...  Klein hafifçe başını iki yana salladı.

Ancak Zaratul'un Bernadette ile ilgili söyledikleri dikkatini çekmişti: gizemli bir dünyada önemli bir figür.

Beyonder dünyasından mı bahsediyordu acaba? İnsan hangi seviyede önemli bir figür olarak kabul edilir... Klein düşünceli bir şekilde sayfayı seçirdi.

"22 Mayıs. Sauron ailesinden Floren, kendisi için çalışmamı istiyor!

Uşak olack birine mi benziyorum ben? Bu tavrı kabul edilemez.

Bugünkü kibrinin bedelini bir gün ona ödeteceğim, and içerim!

Ancak, bahsettiği şeylerden bazıları gerçekten ilginç, üzerine düşünmeye değer şeylerdi..."                                                                                                                                       Şirin'in orijinali olan Smurf, online video oyunlarında, deneyimli bir oyuncunun kendini deneyimsiz gösterip avantaj kazanmak için açtığı sahte hesap demektir.