Çevirmen: Dnightshade

"Floren, Sauron ailesinin iki bin yılı aşkın bir tarihe sahip olduğunu, yani Zanaatkarlık Tanrısı Kilisesi'nden daha köklü olduğunu söyledi. Dördüncü Dönem'deki tüm çekişmelere, aydınlığa ve karanlığa tanık olmuş, bugüne kadar ayakta kalmayı başarmışlar. Loen'in Augustus ailesi, Feysac'ın Einhorn ailesi, Feynapotter'ın Castiya ailesi dışında Antigonus ailesi ve Zaratul ailesi gibi onlara eşit görülen diğer tüm güçlü alileler tarihin tozlu raflarında yerlerini alarak küme düşmüş ya da dağılıp önemsiz kimseler haline gelerek gözden uzak yaşamaya başlamış.

Dediğine göre, köklü ve görkemli Sauron ailesinin çalışanı olmak benim için onur duyulacak bir şeymiş.

O sırada, tüm ailesine küfretmek istedim.

Ancak Sauron ailesinin iki bin yılı aşan bir tarihi olması gerçekten de şaşırtıcı. Dördüncü Dönem aynı zamanda Tanrıların Çağı olarak da biliniyor. Günümüzün yedi ortodoks tanrısı da, Ölüm, İlkel Şeytaniçe, Evrenin Karanlık Yüzü ya da Gerçek Yaratıcı da, hepsi gerçek dünyada aktif kaldı. Efsaneye göre sık sık mucizeler yaratmışlar. Sauron ailesinin bugüne kadar ayakta kalması ve hala oldukça iyi bir konumda olması kesinlikle azımsanacak bir başarı değil.

Uzun geçmişleri onlara kibirden çok daha fazlasını vermiş. Pek çok sır saklıyor olmalılar, hatta belki de son derece korkunç Mühürlü Eserlere sahiptirler.

Gerçekten de dünyada dimdik duran, insanların doğrudan bakmaya çekindiği bir konumdalar."

Bu sözler Klein'ın aklına pek çok fikir getirmişti.

Sauron ailesinin yönetimini devirebilmesi için, Roselle'in korkunç, çalkantılı bir mücadele deneyimlemiş olması gerekiyor. Sauron ailesi Sınıf 0 Mühürlü Eserlere sahip olmayabilir, ancak kesinlikle Sınıf 1 eserlerden yoksun değillerdir. Ailede Yüksek Dizi Beyonderlar olduğu ihtimali de göz önüne alınırsa, Buhar ve Makinecilik Tanrısı Kilisesi Roselle'i tam anlamıyla desteklese bile, buradan iyi bir sonuç çıkması pek olası değil... Acaba, bütün bunlardan önce Sauron ailesi çoktan zayıflamaya başlamış olabilir mi... belki de Intis devrimi yalnızca bu durumun dış tezahürüydü?

O süre zarfında neler oldu?

Mühürlü Eserlerini mi kaybettiler? Yüksek Dizi Beyonderlar öldü mü? Hırslı insanların hedefi haline mi geldiler?

Hmm... Günlük içeriğine bakılırsa Loen'in Augustus ailesi de Antigonus ve Zaratul ailelerine yabancı değil. Kesinlikle kendi içlerinde bazı kayıtlar olmalı.

Güneş, Gümüş Şehir'in 2500 yıldan uzun süre Karanlık Çağ'da kaldığından bahsetmişti. İlk tahminlerime göre, bu süreç Felaket zamanına denk geliyor. Sauron ailesi, 2000 yılı aşkın bir tarihi olduğunu öne sürüyor. Acaba bu, Gümüş Şehir'e kadar uzanıyor mu... Sauron klanından bahsedip Güneş'in tepkisini ölçmeliyim. Söylediklerimden bir şey anlamazsa, Sauron ailesi ancak Felaket'ten sonra yükselmiş demektir. Belki de Felaket'ten faydalanarak Dördüncü Dönem'de soylu, Beşinci Dönem'de de kraliyet ailesi olmuşlardır.

Ancak, Güneş'in bundan haberi olmaya da bilir, bu tahminimi tam olarak doğrulamak için yeterli değil., Belki de tarihe yeterince hakim değildir.

Klein merakla üçüncü sayfaya geçti, bu sayfadaki içerik, Roselle'in Intis Cumhuriyeti Konsolosu olarak atandığı ilk günlerde yazılmış olmalıydı.

Yazılara bakılırsa Roselle, buluşları teşvik eden, ticareti koruyan ve sanayi devriminin gelişimini destekleyen yeni bir Medeni Kanun geliştirmişti. Bunları yalnızca çarpık mizah anlayışından ve dünyayı değiştirme hırsından yapmıyordu. Yaptıkları, Ebedi Yanan Güneş Kilisesi ile uzlaşmasına olanak tanımıştı.

Ebedi Yanan Güneş aynı zamanda İşlerin Tanrısı, İşletmelerin Koruyucusu'ydu. Medeni Kanun zamanlarına yaklaştıkça ticaret o kadar müreffeh oluyordu ve bu da kilisenin ihtiyaçlarıyla doğru orantılıydı.

Günlüğün bu kısmına bakılırsa, Roselle ile Ebedi Yanan Güneş Kilisesi arasındaki ilişki giderek gelişiyordu. Kendisi on yıldan uzun süre sonra, küstahça imparator unvanını talep ettiğinde ve kendisine Ceasar dediğinde muhtemelen iki kilisenin de onayını almıştı. Aksi halde bu hamle çok riskli olurdu. O halde, onu öldüren kimdi? Klein şaşkın bir şekilde dördüncü sayfaya geçti.

"11 Ağustos. O aptal Floren yine gösteriş peşinde.

Büyük büyük büyükbabasına çok benzediğinden, kendisinin Sauron ailesinin Yüksek Dizi bir Beyonder olma ihtimali en yüksek olan üyesi olduğunu söylüyor.

Bu bir anlam ifade ediyor mu? Ona yukarıdan aşağı, sağdan sola bakıyorum ama en ufak bir yetenek belirtisi göremiyorum.

Dahası, Beyonderlar alanında yetenek gerçekten önemli mi? Yani 'rol yapma' özünü anlayan herkes yeteneğin temel bir unsuru olabilir ancak bu gerekli değil ki. Rol yapma yöntemini bilen ve yanlış anlamayacak kadar zeki olan, kolayca kontrol kaybıyla sonuçlanabilecek şeyler yapmaktan kaçınan herkes iksirleri rahatlıkla sindirebilir. Yani, yalnızca biraz zaman ve çaba yeterli. Yüksek Dizi bir Beyonder olmak o kadar da imkansız değil.

Bu başarının önündeki asıl engel, Beyonder malzemeleri ve ilgili ritüelleri bulma zorluğu. Tabii Beyonder olarak doğanların hazırlanmak için daha fazla vakti olduğunu da itiraf etmeliyim.

Acaba Floren'in büyük büyük büyükbabası Yüksek Dizi Beyonder mıydı? Ona benzediğini söylerken onun kadar yetenekli olduğunu mu ima ediyordu?"

Bu satırları yazarken Roselle'in hala çok genç olduğu ve Beyonder Özellikleri Dayanıklılık ve Muhafaza yasalarından haberdar olmadığı gayet açık... Klein hafifçe başını salladı.

Şu anki bilgileriyle, Floren Sauron'un sözlerinin ne anlama geldiğini az çok anlıyordu.

Yüksek Dizi bir Beyonder'ın karakteristik kalıntıları ruh izi içerirdi. İksir bu malzemeyle hazırlandığında onu içen Beyonder'ın kontrolü kaybetme riskinin artmasının sebeplerinden biri de buydu.

Ve özelliğin asıl sahibine benzeyen kişiler, büyük ölçüde negatif etkilerden kaçınabilirdi. Onların başarı şansı ortalama bir insanınkinden çok daha yüksekti, yetenekli sayılmalarının sebebi buydu. Kutsal Eserlerin sahiplerini tanıma prensibi de muhtemelen aynı koşullara dayanıyordu.

Rol yapma yönteminin farklı yaklaşımlarıyla aynı amaca ulaşılıyor, ancak bu yöntem popülerleştirilemiyor... İlerleme başarılı olduğunda söz konusu Beyonder'ın yine de rol yapma yöntemini kullanması gerekiyor... Klein düşünceli bir şekilde kalan sayfaları okumaya başladı, bu içeriklerde, İmparator Roselle'in Intis'deki liberallikten ne kadar keyif aldığını, ancak ileride eşinin de eşit derecede liberal olması konusunda endişe duyduğunu fark etti.

Beşinci sayfa biraz daha heyecan vericiydi.

"20 Nisan. Yine o köklü kuruluşun gizli toplantısına katıldım. Oradaki insanlar beni çok şaşırtıyor. Hepsinin bu kuruluşun üyesi olduğuna inanamıyorum.

Bu kez, köklü kuruluşun felsefesi konusunda bilgiler edindim. İnsanların, sonunda 'uyuyana' kadar yavaş yavaş bireyselliklerini kaybettiklerine inanıyorlar. Bu nedenle, kişi kendisini gözlemleyip ezberleyerek kıyamet günüyle yüzleşmek için gereken arındırılmış duruma ulaşabilirmiş.

Binlerce, hatta on binlerce yıldır bu sırları saklıyor, yeni nesillere aktarıyorlarmış. Alacakaranlığın kaçınılmaz olduğuna, kıyametin önlenemeyeceğine inanıyorlar.

Orijinal Yaratıcı'ya ve O'nun gerçekten ölmediğine inanıyorlar. Alacakaranlık geldiğinde ve her şey bittiğinde uykusundan uyanacağını ve her şeyin kendisine dönmesini sağlayacağını iddia ediyorlar. Böylece yaratıcı yeni bir dünya, yeni bir tarih yaratacakmış.

Bu kuruluşun tüm eylemleri bu inançtan geliyor. Gerçek Yaratıcı'ya karşı büyük bir düşmanlık besledikleri söylenebilir. O'nu düşmüş, şeytani olarak betimlerken hiç çekinmiyorlar.

İkinci Kutsala Hakaret Taşı'na ve kutsalın 22 yoluna sahipler, ancak üyelerin bunlardan yalnızca birkaçını seçmesine izin veriyorlar.

Bu yılların ardından sırlar olmalı...

Bunu şimdilik not alıp gelecekte analiz edeceğim. Bu yollar, Ozan, Denizci, Okuyucu ve İzleyici.

Haha, ileride bu isimleri kullanma alışkanlığımdan vazgeçmeliyim. O köklü kuruluşta bu isimleri kullanmak beni çok cahil gösteriyor.

Bunlar, düşmanca ilişkilerimden ve bay A'nın talebinden analiz ettiklerime çok benziyor. Ozan, Denizci, Okuyucu ve Sırlar Dileyen yollarının Dizi 4'te değiştirilebilmesi gibi... Manipülatör, İzleyici yolunun Yüksek Dizilerinden biri olabilir mi? Neden bunca gizli örgüt bir gün muhakkak kıyametin kopacağını ilan ediyor? Mesela Şeytaniçe Mezhebi ve bu köklü kuruluş, üstelik kendileri de dinlerini yaymak için bunu kullanmıyorlar. Acaba bu beyin yıkama koşullarından biri mi... Yoksa gerçekten alacakaranlık diye bir şey var mı? Klein'ın kafasında pek çok soru işareti belirmişti, ancak yeterince bilgiye sahip olmadığından kesin bir tahmin yürütemiyordu.

O anda sessizce iç çekti; Roselle, doğrudan kuruluşun adını yazsan olmaz mıydı?

Klein yüz ifadelerini ve beden dilini kontrol altında tutmaya çalışarak son sayfaya geçti.

"1 Ocak. Yeni bir yılın başlangıcı. İlk Kutsala Hakaret Kartımı bitirdim.

Kutsalın 22 yolunun nihai sırrını farklı Kutsala Hakaret Kartlarına saklayıp dünyanın dört bir köşesine dağıtacağım. Eğer işler kötüye giderse, bu kartlar çocuklarımın güvencesi olacak.

Haha, kurmak istedikleri düzeni bozup kutsalın derin gizemlerini yayacağım!

Bu Kutsala Hakaret Kartları, kehanet karşıtı ve fal karşıtı olma özellikleri taşıyacak. Bir kısmını çocuklarıma ayıracağım, diğerlerini ise kaderinde olanlar bulacak!

Kin söz konusu olduğunda asla durumu eşitlemeden bırakmam, ben öldükten sonra yansın tufan! Oh, bu cümle benim kendi cümlem değil.

Kısacası, dünya ne kadar kaotik bir hal alırsa o kadar iyi olacak!

Bir set oluşturacak Kutsala Hakaret Kartlarına ne isim vereceğimi düşünmeliyim. Kutsalın yirmi iki yolu var. Büyük Arcana kartlarının sayısı da 22. Oldukça uyumlular, ancak koşulları karşılamayan birkaç tanesi var. Orijinal iksir isimlerine uymaları için bazı değişiklikler yapmalıyım.

O köklü kuruluş benim son ve en büyük güvencem. Beni destekleyip desteklemeyeceklerini ya da hangi şekilde destekleyeceklerini bilmiyorum.

Kutsala Hakaret Taşı'nı ilk gördüğümde yaşadığım şaşkınlığı hala hatırlıyorum."

"Demek Beyonder yolları kutsalın yolları ha... Kutsala Hakaret Taşı'nın tanrılara lanet ettiği doğruymuş...

Beyonder yollarının en yüksek seviyesi Dizi 1 değil, bundan sonra Dizi 0 da var! Ve her birinin iksiri ve ritüeli var!

Her yolun bir Dizi 0'ı var!

Ve Dizi 0, Gerçek Tanrı Dizisi!

Dizi 0, Güneş gibi!"