Bölüm 246: Tuhaf Alamet

avatar
1779 32

Lord Of Mysteries - Bölüm 246: Tuhaf Alamet


Çevirmen: Dnightshade

Aaron ve Talim, Klein'ın adaylık formunu doldurduktan sonra Queelag Kulübü'nden ayrıldılar. Hafta içi olduğundan Aaron'un yapacağı ameliyatlar vardı, Talim'in ise Vikont Conrad'ın en küçük oğluna biniş dersi vermesi gerekiyordu. Gencin, yılın ikinci yarısında gerçekleşecek Backlund sosyal etkinliklerinde kendisini utandırmadığından emin olmak zorundaydı.

Klein da lobide oturmuş etrafını gözlemliyordu, kısa süre sonra bir görevli yanına gelip onun için hazırlanan üyelik kartını ve üzerinde buz takımyıldızı sembolü olan rozeti verdi.

"Giriş ücreti 50 pound. Yıl sonuna hala üç buçuk ay var, yıllık ücret de 4 pound." Hizmetli kibar bir şekilde gerekli açıklamaları yaptı.

Klein, Mary'den aldığı 57 poundu çıkarıp 54 poundunu görevliye uzattı.

Kalan üç pound da Mary'nin Klein'a yapacağı ödemenin ilk kısmıydı. Mary, Klein'ın bu kadar kısa süre içinde Doragu'nun metresi ile ilgili bilgi edinmesinden ve fotoğrafını çekebilmesinden çok memnun kalmıştı.

50 pound üyelik... Madam Mary ne kadar cömert bir hanımefendi! Görevlilerin işlemleri tamamlamasını beklerken, Klein'ın aklına Stelyn Sammer'ın Mary ile ilgili söyledikleri gelmşti.

Mary'nin babası Coim Şirketi'nin kurucularındandı ve %20 hisseye sahipti. Coim başlangıçta, zar zor para kazandıran küçük bir şirketti, ancak Backlund'daki kirlilik kötüleştikçe ve antrasit ve odun kömürü talebi arttıkça şirket hızla gelişmiş ve başkent endüstrisindeki ilk on şirketten biri haline gelmişti. Böylece Mary'nin öz varlığı da uçmuştu.

Tek sorun, o Doragu Gale ile evlendiğinde şirketin hala küçük bir şirket olmasıydı. Babası, hisseleri çeyiz olarak hediye ederken pek dikkatli davranmamış, mülk hediye etmeye ilişkin herhangi bir koruma sağlamayıp rızalı olarak haklarını teslim etmişti.

Mülk hediye etme durumunda çeyiz kadının bağımsız ve ayrı mülkü kabul ediliyor, kocasının kontrolüne tabi olmuyordu. Kullanım hakkı bile kadına ait kalıyordu, ancak rızalı olarak hak teslim edildiğinde, çeyiz tüm ailenin malı olarak kabul ediliyordu. Bununla birlikte, kocanın derhal, eşinden önce vefat etmesi durumunda mülkün paylaştırılmasını, alınan çeyizin hak ve menfaatlerinin iki ila dört katı olacağını şart koşan geçerli bir vasiyette bulunması gerekiyordu. Sonrasında ise işlemler, dulun geçimini garanti edebilecek normal miras yasalarına göre ilerliyordu.

 

 

 

 

Mary, Doragu'nun zina yaptığına dair bir kanıt bulamadan boşanma işlemlerini başlatırsa, Coim Şirketi'nin hisseleri iki taraf arasında eşit olarak paylaştırılacaktı.

Klein, Stelyn'in kıskanç bir tonda söylediklerini hatırlıyordu; "O hisselerin şu anki değeri yaklaşık 20.000 pound. İsimlerine olan diğer mülkleri de eklersek, Mary gerçekten varlıklı bir kadın. Boşandığında kesinlikle, aralarında soylular da olmak üzere Backlund'daki pek çok erkeğin hedefi haline gelecek."

Bu para Bayan Adalet'in Büyükelçi Bakerland'in suikasti için harcadığının iki katı...Düşüncelere dalmış olan Klein kafasını kaldırdığında karşısındaki görevlinin kendisine doğru eğildiğini gördü.

"Bay Moriarty, Quelaag Kulübü'ne hoş geldiniz."

Klein hemen üyelik kartını ve rozetini eline aldı.

Kart, elastik bir kağıttan yapılmıştı ve üzerinde Klein'ın adı ve üyelik tarihi yazıyordu.

İşaret parmağı izi de basıldığında, üyelik kartı kullanıma hazır olacaktı.

Rozet ise Queelag Kulübü'nün kendine özgü rozetiydi, kulüp Kasım ayı başlarında kurulduğundan, o aya karşılık gelen Buz takımyıldızının simgesi kullanılmıştı. Ön kısmında sembol ve 192 numarası yazılıydı, arka kısmına ise Sherlock Moriarty ismi basılmıştı.

"Kulüpte şu anda 192 üye mi var?"  Diye sordu Klein.

"Evet, kulübümüz yalnızca tavsiye alan insanları kabul ediyor." Kırmızı yelekli görevli kulüp hakkında bilgiler vermeye başladı, "Birinci katta bir açık büfe kafeterya, kütüphane, squash odası, konferans odası ve kart odası var. Hepsini ücretsiz kullanabilirsiniz. Yiyecek ve şarap tadımları da ücretsizdir. İkinci katta 16 özel oda ve iki küçük konferans odası var. Onlar da ücretsiz, boş olanları istediğiniz gibi kullanabilirsiniz..."

Yakışıklı görevli arka tarafı işaret ederek devam etti, "Bu tarafta iki tenis kortu var, bunlar da tamamen ücretsiz. Bodrum katta atış poligonları da var, yalnızca ekipmanlara para ödeyerek burada vakit geçirebilirsiniz.

Açık büfeden memnun kalmazsanız alakart siparişi verebilirsiniz. Özel bir şefimiz var, yalnızca malzemelerin parasını ödeyerek yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz."

Eğlence, konaklama, yemek... Her şey düşünülmüş, üst düzey bir kulüpten de bu beklenirdi... Klein Mary'e karşı gerçekten minnettar hissediyordu.

Görevliye bakıp samimi bir şekilde gülümsedi, "Bana etrafı gösterebilecek birini gönderir misin, böylece ortama daha çabuk uyum sağlayabilirim. Sonrasında da şekerleme yapmak istiyorum, özel odalardan birini hazırlayın."

"Pekala." Görevli gülümseyerek başını salladı.

Klein etrafı biraz daha dolaştıktan sonra kendisine tahsis edilen odaya girip mekanın planını incelemeye başladı. Oda, yeni nesil otel odalarına çok benziyordu. Intis tarzında dekore edildiği söylenmişti.

Yarın Doragu'nun ilişkisine dair nasıl kanıt bulacağımı düşünmeliyim. Kameranın flaşını saklamak imkansız... Yani, bu fotoğrafı çekmek için tek bir şansım var... Ve bunu yaparsam kesinlikle kulüpten atılırım... Güvenli bir yöntem bulmalıyım... Vakit bulduğumda gazeteleri karıştırıp Ian'ın davasına dair bir gelişme olup olmadığına da bakmalıyım. Böylece korumayı hangi üç gün boyunca tutacağıma karar verebilirim... Klein düşünceli bir şekilde odanın içinde volta atıyordu.

O anda aniden kalbi sıkıştı, bir anda gerilmişti.

Bu bir Palyaço önsezisi mi? Ancak, zihnimde herhangi bir görüntü canlanmadı... Klein, etrafındaki havanın durduğunu hissediyordu, sanki fırtına öncesi sessizlik anındaydı.

Ancak bu his geldiği gibi aniden dağıldı, sanki hiçbir şey olmamış gibiydi.

Yaklaşan bir tehlike olabilir mi? Ancak Meursault'un saldırısına uğradığım zaman böyle bir şey olmamıştı... Klein şaşkın bir şekilde cebinden bir bozukluk çıkarıp önümüzdeki birkaç gün içinde saldırıya uğrayıp uğramayacağına dair bir kehanet yaptı.

Cevap negatifti.

Birkaç saniye düşündükten sonra odanın perdelerini çekti. Saat yönünün tersine dört adım atarak gri sisin üstündeki dünyaya ulaştı.

Oturup uzunca bir süre düşündükten sonra yeniden kehanet ifadesini tekrarladı, "Önümüzdeki birkaç gün boyunca tehlikede olacağım."

İfadeyi yedi kez tekrarladıktan sonra bozukluğu yeniden havaya attı, bakır renkli para havada yuvarlanıp avucuna düştü.

Bu kez kralın portresi yukarı bakıyordu!

Cevap pozitifti!

Az önce hissettiğim şey, tehlikenin yaklaştığına dair bir alametti... Klein yavaşça arkasına yaslandı.

Bu olay kafasını çok karıştırmıştı.

Ne Kahin olduğu dönemde, ne de Palyaço iksirini içtiğinden beri böyle bir yeteneği olduğunu fark etmemişti. Elbette bu iksirler tehlikeyi tahmin etme yeteneği veriyordu, ancak bu yalnızca düşmanın Klein'ın tam karşısında olduğu durumlarda geçerliydi!

Etrafımda kimse yoktu... Kehanetimin başarısız oluşunu göz önünde bulundurursam, peşimdeki kişi bir Yüksek Dizi Beyonder olmalı, Bakerland'in asistanı olabilir... Sonunda gerçek bir önsezi aldım ha? Bu bilimsel değil, ah - mistik de değil... Bunun ardında başka bir şey olmalı, ancak şimdilik ne olduğundan emin olmam mümkün değil... Klein başını kaldırıp etrafına, hala aynı sakinlikte duran sınırsız sise, kızıl yıldızlara ve saraya baktı.

Şimdilik bu konuyu bir kenara bırakması gerektiğini biliyordu. Bunun yerine, kendisine yaklaşmakta olan tehlikeye odaklanmalıydı...

Birkaç kehanet daha yaptıktan sonra, yalnızca birkaç gün boyunca büyük tehlike altında olacağını doğrulayabildiğini fark etti. Üç gün, iki gün ya da beş saat olarak denediğinde kehanetinden sonuç alamıyordu.

Yani yalnızca belirsiz bir kehanet sonucu elde edebiliyordu.

Ve rüya kehanetlerinden birinde, Ian'ın arkasında bulanık ay ışığıyla, zarif gaz lambalarının altında bir sokakta durduğunu görmüştü.

Bu görüntü dışında hiçbir şey görememişti.

"Bunu nasıl yorumlamalıyım?" Klein bu konuya iyice yoğunlaşması gerektiğine inanıyordu. Ancak ne yaparsa yapsın yalnızca tehlikenin yakın olduğ varsayımına erişebiliyordu.

Böylece daha fazla gecikmeden gerçek dünyaya dönmeye karar verdi, hemen Quelaag Kulübü'nden ayrılıp en yakın Backlund Bankası şubesine gidip hesabındaki 100 poundu çekti - Adalet'in son gönderdiği 1000 pound hala hesaba geçmemişti. Bankalar arasındaki iletişim yeterli hızda olmadığından hesaplar senkronize edilmemişti, yani teorik olarak, sistemde bir boşluk vardı. Örneğin Klein, henüz senkronizasyon gerçekleşmemişken başka bir Backlund Bankası şubesine gidip 100 pound çekebilirdi.

Ancak, bu yalnızca teoride böyleydi. Bankalar bu tarz durumların önüne geçmek için anonim hesaplara pek çok kural belirlemişti. Öncelikle, aynı şehirde benzer bilgilerin iletimini hızlandırmışlardı; ayrıca para çekme limiti tek seferde yalnızca 500 pound olarak belirlenmişti, son olarak da, son para çekme işlemi yerel olarak yapılmadıysa sorgu için telgraf gerekiyordu.

Klein, çektiği parayı güvenli bir cebine yerleştirip Backlund Köprüsü'ne giden toplu taşıta bindi.

Cesur Yürekler Barı'na geldiğinde, Kaspars'ın yardımıyla Maric'i buldu. Maric kart odasında oturuyordu, ancak zombi arkadaşları yanında değildi.

Klein 100 poundu çıkarıp masaya vurdu, "Anlaşmayı kabul ediyorum.

Önden 100 pound ödeyeceğim. Korunduğum her gün için de 300 pound.

Görev bugün başlıyor!"

O sırada Maric bakışlarını Klein'ın arkasına doğru kaydırdı. "Pekala, kabul ediyor."

Ha? Klein arkasını dönüp baktı, ancak tek görebildiği şey bomboş bir duvardı.

Çaktırmadan Ruh Görüsünü aktif hale getirse de, gördükleri değişmemişti.

Maric 100 poundu cebine koyarken kayıtsız bir tonda devam etti, "Gidebilirsin. Seni korumaya başladı bile, tabii gizlice."

Daha önce kehanet yapıp doğru söylediğinden emin olmuş olmasam kesinlikle bana yalan söylediğini düşünürdüm... Klein bir süre daha etrafına bakındıktan sonra oradan ayrıldı.

 

 

 

 

Yol boyunca sık sık Ruh Görüsünü kullanıp, aracın pencerelerinden dışarı baksa da sözde korumayı görmeyi başaramadı.

Minsk Sokağı'ndaki evine döndüğünde doğrudan banyoya gidip musluğu açtı.

Ellerini ve yüzünü yıkayıp biraz rahatladıktan sonra havluya uzanıp kurulanmaya başladı. O sırada kendisini incelemek için başını kaldırıp aynaya baktı.

Figürünün hızla solduğunu, bir anda bir kadına dönüştüğünü gördü.

Kadının altın rengi saçları, mavi gözleri vardı. Oldukça narin görünüyordu, yüzü anormal derecede solgundu.

Küçük, siyah bir başlık takmıştı, eteğini kaldırıp kibar bir şekilde eğilerek Klein'ı selamladı.

Bu... Klein şaşkın bir şekilde birkaç adım geri çekilip sırtını duvara yasladı.

Bu kadının bugün tuttuğu koruma olabileceğini ancak o zaman fark edebilmişti.

Aynadaki figür hızla soldu, Klein yeniden kendi figürünü gördü. Her şey yeniden normale dönmüştü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr