Bölüm 235: Yoğun Pazartesi

avatar
1987 33

Lord Of Mysteries - Bölüm 235: Yoğun Pazartesi


Çevirmen: Dnightshade

Klein'ın acelesi yoktu, genel varsayımlarını daha sonra doğrulayabilirdi. Hiçbir şey olmamış gibi davranarak kağıdı tekrar sandalyeye doğru çevirdi.

Ian hakkında yazdığı şeyler tamamen doğruydu. Doğrulamak için kehanet yöntemlerine baş vursa da sonuç değişmeyecekti. Bu nedenle, büyükelçinin adamlarının bu soruşturma çizgisini takip ederek bir şeyler elde edebileceğine inanıyordu. Şimdilik, Klein'dan intikam almaya kalkışmaları pek olası değildi.

Ancak Klein'ın hala ordunun özel kuvvetlerine karşı temkinli olması gerekiyordu, bu nedenle kağıdı burada bırakmaya devam edecekti. Bu şekilde, onlar da Klein'ı gözlemlemeyi bırakıp doğrudan Ian'ın peşine düşebilirlerdi. Böylece büyükelçi ve ordu, Ian'ı daha önce bulabilmek için yarışa girmiş olacaktı.

Bu da, Klein'ın daha güvende olması anlamına geliyordu.

Sanki ince bir ip üzerinde yürüyor gibiyim. Tıpkı palyaçoların sirklerde yaptığı gibi, değil mi? Klein gülümseyerek başını iki yana salladı. Temiz sabah havası alma umuduyla cumbalı pencereyi açtı, ancak dışarıdaki kalın, boğucu sisle karşılaştığında hiç tereddüt etmeden pencereyi geri kapattı.

Ian'ın bilgilerinin yazılı olduğu kağıdın üstüne bir mürekkep şişesi koyduktan sonra banyoya gidip elini yüzünü yıkadı. Odasına geri döndüğünde takımını giyip şapkasını taktı, hazır olduğunda vakit kaybetmeden birinci kata indi.

Bugün Avukat Jurgen'le buluşup kahvaltı yapacaklardı.

Antredeki şemsiye tutacağından gümüş kaplamalı bastonunu da aldıktan sonra dışarı çıkıp sislerin arasından sokağın 58 numaralı binasına doğru yüreme başladı. 3 dakika bile geçmeden adrese varmıştı.

Kapının zilini çalmış beklerken, aniden zihninde yeşil gözlü, kara kedinin görüntüsü belirdi.

 

 

 

 

Brody dengeli adımlarla kapıya yaklaştı. Kısa bir an duruşunu hazırladıktan sonra hızla kapı koluna sıçradı.

Kaçınılmaz şekilde yere düşerken ağırlığıyla kolun çevrilmesini sağlamıştı.

Kapı yavaşça, gıcırdayarak açıldı.

Kara kedi Brody Klein'a kibirli bir bakış attıktan sonra kenara çekildi.

"Ne akıllı bir kedi," Klein başını kaldırdığında, beyaz önlük takmış olan Doris'i gördü.

Yaşlı kadının yüzünde samimi bir gülümseme vardı.

"Ruh haline göre değişir. Çoğunlukla aptalca davranır, neyden bahsettiğinizi bilmiyormuş gibi yapar. Ah, sizin için en güzel fasulye turp çorbamı hazırladım. Ekmekle yiyin."

Fasulye turp çorbası... Bunlar pek uyumlu malzemelermiş gibi gelmiyor kulağa... Klein beyefendi bir tavırla gülümsedi.

"Tatmak için sabırsızlanıyorum."

O sırada avukat Jurgen banyodan çıktı. Sabah olmasına ve evinde olmasına rağmen şu an bile iki dirhem bir çekirdekti. Beyaz gömleği ütülü, kahverengimsi sarı yeleği dardı, pantolonunun çizgileri de oldukça düzgün ütülendiğini gösteriyordu.

"İstediğin sözleşme hazır. Bir kontrol et, eksik bir şey varsa düzeltelim." Jurgen kağıtları Klein'a uzattı. Selam bile vermeden doğruca konuya girmişti.

Kahverengi saçlar düzgün bir şekilde geriye doğru taranmıştı, briyantinin parlaklığı kasvetli havada bile kendini belli ediyordu.

"Pekala." Klein bastonunu duvara dayayıp ceketini çıkardıktan sonra Jurgen'in ardından birinci kattaki çalışma odasına girdi.

Hızlı bir şekilde sözleşmeyi incelemeye başladı. Ancak okudukça başına ağrılar giriyordu. Sonunda, yalnızca anahtar maddeleri gözden geçirmenin yeterli olacağına karar verdi.

Umarım gereken her şey dahil edilmiştir... Tek seferde 100 pound ödemek yerine Leppard'ın kaydettiği ilerlemeye göre ödenek sağlanacağı gibi koşullar da sıralandıysa sorun olmamalı... İlk etapta 50 pound vereceğim... Evet, böylece şimdilik Backlund Bankası'ndaki paramı çekmeme gerek kalmaz. Şu anda üzerimde olan para yeterli...

Klein dosyayı kapatıp Jurgen'e bakarak gülümsedi, "Her şey harika. Mesleki profesyonelliğin sandığımdan çok daha iyi."

O sırada elini cebine atıp hazırladığı iki poundu çıkardı.

Jurgen parayı aldıktan sonra Klein'ın gözlerine bakarak ciddi bir tonda şöyle dedi, "İmzalama sırasında herhangi bir sorun olursa, iki ekstra kopya daha var. Her şey tamamlandığında diğer sözleşmeleri yırtmayı unutma."

Bu dönemde kağıt öğütücüler yoktu, bu işler için daha basit bir mekanizma kullanılıyordu.

Klein başını sallayarak Jurgen'i onaylarken Bayan Doris'in sesi duyuldu, "Gençler, kahvaltı hazır!"

"Büyükannemin işitmesi iyice kötüledi," diye açıkladı Jurgen yemek odasına doğru yönelirken.

İçeri girdiklerinde, Klein Bayan Doris'in siyah bir tencereden koca bir kepçe sarı ve yeşil sıvı çıkarıp tabaklara dağıttığını gördü.

"İşte, fasulyeli turp çorbası. Ekmek de burada." Bayan Doris gülümseyerek tabakları işaret etti.

O sırada Klein, Jurgen'in her zamankinden daha da ciddi göründüğünü fark etmişti. Kalp atışları giderek hızlanıyordu.

İstemeyerek de olsa masaya oturup bir parça ekmeği çorbaya daldırdı, çaktırmadan derin bir nefes aldıktan sonra da ekmeği ağzına attı.

"..." Aslında yemek oldukça lezzetliydi. Hafif tuzluluğun içinde, iştah uyandıran bir tatlılık da vardı. Ayrıca ekmeğin yumuşak, hoş lezzetini de mükemmel bir şekilde ortaya çıkarmıştı.

"Büyükannem bir zamanlar mükemmel bir aşçıydı," dedi Jurgen ilk lokmasını yuttuktan sonra

... O halde neden sofraya otururken o kadar ciddi bir ifade takındın... Seni yemek yerken görmek hiç iştah açıcı değil...  Klein hiçbir şey söylemeden yemeğin tadını çıkarmaya devam etti.

Bayan Doris'in evinden ayrıldıktan sonra üç aktarma yaparak St. George Bölgesi'ndeki Sird Sokağı'na geldi, burada Leppard'la sözleşmeyi imzalayıp ona ilk elli poundu ödedi. 30 poundluk ikinci ödeme iki hafta sonra, Leppard'ın kaydettiği ilerlemeye göre yapılacaktı.

Klein'ın  toplamda 21 pound 8 solisi kalmıştı.

Buradaki işlerini hallettikten sonra, Loen Krallığı'nın Intis büyükelçisiyle ilgili haberler bulabilmek için geçen yılın gazetelerini karıştırmak amacıyla Cherwood Bölgesi'ne dönüp halk kütüphanesine gitti.

Öğle vakti yaklaşırken, incelediği gazetelerden birinde siyah beyaz bir fotoğraf gördü, bu adamın rüya kehanetinde gördüğü büyükelçi olduğundan emindi.

"Bakerland Jean Madan."  Buradaki işini de tamamlamış olan Klein kütüphaneden çıkıp öğle yemeğini yiyebileceği bir restoran buldu.

...

Üçe çeyrek kala odasına çıkıp kapıyı kilitledi. Perdelerini çektikten sonra saat yönünün tersine dört adım atarak gri sisin üstündeki dünyaya ulaştı.

Önce, ordu özel birliklerinin kendisi üzerindeki gözetimlerini gevşetip gevşetmediğine dair bir kehanet yaptı, sonuç olumluydu, ordu artık Klein'ın peşinde değildi. Böylece Klein, sabah aklına gelen diğer kehanet ifadesini yazdı, "Dün gece evime giren kişi."

Arkasına yaslanıp ifadeyi yedi kez tekrarladı. Göz kapakları hızla düşmüş, saniyeler içinde derin bir uykuya dalmıştı.

Bu kez hayali dünyada kendi odasındaydı.

Siyah bir gölge, yatak odasının kapısının altından kıvrılarak içeri giriyordu!

Bu yaratık, incecik, simsiyah bir kıl kurduydu. Gövdesini kıvırıp düzleştirerek odanın içinde, masaya doğru ilerliyordu.

Hareketleri son derece katıydı, oldukça garip görünüyordu.

Kıl kurdu sonunda masaya ulaşmıştı, arkasında hızla buharlaşan bir mukus izi bırakarak masanın bacağına tırmanıyordu.

Notu bulduğunda durup bir süre bekledi. Hemen sonrasında başını yukarı doğru kaldırdı, şu anda masaya temas eden tek yeri kuyruğuydu.

Resmen insan gibi duruyordu!

Birkaç saniye notu inceledikten sonra kağıdı çevirip geldiği şekilde odadan çıktı.

Demek durum bu... Yani, davetsiz misafir bana merhamet etmemiş, beni istese de öldüremezmiş... Tabii bu kıl kurdu son derece zehirli değilse...  Klein hızlı bir şekilde birkaç kehanet daha gerçekleştirdi, böylece kıl kurdunun buraya, Büyükelçi Bakerland'ın emri üzerine gönderildiğini de öğrenmişti.

Tüm işlerini hallettikten sonra köşedeki kese kağıdını iyice büküp gizledi ve Güneş'e hazırlanmasını bildiren bir mesaj gönderdi.

Saat tam üç olduğunda da Adalet'i, Asılan Adam'ı ve Güneş'i temsil eden yıldızlara dokundu.

Bu haftanın Tarot Kulübü toplantısı tam vaktinde gerçekleşiyordu!

...

Bulanık insan silüetleri yavaşça belirmeye başladı. Dizi 8'e geçişini tamamlamış olan Audrey hafifçe ayağa kalkıp eteklerini tutarak neşeli bir tonda selam verdi, "İyi günler Bay Aptal, İyi günler Bay Asılan Adam! İyi günler Bay Güneş!"

Ruh Görüsünü çoktan aktif hale getirmiş olan Klein, Bayan Adalet'in astral izdüşüm katmanındaki değişimi hemen fark etmişti. Gülümseyerek cevap verdi, "Hoş geldiniz, değerli Bayan Telepatist'imiz."

Audrey zarif bir gülümsemeyle, mütevazi bir şekilde cevap verdikten sonra karşısındaki Asılan Adam'a döndü.

"Bay Asılan Adam, bu haftanın günlük sayfalarını hemen iletmek istersiniz sanırım..."

Belki Bay Aptal günlüğü okuduğunda bizimle paylaşmayı unuttuğu bir şeyleri anımsar, bizimle yeni bilgiler paylaşır... diye düşündü Audrey umutla.

Alger başıyla onu onayladıktan sonra Klein'ın yardımıyla sayfaların önünde belirmesini sağladı.

Daha önce, günlük sayfalarını doğrudan kurban verme ritüeliyle gönderip göndermeme konusunda Aptal'a danışmayı düşünmüştü. Ancak Bay Aptal'dan böyle bir talep gelmediğinden önemsemediğini varsayarak bu fikirden vazgeçmişti.

Sonuçta o, çok güçlü bir varlıktı. Roselle'in günlük sayfalarıyla ilgileniyor olabilirdi ancak muhakkak uğraştığı çok daha önemli meseleler olmalıydı. Sayfaları teker teker toplayacaktı, acelesi yoktu.

 

 

 

 

Altı sayfa kısa sürede eksiksiz bir şekilde Alger'in önünde belirdi. Alger tam sayfaları Aptal'a iletecekti ki, aniden aklına başka bir konu geldi. Günlük sayfalarını iletmeden, saygılı bir şekilde şöyle dedi, "Bay Aptal, Gizli Düzen'le ilgili bir bilgi edindim."

Okyanustayken de bilgi edinmek mümkündü elbette; tek sıkıntı zamanla alakalıydı.

Korsanlar da istihbarata önem veriyor ve bilgi alışverişi sağlamak için sık sık sömürge adalarına adamlarını gönderiyorlardı. Alger de bu kanallar aracılığıyla Gizli Düzen'le alakalı bir şeyler öğrenmişti.

"Çok iyi." Klein hafifçe başını sallayarak Asılan Adam'a bildiklerini anlatması için izin verdi. Bayan Adalet'in ve Güneş'in konuşulanları duyması sorun değildi.

Zaten Güneş bu konuda hiçbir şey bilmiyordu, Bayan Adalet'e gelince, bu konuda bilgi edinmesi, ileride kendi kanallarından aynı konuyla ilgili bilgi almasını daha da kolay hale getirecekti.

O sırada altı günlük sayfası Klein'ın önünde belirdi.

Asılan Adam öğrendiklerini sakince anlatmaya başladı, "Gizli Düzen'in Intis Cumhuriyeti'yle bir bağlantısı var."

Intis Cumhuriyeti. Evet, İmparator Roselle Intisliydi, Zaratul onu Trier'de, Intis'ın başkentinde aramıştı... Gizli Düzen, Intis'deki meşhur olaya da karışmıştı... Eh, Gizli Düzen'in hala Intis Cumhuriyeti ile bağlantılı olması hiç şaşırtıcı değil... Alger'ın anlattıklarını kendi bildikleriyle birleştiren Klein, gelen yeni bilginin doğruluğundan emindi.

Heh, tam vaktinde, benim de Intis Cumhuriyeti'nin büyükelçisiyle ilgilenmem gerekiyordu zaten... Klein bakışlarını Tarot Kulübü üyeleri arasında gezdirdi, günlük sayfalarını okumak için acelesi yoktu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr