Çevirmen: Dnightshade

Mistisizm ve Beyonderlarla ilgili bilgileri derinleşen ve gri sisin üstündeki dünyanın bazı güçleriyle yaptığı deneyler başarıya ulaşan Klein, artık Adalet, Asılan Adam ve Güneş'in karşısına çıkarken endişeli hissetmiyordu. Esrarengiz ve anlaşılmaz imajını eskisi kadar önemsemiyordu.

Bu dünyadaki tanrıların, güçlü ve tuhaf olsalar da her şeye gücü yeten, her şeyi bilen varlıklar olmadığını artık biliyordu. Bu tanım yalnızca, her şeyin Yaratıcısı olan o efsanevi varlık için, Gümüş Şehir'in hala yolunu takip etttiği tanrı için geçerliydi.

Diğer tanrıların kendi sınırları vardı ve onlar da zor durumlarda kalabiliyordu. Klein bunları yeni yeni anlıyordu. Fırtınalar Kitabı'nda da Evernight Vahiyleri'nde de buna az çok değiniliyordu.

Bu nedenle, bu son toplantıda Klein bilinçli olarak 'karakter özellikleri' inşa etmeye başlamıştı, kendisini, bir nedenden ötürü özgürce hareket edemeyen ancak neredeyse tanrı seviyesinde olan kısıtlanmış bir güç merkezi gibi yansıtıyordu.

Bu şekilde, zaman zaman bazı şeyleri anlamadığını belli etse ve yardım istese bile, Tarot Kulübü üyelerinden şüphe çekmeyecekti.

Tabii önceki başarılı girişimleri ve 'hayranı' Azik'in sergilediği güç gösterisi sayesinde, kulüp üyelerinin zihninde çoktan tanrısal bir figür inşa edilmişti.

... Umarım bu karakter özellikleri inşa etme işi başarılı olur. Böylece gelecekte üyelerin sorularına cevap verememe konusunda endişelenmeme gerek kalmayacak... Tabii 'genel kültür' bilgisi olan şeyleri yine de bilmem gerekiyor, korktuğumu görmelerine izin veremem... Klein parmaklarını antik masanın kenarına vurmaya devam ederken gülümsedi, "Bir görev vermek istiyorum."

Görev mi? Audrey hemen dikkat kesildi. Yarı şaşkın, yarı tedirgin bir şekilde Bay Aptal'ın devam etmesini bekliyordu.

Bay Aptal'dan daha önce böyle bir talep gelmediğinden oldukça emindi!

Elbette birkaç istekte bulunmuştu, ancak bunların hepsi ön ödemeli ödüller içeriyordu. Daha çok, adil takas ilkesine uymak için rastgele seçilen görevler denilebilirdi bunlara... Ancak bu kez, Bay Aptal 'görev vermek' kalıbını kullandı... Audrey, bir Telepatist olarak kelimelerin ardındaki gizli anlamları anlamakta zaten ustaydı.

Ayrıca, kayıtsız görünmesine rağmen Asılan Adam'ın da anormal derecede gerildiğini fark etmişti. Güneş ise her zamanki gibiydi, tepkilerinde herhangi bir tuhaflık yoktu.

"Görevi kabul edip etmemek size kalmış." Klein, Palyaço güçlerinin yardımıyla sesinin çok daha rahat ve kaygısız çıkmasını sağlayabiliyordu. "Başka bir hayranım kısa zaman önce Backlund'a geldi. Halletmesi gereken bir mesele var, ancak kendisinin açığa çıkması uygun değil."

Başka bir hayran daha...  Asılan Adam düşünceli bir şekilde başını salladı. Aslında bu bilgi onu hiç şaşırtmamıştı.

Onun gözünde, Bay Aptal gibi güçlü, tanrısal bir figürün pek çok hayranı olması gayet normaldi.

Acaba Bay Aptal'ın hayranı hangi Dizi seviyesinde... Ah, hala diğer hayranına ödül borçluyum... Bay Aptal'ın ödülü Bay Asılan Adam tarafından ödense ve 'O' parayı çok umursamasa da, sonuçta onun yardımını aldım. Dahası, Tuğamiral Kasırga Qilangos'u 'O'nun hayranı öldürdü... O kişinin paraya ihtiyacı vardır... Audrey ufak bir suçluluk duygusuna kapılmıştı.

Açıkçası, otuz bin pound ve araziler onun için muazzam bir servetti, ancak bunun tek başına Audrey'nin hayatı üzerinde önemli bir etkisi yoktu.

Sahip olmak güzel, ancak olmasa da olurdu. Eh, bir noktada para sıkıntısı da hissedebilirim... Audrey ciddi bir tavırla başını salladı.

Henüz yetişkin olarak görülmeyen bir genç kız olarak, o otuz pound üzerinde tam kontrol sahibi değildi. Babasının sözünün dışına çıkamazdı, onun isteklerine uyarak Backlund Mühimmat Şirketi'nden hisse senetleri almış ve zırhlı savaş gemilerindeki teknolojiyi geri getirmeye çalışan bir şirkete yatırım yapmıştı.

Nihayetinde eline geçen para, yalnızca 5000 pounddu. Bununla birlikte, 15.000-25.000 arasında olan yıllık ödeneği, en az 2000 pound artmıştı.

Kulüp üyelerinin sessizce beklediğini gören Klein daha fazla uzatmadan konuya girdi.

"Hayranım, Loen Krallığı'nın Intis Cumhuriyeti büyükelçisi Bakerland Jean madan'ın öldürülmesini istiyor."

"Intis Cumhuriyeti'nin büyükelçisini öldürmek mi?!" Audrey bir anda soğukkanlılığını kaybetmişti.

Bu mesele iki ülke arasında çatışmaya neden olabilir, hatta savaş çıkmasına yol açabilirdi! Nitelikli bir aristokrat olarak, aklına gelen ilk düşünce uluslararası ilişkiler olmuştu.

Ancak neden Bay Aptal'ın bunu kendi gücüyle yapamayacağını da anlıyordu.

Hangi güçlü figür sürekli astlarına yardım ederdi ki?

Krallık Balam'ın doğu kıyısında yenilgiye uğradığında, Kral kalkıp oraya gitmemişti. Yalnızca generali değiştirmiş, birkaç yeni birlik göndermişti.

Hmm, söylentiye göre Majesteleri cepheye gitmek istemiş ancak soylular ve yetkililer ona engel olmuş...

Alger pek de şaşkın değildi; onun dikkatini çeken başka bir konu vardı.

Bay Aptal hakikaten de gerçek dünyaya çok müdahale edemiyor... Tahminlerim doğru... Acaba, bizi buraya çektikten sonra bizim üzerimizde ne dereceye kadar etki gösterebiliyor... Canımızı kolayca alabilir mi mesela? Tahminlerinin doğrulanmasından keyif alan Alger, düşüncelerinin doğal seyrinde akmasına izin verdi

Derrick ise bahsedilenlerden hiçbir şey anlamamıştı.

Intis Cumhuriyeti de ne? Büyükelçi ne demek* Bu kelimeler Jotuncada kulağa çok tuhaf geliyor!

Klein sakin bir şekilde bakışlarını kulüp üyeleri arasında gezdirdi.

"Bu görevi hanginiz üstlenmek ister?

Karşılığında ne tür bir ödül istiyorsunuz?"

Eh... Masum bir adamı sebepsiz yere öldüremem. Ve bu bir felakete, savaşla sonuçlanacak bir felakete yol açabilir... Audrey elini kaldırmak istiyor, ancak tereddüt ediyordu.

O anda Asılan Adam gülümseyerek cevap verdi, "Bu Büyükelçi Bakerland'in aynı zamanda Intis Cumhuriyeti'nin Krallık'taki istihbarat şefi olduğunu duydum. Katliamları gizlice destekliyor, soylular ve zenginler arasındaki ilişkiyi mahveden birçok şeyi o planlamış, ayrıca halkı hükümete karşı doldurmak için elinden geleni yaptığına dair söylentiler de var."

Adalet'in tereddüt ettiğini fark etmiş, bu nedenle Bakerland'in nasıl biri olduğunu anlatmak istemişti.

Birkaç saniye durakladıktan sonra şöyle devam etti, "Büyükelçinin Beyonder olup olmadığından emin değilim, ancak Beyonder olabileceğini gösteren pek çok ipucu var.

Çevresinde çok fazla Beyonder var, hem de Intis istihbarat ağına girebilen Beyonderlar. Ve bu departman, Intis'in orijinal kraliyet ailesi, Sauron ailesinin etkisi altında. Bu aile, Avcı yolunun ilk Dizilerine sahip.

Dahası, iki ülke arasındaki savaş olasılığı, iki tarafın üst kademelerinin savaş isteyip istememesine bağlı. Bir diplomatın ölümü buna sebep olabilecek bir şey değil."

İmparator Roselle'in suikaste kurban gitmesinden sonra, Intis birkaç büyük şok yaşamış ancak nihayetinde istikrarlı cumhuriyet sistemini sürdürmeyi başarmıştı. Roselle'in döneminde Sauron ailesi korkunç bir darbe aldığından, her anlamda büyük güç kaybına uğramışlardı. Gerçeği kabul etmekten başka seçenekleri kalmamış ve parlamentoda bir koltuk elde edebilmek için savaşmayı bırakarak ülkenin istihbarat departmanını ve ordunun bir kısmını gizlice etki altına alma yoluna gitmişlerdi.

Asılan Adam'ın açıklamalarını dinleyen Audrey, artık tereddüt etmiyordu. Zarif bir şekilde başını salladı, "Feysac İmparatorluğu, Krallığı ve Intis Cumhuriyeti'ni yenerek son birkaç yılda hızla genişledi. Suçu onlara, Intis İmparatorluğu'nun üst kademelerine ve vatandaşlarına yıkabilirsek, durum kabul edilebilir ve inandırıcı bir hal alacaktır."

Audrey siyaset hakkında pek de bilgili değildi, ancak babasının Parlamento Üyesi olması sebebiyle, bazı konulara hakimdi.

İster sorumluluktan kaçmak, ister dikkati Krallığın iç sorunlarına kaydırmak olsun, kuzey barbarları, soylular ve bakanlar için en popüler ve en kolay hedeflerdi.

Eylemi yapanın onlar olup olmaması önemli değildi.

Tabii yüz yıldan uzun zaman önce, bu rolü üstlenen Intis ve Roselle'di.

Audrey birkaç saniye daha düşündükten sonra, tedirgin ve suçlu hissederek başını onur koltuğuna çevirdi.

"Bay Aptal, bu görevi üstlenebilirim, ancak başarılı olacağımı garanti edemem."

Önce babasını bulup Büyükelçi Bakerland'ın Intis istihbarat servisinin şefi olduğundan emin olacaktı. Ancak, eylemi kendisi gerçekleştirmeyecekti. Takip ettiği Beyonder yanının güçlü yönleri arasında dövüş yetenekleri yoktu, bu nedenle onun tek yapabileceği, yüksek sosyeteden Bakerland'la ilgili yeterince bilgi toplamak ve eylemi gerçekleştirecek birini bulmaktı.

Xio ve Fors'dan Bay A'ya sormalarını isteyebilirim... Ya da, başka Beyonder çevrelerinden birini bulabilirim... Ama kesinlikle ifşa olmamam gerekiyor. Her şey gizli tutulmalı, bu Beyonder çevrelerinde de Intis istihbarat ajanları olabilir. Ne kadar para ödemem gerekeceğini bilmiyorum, ancak 5000 pound yeterli olmayabilir... Audrey çoktan planlar yapmaya başlamıştı.

Ancak Klein, henüz Dizi 8 seviyesinde olan Bayan Audrey'nin bu görevi başarabileceğine pek de inanmıyordu. Yine de başını sallayarak onayladı, "Karşılığında ne istiyorsun?"

"Psikiyatrist iksir formülü," Audrey bir an tereddüt ettikten sonra ekledi, "Ve gerekli Beyonder malzemeleri. İlerisini görev tamamlandığında tartışabiliriz. Başarılı olamazsam, masrafları ben karşılayacağım. Hala hayranınıza para ödülü borçluyum."

Para ödülü mü? Demek ödül Bayan Adalet'e verilmiş... 10,000 pound. Eşit olarak bölüşürsek 5000...  Klein, Büyükelçi Bakerland'in kaç para edeceğini düşünmeye başladı, kısa süre içinde bu adamın Kasırga Qilangos'tan daha değerli olduğuna karar vermişti.

"Tabii," dedi sakin bir tonda.

O sırada Alger araya girdi, "Ben de görevi kabul etmek isterim. Ödülüne de görev tamamlandığında karar verebiliriz."

"Siz denize dönmemiş miydiniz?" Diye sordu Audrey şaşkın bir şekilde.

"Backlund'da olmamam Büyükelçi Bakerland'i öldüremeyeceğim anlamına gelmiyor," dedi Alger gülümseyerek.

Derrick'in sohbete dahil olma fırsatı bile olmamıştı, sessizce konuşulanları dinliyordu.

Klein başını sallayarak onayladı.

"Pekala."

Böylece huzurla elindeki günlük sayfalarına döndü.