Bölüm 128: Para Sıkıntısı Çeken Aptal

avatar
2522 23

Lord Of Mysteries - Bölüm 128: Para Sıkıntısı Çeken Aptal


Çevirmen: Dnightshade

 

Klein öğle yemeğini yedikten ve yalnızca yarım saat dinlendikten sonra Atış Kulübü'ne gitti. Bir an bile boş duramazdı.

 

Günlük olarak pratik yapıp binin üzerinde mermi harcamış biri olarak, artık Dunn Smith'den geçer not alacak kadar iyi atış yapıyordu. Sabit hedef vuruşlarında oldukça iyiydi.

 

Bir süre pratik yaptıktan sonra altıpatlarını kaldırdı ve dövüş eğitmeni Gawain'in evinin yakınındaki duraktan geçen toplu taşıta bindi. Araçtan inip on dakika kadar yürüdükten sonra eve ulaşmıştı.

 

Güneşte kurumaya bırakılmış olan şövalye idman giysilerini giydi. Koşma, ip atlama, ağırlık kaldırma, çömelme ve yumruk idmanları bittikten sonra ter içinde kalmıştı ve inanılmaz derecede yorgun hissediyordu.

 

"On beş dakika mola." Gawain cep saatini çıkarıp zamanı kontrol etti. Sarı-beyaz saçları ve derin yüz çizgileri onu çok katı gösteriyordu.

 

Eğitime başladıkları ilk günden beri sessizliğini sürdürüyordu. Klein ile yalnızca onun hatalarını düzeltmek, hareket değişim vakti geldiğini bildirmek için konuşuyordu.

 

Klein nefes nefese kalmıştı, ancak hemen oturmak da istemiyordu. Yavaşça ileri geri yürümeye başladı. Dövüş eğitiminin en belirgin geri dönüşü, Klein'ın cildinin artık daha bronz oluşuydu. Güneşte idman yapmaktan iyice yanmıştı.

 

Gawain cep saatini cebine koyduktan sonra evinin arkasındaki idman alanının yanında durdu. Kollarını bağlayıp Klein'ı izlemeye başladı. Mermerden yapılma bir heykel kadar sessizdi.

 

"Öğretmenim, bana kılıç, meç ve mızrak kullanmayı da öğretebilir misiniz?" Diye sordu Klein. Kahin iksirini tamamen sindirmiş olduğundan çok neşeliydi.

 

Gawain'in koleksiyon odasında kılıç ve meç gibi şeyler görmüştü. Bu odada göğüs kalkanı ve tüm beden zırhı da vardı. Gawain'in yalnızca yumruklarıyla dövüşmediğini biliyordu.

 

Güneşin altında duran Gawain bir süre Klein'ı süzdü. Sonra da sesini alçaltarak yanıt verdi, "Bunları öğrenmek bir işine yaramaz. O aletler zamanın gerisinde kaldı, artık yalnızca müzelere ya da koleksiyoncuların özel koleksiyonlarına aitler..."

 

Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra ekledi, "Ortadan kaldırıldılar... Senin silahlara odaklanman gerekiyor. Dövüş bile yalnızca tamamlayıcı bir yöntem."

 

Klein bezgin görünen öğretmenine bakıp gülümsedi.

 

"Ben öyle düşünmüyorum."

 

"Her bakan, her Parlamento Üyesi, her general, hepsi böyle düşünüyor," dedi Gawain sıktığı dişlerinin arasından.

 

Bu noktada Klein gerçek bir klavye savaşçısı gibi davranmaya karar vermişti. Rahat ve akıcı bir şekilde cevap verdi, "Hayır, yalnızca savaş hattından çekildiler. Hala başka yerlerde kullanılıyorlar.

 

Neden dövüş, ateşli silahlara karşı kullanılmak zorunda olsun ki? Birlikte kullanılabilirler. Daha esnek, daha çevik ve daha hızlı tepki verebilen bir insanın silahları da daha etkili kullanabileceğine inanıyorum ben."

 

Gawain'in bakışlarının aniden keskinleştiğini görünce biraz kibirli bir tonda devam etti, "Diğer silahlar da ortadan kaldırılmış değil. Yalnızca, daha kolay taşınabilir hale gelmeleri için geliştirilmeleri gerekiyor..."

 

"... Yüksek manevra yeteneği olan bir ekip kurabilirdik. Cephe hattını sarmak ve düşmana arkadan saldırmak için tasarlanmış bir ekip. Böylesine küçük ölçekli, sürpriz bir saldırıda, yakın dövüş yetenekleri üst düzey olan ve çeşitli silahlara aşina olan bir savaşçı oldukça önemli bir rol oyanayabilir. Bir hayal etsenize..."

 

Her konu hakkında biraz bilgi sahibi olan Klein, tüm becerisini sergiliyordu. Dünya'daki özel kuvvetlerin dövüş taktiklerini toparlayıp birleştirmiş ve bunları öğretmenine tasvir etmişti.

 

Gawain'in nefes alışverişinin hızlandığını ise ancak cümlesini bitirdiğinde fark etmişti. Gawain kılını bile kıpırdatmadan öylece duruyordu, hayal ettiği sahnelerin kaybolmasını istemiyormuş gibi bir hali vardı.

 

Klein, adamın tepkisini çaktırmadan gözlemledi. Gördüğü tepki burnunun daha da kalkmasına sebep olmuştu, boğazını temizleyerek devam etti, "Öğretmenim, planım hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunu gerçeğe dönüştürmek mümkün mü?"

 

Gawain bir rüyadan uyanmış gibi ürperdi. Klein'ın gözlerinin içine bakarak cevap verdi, "Mola sana yaradı. Tüm egzersizleri on kez daha tekrarla."

 

Ha? Klein şok olmuştu.

 

Kısa süre sonra koşmaya başladı, gerçeğe dönmüştü. İçinden öğretmenine bağırıyordu, on set mi? HAYIRR!

 

Kahin iksirini tamamen sindirmiş oluşumu bu şekilde kutlamak istemiyorum!

 

Hey, hiç mi ilham vermedim sana? ...

 

Klein'ın sahanın diğer tarafına doğru koştuğunu gören Gawain kollarını birleştirip bir eliyle yüzünü kapattı.

 

Gözlerini iyice sıktığında yüzündeki kırışıklıklar daha da belirginleşmişti.

 

...

 

Yorgunluktan neredeyse kusacak halde olan Klein duş alıp üzerini değiştirdikten sonra hala sessiz olan Gawain'e veda etti. Toplu taşıt kısa süre içinde durağa gelmişti.

 

Ancak Klein eve gitmiyordu, önce limandaki Şeytan Ejderha Barı'na gidecekti. Beyonder malzemelerinin fiyatlarını öğrenmeyi ve tılsımlar yapmak için gerekli olan malzemeleri almayı planlıyordu.

 

Yol boyunca, Klein'ın aklı yanında taşıdığı ufak zulasındaydı. Daima tetikte kalmaya çalıştığından durağına varana kadar çok zorlandı.

 

"Dedektiflik şirketine yapmam gereken ödeme hala bitmedi, bunun için dört pound biriktirmem gerekiyor. Bu akşam yalnızca üç pound ve beş soli harcayabilirim..." Cebindeki banknotları eliyle yokladıktan sonra bastonunu alıp araçtan indi.

 

O anda güneş çoktan ufukta kaybolmaya başlamıştı. Tüm evler yavaş yavaş alacakaranlık parıltısına bulanıyordu. Şeytan Ejderha Barı'nın boks karşılaşmaları ve hayvan yarışları çoktan başlamıştı.

 

Klein, bilardo odasından ve diğer alanlardan geçerek sonunda yeraltı pazarına ulaştı.

 

Soluna ve sağına baktı ancak sürekli burada olan Canavar Ademisaul'u görememişti.

 

"Yaşlı Neil, Ademisaul'un Şeytan Ejderha Barı'nın ona yemek vermesi sayesinde hayatta kalmaya devam edebildiğini söylememiş miydi?" Diye sordu Klein kendi kendine.

 

Bir Gece Kuşu olarak, böyle şeylere dikkat etmesi gerekiyordu. Kapıda bekleyen iri yarı adama yaklaştı, "Ademisaul nerede?"

 

Adam gülümseyerek cevap verdi, "Hiçbir fikrim yok, bir yerlerde uyuyordur. Son zamanlarda biraz tuhaf. Yere yatıp titreyerek 'ölü, ölü, tüm cesetler, herkesin ölmesi gerekiyor,' diye mırıldanıyor."

 

Bu kez neler gördü acaba? Onu ne tetikledi? Hafifçe kaşları çatılmış olan Klein adama birkaç soru daha sordu. Ademisaul'un nerede uyuduğunu öğrenmek istiyordu ancak bekçinin de haberi yoktu.

 

Burada işim bittiğinde kehanet yöntemiyle yerini bulmaya çalışacağım, bakalım neler yapıyor... Bunu zihninin bir köşesine not ettikten sonra takas pazarının sonundaki iki odadan birine yöneldi.

 

Yaşlı Neil'a göre, soldaki oda borç alma ve geri ödemeler içindi, sağdaki oda ise, Beyonder malzemeleri gibi değerli nesneler alıp satmak içindi.

 

Sağdaki odaya giren Klein, iki alanı içeri ve dışarı olarak ayıran bir bölme olduğunu fark etti. Dışarı kısımda bekleyen üç müşteri vardı

 

Klein da şapkasını başına bastırarak üç müşterinin arkasına geçip sıraya girdi. Bastonuna dayanıp hafifçe belini bükerek sessizce beklemeye başladı.

 

Kısa süre sonra bölmenin kapısı açıldı ve mavimsi gri renkli işçi üniforması giyen bir müşteri çıktı. Bakışlarını yerden kaldırmayan adam telaşla oradan ayrıldı.

 

Klein adamı görünce hemen sol azıdişine dokunup Ruh Görüsü ile adamı inceledi. Sonra da diğer üç müşteriye baktı. İnsanların zaman zaman karşılaştığı önemsiz sağlık sorunları dışında bir sorun yoktu.

 

On dakika kadar daha geçtikten sonra sıra Klein'a geldi.

 

Klein kapıyı açıp odaya girdiğinde içerinin gaz yağı lambasıyla aydınlatıldığını fark etti.

 

Kapıyı kilitleyip müşteriler için ayrılmış olan koltuğa oturdu. Üzerine siyah bir keçe geçirmiş olan yaşlı adama baktı.

 

"Elinizde hangi Beyonder malzemelerinin bulunduğunu ve bu malzemelerin fiyatlarını öğrenmek istiyorum."

 

Yaşlı adamın yanak kasları sarkmıştı, gözlerinin kenarlarındaki çizgiler de oldukça derindi ancak bedeni oldukça yapılıydı. Klein'ın talebini tuhaf bulmamıştı, zaten çoğu müşteri karşıdaki kişiye doğrudan almak istediği malzemeyi söylemiyor, önce malzemenin olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Genellikle tüm seçeneklerini görmek istiyorlardı.

 

Yaşlı adam defterin yeni sayfalarını karıştırmaya başladıktan sonra Klein'a bir bakış atıp bal şarabından bir yudum aldı, "Su Hayaleti'nin beyin dokusu, ne kadar intakt olduğuna bağlı olarak üç ila on beş pund arasında değişiyor. Yıldız Kristali, 50 gramı 150 pound. Bir Kraliçe Arı Otu 200 pound. Yetişkin bir benekli kurbağa 170 pound... İnsan yüzlü gül 280 pound, ancak yalnızca bir tane kaldı..."

 

Klein tepkilerini bastırmaya çalışıyordu. Yaşlı adam malzemeleri saymayı bitirmişti, bu yeraltı pazarında otuzdan az Beyonder malzemesi olması Klein için şaşırtıcıydı.

 

Cebindeki yedi poundluk banknotlara dokunduktan sonra Bayan Adalet'in bin poundu ne kadar kolay çıkardığını hatırlayıp iç çekti.

 

"Ne yazık ki istediğim şeyler yok."

 

Yaşlı adamın cevap vermesini beklemeden kalkıp odadan çıktı.

 

Yeraltı pazarının diğer kısımlarında dolaşırken etrafa boş gözlerle bakıyordu. Bir süre olduğu yerde durup acı acı gülümsedi.

 

Tüm gizli organizasyonların patronları arasından, sanırım en yoksul olan benim... Artık tek seçeneği, malzemeleri Gece Kuşları ya da Tarot Kulübü aracılığıyla temin etmekti.

 

Klein yeraltı pazarını iki kez turlayarak, gümüş parçalar, bitki tozları ve doğal cevherler gibi tılsım yapmak için gereken malzemeleri aldı. Toplamda bir pound on beş soli harcamıştı.

 

Zulamda beş pound on soli kaldı. Dedektife yapacağım son ödemeyi de düşersek, bir pound on solim kalacak... Sessizce finansal durumunu hesaplayan Klein çaresiz hissediyordu.

 

Elbette, henüz yalnızca bir aydır çalıştığının farkındaydı. Bir yıl olduğunda, yüz pounddan fazlasını biriktirmiş olması gerekiyordu.

 

"İki hafta sonra, Benson ve Melissa'ya üç poundluk zam aldığımı söyleyeceğim. Böylece bir hizmetli tutabiliriz, ancak o zaman da kendi zulam olmayacak..." diye düşündü yeraltı pazarının çıkışına doğru ilerlerken.

 

O anda, Yaşlı Neil'ın ağır adımlarla pazara girdiğini gördü.

 

"Her şey tamam mı?" Yaşlı Neil gülümseyerek onu selamladı.

 

"Evet," dedi Klein dürüst bir şekilde.

 

Yaşlı Neil devam etti. "Çok erken gelmişsin."

 

"Çünkü hala açım, ancak sen akşam yemeğini çoktan yedin." Klein ve Yaşlı Neil sohbet etmeye devam ediyordu.

 

Bir süre sonra, Şeytan Ejderha Barı'nın patronu Sawain, sırtında donanma üniforması ile onlara yaklaştı. Yüzünde ciddi bir ifade vardı, kısık sesini duyabilsinler diye ikiliye iyice sokuldu.

 

"Yardımınıza ihtiyacım var."

 

"Ne oldu?" Yaşlı Neil aniden ciddileşmişti, Klein'ın da kalbi hızla atmaya başladı.

 

Sawain'in kahverengi saçları dağınıktı, nefesinde keskin bir alkol kokusu vardı. Kısık sesle açıkladı, "Manda Altındaki Cezalandırıcılar'ın bir üyesi yakınlarda bir yerde kontrolü kaybetti. Kimseye bir zarar vermeden işini bitirmeliyiz!"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr