Library of Heaven's Path - Bölüm:470.2 Zhang Xuan'in Hamlesi

---

Bölüm:470.2 Zhang Xuan'in Hamlesi

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

Garip ortamın etkisinden kurtulan Song Chao sordu, "Bildiğim kadarıyla, şeytani bir ruhun istilası ruhlar konusuna dahildir. Onu... çıkartabileceğini söylediğine göre, bu konuda yetenekli olduğun anlamına mı geliyor?"

 

Ruhların karmaşık doğası gereği, usta hocalar bile bu konuda çaresiz kalırlardı. Karşı tarafın sesine bakılırsa, oldukça genç olmalıydı. Bu nedenle Song Chao karşı tarafın aklında nasıl bir yöntem olduğunu merak etmişti.

 

Kalabalık bakışlarını hemen o yöne çevirdi ve sahnedeki yaşlı adam bile bu noktada biraz endişeli görünüyordu. Süitteki adamın boş vaatler vermesinden çekiniyordu.

 

"Bir şeytani ruhun istilası aynı ruhu kemiren ölümcül bir zehre benzer. Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok!" Süitteki ses tekrar konuştu.

 

"Yapabileceğin bir şey yok mu? O halde..." Herkes neredeyse bayılacaktı. Karşı taraf az önce kendinden emin şekilde konuşmasına rağmen, şu anda çaresiz olduğunu söylüyordu. Tavrındaki bu değişim fazla keskin olmamış mıydı?

 

Bu kadar yaklaşmışken umudu parçalanan yaşlı adam sakinliğini daha fazla koruyamadı. Hemen telaşla sordu, "O halde neden çıkartmama yardım edebileceğini söyledin..."

 

"Durumunu görüp, doğru şekilde tanımlayabildiğime göre, doğal olarak kendi yöntemlerim var!"

 

Süitteki adam kıkırdadı.

 

"Bu..." Yaşlı adam şaşırmıştı.

 

Karşı taraf az önce şeytani bir ruh istilasına karşı çaresiz olduğunu açıkça söylemişti. Ancak şimdi, bir yöntemi olduğunu iddia ediyordu. Bu herif onu aptal yerine mi koyuyordu, yoksa sözlerinin arkasında kavrayamadığı gizli bir anlam mı vardı?

 

Yaşlı adam ne diyeceğini şaşırdığı sırada, süitten gelen ses devam etti, "Pekala, Ruhsuz Metal Humanoidi bana teslim et ve ben de sorununu çözeyim. Burada çok fazla insan var ve detaylara gitmem uygun olmaz!"

 

"Pekala!" Bir anlık tereddütten sonra, yaşlı adam salonu şöyle bir süzerek eğildi, "Herkese Ruhsuz Metal Humanoid açık arttırmasına katıldığı için teşekkür ederim. Beni bağışlayın, ancak çoktan bir alıcı buldum. Bu nedenle geri kalan herkesten özür dilerim!"

 

Sözlerini bitirdikten sonra, yaşlı adam Ruhsuz Metal Humanoide dokundu.

 

Puf!

 

İhtiyar adam hafif bir gülümsemeyle sahnede dikey olarak duran metal humanoidi depolama yüzüğüne kaldırdı.

 

"Genç efendi, ne yapacağız?"

 

Alıcının belli olduğunu görünce, 23 numaralı süitteki ihtiyar panikledi.

 

Genç efendi yanında büyük bir servetle bu Ruhsuz Metal Humanoidi satın almaya koşmuştu, ancak sonunda... tek bir kuruş bile harcamayı başaramamıştı. Karşı tarafın finansal açıdan kendisinden üstün olmasını kabul edebilirdi, ancak sorun şuydu ki... karşı taraf metal humanoidi tek bir kuruş harcamadan, yalnızca bir cümleyle kazanmıştı...

 

Düşündükçe daha da çok geriliyordu.

 

"Başka ne yapabiliriz ki? Ona musallat olan şeytani ruhu çıkarabilir misin?" Song Chao kararmış bir yüz ifadesiyle sordu.

 

"Ben... yapamam!" İhtiyar kafasını salladı.

 

Şeytani bir ruhun istilası sahiden de ruh konusuna dahildi. Gelişim ve bilgi seviyesi etkileyici olsa da, satıcının sorunuyla ilgili yapabileceği hiçbir şey yoktu.

 

"Unut gitsin. Girip 1 numaralı süitteki kişi kimmiş öğren. Ne yapacağımıza daha sonra karar vereceğiz!"  Song Chao talimat verdi.

 

"Emredersiniz!" İhtiyar başıyla onayladı.

 

Eğer düşmanın kim olduğunuz bilmezlerse, gerekli hazırlıkları nasıl yapabilirlerdi?

 

"Yedinci seviye bir resim üretip, satıcının şeytani bir ruhun istilasına uğradığını görebildiğine ve 4 yıldızlı Yeşim Eğitim Nişanıyla ilgilenmediğine bakılırsa... 1 numaralı süitteki o adam kesinlikle gizemli bir figür. Araştır onu! Bulabildiğin tüm detayları topladığından emin ol!"

 

Meraklanan tek kişi Song Chao değildi. Açık arttırmaya katılan herkes, Salon Efendisi Sai'yi bile süitini paylaşmaya razı edebilen bu üstün figürün kim olduğunu öğrenmek için ölüyordu.

 

...

 

"Ruhsuz Metal Humanoid bu mu?"

 

Eksper Salonundaki büyük bir odada, Zhang Xuan yerde yatan kuklayı ilgiyle inceledi.

 

Ruhsuz Metal Humanoidin satışı açık arttırmanın sona erdiği anlamına geliyordu. Müdür Luo'nun önderliğinde, yaşlı adam odaya getirilmişti.

 

Metal humanoid gerçek bir insan boyutundaydı, ancak vücudu çok daha kaslıydı. Cildi sanki metal kullanarak üretilmiş gibi altın renkliydi. Metal kaplama yüzünden kuklanın orijinal görüntüsünü kestirmek zordu.

 

Bunun kuklayı incelemek için doğru zaman olmadığını bilen Zhang Xuan onun gerçek olduğunu onayladıktan sonra depolama yüzüğüne kaldırdı. Ardından, yaşlı adama döndü.

 

"Beyefendi, lütfen beni iyileştirin!" Yaşlı adam aceleyle yumruklarını kavuşturdu.

 

Gerçekte, karşı tarafın bu kadar genç olduğunu görünce yıkılmıştı.

 

Ne de olsa biri ne kadar yetenekli olursa olsun, bilgi birikimi yaşıyla sınırlıydı. Bir şeytani ruhun istilasına uğradığını anlayabilen birinin en azından altmışlarında olması gerektiğini düşünmüştü... Karşı tarafın bu kadar genç olmasını beklemiyordu ve böyle genç birinin onun sorununa çözüm bulabileceğine inanmakta zorlanıyordu.

 

Eğer karşı taraf durumunu doğru şekilde ortaya koymamış olsaydı, bunun kesinlikle bir kandırmaca olduğunu düşünürdü.

 

"Hm!"

 

Başıyla onaylayan Zhang Xuan sessizce karşı tarafın etrafında yürümeye başladı. Ardından, bir kaşını kaldırarak konuştu, "Salon Efendisi Sai ve Kıdemli Jin, size zahmet vereceğim bir konu olacak!"

 

"Usta Zhang, bunca formaliteye gerek yok. İhtiyacınız neyse söylemekten çekinmeyin!"

 

İkili başlarıyla onayladılar.

 

Her birinin gelişim alemi bu delikanlıdan üstün olsa da, karşı taraf pek çok mucizeye imza atmıştı. Onu bir ast olarak görmeye cesaret edemiyorlardı.

 

"Basit..." Zhang Xuan telepatik bir mesaj yolladı.

 

"Bu..."

 

Zhang Xuan'in mesajını duyduklarında, ikili şok içinde birbirine bakakaldı.

 

Bir anlık tereddütten sonra Salon Efendisi Sai garip bir ifadeyle sordu, "Usta Zhang... Bu sorun olmayacak mı?"

 

"Yalnızca dediğimi yapın. Ne yaptığımı biliyorum!" Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

"Pekala!"

 

İkili dişlerini sıktı.

 

İki kıdemlinin yüzündeki sıkıntılı ifadeleri gören herkes şaşırmıştı, özellikle de Ruhsuz Metal Humanoidi satan yaşlı adam.

 

Tedavim için bu ikisinin yardımı mı gerekiyor?

 

"Bizi affet!"

 

Şaşırdığı sırada, Salon Efendisi Sai ve Jin Conghai'nin aynı anda homurdandıklarını duydu. Ardından, ikili ayalarını kaldırdı ve iki zhenqi dalgası çevreyi sararak tüm bölgeyi mühürledi.

 

"Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?"

 

Yaşlı adam kaşlarını çattı.

 

İkili kaçma yolunu mühürlemişti.

 

Bir başka deyişle, ona saldırmayı düşünüyorlardı!

 

"Siz... Ruhsuz Metal Humanoidi çalmak mı istiyorsunuz?"

 

Durumu fark eden yaşlı adamın gözleri kısıldı.

 

Ruhsuz Metal Humanoid çok değerliydi. Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesinde bir üstat olarak, On Bin Krallık İttifakındaki en güçlü üstatlarla arasında hala büyük fark vardı. Eğer haber yayılırsa birinin onun peşine düşme ihtimalinin yüksek olduğunu biliyordu.

 

Bu nedenle humanoidi bulur bulmaz Eksper Salonuna koşmuştu. Eksper Salonunun itibarıyla, müşterilerinin mallarını çalmak gibi ahlaksızlıklara bulaşmayacaklarını düşünmüştü. Ancak... saygı değer salon efendisinin bizzat harekete geçeceği kimin aklına gelirdi!

 

"Usta Zhang..."

 

Luo Qin de böyle bir şeyi beklemiyordu ve yüzü soldu. Zhang Xuan'in sonunda böyle bir şeye kalkışacağı kimin aklına gelirdi!

 

Eğer Eksper Salonu böyle bir işe kalkışırsa, açık arttırma salonunun itibarı da yerle bir olurdu. İtibarını yitirmiş bir açık arttırma salonu kesinlikle tüm müşterilerini kaybederdi.

 

"Endişelenme. Eğer onu öldürmek isteseydim uzun süre önce ölmüş olurdu. Çevreyi mühürlemekle uğraşmamıza gerek kalmazdı." Zhang Xuan gözlerini devirdi.

 

Ne olursa olsun o bir usta hocaydı. Karşı taraf iyilik sever tavrını görmüş olmalıydı, ne demeye ona böyle önemsiz suçlara karışacak biriymiş gibi davranıyordu ki?

 

Birini öldürüp mallarını çalmak... Bunu nasıl düşünebilirsin!

 

Bu yalnızca bir Ruhsuz Metal Humanoid'di. Zhang Xuan'in bu kadar ileri gitmesine değecek bir şey değildi.

 

"Bu iyi..."

 

Zhang Xuan'in yanıtını duyan Luo Qin rahat bir nefes verdi. Başını çevirince Salon Efendisi Sai ve Kıdemli Jin'in aynı anda harekete geçtiklerini gördü. Yaşlı adam alt edilmeden önce iki darbeyi ucu ucuna karşılayabilmişti. Ardından, ikili gelişimini mühürleyerek onu tamamen güçsüz bırakmıştı.

 

Bu ikisi birinci sınıf üstatlardı. Onların gücüyle, 2-dan Yüce Ölümlünün zirvesinde bir üstadı alt etmek parkta yürümek gibiydi.

 

Karşı tarafın yalnızca gelişimini mühürlediğini gören yaşlı adam işleri fazla abarttığını fark ederek rahat bir nefes verdi. Ancak, yine de kafası karışmıştı, "Ne yapmaya çalışıyorsunuz?"

 

"İçindeki şeytani ruhu çıkartmamı istemedin mi? Eğer hareketini kısıtlamazsak şeytani ruhu nasıl çıkartabiliriz?"

 

Zhang Xuan gülümsedi.

 

Gelişimini mühürlemenin şeytani ruhu çıkartmak için gerekli olduğunu duyan yaşlı adam başıyla onaylayarak konuştu, "Anlıyorum! O halde size güveniyorum!"

 

"Hm!"

 

Başıyla onaylayan Zhang Xuan öne çıktı. Elini kaldırdığı sırada dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı.

 

Çat!

 

Karşı tarafın yüzüne bir tokat yapıştırdı.

 

"Sen..."

 

Darbe yaşlı adamın olduğu yerde dönüp yere çarpmasına neden oldu. Şaşkına dönen ihtiyar kocaman açılmış gözleriyle Zhang Xuan'e bakakaldı.

 

Burada neler dönüyor?

 

Ruhsuz Metal Humanoid karşılığında içindeki şeytani ruhu çıkartmalıydın. Ancak, birilerine gelişimimi mühürletip... beni tokatlamaya kalkışıyorsun... Neyin peşindesin sen?

 

Yaşlı adam tam neler olduğunu soracakken üzerine doğru savrulan tekmeyi gördü.

 

Bom!

 

"Neler oluyor..."

 

Sözleri tekmeyle ağzına geri tıkılmıştı ve geriye doğru birkaç metre savruldu.

 

Zorlanarak ayağa kalkan yaşlı adamın gözleri öfke saçıyordu. Her an delirebileceğini hissediyordu.

 

Ancak tabi ki, delirmek üzere olan tek kişi o değildi. Odadaki herkes sanki bir hayalet görmüş gibiydi.

 

Özellikle de Luo Qin. Bu noktada, artık neredeyse göz yaşlarını tutamayacaktı.

 

Az önce... onu öldürerek mallarına el koymak gibi bir niyetinin olmadığını söylememiş miydin? Onu öldürmesen bile, karşı tarafı döverek mallarını el koymak da... doğru değil...