Library of Heaven's Path - Bölüm:471 Cesaretin Var mı?

---

Bölüm:471 Cesaretin Var mı?

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

Çat çat çat çat!

 

Mühürlenen gelişim alemiyle, yaşlı adamın Zhang Xuan'in saldırılarına dayanmasına imkan var mıydı? Yalnızca birkaç dakikada, domuz kafasına benzemişti.

 

"Seni geberteceğim..."

 

Ruhsuz Metal Humanoidi buraya getirmesinin nedeni sorunundan kurtulmaktı. Ancak, onun yerine bu şekilde dayak yemişti. Kendisini daha fazla tutamayan yaşlı adam dişlerini öfkeyle sıkarak haykırdı.

 

"Beni öldürmek mi? Beni kullanarak onu öldürmek istediğini düşünmüştüm? Neden beni öldürmek istiyorsun?"

 

Hafifçe gülümseyen Zhang Xuan yaşlı adama tembelce bir bakış attı.

 

"N-ne saçmalıyorsun sen? Ne demeye çalıştığını anlamadım!"

 

Bu sözleri duyan yaşlı adam bir anlığına paniklemişti. Ancak, bunu hızla gizledi.

 

"Anlamıyor musun? Karşıma başka birinin bedenini ele geçirerek gelip, üstüne onun ruhunu yok etmeye çalışacak kadar ileri gidiyorsun... ve bana hiçbir şey anlamadığını mı söylüyorsun?"

 

Zhang Xuan'in dudakları bir küçümsemeyle kıvrıldı.

 

"Ele geçirmek mi?"

 

Jin Conghai, Salon Efendisi Sai ve diğerleri şaşırdılar. Yaşlı adama bir kez daha baktılar, ancak bu kez temkinli bir şekilde.

 

Ele geçirmek ruh kahinlerinin bir yöntemiydi ve aynı zamanda 'ruhu yeniden canlandırmak için bir vücut çalmak' olarak da bilinirdi. Adından da anlaşılacağı gibi, ömrünün sonuna yaklaşan bir ruh kahini, birinin ruhunu güç zoruyla bastırarak ya da yok ederek, vücudunu tekrar hayata gelmek için kullanırdı.

 

Bu son derece gizemli ve kötücül bir işlemdi.

 

"Endişelenmeyin, henüz başaramadı!" Herkesin temkinli bakışlarını gören Zhang Xuan kıkırdadı. "Eğer çoktan başarılı olsaydı, bu konuda yapabileceğim hiçbir şey olmazdı."

 

Zhang Xuan daha önce yaşlı adama bir şeytani ruh musallat olsaydı hiçbir şey yapamayacağını söylemişti ve bu herkesi şaşkına çevirmişti. Ancak görünüşe göre musallat olan bir şeytani ruh yerine, bu adamın vücudu ele geçirilmişti.

 

"Sen... Saçmalamayı kes! Ben benim ve yalnızca şeytani bir ruhun istilasına uğradım..." Yaşlı adam çenesini sıktı.

 

"Şeytani bir ruhun istilasına mı uğradın?"

 

Zhang Xuan kafasını salladı. Elleri arkasında bağlı şekilde yaşlı adamın etrafında bir tur dönerek konuştu, "Vücudun orijinal ruhunu baskılamak için nasıl bir yöntem kullandın bilmiyorum, ancak yine de neler olduğunu aşağı yukarı görebiliyorum.

 

"Ruhsuz Metal Humanoidi satmak için açık arttırma salonuna gelmene rağmen, ne istediğini söylemeyi reddederek herkesin tahmin yürütmesini bekledin... Eğer yanılmıyorsam, o anda vücudun kontrolü hala orijinal ruhtaydı. Mesele bir şey söylemek istememesi değil, senin konuşmasını engellemek için ona baskı yapmandı!

 

"Kalabalığın neden olduğu baskıyla birlikte heyecanlanarak sana saldırman için bir açık vermiş oldu... Ardından, Ruhsuz Metal Humanoidi satın almayı başaran kişiyi ruh kahininin mezarına götüreceğini söyledin. Eğer yanılmıyorsam, muhtemelen birkaç kişiyi daha oraya çekip, bazı tuzakları aktifleştirerek birkaç üstadın daha vücudunu ele geçirmek istedin!"

 

 

Zhang Xuan dudak büktü. "Aksi halde bir ruh kahininin mezarında ona musallat olan bir şeytani ruh nedeniyle ölümün kıyısında dolanan biri, oraya ikinci kez gitmeyi nasıl teklif edebilir? Mazoşist ya da ölüme hevesli olmadığı sürece, hiçbir mantıklı insan bunu yapmaz!"

 

"Bu..."

 

Jin Conghai ve Salon Efendisi Sai şok içinde sarsıldılar.

 

Daha önce açık arttırma salonunda, yaşlı adam kalabalığın yoğun sorgusu karşısında bir şey söylemeye niyetli gibi görünmüştü, ancak vücudu sarsıldıktan sonra sessizleşmişti. Daha sonrasında, hemen ruh kahininin mezarından bahsetmişti.

 

Şöyle bir düşününce, bu gerçekten de garip görünüyordu.

 

Yaşlı adam mezarda paha biçilemez Ruhsuz Metal Humanoidi elde etmiş olsa da, aynı zamanda vücuduna giren şeytani ruh nedeniyle ölümün eşiğindeydi. Öyle tehlikeli bir yere geri dönmek istemesi mantıklı görünmüyordu.

 

Burada mantık dışı bir durum olduğu ortadaydı.

 

Ne yazık ki herkes ruh kahininin mirası ve mezarda bulunana hazineler yüzünden kör olmuştu ve kimse bu durumu fark edememişti.

 

"Yalnızca fiyatı yükseltmeyi umuyordum..." Yaşlı adam karşılık verdi.

 

"Fiyatı yükseltmek mi? Pekala!"

 

Zhang Xuan hafifçe kıkırdadı. "Kıdemli Jin, Salon Efendisi Sai, üzerindeki mührü kaldırmanız için size zahmet verebilir miyim?"

 

"Mührü kaldırmak mı?"

 

İkili şaşırmıştı.

 

Zhang Xuan yaşlı adama acımasızca vuruyor gibi gözükse de, gerçekte yalnızca yüzeysel yaralardı. Mühür kalktığı anda, karşı taraf 2-dan Yüce Ölümlü seviyesindeki gelişim alemini geri kazanacaktı. Bu durumda Zhang Xuan kesinlikle karşı tarafa rakip olamazdı.

 

"Endişelenmeyin!" İkilinin endişelendiğini bilen Zhang Xuan onlara güven veren bir bakış attı.

 

"Pekala!"

 

Usta Zhang hala genç olsa da, emin olmadığı bir işi asla yapmamıştı. Bu nedenle ikili mühür aynı anda kaldırdı.

 

Puf!

 

Yaşlı adamın gelişimini baskılayan mühür kayboldu ve gücü vücuduna geri döndü.

 

"Hıh, şeytani ruhu çıkartamadığınıza göre, ben gidiyorum. Hoşça kalın!"

 

Mühür kalktığı anda, yaşlı adam rahat bir nefes vererek gitmeye hazırlandı.

 

Ancak, yalnızca iki adım atmıştı ki genç adam yolunu kesti.

 

"Hah, yalnızca bu gelişim alemiyle beni durdurabileceğini mi sanıyorsun?" Yaşlı adam soğuk bir tavırla dudak büktü.

 

Karşısındaki genç adamın tam gücünü göremese de, kendi yerine başlarını öne sürmesi kendisinden güçsüz olduğunu anlamasına yetmişti.

 

"Dene o halde!" Zhang Xuan boş yere konuşmakla uğraşmadı. Bacağını kaldırarak karşı tarafa bir tekme savurdu.

 

"Hıh!

 

Yaşlı adamın yüz ifadesi karardı. Avucunu bir anda ileri savurdu.

 

Ancak, herhangi bir şeye vuramadan önce göğsünde bir ağrı hissetti.

 

Bom!

 

Havaya savrulmuş ve sert şekilde yere çakılmıştı.

 

"Sen..."

 

Yaşlı adam gözlerini kıstı.

 

"Şaşırdın mı?" Zhang Xuan öne çıkıp elini kaldırarak karşı tarafa vurdu.

 

Çat!

 

Yüzünde beş parmağın izi çıkan yaşlı adam yere yığıldı.

 

"Bu..."

 

Kalabalıktakiler birbirlerine bakakaldılar.

 

"Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesindeki bir üstat bir Yarı Yüce Ölümlüye rakip olamıyor. N-neler... oluyor?"

 

"Ben de anlamıyorum..."

 

Yaşlı adam kesinlikle Yüce Ölümlü 2-dan seviyesinde bir gelişime sahipti. Mühürlendiğinde, herkes sahip olduğu büyük güce şahit olmuştu. Nasıl böyle kolayca etkisiz hale gelebilirdi? Sanki bu Yarı Yüce Ölümlü üstada karşı koyamıyor gibiydi!

 

Usta Zhang kendi gelişim aleminin üzerinde bir güce sahip olsa da, Yüce Ölümlü 1-dan temel kademe bir üstatla dövüşmesi bile yeterince zordu. Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesindeki bir üstadı böyle kolayca yere sermesi imkansızdı.

 

"Yoksa hocamız tekrar güçlenmiş olabilir mi?"

 

Herkesin yaşadığı şokun aksine, Zhao Ya ve diğerleri heyecanlanmışlardı.

 

Hocalarının su içer gibi seviye atlama yeteneği zihinlerinde derin bir iz bırakmıştı. Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesindeki bir üstadın böyle kolayca etkisiz hale gelmesi Zhang Xuan'in tekrar seviye atladığını düşünmelerine neden olmuştu.

 

"Hayır, öyle değil... Gücü azalan o yaşlı adam! Şu anki dövüş gücü yalnızca Yüce Ölümlü 1-dan temel kademe bir üstadın seviyesinde!" Zhao Feiwu konuştu.

 

Fiziksel vücudundaki sıkıntılar nedeniyle daha önce hiç eğitim yapamamıştı. Yine de, sayısız kitap okuduğu için bilgisi ve muhakeme yeteneği sıra dışıydı.

 

"Hm, gongzi haklı. Şu anki dövüş gücü yalnızca Yüce Ölümlü 1-dan temel kademe seviyesinde. Yalnızca... bir nedenden ötürü içinde Yüce Ölümlü 2-danın zirvesine ait bir güç aktığını hissediyorum!" Jin Conghai konuştu.

 

"Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesinde bir gelişime sahip olmasına rağmen, dövüş gücü yalnızca Yüce Ölümlü 1-dan temel kademe seviyesinde. Bu..."

 

Bu sözleri duyan Zhao Ya ve diğerleri şaşkına dönmüşlerdi.

 

Luo Qin de şaşırmıştı.

 

"Bunu duydun mu? Durumu fark eden yalnızca ben değilim. Bunu herkes görebiliyor. Söyleyecek başka sözün kaldı mı?"

 

Saldırısını durduran Zhang Xuan dayak yiyen yaşlı adama gülümsedi.

 

"Bunun nedeni... Yaralı olmam. Bu nedenle tüm gücümü ortaya koyamıyorum..."

 

Yaşlı adam dişlerini sıktı.

 

Karşı tarafın kesinlikle böyle bir bahane uyduracağını tahmin eden Zhang Xuan karşı çıktı, "Yaralı olsan bile, gücünün iki alem azalması imkansız!"

 

"Usta Yang, neler oluyor?"

 

Yaşlı adamın kendisini açıklayamadığını gören Salon Efendisi Sai merakını daha fazla dizginleyemeyerek sordu.

 

"Basit. Vücudu ele geçiren ve vücudu ele geçirilen ruhların gelişim alemleri farklı! Eğer yanılmıyorsam, ele geçirilen Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesindeyken, ele geçiren yalnızca Yüce Ölümlü 1-dan temel kademede gelişime sahip!"

 

Zhang Xuan devam etti, "Vücudu çoktan ele geçirse de, henüz ona tamamen uyum sağlayamamış. Üstelik, onu dövdüğüm için fiziksel vücut ve ruhun uyum sağlaması zorlaştı. Bu nedenle vücudu kolayca hareket ettirebilse bile, karşı tarafın vücudundaki Orijin Enerjisini hareket ettiremediği için güçsüz kaldı!"

 

Zhang Xuan bu yaşlı adamı açık arttırma salonunun sahnesinde ilk gördüğünde, İç Görü Gözü sayesinde pek çok kusur görebilmişti. Bu bile onun şüphelenmesine neden olmuştu.

 

Normal koşullarda, şu anki gelişimiyle en fazla Yüce Ölümlü 1-dan temel kademe üstatların kusurlarını görebilirdi... Ancak, Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesindeki bir üstadın kusurlarını görebilmişti. Şimdi düşününce, bunun nedeni muhtemelen vücudunu ele geçiren ruhun Yüce Ölümlü 1-dan temel kademede olmasıydı.

 

Temel olarak bir ruhun ele geçirdiği vücutla yüksek uyum göstermesi çok ender bir durumdu. Bu durumdaki bir vücuda güç uygulamak vücudun onu ele geçirmeye çalışan ruhu reddetmesine neden olurdu. Bu nedenle, yaşlı adam bariz şekilde Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesinde bir gelişime sahip olsa da, gücünü ortaya koyamıyordu.

 

"S-sen..."

 

Yaşlı adamın yüzü soldu.

 

Yeterli vakti olsaydı belki mantıklı bir bahane bulabilirdi. Ancak her şey bu kadar mantıklı bir şekilde ortaya konmuşken, bir açıklama yapsa bile çok geçti.

 

Ne de olsa az önce aldığı yaralar yalnızca yüzeyseldi. Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesindeki bir üstat için hiçbir anlamları yoktu.

 

"Bu kadar şaşırmanıza gerek yok. Sana şeytani bir ruh musallat olduğunu söylememin nedeni gardını düşürmekti. Bu sayede, beni kullanmanın vücut için seninle çekişen ruhtan kurtulmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünecektin... Haksız mıyım?"

 

Zhang Xuan bastırdı.

 

Karşı taraf yaşlı adamın vücudunu ele geçirmeyi başarmış olsa da, orijinal ruhu henüz yok edememişti. Hatta, orijinal ruh kısa süre öncesine kadar üstün konumdaydı.

 

Aksi halde, yaşlı adam Ruhsuz Metal Humanoidi buraya kadar getirip, onu baskılayacak bir yol bulmak için bir açık arttırma düzenleyemezdi.

 

İstilacı ruhun planı gerçekten de dahiceydi. Bir başkası olsaydı, kesinlikle bu tuzağa düşer ve vücuttaki orijinal ruhu yok ederek ele geçirme sürecini tamamlardı. Ancak... ne yazık ki karşısına Zhang Xuan çıkmıştı.

 

Göklerden gizlenebilecek hiçbir şey yoktu. Bir ruh bir yana, bir toz zerresi bile onun dikkatinden kaçamazdı.

 

"Sen... Bu kadarını görebildiğine göre, artık daha fazla saklanmama gerek kalmadı. Bu doğru, bu herifi ele geçirdim!"

 

Ardık saklanamayacağını anlayan yaşlı adam ayağa kalkarak soğuk bir tavırla dudak büktü.

 

"Tüm bunların doğru olduğu kimin aklına gelirdi!"

 

"Yüce Ölümlü 1-dan bir ruh Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesinde bir üstadın vücudunu ele geçiriyor..."

 

Karşı tarafın itirafını duyunca herkesin yüzü soldu.

 

Yüce Ölümlü 1-dan temel kademe ve Yüce Ölümlü 2-dan'ın zirvesi arasında neredeyse iki alemlik fark vardı. Bu dövüş gücü bakımından dünyalar kadar farklı oldukları anlamına gelirdi. Bu aşması imkansız bir farktı. Ancak, ruh karşı tarafın vücudunu ele geçirmeyi başarabilmişti...

 

Bu nasıl mümkün olabilirdi ki?

 

Bu fazla korkutucuydu!

 

"Kabul ettiğin iyi oldu! Gerçekte... az önce söylediğim her şey yalnızca benim tahminlerimdi. Eğer kabul etmeseydin, bunu kanıtlamanın bir yolunu bulamazdım..." Zhang Xuan konuştu.

 

Söylediği şey doğruydu.

 

Semavi Yolun Kütüphanesi yalnızca kusurları ortaya koyardı. Zhang Xuan için durumu analiz ederek yanıtlar sunamazdı.

 

Bu sonuca ortaya koyulan kusurları mantıkla birbirine bağlayarak ulaşmıştı. O da... tahminlerinin kusursuz olacağını düşünmemişti.

 

"Sen..."

 

Yaşlı adamın yüzü kızardı ve neredeyse kan kusuyordu.

 

Eğer tüm bunların bir tahmin olduğunu bilseydi asla kabul etmezdi.

 

Artık karşı çıkmaya çalışsa bile bir anlamı yoktu.

 

"Bu kadar keyiflenme!"

 

Gözlerini kısan yaşlı adam sıkıntısını bir kenara atıp soğuk bir tavırla dudak büktü, "Şu anda kontrol benim ruhumda. Bu vücudu ele geçirdiğimi bilsen bile ne yapabilirsin ki? Beni öldürecek misin? Ya da şöyle sorayım...

 

Buna cesaretin var mı?"