Library of Heaven's Path - Bölüm:203 Yanlış Adama Çattın

---

Bölüm:203 Yanlış Adama Çattın

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

"Genellikle, çay yapraklarının içilecek kadar olgunlaşması için bir yıl yeterlidir. Ama bu çayın eşsizliğini ortaya koyabilmesi için dokuz yıl gerekir. Sonuç olarak, daha fazla aroma elde edebilmek için demleme süresi daha uzun olmalıdır. Ancak sıcak suyu ekledikten sonra, çay yapraklarını üç nefes sonra çıkarttın. Çay yapraklarında dokuz sene boyunca toplanan aroma bu yüzden tamamen salınmamış oldu. Bu senin ilk hatan!

 

"Dokuz Yıllık Bahar nemli topraklarda yetişir. Bu nedenle yapraklarında fazla su bulunur. Demlemeden önce onları az tuzlu suyla yıkayıp yaprakların damarlarını canlandırarak aromalarını daha iyi salmalarını sağlayabilirdin. Ama yalnızca onları yıkamamakla kalmadın, kuru bir hazırlama yöntemi uyguladın. Bu yalnızca çayın dokusunu etkilemekle kalmadı, çayın bütün bir seviye aşağı düşmesine neden oldu. Bu senin ikinci hatan!

 

"Çayı hazırlamaya başlamadan önce çay setini ısıtman doğruydu. Ancak yeteneklerinle hava atma arzun yüzünden çay yapraklarını demlik tam ısınmadan koydun. Dahası, yaprakları yerleştirdiğinde hala oda sıcaklığındalardı ve bu ısı kaybına neden oldu. Bu senin üçüncü hatan!"

 

…

 

"Son olarak, çay yaparken Dökülen Yaprakların Kökünü kullanacağın zaman, son adım olan çayı fincana doldurma kısmını üç nefeslik sürede tamamlayarak aromasının değişmediğinden emin olmalısın. Ama sen bunu yedi nefese uzattın. Sonuç olarak ilk fincanla beşinci fincan arasında neredeyse tüm bir seviye fark var. İstiyorsan hemen kontrol edebilirsin. İlk fincan dördüncü seviyeye ulaşmış olsa da, son fincan yalnızca üçüncü seviyede. Aynı demlikten iki farklı tat çıkması senin on yedinci hatan!"

 

Zhang Xuan bir çırpıda karşı tarafın on yedi hatasını da durmadan saydı. Ardından Tian Long'a acıyan bir bakış attı. "Müthiş bir teknik olan Dökülen Yaprakların Kökü ve Dokuz Yıllık Bahar gibi kaliteli çay yapraklarını kullanarak böyle bir sonuç elde etmek- beceriksizlik değilse nedir?"

 

"Sen, sen..."

 

Tian Long'un yüzü sanki bir hortlak görmüş gibi bembeyaz olmuştu.

 

Karşı tarafın sözlerine itiraz etmek istiyordu ancak tek kelime bile edememişti.

 

Bu demleme tekniğini daha yeni öğrenmişti ve hala pek çok hata yapıyor olması doğaldı. Mantıksal olarak, bu büyük bir sorun değildi. Ancak karşı taraf tüm bunları nasıl görebilmişti?

 

Çay Sanatında yeteneksiz değil miydi?

 

Kendi büyük babası da birebir aynı şeyleri söylemişti. Hatta karşı taraf büyük babasından bile daha çok hata saymıştı!

 

Büyük babası yalnızca dört ya da beş tanesini söylemişken, karşı taraf tek nefeste on yedi hata saymıştı.

 

 

Karşı tarafın çay demleme konusundaki bilgisi büyük babasınınkini aşmış olabilir miydi?

 

Bu mümkün müydü?

 

Yalnızca o da değil, o anda tüm salon yere düşen iğnenin bile duyulabileceği kadar sessizleşmişti.

 

Herkes Zhang Xuan'e sanki bir yaratık görmüş gibi bakıyordu.

 

Bu özellikle Lu Xun için geçerliydi. Gözleri yuvalarından düşmek üzereydi.

 

Karşı tarafın kullandığı demleme tekniğini ve çay aromasının seviyesini doğru bildiği için gururlanıyordu. Ancak... karşı taraf yalnızca bunları görmekle kalmamış, çay demleme tekniğindeki hataları bile doğru şekilde sayabilmişti...

 

O an yüzüne okkalı bir tokat yemiş gibi hissediyordu. Yüzü sanki her an ikiye ayrılacakmış gibi yanıyordu.

 

Neler oluyordu böyle?

 

Çay konusunda, Dokuz Yıllık Bahar hakkında bile bu kadar detaylı konuşabilecek bilgiyi nereden öğrenmişti? Çay dükkanın falan mı var?

 

"Kıdemli Tian, sözlerim doğru muydu?"

 

Kendisine atılan şaşkın bakışlara aldırmayan Zhang Xuan kıkırdayarak bakışlarını Kıdemli Tian'a çevirdi.

 

Bir çay ustasının çay demlemesi bir dövüşçünün savaş tekniğini sergilemesine benzerdi ve Semavi Yolun Kütüphanesi Tian Long hakkında bir kitap derlemişti. Eğer Tian Long onu kışkırtmamış olsaydı, Zhang Xuan onu umursamayacak ve herkesin içinde rezil etmeyecekti. Ancak karşı taraf onunla alay etmeye devam etmiş, hatta onu aşağılamak için Lu Xun'u kullanmaya kalkışmıştı. Durum böyleyken Zhang Xuan karşılık vermesi gerektiğini hissetmişti.

 

Tabi ki karşı tarafa aşırı yüklenmemişti. Hatalarının yalnızca bir kısmını saymıştı. Eğer her birini sayacak olsaydı, o herif büyük ihtimalle Eczacı Bai Ming'le aynı sonu paylaşır, öz güvenini tamamen yitirerek Çay Sanatında ilerleyemeyecek hale gelirdi.

 

"Söylediklerin..."

 

Dürüst olması gerekirse Kıdemli Tian karşı tarafın söylediklerinin yarısını doğrulayabilecek durumda değildi. Ancak diğer yarısı kesinlikle doğruydu.

 

Dahası, emin olmadığı diğer yarı, Çay Sanatı konusundaki bilgisiyle yaptığı çıkarımlarla doğru gibi duruyordu.

 

Karşı taraf yalnızca tek bir bakışta bunca hatayı görebilmiş miydi?

 

Çay usta olan ben miyim, o mu?

 

Kıdemli Tian bir şeytan görmüş gibi bakıyordu. Uzun bir süre tereddüt ettikten sonra devam etti, "... hepsi doğruydu!"

 

"Hepsi doğru muydu?"

 

"Muallim Zhang'in söylediklerinin hepsi doğru muydu?"

 

Adamın cevabının ardından salonda bir tantana koptu.

 

Bu özellikle Huang Yu ve Bai Xun için doğruydu. Birbirlerinin gözlerindeki coşkuyu görebiliyorlardı.

 

Muallim Zhang yol boyunca Çay Sanatı hakkında sorular sormuştu ve bu konuda kesinlikle bilgisiz olduğu açıktı. Karşı tarafın buraya gelmeden önce Çay Sanatının adını bile duymadığı kesindi... Hala Lu Xun'a kaybettikten sonra neler olacağından endişeleniyorlardı. Ancak böyle bir sürprizle karşılaşacaklarını kim bilebilirdi.

 

Kardeşim, kalbimizle bu kadar oynamayı bırakır mısın?

 

Eğer Çay Sanatında bu kadar derin bir anlayışa sahipsen neden cahil gibi davrandın?

 

"Bunu bilerek yapmış olmalı..."

 

Huang Yu, Zhang Xuan'e gönderdiği telepatik mesajlarla çay demlemenin dört seviyesini ona açıkladığını düşününce kan kusacak gibi hissetmişti. Büyük olasılıkla adam onun cahilliğine gülmüştü...

 

"Görünüşe göre... Usta Zhang resim sınavında da bu taktiği uygulamış..."

 

Huang Yu içten içe karşı tarafa söverken, Bai Xun'un şaşırmış sesini duydu.

 

Bu sözleri duyduğu anda Huang Yu da o günü hatırladı.

 

O zaman... Usta Zhang resim yapmadan önce de hiçbir şey bilmeyen bir çaylak gibi görünmüştü. Ancak... birkaç kitap okuduktan sonra kolayca beşinci seviye bir resim yapıvermişti...

 

Bu herif. Neler oluyor?

 

Bir insan nasıl bu kadar olağan dışı olabilir?

 

"Doğru olduğuna göre, bu sınavınızı geçtiğim anlamına mı geliyor?" Ellerini arkasında bağlayan Zhang Xuan sandalyesine dönüp adama sakin bir bakış attı.

 

"Dur bakalım!"

 

Kıdemli Tian yanıt veremeden önce Wang Chao aniden ayağa fırladı. "Kıdemli Tian'ın, Zhang Xuan ve Kardeş Lu ya sorduğu soru kullanılan demleme tekniği ve çay aromasının hangi seviyede olduğuydu ve bu ikisini bilen galip sayılacaktı. Kardeş Lu'nun 【Dökülen Yaprakların Kökü】ve dördüncü seviye çay aroması cevabı yanlış değildi! Öte yandan Muallim Zhang bunca şey söylemesine rağmen asıl konudan bahsetmedi. Bu yüzden, bence konu dışına çıktı ve kazanan Kardeş Lu olmalı."

 

"Bu doğru, Kardeş Lu diğer kısımdan bahsetmemiş olsa da bunları bilmediği anlamına gelmez. Sadece bunların konu dışı olduğunu düşünerek söylemeye gerek görmedi." Wang Chao'nun sözlerini duyan Tian Long'un gözleri ışıldadı.

 

O herif bu mücadeleyi kazanıp Usta Liu'nun çırağı olursa, her gün Huang Yu'yla birlikte olmayacak mıydı? Bu gerçek olursa Tian Long'un hiç şansı kalmazdı.

 

Ne olursa olsun, karşı tarafın başarmasına izin veremezdi!

 

Dahası, adam az önce onu aşağılamıştı. Ona haddini bildirme fırsatı önüne çıkmışken, parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin verebilir miydi?

 

"…"

 

Karşı tarafın sözlerini duyan Zhang Xuan afallamıştı.

 

Kendisinin utanmaz biri olduğunu düşünürdü; bu ikilinin ondan bile beter olduğunu kim bilebilirdi.

 

Konu dışına çıkmak mı?

 

Bir açıdan konu dışına çıktığı doğruydu, ancak...

 

"Muallim Lu yanıtı çoktan verdi. Eğer Muallim Zhang başka bir şey söylemeseydi, yalnızca onun cevabını tekrar etmiş olmayacak mıydı?" Huang Yu duruma daha fazla seyirci kalamayıp öfkeyle ayağa kalktı.

 

Bu ne çeşit bir şakaydı böyle?

 

Verilebilecek bütün cevapları verdikten sonra karşı tarafın ne söylemesini bekliyordun ki?

 

Eğer seninle aynı cevabı verseydi, seni taklit ettiğini söylemeyecek miydin? Öte yandan başka bir şeyler söylediği anda onun konu dışına çıktığını söylüyorsun...

 

Ne olursa olsun sizler birer yıldız hocasınız. Az da olsa itibarınızı düşünemez misiniz?

 

"Yeter, tartışmayı kesin."

 

İki tarafın saçtığı kıvılcımları gören Kıdemli Tian ellerini salladı. "Böyle bir soru sormuş olmak benim hatamdı, o yüzden meseleyi unutun."

 

"Unutalım mı?"

 

Zhang Xuan Kıdemli Tian'a dik dik baktı. Adamın Lu Xun'a yardım ettiği açıktı.

 

Ama buna çok da şaşırmamıştı. Bu Kıdemli Tian'ın Zhang Xuan'i ilk görüşüydü. Doğal olarak daha çok tanıdığı Lu Xun'a destek olacaktı.

 

"Muallim Tian..."

 

Bu sözleri duyan Liu Ling kaşlarını çattı.

 

Taraf tuttuğunuzu fazla açık etmiyor musunuz!

 

"Yeter, daha fazla konuşmaya gerek yok. Bu mesele benim hatamdı, bu yüzden ikisine başka bir soru soracağım. Meseleyi daha fazla büyütmeye gerek yok." Kıdemli Tian duygusuz bir tavırla araya girdi.

 

"PEKALA!" Hocası çoktan konuştuğuna göre, Liu Ling saygısından dolayı daha fazla itiraz etmedi. Tek yapabildiği Zhang Xuan'e özür dileyen bir bakış atmak oldu.

 

"Daha önce Çay Sanatı konusunda uygunsuz bir soru sorduğum için özür dilerim. Ancak ikinizin de Çay Sanatı konusunda son derece bilgili olduğunuzu söyleyebilirim. Eğer ikinizi bu alanda karşı karşıya getirmeye devam edersem aranızda bir husumet başlayabilir. Şuna ne dersiniz: Çay Sanatı haricinde resim alanında da biraz bilgili sayılırım. Dahası, kısa süre önce elime müthiş bir tablo geçti. Birer hoca olarak resim konusunda da bir şeyler biliyor olmalısınız. Bu yüzden neden sizin değerlendirip yorumlamanız için o tabloyu getirmiyorum. Kimin değerlendirmesi daha doğru olursa, kazanan o olur..." Kıdemli Tian bir anlık tereddütten sonra sakalını sıvazlayarak konuştu.

 

"Resim mi?"

 

Karşı tarafın sözlerini duyan Zhang Xuan kahkahasını zor tuttu.

 

Karşı taraf bir başka konu seçse bile, Zhang Xuan kütüphanedeki kitapları kullanarak konuyu öğrenebilirdi. Ancak konu resim olunca... buna gerek bile yoktu!

 

Beşinci seviye resimler yapabildiği için, çoktan büyük usta ressam seviyesine ulaşmıştı. Lu Xun'un... bana karşı şansı olduğuna emin misin?

 

Ancak, karşı tarafın bu konuyu seçmesine şaşırmamak gerekirdi. Kıdemli Tian az önceki sorudan sonra Zhang Xuan'in Çay Sanatı konusunda bilgili olduğunu anlamıştı. Bir başka soru bile sorsa Lu Xun yine de kaybedecekti.

 

Ayrıca Kıdemli Tian doğal olarak Lu Xun'un geçmişini biliyordu. Lu Xun'un babası Usta Lu Chen gerçek bir usta ressamdı ve Lu Xun çocukluğundan beri resimlerle içli dışlıydı. Bu yüzden resim konusundaki bilgisi Çay Sanatına kıyasla çok daha fazlaydı.

 

Sonuç olarak soruyu resim konusunda sormaya karar vermişti.

 

Bu şekilde Lu Xun, Zhang Xuan'dan daha avantajlı olacaktı.

 

Ancak ne yazık ki... Lu Xun'un babası Usta Lu Chen'in bile, Zhang Xuan'e saygıyla usta olarak seslendiğini hayal bile edemezdi.

 

"İkinizin bir itirazı var mı?" Kıdemli Tian bunu söyledikten sonra bakışlarını ikiliye çevirdi.

 

"Lu Xun Kıdemli Tian'ın kararına karşı çıkmaya cüret edemez." Lu Xun ellerini kavuşturarak uysal bir cevap verdi, ancak içten içe sevinçten kuduruyordu.

 

Tian Long, Zhang Xuan'in büyük olasılıkla bir usta ressam olduğunu söylese de, Lu Xun meselenin yalnızca Zhang Xuan'in böbürlenmesi olduğunu düşünmüştü. Ciddiye bile almamıştı.

 

Aynı zamanda resim konusunda Çay Sanatından çok daha yetenekliydi.

 

Mo Chenzi, Yuanyu, Lu Chen... küçükken usta ressamlar hakkında okuduğu tüm kitapları aklından şöyle bir geçirdi. Yüzüne yavaşça kendinden emin bir gülümseme yerleşti.

 

Ne şaka ama! Çay Sanatına yalnızca ufuklarını genişletmek için bulaşmıştı, ama resim onun uzmanlık alanıydı.

 

Zhang Xuan gerçek bir usta ressam olmadığı sürece, onu yenebilmesi imkansızdı.

 

Lu Xun kendine güveniyordu.

 

"Peki ya Muallim Zhang?"

 

Lu Xun'un kabul ettiğini gören Kıdemli Tian başıyla onaylayarak Zhang Xuan'e döndü.

 

"Ben de... kabul ediyorum!" Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

"Resim yorumlayarak mı yarışacaklar?"

 

Üç usta hoca, Huang Yu ve Bai Xun, Zhang Xuan'in geçmişini biliyorlardı ve birbirleriyle bakıştılar.

 

Bir an sonra bakışlarını Lu Xun'a çevirdiler ve gözlerindeki acıma ifadesi açıktı.

 

Çay Sanatı konusundaki mücadele Lu Xun'un uzmanlık alanı olmadığı için büyük bir darbe yaratmamıştı. Bu yüzden Zhang Xuan'e kaybetmesine rağmen cesareti kırılmamıştı. Ancak resme gelince...

 

Büyük ihtimalle bu kez ağlayarak ölecekti.

 

Pff, zavallı çocuk.

 

Lu Xun, dürüst olalım, yarışmak için yanlış rakip seçtin...

 

* Çin çayı hazırlamanın iki yöntemi vardır: "Kuru hazırlama" ve "ıslak hazırlama".

 

Islak hazırlamada özel bir çay setine ihtiyacınız vardır ve ekipmanları yıkadıktan sonra, çay setine yalnızca su eklenir (genellikle bir süzme bölmesi bulunur) Bu yüzden "ıslak hazırlama yöntemi" olarak isimlendirilmiştir.

 

Öte yandan kuru hazırlama yöntemi çok daha temizdir. Kullanılmayan suyun tamamı lavaboya dökülür.