Bölüm 2: Utanmaz

avatar
9085 39

Library of Heaven's Path - Bölüm 2: Utanmaz


 

Çevirmen: W2G

 

 

Uzunca bir süre etrafa baktıktan sonra, Zhang Xuan kütüphanedeki kitapların suda yansıması gözüken ay gibi olduğunu fark etti; görünürlerdi fakat elle tutulamıyorlardı, onları raflardan almak imkansızdı. Böylece, ilgisini kaybetti ve zihninden bilincini geri çekti.

 

"Öğle yemeği zamanı. Yemekten sonra, birkaç öğrencinin daha katılması için yollar arayacağım."

 

Pencereden dışarı bakarken güneş yavaşça tepeye çıktı ve öğle vaktinin geldiğinin haberini verdi. Sabahleyin sınıfının önünden geçen on sekiz öğrenciden sadece birini kandırmayı başarmıştı. Kabul ettirme oranı oldukça düşüktü. Öğleden sonra da bu oranda devam etmemeliydi. Durum ne olursa olsun, o bir geçiş yapandı. Eski çağdan gelenleri bile kandıramıyorsa, dijital çağda olan bir dünyadan geldiğini nasıl gururla iddia edebilirdi?

 

Sırtını esnetti, sınıftan dışarı çıktı ve kantine doğru yöneldi.

 

Tıpkı bundan önceki hayatındaki liseler gibi Hongtian Academisinin kantini de oldukça büyüktü. Büyüklüğü aynı anda on binden fazla öğrenciyi ikamet ettirmek için yeterliydi. Bir öğrenciyi başarıyla oyuna getirip sınıfına kattıktan sonra keyfi yerindeydi. Zhang Xuan birkaç ek garnitür sipariş etti ve yemeğinin keyfini çıkarmak için köşeye oturdu.

 

"Bu Zhang laoshi değil mi?"

 

Zhang Xuan yemeğinin ortasındayken, küçümseyen bir ses duyuldu. Kafasını yukarı kaldırdı ve ona doğru canlı bir gülümsemeyle bakan genç bir adam gördü. Ancak, yüzünden en ufak bir sıcaklık belirtisi okunmuyordu ve gülüşü sahte gibi duruyordu.

 

"Cao laoshi?" Zhang Xuan karşısındakinin kim olduğunu tanıdı.

 

Cao laoshi’nin tam ismi Cao Xiong du ve akademiye Zhang Xuan'la aynı zamanda girmişti. Başarılarını başkalarıyla karşılaştırmaya ve bu şekilde egosunu şişirmeye düşkündü.

 

Bundan önceki konakçı hakaretlere katlanamamış ve bu eleman onun ölene kadar içmesinde büyük bir rol oynamıştı.

 

"Bugün birinci sınıfların öğretmenlerini seçtiği gün. Öğrenci alımın nasıl gidiyor? İştahınıza bakılırsa, iyi gidiyora benziyorsunuz. Bak, bunlar sınıfıma yeni katılan öğrenciler ve toplamda on iki kişiler. Yurtlarına bırakmadan önce, onlarla yemek yemek için buraya geldim!"

 

Cao laoshi, Zhang Xuan'a kendini beğenmiş bir şekilde baktı. Başarılarıyla övünürken, arkasındaki öğrencilerine de büyük bir jest yapmıştı.

 

Buraya hava atma ve egosunu kabartmak için geldiğine şüphe yoktu.

 

Zhang Xuan ve onun arasında herhangi bir kin tutma durumu yoktu fakat ikisi de akademiye aşağı yukarı aynı dönemde girdiği için, aralarında kıyaslama yapmayı engellemeleri zordu. Bundan dolayı o, Zhang Xuan'ı sık sık kendine olan saygısını arttırmak için kullanırdı.

 

Arkasından onu takip eden genç grup merak içinde Zhang Xuan'a baktı. Yeni öğrenciler olarak, etraflarında olan her şey onları cezbediyor gibiydi.

 

"Beyler, size onu tanıtmama izin verin. Bu Zhang laoshi, akademimizin ünlü kimselerinden. Akademimizin kuruluşundan bu yana, Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan alan ilk öğretmen! O tarih yazan bir adam!"

 

Cao laoshi kalabalığa tanıttı.

 

"Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan mı?"

 

"Ah! Buraya gelirken onun bahsini işitmiştim. Görünüşe göre, ona bağlı bir öğrencinin yetiştirmesi çılgına dönmüş ve bu öğrenci neredeyse kötürüm olmuş!"

 

"Bunu ben de duydum. Birçok insan onu öğretmenim olarak seçmeme konusunda beni uyardı. Aksi takdirde, sadece yetiştirmem gelişmemekle kalmayacak, onun sorumluluğu altında ölme ihtimalim bile var!"

 

"Herkesin konuştuğu dillere destan olan hocanın o olduğunu düşününce. Onun bu kadar nazik bir yüze sahip olacağını düşünmüyordum!"

 

...

 

Cao Xiong’un tanıtımının üzerinde, öğrencilerin arasında bir kargaşa ortamı hakim oldu.

 

Öğretmen Yeterlilik Sınavından alınan puan, bir öğretmenin çeşitli yönleri üzerine yapılan bir değerlendirmeye dayanmaktaydı ve onun sınav sonuçlarında öğrencilerinin aldığı sonuçlar önemli bir rol oynamıştı. Bir öğretmen sorumluluğu altında bir öğrenciye sahip olduğu sürece bile, biraz puan kazanırdı. Sıfır puan alarak gerçekten de tarih yazıyordu.

 

"Tanıtma işini bitirmedin mi daha?"

 

Cao Xiong'un küçümseyen söylemleri karşısında, Zhang Xuan soğukkanlılığını korudu.

 

Sıfır puan alan bir önceki Zhang Xuan dı, onun bununla ne ilgisi vardı?

 

Ancak, sinirli olmamasına rağmen, Cao laoshi'nin diğerlerinin üzerinden yürüyerek ego kasması sinirlerine dokunmuştu.  Sabırsız bir şekilde ellerini salladı ve "Tanıtma faslını bitirdiysen, ikileyebilirsin. Yemeğimi bölme!" dedi.

 

Cao Xiong, geçmişinden bahsedince karşısındaki adamın utanç içinde suspus kalacağını düşünmüştü fakat Zhang Xuan sadece soğukkanlılığını korumakla kalmamış aynı zamanda ona ikile bile demişti. Cao Xiong’un yüzü bir anda karardı. Elini geriye doğru attı ve bir öğretmenin sahip olduğu otoriter havaya büründü, suçlamalarına devam etti, "Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan alıp, akademide en düşük not rekorunu kıran birisi olarak, hiç mi utanmıyorsun?”

 

"Utanmak mı? Neden utanayım ki? Senin de söylediğin gibi, bir rekor kırdım ve bunun sayesinde bütün birinci sınıflar kim olduğumu biliyor. Peki ya sen?” Zhang Xuan elini kaldırdı ve Cao Xiong’un arkasındaki öğrencileri işaret etti. "Onlar senin sınavdan kaç puan aldığını biliyor mu? Akademiye gelmeden önce, senin adını duymuşlar mı? Israrın olmasaydı, onlara yemek ısmarlaya başvurmasaydın, seni öğretmenleri olarak kabul edeceklerini düşünüyor musun? Hiç kimsenin tanımadığı birisi olmana rağmen, hala benim önümde böbürlenecek yüzün var mı? Allah aşkına neyinle bu kadar gurur duyuyorsun!"

 

"Ah?"

 

Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan alan başka birisi olsaydı, toplum içinde rezil olmamak için başını büküp dolaşırdı. Fakat, bu adam tam tersiydi. Bu konu hakkında neşeliydi ve bununla gurur duyuyor gibiydi. Üstüne üstlük, sıfır puan almadığı için Cao Xiong'u küçümsemişti.

 

Cao Xiong patlamak üzereydi.

 

Cildi çok gergindi! Daha da önemlisi... bu tür sonuçlarla, nasıl oluyor da kendisiyle bu kadar gurur duymaya devam edebiliyordu?

 

Arkasındaki nutku tutulan öğrenciler birbirlerine boş boş baktı.

 

Peki ya onun kötü itibarı?

 

Bu hoca... biraz fazla yüzsüz değil miydi!

 

Yüzsüz mü? Vurdumduymaz mı? Ne şaka ama! Zhang Xuan'ın yaşadığı çağda, meşhur olmak için, bazı ünlüler her türlü utanç verici eylemi yapmaktan çekinmiyorlardı. En ufak bir utanç duymadan, çıplak fotoğraflar veya sahte haberler olsun, birisinin aklına gelebilecek her şeyi yapıyorlardı. Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan almıştı ama bu insanların eylemleriyle karşılaştırıldığında onunkisi devede kulaktı.

 

Cao Xiong’ın yüzü kıpkırmızı oldu, "Bir öğretmenin temel sorumluluğu öğrencilerine rehberlik etmektir. Bugün seninle daha fazla tartışmayacağım, sen bir öğrenci bulduktan sonra yumruklarımızı kapıştıralım. O zaman, kimin öğrencisinin daha yetenekli olduğunu görürüz!"

 

Bu sözleri söyleyip, arkasına döndü ve uzaklaştı.

 

Bu sırada, arkasındaki yaşlı bir adamla genç bir bayan arasındaki konuşma duyuldu.

 

"Bu hoca gerçekten de kötü değil. Kişiliği de iyi..."

 

Şaşkına uğramış bir bayanın sesi duyuldu. Ancak, bu manzaraya tanıklık etmeyen genç hanımın sesinde hafif bir tereddüt etme belirtisi vardı.

 

"İkinci genç hanımım, bu konuda beni bir dinleyin. Buraya gelmeden önce genç usta beni, sizi Lu Xun laoshi'ye götürmekle görevlendirdi ancak siz sözlerime kulak asmadınız ve beni başınızdan savdınız. Üstüne üstlük, bütün olası öğretmenler içinden onu seçtiniz..."

 

Yaşlı bir adamın sesi duyuldu, ses tonundan hayal kırıklığına uğradığı anlaşılıyordu.

 

"Bu hoca... söylediğin kadar kötü değil. O-o iyi bir insan, benim bünyemi bile inceledi. O dedi ki... eğer düzgün bir şekilde eğitim yaparsam, topluluğun zirvesine ulaşabilirmişim..." Genç bayan tereddütle cevap verdi.

 

"Hala onun sorumluluğu altında topluluğun zirvesine ulaşacağını mı umuyorsun? Eğer gerçekten onun altında çalışacak olsaydınız, yetiştirmenizin çılgına dönmemesi bile başlı başına bir lütuf olurdu. İkinci genç hanımım, onun kim olduğunu biliyor musunuz? O, bütün akademideki en işe yaramaz hoca. Bir önceki Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan aldı... Benim küçük nesebim(soyumdan gelen) acele etmeli ve onun sorumluluğu altından ayrılmalısın. Aksi taktirde, genç ustanın bundan haberi olursa, beni öldürür..." diye yalvardı yaşlı adam.

 

"Abim!"

 

Yaşlı adamın genç ustayı dile getirmesinin üzerine, küçük kızın gözü korkmuşa benziyordu. Yüzü korkuyla çarpıldı ve bir ikilem içine düştü.

 

Bu konuşulanları duyunca, Cao Xiong’un gözleri ışıldadı. Durdu, arkasını döndü ve yemek yiyen Zhang Xuan'a doğru gülümsedi. "Zhang laoshi, bu genç hanım sınıfına yeni kattığın öğrencin olabilir mi? Haha, görünüşe göre işler senin için çok iyi gitmiyor. Senin vesayetinden çıkmak istiyor gibi duruyor!”

 

Öğretmenler kendi öğrencilerini seçebildiklerine göre, öğrenciler de kendi öğretmenlerini seçme konusunda özgürdüler.

 

Bir öğrenci hocasının potansiyelini açığa çıkaramayacağını hissederse, kimlik tokenini hocasına geri iade edebilirdi.

 

Cao Xiong’un yüksek sesle konuşması, epeyce dikkat çekti. Biraz önce hararetli bir tartışma içinde olan genç bayan ve yaşlı adam dikkatlerini o tarafa verdiler.

 

"İkinci genç hanımım, daha yeni kabul ettiğiniz hoca bu mu?” Yaşlı adamın bakışları Zhang Xuan'ın üzerindeydi.

 

"Evet!" Genç bayan başını salladı.

 

Yaşlı adam hemen ayağa kalktı ve Zhang Xuan'a doğru yürüdü, "Zhang laoshi, ailemizin genç hanımı sizin vesayetinizden çıkmaya karar verdi!"

 

"İhtiyar Liu..." Genç kadın yaşlı adamın bir anda harekete geçeceğini beklemiyordu. Kızarmış bir yüz ifadesiyle beraber, telaşlandı ve Zhang Xuan'a özür dileyen bir bakış attı, "Hocam, ben...."

 

O, Zhang Xuan'ın yeni kabul ettiği öğrencisi olan Wang Ying'di.

 

"Wang Ying, benim kolay kolay öğrenci kabul etmediğimi biliyorsun. Seni almamın tek sebebi kaderimizin kesişmesiydi. Neden bu kadar iyi bir fırsattan vazgeçmek istiyorsun? Ucunda reddedilmek bile olsa, kaç kişinin benim öğrencim olmayı arzu ettiğini biliyor musun?"

 

Elbette, onu ikna etmek için bu kadar çaba sarf ettikten sonra, nasıl onun ellerinin arasından kaçmasına izin verirdi? Zhang Xuan hayal kırıklığına uğramış bir yaşlı sesi takınarak, Wang Ying'i uyardı.

 

"Bu ne saçmalık..."

 

Çevresindeki ve özellikle de onun geçmişinin farkında olan öğrenciler bu lafları duyduktan sonra, gözleri kararıyormuş gibi hissetti ve neredeyse yere kapaklanıyorlardı.

 

Büyük kardeş, en azından biraz utanma duygusuna sahip olamaz mısın? Sonunda reddedilmek de olsa kaç kişinin senin öğrencin olmayı arzu ettiğini söyleyerek neyi kastediyorsun... Hiçbir öğrenciyi sınıfına alacak yeterliliğe sahip biri olmadığın aşikar.

 

"Ayrılmayı... istemiyorum…”

 

Zhang Xuan'ın şiddetli uyarılarının etkisiyle, Wang Ying hemen tereddüte düştü fakat sözleri yarıda kesildi.

 

"Senin vesayetinden çıkacak!" İkinci genç hanımın ne kadar kararsız olduğunu gören yaşlı adam, Liu Amca öne çıktı, "Zhang laoshi, kılanımızın ikinci genç hanımı resmi olarak sizin vesayetinizden çıkmaya karar verdi. Çıkma prosüdürlerini yürütme konusunda sana güveniyorum!"

 

"Çıkmak mı?" Zhang Xuan'ın göz kapakları seğirdi. "Seçeneklerinizi tekrar gözden geçirseniz daha iyi olur. Bir hocanın vesayetinden çıkmak, öğrenci üzerinde kötü bir itibar bırakır ve diğer hocaların seni öğrencisi olarak kabul etmesi pek olası olmaz! Şu saçma dik kafalılığınız yüzünden genç hanımınızın geleceğini mi mahvediceksiniz? Bunun sorumluluğunu alabileceğinize emin misiniz?"

 

"Bu..." İhtiyar Liu donakaldı.

 

Öğrenciler, hocalarının vesayetinden çıkabilirlerdi fakat bu eylem hocaya yapılmış bir hakaret olarak sayılırdı Ayrıca, hocanın vesayetinden bir kere çıkan birisi, bunu tekrar yapmak için tereddüt etmezdi. Genellikle, böyle 'kötü sicilli' öğrenciler başka hocalar tarafından kabul edilmezdi.

 

Sonuçta, kim hocasının prestijine saygısı olmayan birisini, öğrencisi olarak kabul etmeyi isterdi ki?

 

Dahası, böyle bir öğrenciyi kabul etmek diğer öğretmene hakaret etmek anlamına geliyordu. Bu okuldaki öğretmenler çalışma arkadaşıydı ve bir öğrenci uğruna kendi meslektaşını gücendirmesi akıllıca bir davranış olmazdı.

 

Eğer bir öğrenci akademide kendine bir hoca bulamazsa, geleceği mahvolurdu.

 

Zhang Xuan'ın söylediklerinin doğru olduğunu bilmek, İhtiyar Liu'nun kararlılığını salladı.

 

Sonuçta, o sadece bir uşaktı. Eğer ikinci genç hanımın geleceği, onun verdiği karardan dolayı sona ererse, bunun sonuçlarına katlanamazdı.

 

"Rahatınıza bakın, ailenizin ikinci genç hanımı yetenekli. Ona iyi bir eğitim vereceğim böylelikle sınavlardan başarılı sonuçlar alabilecek…" İhtiyar Liu'nun kararsız olduğunu fark eden, Zhang Xuan hemen cesaret vermeye başladı.

 

Şaka yapıyor olmalısın! Ellerimle olan bir şeyin kaçmasına nasıl müsade edebilirim?

 

"Orada dur bakalım, kim hiçbir hocanın onu kabul etmeye istekli olmayacağını söylüyor? Genç bayan, eğer bu hocanın vesayetinden çıkarsanız, ben seve seve sizi öğrencim olarak kabul edeceğim!"

 

Zhang Xuan konuşmasını bitiremeden, Cao Xiong öne çıktı ve kollarını genişçe iki yana açtı.

 

İtibarı biraz önce Zhang Xuan tarafından çiğnenmişti, ona bunu geri ödetme fırsatı kendiliğinden gelmişken, nasıl olur da bu fırsatı geri çevirebilirdi?

 

"Cao Xiong, bu sözlerinle ne demek istiyorsun?"

 

Zhang Xuan’ın cildi koyulaştı.

 

"Bu sözlerimle ne mi demek istiyorum? Bu kadar iyi bir tomurcuğun ziyan olması, sence de yazık olmaz mı? Ben, sadece senin vesayetinden çıkma durumuna karşı bir yer teklif ediyorum. Sonuçta, hocalar akademiye eğitim vermek için geliyor. Onlar için, Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır çeken birini değil de, kendilerine rehberlik edecek en iyi hocayı seçmeleri gayet doğal bir şey.”

 

Cao Xiong neşeyle kıkırdadı.

 

"Benden izinsiz alenen öğrencimi çalmak, bu konuyu Eğitim Bürosuna bildirmeye cesaret edemeyeceğimi mi düşünüyorsun?"

 

Bu artık tartışma olmaktan çıkmıştı, karşı taraf alenen öğrencisini çalmaya çalışıyordu.

 

Akademi, öğretmenleri kendi öğrencilerini seçme konusunda desteklerken, başka bir öğretmenin öğrencisini çalmayı affetmezdi. Bu tür eylemler sadece öğretmenler arasındaki ilişkileri bozmakla kalmaz, aynı zamanda okulun kültürünü de etkileyebilirdi.

 

"Öğrenci çalmak? Bu konuyu abartıyorsun. Peki ya şuna ne dersin, neden adil bir yarışma yapmıyoruz? Biz bir öğrenciye öneriler sunacağız ve verdiğimiz tavsiyelerin kalitesine göre o kimi seçeceğine karar verecek. Bu meydan okumayı kabul edecek cesaretin var mı?"

 

Dedi Cao Xiong.

 

 

  






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr