Library of Heaven's Path - Bölüm 3: Cennet Yolunda Kusurlar

---

 

Çevirmen: W2G

 

 

"Bir öğrenciye öneriler sunduğun, öğretmenler arası bir savaş mı?"

 

Zhang Xuan’ın yüzü bir anda karardı.

 

Önceki konakçının anılarını miras olarak almış olsa bile, daha onun anılarını tam olarak düzenlememişti. Şu anki durumuyla, sadece çeşitli yetiştirme alemlerini anlamlandırabilirdi. Eğer sunulan öneriler birisinin yetiştirmesi üzerine olsaydı, önceki konakçı bile bu konuda sigara içmekten başka bir şey yapamazdı, şu anki Zhang Xuan'ı söylemeye gerek bile yok!

 

Öneriler sunmak... Bu konuda Cao laoshi ile denk olması imkansızdı!

 

Eğer gerçekten rekabet etselerdi, o kesinlikle kaybederdi!

 

"Ne oldu? Yoksa bu meydan okumayı kabul etmekten korkuyor musun? Öğretmenlerin, bir öğrencinin daha iyi bir seçimde bulunmasını sağlamak amacıyla başka bir öğretmene, meydan okumasına izin verildiği kurallarda açıkça yazıyor ve bu öğrenci çalmak olarak sayılmıyor!" Cao Xiong neşeyle kıkırdadı. Sakin bir şekilde konuşurken, kollarını silkti.

 

"Sunacağımız öneriler ne üzerine olacak?"

 

Zhang Xuan, meydan okumayı reddederse, tek sahip olduğu öğrencinin de onu bırakacağını biliyordu. Baskı altındaki, Zhang Xuan dişlerini gıcırdattı.

 

Bir öğretmenin, öğrencilerinin üzerinden öneriler sunması için birçok yol vardı; onların yetiştirmeleri, savaş teknikleri, hareketlerindeki kusurlar... Bu durumda, çoğu hocanın da bir uzmanlık alanı vardı.

 

"Şuna ne dersin? Hepsi daha bugün gelen yeni öğrenciler olduğuna göre, neden bir yumruklama programı düzenleyip, uygulamalarındaki hatalar üzerinden onlara tavsiyeler vermiyoruz? Daha sonra, tekrar onları yumruklama programına sokacağız ve kimin öğrencisi daha fazla derecede gelişim gösterirse, o kazanacak. Bunun hakkında ne düşünüyorsun?"

 

Cao Xiong'un başka herhangi bir hocaya zıt gidecek kadar güveni yoktu fakat performansı en dipte, Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır alan birisiyle karşılaşmak, bunun için hala özgüvenden fazlasına sahipti.

 

Zhang Xuan tereddüt etti.

 

"Benim meydan okumamamı kabul edecek cesaretinin olmaması söz konusu olamaz değil mi? Biraz önce bir çok öğrenciyi reddettiğin konusunda çok gururlu bir şekilde övünüyordun. Eğer gerçek yeteneklere sahipsen, bunu kanıtla. Becereksizliğinle bu genç bayanın geleceğine engel olma!" Cao Xiong iğneledi.

 

"Ta... mam o zaman!"

 

Zhang Xuan zorla da olsa başını salladı.

 

Neticede birisinin başına gelebilecek en kötü şey ölümdü. Bu olay en fazla, onun mağlubiyetiyle sonuçlanırdı. Düelloyu şimdi kabul etmeseydi, sınıfına daha yeni aldığı öğrencisi kesinlikle onun vesayetinden çıkardı. Bu gerçekleşseydi, gerçekten bir köşeye sıkışmış olacaktı.

 

Kendini bir kaybetme durumu içinde bulursa , sadece gelişi güzel bir şey uydurmak zorunda kalırdı.  Her halükarda, o vurdumduymaz birisiydi, ufak bir mahcubiyet onun için bir anlam ifade etmiyordu...

 

"Cao laoshi ve Zhang laoshi birbirleriyle kapışıyor!"

 

"Şu Öğrenci Yeterlilik Sınavından sıfır alan Zhang laoshi'yi mi diyorsun?"

 

"Aynen öyle!"

 

"Akademideki en kötü hoca olamasına rağmen, nasıl hala diğer hocalara meydan okuyacak cesareti var? Ciddi misin? Utanmak için bahane aramıyor değil mi?"

 

...

 

Yemeklerinin ortasındayken, bu meydan okumayı duyan büyük bir grup öğrenci kalabalığa doğru yaklaştı.

 

Bugün birinci sınıfların kayıt günüydü. Çoğu birinci sınıf, daha kişisel olarak tanışmamasına rağmen Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır alan öğretmeni duymuşlardı. Aslında, çoğu bu meselenin nasıl sonuçlanacağı konusunda oldukça meraklıydı.

 

"Standart kurallara göre gideceğiz, sen benim öğrencilerime tavsiyeler verirken ben de seninkine vereceğim!"

 

Etrafında toplanan büyük kalabalığı gören, Cao Xiong performans gösterme konusunda daha da motive oldu. Kendine güvenen bir gülümsemeyle, ellerini genişçe açtı.

 

Adaleti sağlamak adına ve böyle bir yarışmada hile şüphesine mahal vermemek için, hocaların kendi öğrencilerine öneriler sunmasına izin verilmiyordu.  Genellikle, savaş için öğrencileri değiş tokuş ederlerdi.

 

"Genç bayan, buraya gelin ve yumruklama rutininizi gösterin. Tam gücünüzle taş sütuna vurun!"

 

Yarışma içeriğini teyit ettikten sonra, Cao Xiong şaşırmış haldeki genç bayanı işaret etti.

 

"Ben..."

 

Fena şekilde yüzü kızaran Wang Ying, gergince bir biçimde göz ucuyla Zhang Xuan'a  baktı. Onun kızgın olmadığını onayladıktan hemen sonra, ileri doğru çıkmaya cesaret edebildi. Daha sonra, ellerini ön tarafında pozisyonladı ve vücudu derin ve güçlü bir aurayla kaplandı.

 

Huhuhu!

 

Yumruğunun muazzam gücü, rüzgarın uğuldamasına neden oldu.

 

Bizzat tanık olmayan birisinin, bu şaşkın bayanın yumruğunun arkasında böyle muazzam bir güç barındırdığını tahmin etmesi zordu.

 

Duruşu kararlı ve kuvvet doluydu. Tek bir bakışla, birisi özenle oluşturulan sağlam bir temele sahip olduğunu söyleyebilirdi.

 

Çok geçmeden, yumruklama rutinini tamamladı.

 

Yumruklama rutinini gördükten sonra, Zhang Xuan umutsuzluk içine düştü.

 

Önceki konakçıdan kalan bilgilerle bile, hiçbir kusur farkedememişti.

 

Önceki konakçının Öğretmen Yeterlilik Sınavından neden sıfır puan aldığı barizdi, gözleri muhakeme yeteneği için gereğinden fazla güçsüzdü!

 

"Güzel! Şimdi, tüm gücünle taş sütuna vur!"

 

Gerçekten de onun gelişmekte olan iyi bir filiz olduğunu gören Cao Xiong, memnuniyet içinde başını salladı.

 

Taş sütun onlardan çok da uzakta değildi. Bu taş sütun üzerine gelen darbelerin gücünü ölçme yeteneğine sahipti. Böyle taş sütunlar, öğrencilerin ne zaman isterlerse, kendi güçlerini daha iyi anlamalarını sağlamak için okulun her tarafına yerleştirilmişti.

 

Wang Ying utangaç bir şekilde ileri doğru yürüdü.

 

Biraz önce yumruklama programında oluşturduğu güçle, taş sütunun tam üstüne güçlü bir yumruk gönderdi.

 

Peng!

 

Taş sütun yalpalandı ve bazı basamakları havada süzüldü.

 

53!

 

"53kg, yumruğunun gücü fena değil!" Cao Xiong, başını onaylar bir şekilde salladı.

 

Wang Ying'in, daha herhangi bir öğretmenin rehberliğinde bulunmamış bir birinci sınıf ve bir kadın olduğunu göz önüne alınırsa, yumruğunun arkasında böyle bir etki taşıması gerçekten de etkileyiciydi.

 

"Yumruk rutinin şiddetli ve güçlüydü. Fakat yumruklarında gördüğüm bir kusur, yumruklama güzergahının biraz fazla kısa oluşuydu. Bacaklarının dönüş hızını arttırabilirsen, yumruklarının gücü önemli oranda artacaktır. Yanılmıyorsam, bacakların bir çeşit yaralanmaya maruz kalmış!"

 

Dedi Cao Xiong.

 

Bir öğretmenden beklendiği gibi! Göz muhakeme yeteneği gerçekten de Zhang Xuan'a göre üst düzeydi. Bu kısa zaman içinde, Wang Ying’in yumruklama rutinindeki sorunu söyleyebilmiş ve bacaklarının yaralanmış olabileceği sonucunu çıkarmıştı.

 

"Evet!" Wang Ying heyecanla başını salladı.

 

"Yaralanmanız nedeniyle, alt uzuvlarınıza baskı uygulamaktan çekiniyorsunuz. Durum bu olduğuna göre, size bir formül vermeme izin verin. Merak etme, bacak yaraların daha kötü hale gelmeyecek!"

 

Daha sonra, Cao Xiong birinin gücünü, tamamen başka yöne çevirmenin yolunu açıkladı.

 

"Bir kere denememe izin verin!"

 

Yaralarına rağmen böyle bir güce ulaşmasında, Wang Ying'in üstün kavrama yeteneği büyük bir rol oynamıştı.  Cao Xiong'un bahsettiği formülün arkasındaki fikirleri anlaması onun için çok uzun sürmemişti. Sonra, taş sütuna bir kez daha yaklaştı ve yumruğunu sıktı. Tüm vücudu, bir güç dalgalanmasıyla doldu taştı, sanki güçlü bir ejderha ona hakim olmuş gibiydi.

 

63!

 

Peng!

 

Kısa süreli özel ders sayesinde, Wang Ying'in yumruğunun arkasındaki etki 10kg yükselmişti.

 

“Gücünün 10kg arttığına bakacak olursak, bu %20'lik bir gelişim! Ben rehberliğimi bitirdim. Senin sıran!"

 

Sonuçları gördükten sonra Cao Xiong hafifçe gülümsedi ve yüz ifadesinde küçük bir neşe hasıl oldu.

 

Tek bir rehberlik seansıyla öğrencinin gücünü %20 arttırmak oldukça etkileyici bir başarıydı.

 

"Zhang laoshi!"

 

Cao Xiong’un arkasından bir öğrenci öne çıktı ve yumruk rutinini gerçekleştirmek için kendini hazırladı.

 

"Tam orada dur!"

 

Zhang Xuan elini kaldırdı.

 

"Neden? Kendi sözlerinle ters düşme niyetinde misin?" Cao Xiong kıs kıs güldü.

 

"Sözlerimle ters düşmek mi? Ne şaka ama. Sözümden geri döneceğimi mi düşünüyorsun?" Zhang Xuan kendinden emin bir şekilde konuştu fakat içinde bir panik havası hakimdi.

 

Bu dünyaya daha yeni gelmiş bir geçişçi olarak, bir öğrenciye tavsiyeler verme konusunda ne yapabilirdi? İnternetten nasıl beleşe film indirmeyi öğrenmek isteselerdi, bu konuda bir uzmandı fakat dövüş sanatları üzerine en ufak bir bilgisi yokken, nasıl onlara bu konu hakkında önerilerde bulunabilirdi?

 

"Sadece şunu düşünüyorum..." Kalabalık dikkatle ona bakarken, Zhang Xuan gururunu bir kenara bırakıp, kendini bu durumdan kurtarmak için bir bahane aradı. "Onun senin öğrencin olduğu düşünülürse, benim rehberliğimden sonra kendini tutma ihtimali var. Durum böyle olursa, kızgın bir şekilde yenilmeyecek miyim?"

 

"Kesinlike tüm gücümü kullanacağım! En azından, ben hala bu kadar güvenirliğe sahibim!" Şüphenilen öğrenci hoşnutsuzluk içinde dişlerini sıktı, Zhang Xuan'ın laflarına alınmıştı.

 

"Pekala, bu öğrencinin güvenilirliğine inanıyorum. Ama yine de, kapışmamız adil değil!" Öğrenci böyle laflar ettikten sonra, Zhang Xuan  bu konuyu daha fazla zorlarsa, bunun onun için sadece bir alay konusu olacağını biliyordu. Bundan dolayı, bir çıkış yolu bulmak ümidiyle konuyu değiştirdi.

 

"Adil değil mi? Adil olmayan da ne?" dedi Cao Xiong.

 

"Wang Ying benim öğrencimdi zaten, senin aksine bu yarışmayı kazansam bile hiçbir şey kazanmıyorum. Diğer taraftan, kaybedersem o senin öğrencin olacak. Böyle bir yarışmanın adil olduğu nasıl düşünülebilir? Bahse girdiğimize göre, iki tarafında ortaya koydukları eşit olmalı. Bu kumarda, sadece benim kaybetme ihtimalim var... Bunun adil olduğunu mu düşünüyorsun?" dedi Zhang Xuan.

 

"Ah…" Cao Xiong'un dili tutulmuştu.

 

Dikkatli düşününce, bu gerçekten de adil olmayan bir meydan okumaydı.

 

Bu bahisin dolandırıcılıktan bir farkı yoktu. Bir taraf öğrencisini ileri sürerken, diğer taraf en kötü ihtimalle hiçbir şey kaybetmeden çıkacaktı.

 

"Tamam o zaman. Ben kaybedersem, buradaki Liu Yang senin öğrencin olacak!"

 

Bir süre düşündükten sonra, Cao Xiong  önündeki öğrenciyi işaret ederek, açıklama yaptı.

 

Liu Yang, biraz önce ileri çıkan birinci sınıftı.

 

"Hocam..." Cao laoshi'nin böyle bir karar vereceğini beklemiyordu. Liu Yang afallamıştı ve yüzünde endişeli bir bakış vardı.

 

Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır almış birisini kabul etmektense, ölmeyi yeğlerdi...

 

"Endişelenme, kaybetmeyeceğim!" Cao Xiong kendine güvenen bir ifadeyle ona baktı.

 

"Tamam!"

 

Cao laoshi'nin sözlerinin etkisiyle güvenle dolan Liu Yang, ileri doğru yürüdü ve 'huhuhuhu', Zhang Xuan'ın bakıp bakmadığına aldırış etmeden, yumruklama rutinini gerçekleştirmeye başladı.

 

"Bu..."

 

Bu gencin pes etmesi için birkaç laf daha söylemeye yeltendi. Fakat onun korkutmalarına rağmen, karşı taraf Zhang Xuan'a konuşma fırsatı dahi vermenden yumruklama rutinini yapmaya başladı,  Zhang Xuan umutsuzluk içine düşmüştü.

 

Dürüst olmak gerekirse öğrencinin yaptığı yumruklama rutinini tanıyamamıştı bile, hal böyleyken ondaki kusuru bulması nasıl mümkün olabilirdi? Durum böyleyken, herhangi bir öneri vermesi onun için imkansızdı.

 

"Kusur, bu yumruklama rutininde ne kusur var..."

 

Alnından boncuk boncuk terler aktı ve zihnine endişe hakim oldu.

 

Burada başarısız olursa, rezil olma en az endişe duyacağı şeydi. Daha önemlisi, o kadar zahmete girip oyuna getirdiği öğrencisini kaybedecek ve akademiden kovulacaktı!

 

Boom!

 

Endişeler içinde boğulurken, zihnindeki Cennet Yolunun Kütüphanesi sarsıldı ve kulaklarında şiddetli bir gök gürlemesi yankılandı.

 

Zihnindeki kütüphanede, kitap raflarının üstünde dört kelime belirdi.

 

Cennetin Yolu kusurludur.

 

Bu dört kelime Zhang Xuan'ın kalbine sanki bir dağ oturmuş gibi baskı uyguladı, ondan gelen sınırsız hakimiyeti ve gücü hissedebiliyordu.

 

Bu kelimelerin ortaya çıkmasıyla, bir anda kitap raflarında bir kitap belirdi ve Zhang Xuan'ın hemen önüne düştü.

 

"Bu da ne?"

 

Zhang Xuan’ın kalbi bir anlığına durdu. İçgüdüsel olarak ellerindeki kitaba göz atarken başını eğdi.

 

Kitabın kapağında iki kelime yazıyordu ——Liu Yang!

 

Gelişigüzel bir şekilde ilk sayfayı açmasıyla, gözünün önünde kocaman bir grup kelime belirdi.

 

"Liu Yang; Soyu, Xiayun Şehrindeki Liu Ailesinden geliyor. Hongtian Akademisinin bir öğrencisi, Savaşçı 1-dan Juxi Aleminde!" (Ç.N.: ‘-dan’ judo da kuşak kuşak derecesi anlamına geliyor, burada da aynı şekilde güç seviyesini belirtiyor.)

 

"Yetiştirme Tekniği: Nilüfer Akupunktur Noktası Güç İlerlemesi!"

 

"Savaş Teknikleri: Süzülen Çiçek Yumrukları (Küçük derecede başarı), Ejderha Parmağı Yumruğu (büyük derecede başarı)!"

 

Kusurları: 12 durum. Numara.1, aldatmacalar için çok fazla güç kullanıyor... Numara.2... Numara.3... Numara.4... Numara.12, sol kolu daha güçlü olmasına rağmen, yumruklama rutini sağlak hali için daha uygun. Bundan dolayı, tam gücünü kullanamıyor..."

 

"Bu... Bu..."

 

Kitabın içeriğini gözden geçirirken, Zhang Xuan deliriyormuş gibi hissetti.

 

Bu gerçek miydi?

 

Tam Liu Yang’ın kusurlarını bulamayacağından dolayı dehşete düşmüşken, Cennet Yolunun Kütüphanesi karşısındakinin zayıflıkları hakkında bir kitap derlemişti.

 

Eğer bunda yazanlar gerçekse, bir geçişçi olarak aldığı hediye paketi gerçekten etkileyiciydi!

 

Bu dünyadaki herkesin kendine ait kusurları vardı, savaş ve yetiştirme tekniklerinde de aynı durum söz konusuydu. Mükemmellik bu dünyada var olmayan bir kavramdı. Bir kişinin kusurlarını algılayabilmek ve onu bir kitaba derleyebilmek, bu doğruysa kütüphanenin yeteneği neredeyse cennetlerin seviyesindeydi

 

Peng!

 

Zhang Xuan, zihnindeki kütüphanenin içindeki değişikliklere dalmışken, Liu Yang çoktan yumruklama rutinini bitirmişti Yankılanan bir sarsıntıyla beraber, taş sütunun üstünde birkaç hane belirdi.

 

"62!"

 

Liu Yang'un yumruğunun arkasındaki güç 62kg!

 

"Zhang laoshi, Liu Yang gösterisini bitirdi. Neden ona önerilerde bulunmuyorsunuz?"

 

Cao Xiong gülümsedi.

 

Bu lafları duyduktan sonra, hareketliliği izleyen kalabalık hemen bakışlarını Zhang Xuan'a çevirdi. Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan alan tek öğretmenin bu işin üstesinden gelip, gelemeyeceğini görmek istiyorlardı.