Bölüm 83: Nemein, Adrasteia (1)

avatar
374 5

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 83: Nemein, Adrasteia (1)



Düğünün yapıldığı bahçe de etrafa hoş kokular yayan bir çeşme vardı. Stella Şehir Lordu’nun malikanesinden bekleneceği üzere oldukça pahalıydı. Burada akan suyun kişinin bedenini temizlemek gibi özel bir etkiye sahip olduğu biliniyordu.

 

Beatrice, Şeytan Meyvesi’nden yapılmış özel şarabını yudumladı ve bahçedeki misafirlere göz gezdirdi. Yıldız Diyarı’na geleli çok uzun süre geçmemiş olsa da İngilizlerin oluşturduğu Altın Gül İttifakı büyük bir güce kavuşmuştu.

 

Diyarın önde gelenlerinden biri ve Kader Kraliçesi’nin yakın bir arkadaşı olarak o da düğüne davet edilmişti.

 

“Çok fazla insan var,” Beatrice etraftaki insanlardan yayılan boğucu aurayı sezince dudaklarını şapırdattı. Duyduklarına göre Stella Lordu yarı-ilah seviyesinde bir öğretmene ve Simya Tanrısı’nın soyundan gelen bir dosta sahipti. İnsanlardan yayılan boğucu aura anlaşılabilirdi.

 

“Beğendiniz mi Majesteleri?”

 

Beatrice, kendini Engerek olarak tanıtan bu adama baktı. Diyarın önde gelen suikastçılarından biriydi ve çok sayıda önemli suikastte parmağı vardı. Garip bir şekilde Beatrice ile ilgileniyordu.

 

“Benden bir şey mi istiyorsunuz, Bay Engerek?”

 

Beatrice her zamanki gibi dobra konuşuyordu ama Engerek gülümsemeyi sürdürdü. Gelişim seviyesi açısından onunla hemen hemen eşit gözüküyordu.

 

“Biraz sohbet edelim mi? Oldukça ünlüsün.”

 

“Ünlü müyüm?”

 

“İdeal Kralın Simgesi, Kral Arthur’un otoritesini duymayan kimse kalmadı. Buzul Efendisi’ne düzenlenen zindan baskını bir efsane haline geldi.”

 

“Beni utandırıyorsunuz.”

 

Buzul Efendisi yüksek seviye bir zindan olan Buzul Mabet’in patron canavarıydı. Gücü yüksek-seçkin aşamasına yakındı. Beatrice ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgide dans ettiği zamanları hatırladı. Kalbi birden hızlanmıştı.

 

“Alçak gönüllü olmaya gerek yok.”

 

“Teşekkür ederim.”

 

“O zaman size iyi günler Majesteleri, selamlamam gereken başka dostlar da bulunuyor.”

 

Engerek elini uzattı. Bir centilmen tarafından uzatılan eli reddetmenin kabalık olacağını ve karşı tarafın itibarını zedeleyeceğini bilen Beatrice istemeyerek de olsa uzatılan eli sıktı. Engerek’in eli buz gibiydi. El sıkıştıklarında Beatrice’in kalbi korkuyla büzüştü, bu el olması gerekenden çok daha soğuktu. Buzul Mabet’e dönmüş gibi hissetti.

 

Engerek nazikçe reverans yaptıktan sonra oradan ayrıldı ve çokta uzakta olmayan Ejder Kral ve tayfasının yanında gitti. Burası güçlü dostluklar kurma ihtimalinin en fazla olduğu yerlerden biriydi.

 

Yeşim Kral, Ejder Kral ve Mızrak Kralı’nın kurduğu ittifakı bilmeyen kimse yoktu. Engerek dahil birçok kişi onlarla sohbet etmek adına yaklaşmıştı.

 

Beatrice, Engerek ve Ejder Kralı’nın el sıkıştığını gördü.

 

Konuklar gelmeye devam ederken güneş çoktan batmış, konukların %95’i gelmişti. Buradaki herkes kendi efsanesini yazmış becerikli insanlardı. Herkes ya büyük bir organizasyonun başındaydı ya da tek kişilik ordu sayılabilecek güçlere sahipti.

 

Beatrice bu insanların arasında olmanın boğuculuğunu hissetti.

 

Tam o esnada bahçenin girişindeki ulaklardan birisi bildirdi.

 

“Briache Ailesi’nin reisi Paulo Briache, kızı Evelyn Briache ve öğrencisi Hector Briache teşrif ettiler.”

 

Mükemmel sayılabilecek görünüş. Briache Ailesi’nin elflerle yarışabilecek güzellikte oldukları herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Bunun somut kanıtı ise tam karşılarındaydı.

 

Altın sarısı saçlar, yakut gibi parlayan kırmızı gözler. Bir organizasyonun aylık bütçesine denk şatafatlı kıyafetlerle birlikte aşırı derece de çekici gözüküyorlardı.

 

Özellikle Evelyn’nin yanındaki genç adamın görünüşü. Çok sayıda yakışıklı erkek görmüş olsa da genç adamın kusursuzluğu Beatrice’in yanaklarını kızartmıştı. Bir varlık nasıl bu kadar yakışıklı gözükebilirdi ki?

 

“Ne kadar yakışıklı… Pü, pü, ne diyorum ben ya?”

 

BloodSpear Krallığı’nın kraliçesinin ağzından çıkanlar savaş sebebiydi.

 

Evelyn’de harika gözüküyordu. Üzerinde genç adamın siyah takım elbisesi ile uyumlu kırmızı bir elbise vardı. Kar beyazı bacakları tüm güzelliklerini dünyaya gösteriyordu. Ona bakan birkaç erkek istemsizce burnunu kapattı.

 

“Evelyn’i duymuştum ama Hector’u ilk defa duyuyorum. Paulo’nun bir öğrencisi olduğunu bilmiyordum.”

 

“Her ailenin sırları olur. Briacheler de farklı değil. Ancak son zamanlarda yaşadıkları sıkıntılar sırlarını ortaya çıkarmaya zorladı. Hector’un gizli halef olması muhtemel.”

 

“Binlerce yıllık bir hanedanın düştüğü hale bak. Onlardan ders çıkarmalıyız.”

 

Evelyn ile Rona’nın yakında evleneceği çoğu kişi tarafından biliniyordu. Yıldız Diyarı’nda bu çok normal bir şeydi. Güçlü erkek ya da kadınların birden fazla eşinin olması garip değildi. Rona da güçlü bir erkek olduğuna göre birkaç tane eşinin olması normaldi.

 

“Asıl garip olan kendi nişanlısının düğününe gelmesi.”

 

“Briache Ailesi bundan bir şey kazanmayı umuyor olmalı.”

 

Konuşmayı sevenler hiç susmayacakmış gibi konuşmaya başladı.

 

Bu sırada Briache Ailesi’nden gelenler kendilerine bir masa buldu ve oraya oturdular. Düğün yakında başlayacağı için atmosfer ısınmaya başlamıştı.

 

Haliyle güvenlik önlemleri sıkılaştırıldı. Bahçeyi dış dünyadan ayıran bir kısıtlayıcı formasyon kuruldu. Ve üzerine çok sayıda savunma formasyonu eklendi. Yarı-ilah seviyesindeki bir savaşçının en güçlü saldırısını karşılayabilecek bir savunma oluşumuydu bu.

 

“Stella Lordu takdire şayan biri.”

 

Ejder Kralı dudaklarını şapırdattı.

 

Sadece o değildi, pek çok kişi aynı şeyleri düşünmüştü.

 

“Katliam Takımı geri çekilin, giriş ve çıkışlar mühürlensin. Tüm formasyonların çalıştığından emin olun.” Yeraltı Şeytanı takımları yönetmeye devam ederken bir yandan da Kara Büyücü ile flörtleşiyordu. 

 

“Kardelen Abla’nın Rona Abi ile evlenmesi gerçekten akıl almaz. Kayra’nın ölümüne oldukça üzülmüş gibi duruyordu. Ancak zaman en büyük ilaçtır diye boşuna dememişler. Alçak ve bedhah olan Kayra yerine Rona Abi ile evlenmesi beni de mutlu ediyor.”

 

“Kayra’nın varlığı insanoğluna bir hakaretti. Kardelen Hanım’ın kehanetinden de hatırlayacağın gibi ölmeseydi çok kan dökülecekti.”

 

“Bilmiyorum. Sevdiğin birinden bu kadar hızlı vaz geçmek…” Kara Büyücü melankoli dolu gözlerle Yeraltı Şeytanı’na baktı. “Söylesene bir gün delirip de insanları katletmeye başlarsam ne yaparsın? Benim yanımda mı olursun yoksa beni öldürmek için harekete mi geçersin?”

 

Yeraltı Şeytanı bir an duraksadı. Bu soruya nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. Biraz düşündü, Rona’nın böyle durumlarda nasıl cevap verdiğini anımsadı.

 

“Delirmeyeceğinden emin olacağım.”

 

Kara Büyücü acı acı güldükten sonra gözlerini başka bir yöne çevirdi.

 

---

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44514 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr